PAYBACK #52
25 Ekim Cuma, 20:30 - C
Prudential Center
Newark, New Jersey
ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER
1- Prince of PGW Eleme Maçları Devam Ediyor!
2- O Büyük İsim Nihayet PGW'de!
3- Takım Şampiyonları Aksiyona Giriyor!
4- Tuzak
5- Singles Match | Val Venis vs. Enzo Amore
PYROLAR PATLIYOR VE PAYBACK #52 BAŞLIYOR!
Pyroların patlamasının ardından kameralarımız direkt olarak spiker masasının karşısına geçiyor. An itibarıyla kadrajımızda iki isim var: John Bradshaw Layfield ile Michael Cole. Michael'a kameraların kendisine döndüğünün bildirisi yapıldığında, konuşmaya başladığını görüyoruz. Spiker masasının arkasında kalan seyirciler ise el sallıyorlar kameraya.
Michael Cole: Hanımefendiler ve beyefendiler, iyi akşamlar! Prestige Grand Wrestling serisi olan PAYBACK'in 52. bölümünde sizlerle birlikte olmanın memnuniyetini duyuyoruz! (Arkasındaki seyirci kitlesinden sesler yükseliyor) Bu gece promosyon tarihine kazınacak bir diğer geceye hoş geldiniz! Her zamanki gibi, John Bradshaw Layfield ile bu şovun spikerliğini üstlenmekte olacağız. (Yan tarafına doğru dönüyor) Sana dönmek istiyorum John. Merak ediyorum da, bu şovda bizi bekleyen önemli bir olayı izleyicilerimize aktarmamdan evvel; söylemek istediğin bir şeyler var mı? Söz sende.
John Bradshaw Layfield: Söylenesi her şeyi söylediğine inanıyorum Michael, ne söylememi istersin?
Michael Cole: Belki de bu harika seyirci kitlesi hakkında bir şeyler söylemek istersin (Yakınlarda olan seyirciler coşuyorlar)?
John Bradshaw Layfield: Burada olduklarını görmek harika hissettiriyor.
Michael Cole: Bu kadar mı?
Michael Cole: Belki de bu harika seyirci kitlesi hakkında bir şeyler söylemek istersin (Yakınlarda olan seyirciler coşuyorlar)?
John Bradshaw Layfield: Burada olduklarını görmek harika hissettiriyor.
Michael Cole: Bu kadar mı?
John Bradshaw Layfield: Evet.
Michael acı bir şekilde sırıtmasının ardından tekrardan kameraya doğru dönerek konuşmaya başlıyor.
Michael Cole: Malakai Black, geçen hafta Jey Uso ile aralarında yaşanan arbedenin ardından ilk aksiyonuna çıkıyor. (Ekrana bahsi yapılan duyurunun grafiği veriliyor) Şunun altına çizmekte fayda görüyorum ki, bu görünüm onun Prestige Grand Wrestling World Television Championship'i kazanmasının ardından gerçekleştireceği ilk görünüm olacak. Kısacası kemer yeni Şampiyonun ellerinde görücüye çıkacak. Şimdiden harika olacağını söyleyebilirim!
John Bradshaw Layfield: Kulağa oldukça güzel geliyor... Pekala, bu maçta rakibi kim olacak?
Michael Cole: Bu özel ismi erkenden adlandırarak, büyük bir sürprizi felakete dönüştürmek istemiyorum. Bunun için biraz sabırlı olmamız ve beklememiz gerekiyor John. Bunu yaparak heyecanı ortadan kaldırmamı benden bekleyemezsin, öyle değil mi? Hiç şüphesiz, Malakai ile onun arasında gerçekleşecek olan bu Non' Title Match fazlasıyla aksiyonlu geçecektir çünkü kendisi fazlasıyla büyük, bir o kadar da yıldız bir isim!
Michael acı bir şekilde sırıtmasının ardından tekrardan kameraya doğru dönerek konuşmaya başlıyor.
Michael Cole: Malakai Black, geçen hafta Jey Uso ile aralarında yaşanan arbedenin ardından ilk aksiyonuna çıkıyor. (Ekrana bahsi yapılan duyurunun grafiği veriliyor) Şunun altına çizmekte fayda görüyorum ki, bu görünüm onun Prestige Grand Wrestling World Television Championship'i kazanmasının ardından gerçekleştireceği ilk görünüm olacak. Kısacası kemer yeni Şampiyonun ellerinde görücüye çıkacak. Şimdiden harika olacağını söyleyebilirim!
John Bradshaw Layfield: Kulağa oldukça güzel geliyor... Pekala, bu maçta rakibi kim olacak?
Michael Cole: Bu özel ismi erkenden adlandırarak, büyük bir sürprizi felakete dönüştürmek istemiyorum. Bunun için biraz sabırlı olmamız ve beklememiz gerekiyor John. Bunu yaparak heyecanı ortadan kaldırmamı benden bekleyemezsin, öyle değil mi? Hiç şüphesiz, Malakai ile onun arasında gerçekleşecek olan bu Non' Title Match fazlasıyla aksiyonlu geçecektir çünkü kendisi fazlasıyla büyük, bir o kadar da yıldız bir isim!
John Bradshaw Layfield: Senden istediğimi henüz alamadım Michael.
Michael acı sırıtmasının ardından tekrardan kameralara doğru dönüyor ve konuşuyor.
Michael Cole: O halde bunun için beklemeye ne dersin John? Bana inan, buna gayet değecektir. Bayanlar ve Baylar... Prestige Grand Wrestling'in farklı bir tarihi gecesine var mısınız? O halde PAYBACK 52 başlasın!
Spiker masasına yakın bir konumda oturan seyirciler, coşuyorlar. Bu coşku arenanın diğer taraflarına dağılıyor. Hypelanmış olan seyircilerin çığlık ve mutluluk sesleri birbirine karışırken, kameralar arka alana dönüyor.
Michael acı sırıtmasının ardından tekrardan kameralara doğru dönüyor ve konuşuyor.
Michael Cole: O halde bunun için beklemeye ne dersin John? Bana inan, buna gayet değecektir. Bayanlar ve Baylar... Prestige Grand Wrestling'in farklı bir tarihi gecesine var mısınız? O halde PAYBACK 52 başlasın!
Spiker masasına yakın bir konumda oturan seyirciler, coşuyorlar. Bu coşku arenanın diğer taraflarına dağılıyor. Hypelanmış olan seyircilerin çığlık ve mutluluk sesleri birbirine karışırken, kameralar arka alana dönüyor.
Bir karışıklık ortamı. Herkesin konuştuğu, kimsenin kimseyi dinlemediği bir sohbet. Judgment Day kendi kendini yargılıyor gibi daha çok. Gürültünün bastırılması gerekiyor.
Finn Balor: Yeter! Susun!
Sessizlik ortamı sağlanınca Finn Balor konuşmaya başlıyor.
Finn Balor: Bu şekilde hiçbir yere varamayız. Varamadık da... Memnun musunuz? Bulunduğumuz konum sizi tatmin ediyor mu? Beni hiç ama hiç tatmin etmiyor. Parolamız neydi beyler? DOMİNASYON! O ses getiren, kimilerinin keyfini kaçıran dönüşün üstüne niye çıkamadık? Neden bir anda parlayıp söndük? Bunları hiç kendinize soruyor musunuz? Ben soruyorum... Dinleyin, leş gibi kokan o köylülerin gerisinde kaldık. Kabul edelim. Bundan hiç hoşlanmıyorum. O sapkınların PGW'nin en değerli unvanları gözümüze gözümüze sokmasını kabullenemiyorum. Lumberjack gecesi, bizi kendimize getirmek için bir uyarıydı. Bu pozisyondan nasıl çıkmamız gerektiğini de hepimiz gayet iyi biliyoruz: Kazanmak, kazanmak ve kazanmak! Geçen hafta Bray Wyatt ve Bryan Danielson, kendilerini o maça attılar. Fikstüre bakacak olursak, bizim de elimizde sadece bir bilet kaldı. Prince of The Ring, Judgment Day'siz olmamalı, olamaz! Anlıyor musunuz beni? Miz, malum duyuruyu yaptığında en az iki kişiyle o maçta olacağımızı düşünmüştüm. Fakat McDonagh yapamadı. Bu sadece onunla alakalı değil. Biz de ona destek olamadık. JD McDonagh yenilmedi, Judgment Day olarak biz yenildik. İşi sıkı tutun beyler. Rahatlık ve gevşeklik bizim baş düşmanımızdır. Prince of PGW bizim şovumuz olacak. O kadar! Aksini kabul etmiyorum. Sadece Prince of The Ring değil, Takımlar ve Dünya Şampiyonlukları... Evet, ağzımızı sulandırmak için yeterli değiller mi? Hepsine oynayacağız ve alacağız. Dom... Bugün turnuva maçına senin yerine ben çıkacağım ve-
Bunu duyduğu gibi Carlito arkasını dönüp hırsla şeftali yemeye başlıyor.
Dirty Dom: Ne? Carlito'yla her şeyi planladık. Sen neden bahsediyorsun?
Finn Balor: Alberto'nun unvanıyla ilgileneceksin.
Finn Balor: Bu şekilde hiçbir yere varamayız. Varamadık da... Memnun musunuz? Bulunduğumuz konum sizi tatmin ediyor mu? Beni hiç ama hiç tatmin etmiyor. Parolamız neydi beyler? DOMİNASYON! O ses getiren, kimilerinin keyfini kaçıran dönüşün üstüne niye çıkamadık? Neden bir anda parlayıp söndük? Bunları hiç kendinize soruyor musunuz? Ben soruyorum... Dinleyin, leş gibi kokan o köylülerin gerisinde kaldık. Kabul edelim. Bundan hiç hoşlanmıyorum. O sapkınların PGW'nin en değerli unvanları gözümüze gözümüze sokmasını kabullenemiyorum. Lumberjack gecesi, bizi kendimize getirmek için bir uyarıydı. Bu pozisyondan nasıl çıkmamız gerektiğini de hepimiz gayet iyi biliyoruz: Kazanmak, kazanmak ve kazanmak! Geçen hafta Bray Wyatt ve Bryan Danielson, kendilerini o maça attılar. Fikstüre bakacak olursak, bizim de elimizde sadece bir bilet kaldı. Prince of The Ring, Judgment Day'siz olmamalı, olamaz! Anlıyor musunuz beni? Miz, malum duyuruyu yaptığında en az iki kişiyle o maçta olacağımızı düşünmüştüm. Fakat McDonagh yapamadı. Bu sadece onunla alakalı değil. Biz de ona destek olamadık. JD McDonagh yenilmedi, Judgment Day olarak biz yenildik. İşi sıkı tutun beyler. Rahatlık ve gevşeklik bizim baş düşmanımızdır. Prince of PGW bizim şovumuz olacak. O kadar! Aksini kabul etmiyorum. Sadece Prince of The Ring değil, Takımlar ve Dünya Şampiyonlukları... Evet, ağzımızı sulandırmak için yeterli değiller mi? Hepsine oynayacağız ve alacağız. Dom... Bugün turnuva maçına senin yerine ben çıkacağım ve-
Bunu duyduğu gibi Carlito arkasını dönüp hırsla şeftali yemeye başlıyor.
Dirty Dom: Ne? Carlito'yla her şeyi planladık. Sen neden bahsediyorsun?
Finn Balor: Alberto'nun unvanıyla ilgileneceksin.
Dirty Dom: Ama-
Finn Balor: Onu bizden daha iyi tanıyorsun ve geçen hafta yaptıklarından sonra, biz başkasını öne atsak bile karşısında seni isteyecektir. Yen onu. Şampiyon ol. Bunu istemiyor muydun? Sana en kestirme olanı söylüyorum.
Dirty Dom: Hombre, beni anlamıyorsun. Adamı ameliyattan ettim. Buraya bir daha ne zaman döner onu bile bilmiyoruz. Onunla nasıl maça çıkayım?
Finn Balor: Bingo! Eğer O buraya gelmiyorsa, buraya gelmesi için bir sebep yaratırız... Arka kapıdaki otoparkta çekici bir Cadillac Lowrider seni bekliyor. Şoför sana ne yapman gerektiğini söyleyecek.
Finn Balor: Onu bizden daha iyi tanıyorsun ve geçen hafta yaptıklarından sonra, biz başkasını öne atsak bile karşısında seni isteyecektir. Yen onu. Şampiyon ol. Bunu istemiyor muydun? Sana en kestirme olanı söylüyorum.
Dirty Dom: Hombre, beni anlamıyorsun. Adamı ameliyattan ettim. Buraya bir daha ne zaman döner onu bile bilmiyoruz. Onunla nasıl maça çıkayım?
Finn Balor: Bingo! Eğer O buraya gelmiyorsa, buraya gelmesi için bir sebep yaratırız... Arka kapıdaki otoparkta çekici bir Cadillac Lowrider seni bekliyor. Şoför sana ne yapman gerektiğini söyleyecek.
Dominik ne tatmin oluyor ne de haksızlığa uğramış hissediyor. Arada bir yerde. Fakat Carlito'nun öfkesi hala üzerinde. Patır patır ikinci şeftaliye geçmiş. Finn Balor kendinden emin bir şekilde konuşmaya devam ediyor. Eliyle Carlito ve JD McDonagh'ı göstererek...
Finn Balor: Ve bu gece, maçı kazandıktan sonra Takımlar Şampiyonluğu için Wyatt Family'nin karşısına siz ikinizin çıkmasını istiyorum... Tabii, bugün kaybeden ben olursam, ben de çıkabilirim.
Carlito: Zahmet olacak amına koyim. Zahmet olacak. Önemli olan birimizin oraya çıkması değil mi? Daha neyin hesabını yapıyorsun?
Carlito Finn'e tip tip bakarken Finn Balor hınzır gibi sırıtıyor. Ne var, bir şey demedim gibisinden bir jest takınıyor. O sırada Dominik'i düşünceli görüyoruz. O esnada kameralar kapanıyor.
Kameralarımız arka alanda ring girişinin hemen yakınında açılıyor. Bizleri PGW arka alan röportörü Cathy Kelley karşılıyor.
Finn Balor: Ve bu gece, maçı kazandıktan sonra Takımlar Şampiyonluğu için Wyatt Family'nin karşısına siz ikinizin çıkmasını istiyorum... Tabii, bugün kaybeden ben olursam, ben de çıkabilirim.
Carlito: Zahmet olacak amına koyim. Zahmet olacak. Önemli olan birimizin oraya çıkması değil mi? Daha neyin hesabını yapıyorsun?
Carlito Finn'e tip tip bakarken Finn Balor hınzır gibi sırıtıyor. Ne var, bir şey demedim gibisinden bir jest takınıyor. O sırada Dominik'i düşünceli görüyoruz. O esnada kameralar kapanıyor.
Kameralarımız arka alanda ring girişinin hemen yakınında açılıyor. Bizleri PGW arka alan röportörü Cathy Kelley karşılıyor.
Cathy Kelley: Merhabalar PGW seyircileri. Bu gece yanımda özel konuklarım var. Son zamanlarda PGW'nün en çok konuşulan isimlerinden, Prince of PGW finalistlerinden biri olan, American Dragon, Bryan Danielson ve kendisinin yeni menajeri, William Regal. İlk olarak sizlere sormak istediğim şey, bu birliktelik nereden çıktı? Sizi yan yana getiren şey neydi?
Cathy cümlesini bitirirken, kamera biraz uzaklaşıyor ve kadraja Bryan Danielson ve William Regal giriyor.
William Regal: Sevgili Cathy, biliyorsun ki ben her zaman insanlara yol gösteren bir adamım. Bu şirkette de gayet büyük bir emeğimin geçtiği doğrudur. Bu şirketten memnun olmadığım bir sonuçla ayrıldım ancak gözüm her zaman buranın üzerindeydi. Benim gibi bir güreş aşığı iseniz, buraya bakmadan edemezsiniz. Ben de her zaman izledim. Değişimini izledim, gelişimini izledim. Ancak bana eskiyi hatırlatan bir şey vardı. Bir kişi, buraya, benim güreş aşkımın aynısı ile geldi. Ancak önüne sürekli engeller konuldu. Geçmişime bakarsanız, PGW'nün en büyük yıldızlarından birisini de ben yarattım. Ben de bu engelleri aşıp, PGW'nün yeni yüzü olacak kişiye yol göstermek için geldim. Karşınızda o isim var. Bryan Danielson, PGW'nün yeni prensi ve geleceğin şampiyonu.
Cathy cümlesini bitirirken, kamera biraz uzaklaşıyor ve kadraja Bryan Danielson ve William Regal giriyor.
William Regal: Sevgili Cathy, biliyorsun ki ben her zaman insanlara yol gösteren bir adamım. Bu şirkette de gayet büyük bir emeğimin geçtiği doğrudur. Bu şirketten memnun olmadığım bir sonuçla ayrıldım ancak gözüm her zaman buranın üzerindeydi. Benim gibi bir güreş aşığı iseniz, buraya bakmadan edemezsiniz. Ben de her zaman izledim. Değişimini izledim, gelişimini izledim. Ancak bana eskiyi hatırlatan bir şey vardı. Bir kişi, buraya, benim güreş aşkımın aynısı ile geldi. Ancak önüne sürekli engeller konuldu. Geçmişime bakarsanız, PGW'nün en büyük yıldızlarından birisini de ben yarattım. Ben de bu engelleri aşıp, PGW'nün yeni yüzü olacak kişiye yol göstermek için geldim. Karşınızda o isim var. Bryan Danielson, PGW'nün yeni prensi ve geleceğin şampiyonu.
Bryan Danielson: Cathy, senin ve tüm PGW seyircilerinin anlamasını istediğim bir şey var. Bu şirkette herkes sırtını birilerine yaslıyor. Herkes bir işler çeviriyor. Benim de bana yardım edecek birisine ihtiyacım vardı. O kişi de William Regal'den başkası olamaz. Teknik güreşin krallarından birisi kendisi. Güreşteki dahiyane akıllardan birisi. Bay Regal, benim gitmem gereken yolu net bir şekilde çizdi. Ben de onun yolundan ilerliyorum.
Cathy Kelley: Çizdiği yol derken, neyi kast ediyorsunuz peki?
William Regal: PGW'de her zaman süper kahraman rolüne bürünenler oldu Cathy. Buna engel olamazlar. Her zaman tehlikeye kafa atarlar. Bryan da öyle. Ben ona gitmesi gereken yolu göstermeden önce, sadece doğru şeyi yapmaya kafayı koymuştu. Judgment Day'in sürekli önüne taş koymasından dolayı öfkesine kör olmuştu ve bu ona zarar veriyordu. Goldberg'e yardım ettiğinde, ne bekliyordu ki mesela? Doğru şeyi yapıyordu sadece. O, milletin yardımına koşuyordu ancak kimse Bryan'ın yardımına koşmadı. Bu işler böyledir. Bodoslama giremezsin. Bryan bu şirketin hak ettiği kahraman, ancak Bryan'ın hak ettiği şeyleri de ona kazandıracak bir kişi var. O da benim. Biz sonunu düşünerek kahraman olacağız. Gereksiz risklere girmeyerek.
Cathy Kelley: Çizdiği yol derken, neyi kast ediyorsunuz peki?
William Regal: PGW'de her zaman süper kahraman rolüne bürünenler oldu Cathy. Buna engel olamazlar. Her zaman tehlikeye kafa atarlar. Bryan da öyle. Ben ona gitmesi gereken yolu göstermeden önce, sadece doğru şeyi yapmaya kafayı koymuştu. Judgment Day'in sürekli önüne taş koymasından dolayı öfkesine kör olmuştu ve bu ona zarar veriyordu. Goldberg'e yardım ettiğinde, ne bekliyordu ki mesela? Doğru şeyi yapıyordu sadece. O, milletin yardımına koşuyordu ancak kimse Bryan'ın yardımına koşmadı. Bu işler böyledir. Bodoslama giremezsin. Bryan bu şirketin hak ettiği kahraman, ancak Bryan'ın hak ettiği şeyleri de ona kazandıracak bir kişi var. O da benim. Biz sonunu düşünerek kahraman olacağız. Gereksiz risklere girmeyerek.
William Regal cümlesini bitirir bitirmez Cathy'nin olduğu yere doğru ciddi bir şekilde bakıyor. Cathy de şaşırırken, arkasından bir ses geliyor...
???: Merhaba eski dostum.
Bu isim Bray Wyatt. Arkasında ise ailenin bütün üyeleri var. Bray ikiliye gülerek yaklaşıyor.
Bray Wyatt: Daniel Bryan, sana böyle diyeceğim çünkü seni öğrendiğim isim böyleydi... Seni uzun zamandır görmemiştim. Değişmişsin... Sadece adın değil, her şeyin değişmiş. Ancak bir şey değişmemiş. O gözlerindeki ateş. Gözlerindeki ateş hala duruyor. Daniel, sana bir teklif için geldim. Sana maskeyi tekrar takabilmen için geldim. Sana gerçek bir yol gösterici olarak geldim. Senin sorununu çözmek için geldim. Judgment Day sorununu seninle birlikte çözebiliriz. Ancak bunu hemen kestirip atma Daniel. Yanımdaki isimlere bak. Strowman ve Rowan başıboş iki serserinde, Takımlar Şampiyonluğuna yükseldi. Randy Orton artık PURE Şampiyonu. Velveteen, World Heavyweight Şampiyonu... Kenny'den sonra bir kişilik daha boşluğumuz var Daniel. Bize katıl ve seni de mükâfatlandırayım...
???: Merhaba eski dostum.
Bu isim Bray Wyatt. Arkasında ise ailenin bütün üyeleri var. Bray ikiliye gülerek yaklaşıyor.
Bray Wyatt: Daniel Bryan, sana böyle diyeceğim çünkü seni öğrendiğim isim böyleydi... Seni uzun zamandır görmemiştim. Değişmişsin... Sadece adın değil, her şeyin değişmiş. Ancak bir şey değişmemiş. O gözlerindeki ateş. Gözlerindeki ateş hala duruyor. Daniel, sana bir teklif için geldim. Sana maskeyi tekrar takabilmen için geldim. Sana gerçek bir yol gösterici olarak geldim. Senin sorununu çözmek için geldim. Judgment Day sorununu seninle birlikte çözebiliriz. Ancak bunu hemen kestirip atma Daniel. Yanımdaki isimlere bak. Strowman ve Rowan başıboş iki serserinde, Takımlar Şampiyonluğuna yükseldi. Randy Orton artık PURE Şampiyonu. Velveteen, World Heavyweight Şampiyonu... Kenny'den sonra bir kişilik daha boşluğumuz var Daniel. Bize katıl ve seni de mükâfatlandırayım...
Bryan Danielson duyduklarına inanamamışçasına bakıyor. Bray Wyatt gerçekten ona istediğini verebilir mi diye sorguluyor kendisini. Wyatt'ın arkasındaki kemerlere bakıyor. Gerçek olamayacak kadar iyi bir teklif belki de. Düşünceler içerisinde boğuluyor gibi gözükürken, onu bu düşüncelerden uyandıran William Regal oluyor.
William Regal: Nazik teklifiniz için teşekkür ederiz. Ancak bu hemen cevaplayamayacağımız bir şey. Size cevabınızı zamanı gelince vereceğiz.
William Regal: Nazik teklifiniz için teşekkür ederiz. Ancak bu hemen cevaplayamayacağımız bir şey. Size cevabınızı zamanı gelince vereceğiz.
Bray Wyatt: İyi düşünün. Nasıl olsa Prince of PGW maçında aynı ringde olacağız. Cevabımı orada almış olacağım. Ancak şimdi halletmemiz gereken bir iş var.
Bray Wyatt ve Wyatt Family'nin üyeleri, onları geçip girişe doğru ilerliyorlar. Danielson ve Regal onları izlerken, kameralar ringe doğru dönüyor.
WYATT!
Wyatt Family girişte görünüyor. Tam kadro buradalar! Bray Wyatt önde gaz lambası ile ilerlerken hemen yanında Velveteen Dream ve Randy Orton var. Arkalarında ise Strowman ile Rowan yer alıyor. Güreşçiler ringe ilerliyorlar. Klasikleşmiş tauntlardan sonra Wyatt lambayı söndürüyor. Seyircilerden yüksek reaksiyon gelirken Velveteen Dream mikrofunu alıyor. Bu sırada anons geliyor.
Samantha Irvin: Bayanlar ve baylar! Yeni Dünya Ağırsiklet Şampiyonuna hoş geldiniz deyin, VELVETEEEEEEEENNNNN DREEEAAAAMMMMMMM!!!!
Velveteen Dream: Hoş buldum Samantha. Bugün çok şıksın, teşekkür ederim. Güreşe başladığım ilk günden beri duymak istediğim tek anons buydu. Merdivenleri uzun bir süredir tırmanıyordum. Kimi zaman elim kaydı ve düştüm. Yeniden başladım. Kimi zaman merdiveni beğenmedim, farklı bir tane almak üzere kendim bıraktım. Kimi zaman pes ettim, bir süre ara verdim ve merdivenlerden uzaklaştım. Bazen de uzaklaştırılan kişi ben oldum. İftiralara maruz kaldım, hapse girdim. Bir güreşçinin başına gelebilecek en kötü olaylardan biriydi. (Derin nefes alıyor Velveteen). Zorlu günlerdi Samantha. PGW ile hayata yeniden başlama kararı aldım. Bu sefer hedefi 12'den vuracaktım. Başarılı da ilerledim. Düzenli olarak merdivenleri tırmanıyor, hiçbir zaman kayıp düşmüyordum. Bu sefer istikrarlıydım, hiç olmadığım kadar hem de. Önce TV şampiyonluğu sonra Royal Rumble ve şimdi de, nihayet Dünya Ağırsiklet şampiyonluğu! İşte karşınızda olmak istediğim Velveteen Dream buydu. Teşekkür ederim Samantha. Binlerce kez teşekkür ederim.
Seyircilerden yoğun reaksiyonlar geliyor. Velveteen Dream duygulanıyor. Bray Wyatt ve ekibi donuk bir şekilde onu dinlemeyi beklerken Dream gözyaşlarına hakim olarak kaldığı yerden devam ediyor.
Bray Wyatt ve Wyatt Family'nin üyeleri, onları geçip girişe doğru ilerliyorlar. Danielson ve Regal onları izlerken, kameralar ringe doğru dönüyor.
WYATT!
Wyatt Family girişte görünüyor. Tam kadro buradalar! Bray Wyatt önde gaz lambası ile ilerlerken hemen yanında Velveteen Dream ve Randy Orton var. Arkalarında ise Strowman ile Rowan yer alıyor. Güreşçiler ringe ilerliyorlar. Klasikleşmiş tauntlardan sonra Wyatt lambayı söndürüyor. Seyircilerden yüksek reaksiyon gelirken Velveteen Dream mikrofunu alıyor. Bu sırada anons geliyor.
Samantha Irvin: Bayanlar ve baylar! Yeni Dünya Ağırsiklet Şampiyonuna hoş geldiniz deyin, VELVETEEEEEEEENNNNN DREEEAAAAMMMMMMM!!!!
Velveteen Dream: Hoş buldum Samantha. Bugün çok şıksın, teşekkür ederim. Güreşe başladığım ilk günden beri duymak istediğim tek anons buydu. Merdivenleri uzun bir süredir tırmanıyordum. Kimi zaman elim kaydı ve düştüm. Yeniden başladım. Kimi zaman merdiveni beğenmedim, farklı bir tane almak üzere kendim bıraktım. Kimi zaman pes ettim, bir süre ara verdim ve merdivenlerden uzaklaştım. Bazen de uzaklaştırılan kişi ben oldum. İftiralara maruz kaldım, hapse girdim. Bir güreşçinin başına gelebilecek en kötü olaylardan biriydi. (Derin nefes alıyor Velveteen). Zorlu günlerdi Samantha. PGW ile hayata yeniden başlama kararı aldım. Bu sefer hedefi 12'den vuracaktım. Başarılı da ilerledim. Düzenli olarak merdivenleri tırmanıyor, hiçbir zaman kayıp düşmüyordum. Bu sefer istikrarlıydım, hiç olmadığım kadar hem de. Önce TV şampiyonluğu sonra Royal Rumble ve şimdi de, nihayet Dünya Ağırsiklet şampiyonluğu! İşte karşınızda olmak istediğim Velveteen Dream buydu. Teşekkür ederim Samantha. Binlerce kez teşekkür ederim.
Seyircilerden yoğun reaksiyonlar geliyor. Velveteen Dream duygulanıyor. Bray Wyatt ve ekibi donuk bir şekilde onu dinlemeyi beklerken Dream gözyaşlarına hakim olarak kaldığı yerden devam ediyor.
Velveteen Dream: Wyatt Family grubunun üyesi olarak, bu ailenin bir elemanı olarak, kemeri kritik bir zamanda elde ederek herkesi daha da alevlendirdiğimin farkındayım. Bu ateş hiç sönmeyecek! Bray Wyatt'ın da çabalarıyla ailenin altın çağını yaşıyor olacağız. Fakat şimdilik beklemedeyiz. Prince of PGW'ye kadar topu aramızda döndürerek ısınma turlarımızı yapıyoruz. Sıra ise takım şampiyonlarımız Braun ve Erick'te. Başarılar diliyorum dostlar, kolay bir mücadele olacak sizin için. Kolaylıklar dilerim.
Velveteen Dream mikrofonu bırakıyor. Bu sırada Wyatt ile Orton da ringden inerken Dream de çelik merdivenlere doğru yönelip kenara geçiyor. Sıradaki maç Rowan & Strowman'a ait.
JON MOXLEY! Uzun bir aradan sonra PGW'de! Mox dönüş maçı için hızlı adımlarla ringe ilerliyor. Kenardaki Wyatt Family'e ters ters bakarken ringe giriyor. İki toromanı gördükten sonra maça daha da motive oluyor! Uzun süre ilk kez güreşecek. Takım arkadaşını bekliyor.
GABE KIDD PGW'DE! Bu arenalarda ilk kez görünen Gabe Kidd seyircilerden karışık reaksiyonlar alıyor. Kimisi tanıyor kimisi ise ilk kez görüyor. Fakat Gabe ilk defa da olsa PGW'de maçına çıkacak! Takım arkadaşı Moxley'in yanına gidiyor. Wyatt Family'e bakıyor önce, sonra da Mox ile el sıkışmak istiyor. Ama Moxley yüzüne ters ters bakıyor, sonra da karşısındaki Wyatt Family'e bakıyor. Gabe buna oldukça bozuluyor. Hakem biraz sonra iki takımı da uyarıyor. Maç başlıyor!
Non-Title Match
"Tag Team Champions" The Wyatt Family (Braun Strowman & Erick Rowan) vs. Jon Moxley & Gabe Kidd
Maç başladı. Mox ve Braun içeride başlıyor. Mox hızla Braun'un üstüne koşuyor ve seri yumruklar! Braun'u serice yumrukluyor fakat Braun üstünden şiddetli bir şekilde atıyor! Mox, yerden kalkıyor ve yere tükürüp bir kez daha Braun'a seri yumruklarla dalıyor. Braun üstünden atıyor. Mox iplere fırlıyor. Braun oradan Chokeslam'le kavrıyor fakat Mox kaldırırken bundan kurtuluyor. Braun bir yumruk sallıyor. Mox bundan eğiliyor ve aprona fırlıyor. Oradan Top Rope'a çıkıyor ve Elbow Dropla üstüne uçuyor. Fakat Braun bunu Powerslam şeklinde kavrıyor ve Fallaway Slam! Mox kendi köşesine çekiliyor. Gabe Kidd tag istiyor. Mox'ta tagi veriyor. Kidd ringe giriyor. İkisi birden Braun'un üstüne koşuyorlar ve aynı anda lariat! Fakat Brauna bu işlemiyor. Sonrasında iplerden sekiyorlar ve bir kez daha Lariat! Brauna tekrardan işlemiyor! Ardından bir kez daha! Braun'u devirmeyi başarıyorlar! Braun sersemleyerek kalkıyor. Mox yavaşça ring dışına çıkarken Gabe hızla iplerden sekiyor ve Dropkick!
Braun bundan kaçıyor ve Gabe tekmeyi yanlışlıkla Mox'a atıyor! Tekme Mox'un sırtına geliyor! aprondan ring dışına düşüyor! Şaşkınca Gabe Kidd'e bakıyor. Gabe Kidd ayağa kalkıyor. Braun hızla bir RUNNING POWERSLAM! Sonrasında TUŞ! 1........2........
Velveteen Dream mikrofonu bırakıyor. Bu sırada Wyatt ile Orton da ringden inerken Dream de çelik merdivenlere doğru yönelip kenara geçiyor. Sıradaki maç Rowan & Strowman'a ait.
JON MOXLEY! Uzun bir aradan sonra PGW'de! Mox dönüş maçı için hızlı adımlarla ringe ilerliyor. Kenardaki Wyatt Family'e ters ters bakarken ringe giriyor. İki toromanı gördükten sonra maça daha da motive oluyor! Uzun süre ilk kez güreşecek. Takım arkadaşını bekliyor.
GABE KIDD PGW'DE! Bu arenalarda ilk kez görünen Gabe Kidd seyircilerden karışık reaksiyonlar alıyor. Kimisi tanıyor kimisi ise ilk kez görüyor. Fakat Gabe ilk defa da olsa PGW'de maçına çıkacak! Takım arkadaşı Moxley'in yanına gidiyor. Wyatt Family'e bakıyor önce, sonra da Mox ile el sıkışmak istiyor. Ama Moxley yüzüne ters ters bakıyor, sonra da karşısındaki Wyatt Family'e bakıyor. Gabe buna oldukça bozuluyor. Hakem biraz sonra iki takımı da uyarıyor. Maç başlıyor!
Non-Title Match
"Tag Team Champions" The Wyatt Family (Braun Strowman & Erick Rowan) vs. Jon Moxley & Gabe Kidd
Maç başladı. Mox ve Braun içeride başlıyor. Mox hızla Braun'un üstüne koşuyor ve seri yumruklar! Braun'u serice yumrukluyor fakat Braun üstünden şiddetli bir şekilde atıyor! Mox, yerden kalkıyor ve yere tükürüp bir kez daha Braun'a seri yumruklarla dalıyor. Braun üstünden atıyor. Mox iplere fırlıyor. Braun oradan Chokeslam'le kavrıyor fakat Mox kaldırırken bundan kurtuluyor. Braun bir yumruk sallıyor. Mox bundan eğiliyor ve aprona fırlıyor. Oradan Top Rope'a çıkıyor ve Elbow Dropla üstüne uçuyor. Fakat Braun bunu Powerslam şeklinde kavrıyor ve Fallaway Slam! Mox kendi köşesine çekiliyor. Gabe Kidd tag istiyor. Mox'ta tagi veriyor. Kidd ringe giriyor. İkisi birden Braun'un üstüne koşuyorlar ve aynı anda lariat! Fakat Brauna bu işlemiyor. Sonrasında iplerden sekiyorlar ve bir kez daha Lariat! Brauna tekrardan işlemiyor! Ardından bir kez daha! Braun'u devirmeyi başarıyorlar! Braun sersemleyerek kalkıyor. Mox yavaşça ring dışına çıkarken Gabe hızla iplerden sekiyor ve Dropkick!
Braun bundan kaçıyor ve Gabe tekmeyi yanlışlıkla Mox'a atıyor! Tekme Mox'un sırtına geliyor! aprondan ring dışına düşüyor! Şaşkınca Gabe Kidd'e bakıyor. Gabe Kidd ayağa kalkıyor. Braun hızla bir RUNNING POWERSLAM! Sonrasında TUŞ! 1........2........
3!!!
Kazanan: "Tag Team Champions" The Wyatt Family
Jon Moxley, kalçasını tutarak kalkıyor. Yerde acıyla kıvranan Gabe Kidd'i oradan çekiyor. Çenesine yapışıyor.
Jon Moxley: Seni beceriksiz. Senin yüzünden..
Gabe Kidd, Mox'u üstünden itiyor ve orta parmak çekiyor! İkili birbirlerine kafa göz girişiyorlar! Birbirlerini deli gibi yumrukluyorlar! Fakat ikisi de yıkılmıyor!
Biraz sonra Wyatt Family ringe giriyor. Wyatt mikrofonu alıyor ve konuşmaya başlıyor.
Kazanan: "Tag Team Champions" The Wyatt Family
Jon Moxley, kalçasını tutarak kalkıyor. Yerde acıyla kıvranan Gabe Kidd'i oradan çekiyor. Çenesine yapışıyor.
Jon Moxley: Seni beceriksiz. Senin yüzünden..
Gabe Kidd, Mox'u üstünden itiyor ve orta parmak çekiyor! İkili birbirlerine kafa göz girişiyorlar! Birbirlerini deli gibi yumrukluyorlar! Fakat ikisi de yıkılmıyor!
Biraz sonra Wyatt Family ringe giriyor. Wyatt mikrofonu alıyor ve konuşmaya başlıyor.
Bray Wyatt: Biraderlerim ve bacılarım. Bu iki numunenin acınası ilk görünümlerine hep birlikte hüzünle şahit olduğumuza göre artık PGW'nin gerçek sahipleri ile buluşma vakti geldi! Velveteen Dream... Yanımdaki bu adam geçen gece sizin firavununuzu Kızılırmak'ı ortadan ikiye böler gibi yıkıp yok etti. Chris artık yok. Kendi akışında sakince ilerleyen PGW gemisi, ufak tefek dalgalara rağmen rotasında emin adımlarla ilerlerken bizlerle beraber pusula tamamen değişti. Artık Güney'e inme vakti! Cebinizdeki haritalarını yırtıp atın a dostlar, tek bir istikametimiz var. O da Wyatt'ın doğduğu topraklardır. Tüm kemerleri alıp PGW'yi Güney'e taşıyacağız.
Seyircilerden karışık reaksiyonlar gelirken Wyatt kısa bir es verip devam ediyor.
Bray Wyatt: Evlatlarım! Hepiniz birer kemer kazanarak PGW'yi parsel parsel ele geçirme planımızı ilerlettiniz. Bense Prince of the Ring maçına çıkmaya hak kazanarak bu ünlü unvanı elde etmek üzere çarpışacağım. Sonra da PGW'nin prensi ilan edilip Alberto Del Rio'yu o demir tahtından edeceğim. (Kahkahalar atıyor Wyatt, sonra da hızlıca ciddileşiyor). Fakat geride halen bir kemerin bizden uzak olduğu açık. Neden Televizyon unvanını ele geçirecek o adamı Wyatt Family'e transfer etmiyoruz ki? Vel, benim aklımda bir aday var. Ne dersin? (Velveteen Dream'e bakıyor. İkisi de sırıtıyorlar). Ya da belki de son zamanlarda çok popüler olan rövanş hakkı isteğimi neden Malakai'ye iletmeyeyim ki? (Yine Velveteen'e dönüp bakıyor). Bunu Vel ile konuşacağımıza emin olabilirsiniz. Önce Prince of PGW, sonra da Televizyon kemeri! Hepsinin bir sırası var biraderlerim. Acele etmeyin! PGW şehrinin kalelerini indirdik, içeriye girdik. Sadece merkezi ele geçirmek kaldı. Merkez de düştüğü zaman tüm PGW bizim ayaklarımıza kapanacak! Evlatlarım, bizler PGW'nin fatihleri olarak anılacağız!
Wyatt kahkahalar atıyor. Velveteen Dream de kısa süre sırıtırken Orton, Strowman ve Rowan oldukça ciddi.
Bray Wyatt: Elbette planlarımızı bozmak isteyenler de var. Son zamanlarda Enzo adındaki buçukluğun bize taktığını öğrendim. Strowman ve Rowan bir insan için ne kadar uzun ve güçlüyse Enzo Amore de bir o kadar kısa ve zayıf. Bu adamın tek bir şekilde PGW'de tutunma şansı var, o da konuşmak ve sürekli gündemde kalmaya çalışmak. Fakat bunu da şizofreni boyutundaki yalanlarıyla süsleyerek ağızda mide bulandıran bir tat bırakıyor. Bu gece ben ve evlatlarım, Venis'in buçukları bütünleyip tama çevirmesini sabırsızlıkla bekliyor olacağız. Rowan karşısına kaç kişinin geleceği konusunda oldukça meraklı. Jileti uzun zamandır kullanamıyor ve bu konudan muzdarip. Bileylemek için rakiplerini bekliyor. (Wyatt yine kahkahalar atıyor). Gecenin sonunda buçukluklar da The SEX de olsa artık ciddi bir maçın gelmesini dört gözle bekliyorlar. Ben de bekliyorum ve orada olacağım. Venis, Enzo'yu ezdikten sonra yol haritasını öğrenmek için tetikte olacağız.
Wyatt mikrofonu atıyor. Müzik çalarken dizlerinin üstüne çöküyor ve tauntlarını atıyor. Arkasında ise Şampiyonlar Ligi mevcut! Ekip gösterilerini yaparken kameralar kapanıyor.
Seyircilerden karışık reaksiyonlar gelirken Wyatt kısa bir es verip devam ediyor.
Bray Wyatt: Evlatlarım! Hepiniz birer kemer kazanarak PGW'yi parsel parsel ele geçirme planımızı ilerlettiniz. Bense Prince of the Ring maçına çıkmaya hak kazanarak bu ünlü unvanı elde etmek üzere çarpışacağım. Sonra da PGW'nin prensi ilan edilip Alberto Del Rio'yu o demir tahtından edeceğim. (Kahkahalar atıyor Wyatt, sonra da hızlıca ciddileşiyor). Fakat geride halen bir kemerin bizden uzak olduğu açık. Neden Televizyon unvanını ele geçirecek o adamı Wyatt Family'e transfer etmiyoruz ki? Vel, benim aklımda bir aday var. Ne dersin? (Velveteen Dream'e bakıyor. İkisi de sırıtıyorlar). Ya da belki de son zamanlarda çok popüler olan rövanş hakkı isteğimi neden Malakai'ye iletmeyeyim ki? (Yine Velveteen'e dönüp bakıyor). Bunu Vel ile konuşacağımıza emin olabilirsiniz. Önce Prince of PGW, sonra da Televizyon kemeri! Hepsinin bir sırası var biraderlerim. Acele etmeyin! PGW şehrinin kalelerini indirdik, içeriye girdik. Sadece merkezi ele geçirmek kaldı. Merkez de düştüğü zaman tüm PGW bizim ayaklarımıza kapanacak! Evlatlarım, bizler PGW'nin fatihleri olarak anılacağız!
Wyatt kahkahalar atıyor. Velveteen Dream de kısa süre sırıtırken Orton, Strowman ve Rowan oldukça ciddi.
Bray Wyatt: Elbette planlarımızı bozmak isteyenler de var. Son zamanlarda Enzo adındaki buçukluğun bize taktığını öğrendim. Strowman ve Rowan bir insan için ne kadar uzun ve güçlüyse Enzo Amore de bir o kadar kısa ve zayıf. Bu adamın tek bir şekilde PGW'de tutunma şansı var, o da konuşmak ve sürekli gündemde kalmaya çalışmak. Fakat bunu da şizofreni boyutundaki yalanlarıyla süsleyerek ağızda mide bulandıran bir tat bırakıyor. Bu gece ben ve evlatlarım, Venis'in buçukları bütünleyip tama çevirmesini sabırsızlıkla bekliyor olacağız. Rowan karşısına kaç kişinin geleceği konusunda oldukça meraklı. Jileti uzun zamandır kullanamıyor ve bu konudan muzdarip. Bileylemek için rakiplerini bekliyor. (Wyatt yine kahkahalar atıyor). Gecenin sonunda buçukluklar da The SEX de olsa artık ciddi bir maçın gelmesini dört gözle bekliyorlar. Ben de bekliyorum ve orada olacağım. Venis, Enzo'yu ezdikten sonra yol haritasını öğrenmek için tetikte olacağız.
Wyatt mikrofonu atıyor. Müzik çalarken dizlerinin üstüne çöküyor ve tauntlarını atıyor. Arkasında ise Şampiyonlar Ligi mevcut! Ekip gösterilerini yaparken kameralar kapanıyor.
Reklamlardan dönüyoruz, kameralar ringe açılıyor. Ringin içi boş, seyirciler merak ile şovun kalanını bekliyorlar. Bu merakı giderecek bir gelişme söz konusu.
Bu onun PGW World Television Championship ile ilk gösterilişi olacak! Arenanın ışıkları bir anda kararıyor, Stage'de tek gördüğümüz anlamsız olarak ortaya çıkan dumanlar... Bir süre sonra davul sesleri işitir oluyoruz, gök gürültüsünü andıran güçlü davul sesleri... Derin bir tiz ve karanlık tonlarda yankılanan bir müzikle birlikte, loş olan kırmızı spot ışıkları; Malakai Black'in gölgesini, silüetini ortaya çıkartıyor. Sonunda bir şimşek gibi patlayan ışıkla birlikte Malakai Stage'de beliriyor! Ortam karanlık olsa da onu görebiliyoruz, o burada! PGW World Television Championship kemeri dikey bir şekilde göğsünün üstünde duruyor, direkt olarak kendisine yönelik anonsu işitiyoruz. Nameplate'si gözüküyor ve bu şekilde ringin yolunu tutuyor. Ringe vardıktan sonra sağ tarafa dönüyor ve ringin güneyine geçiyor. Koşarak Apron'a atlamasının ardından, ışıklar düzeliyor ve o noktanın ortasına geçiyor ve kemerini havaya kaldırıyor. Ringin içine girdikten sonra ringin merkezine geçiyor ve maskesini çıkartıyor. Maskesini yanına koyduktan sonra kemerini havaya kaldırıyor. Sonrasında ayağa kalkıyor ve kemerini iplerin arasından ring dışındaki görevlilere uzatıyor, kendisine gösterilen köşeye geçiyor ve sürpriz rakibini bekliyor.
John Bradshaw Layfield: Onun rakibi kim olacak?
Michael Cole: İşte, o geliyor!
Işıklar tekrardan kesiliyor, arenamızda göz gözü görmüyor şu anda. Şarkı bir müddet ilerliyor, hâlâ kimse bu gelen kişinin kim olduğunu bilmemekte. Titantron'da hareketlilik var, bir yazı çıkıyor. (HOLOGRAM) Bu Hologram! Bütün arena coşku içerisinde, herkes ayağa kalkıyor! Spot ışıkları Stage'nin bir noktasına doğru vuruyor, bir süre sonra oluşan spot ışığının içinde gördüğümüz isim üzerindeki led ışıklı yeleği ile Hologram oluyor! Arkasından dumanlar çıkıyor, kendisi de kollarını yana açıyor ve yumruk yaparak havaya bakıyor. Ortamın rengi maviye dönüyor, Hologram gözünü rakibinin üstünden ayırmadan ringin yolunu tutuyor. Bu esnada kendisi anonsu yapılıyor, kendisine ait Nameplate'yi de görüyoruz. Ringe vardıktan sonra üstündekileri çıkartıyor ve koşarak Apron'a atlıyor. Orada hiç durmuyor ve iki eliyle en üstteki ipi tutuyor ve sıçrıyor. Havada takla atarak ringe giriyor ve bunu tek dizinin üstünde durduğu bir pozisyona çeviriyor. Bu pozisyonda Taunt'unu yaptıktan sonra kendisini coşku ile karşılayan seyircilere göz atıyor. Sonrasında kendi köşesine geçiyor.
Güreşçiler karşılıklı köşelerde yerlerini alıyorlar. Hakem sırasıyla iki güreşçinin de yanlarına gidiyor ve onlar üzerindeki kontrollerini gerçekleştiriyor. Bu kontroller bir müddet sürüyor fakat herhangi bir sorun çıkmamış gibi görünüyor, öyle ki hakem ringin ortasına geçiyor. Son bir kez daha göz ucuyla güreşçilere bakmasının ardından elini kaldırıyor ve işareti veriyor. Herkes bunun anlamını biliyor, bu maçın başladığına işaret! Maç başlıyor!
Non-Title Match
Hologram vs. Malakai Black
Güreşçiler ringin merkezini referans alarak etrafında temkinli dönüşler gerçekleştiriyorlar, birbirlerinin hatalarını kolluyorlar. Bu durum yerini ani bir gelişme sonucunda Collar-and-Elbow Tie Up'eye bırakıyor. Birbirlerini ittiriyorlar ve bu bir süre boyunca sürüyor. Sonuca geldiğimizde ise Hologram'ın, Malakai'nin sırtını iplere değene kadar ittirdiğini ve hakemin araya girdiğini izliyoruz. Hologram hakemin talimatı doğrultusunda ters adımlarla uzaklaşırken, Malakai'nin buna öfkelendiğini ve rakibinin üstüne koştuğunu gözlemliyoruz. Malakai'den Clothesline! Hayır, Hologram eğilerek bundan kurtuluyor. Malakai koşusunu sürdürüyor, iplere gidiyor. İplerden dönüyor ve Hologram'dan Shoulder Tackle! Malakai bu hareketin ardından yerde, Hologram rakibinin üstünden atladıktan sonra iplere doğru hareketleniyor. Hologram'ın iplere gittiği sırada Malakai'nin ayağa kalktığını ve rakibine Dropkick yaptığını görüyoruz! Malakai bu hareketin ardından yerde oturuyor, Hologram'ın da göğsünü tutarak ayaklandığını görüyoruz. Malakai rakibinin karşısında oturuyor öylece, Hologram'dan af yok. Direkt olarak Malakai'ye doğru harekete koyuluyor ve Penalty Kick yapıyor! O da ne? Malakai geriye yatırıyor kendisini ve bunun üstüne direkt olarak ayaklanıyor. Hologram arkasına dönüyor ve rakibinin yaptığı Roundhouse Kick ile yüzleşiyor! Hologram'ın bu hareketin etkisiyle devrilir gibi olduğunu fakat köşeye bıraktığını görüyoruz. Malakai rakibinin geçtiği köşenin tam karşısındaki köşeye kadar geriliyor ve koşuya başlıyor. Malakai'den Running Corner Forearm Smash geliyor! Hologram doğrudan yere devriliyor, Malakai ise rakibini çevirdikten sonra üstüne geçiyor ve onun tek bacağını havaya kaldırıyor. Hakem sayıyor, 1...
KICKOUT! Malakai ağır bir tempo eşliğinde ayağa kalkıyor ve rakibinin de ayaklanmasını bekliyor. Kısa süre içerisinde Hologram'ın ayaklandığını, Malakai'nin onun arkasına geçtiğini ve Back Suplex yaptığını görüyoruz! Başarılı değil, Hologram havada attığı takla eşliğinde ayaklarının üstüne inmeyi biliyor. Malakai arkasına döndüğünde, Hologram sıçrıyor ve Hurricanrana ile maçı süslüyor. Sırtı ring matı ile buluşan Malakai, yuvarlanarak Apron'a kadar gitmesinin ardından ipten destek alarak o noktada ayağa kalkıyor. Bu süreci sabırla bekleyen Hologram, rakibinin ayağa kalkışı ile ona doğru koştuğunu izliyoruz. Hologram'dan Big Boot! Hayır, Malakai çekiliyor! Hologram'ın bacağı fazla açılmış vaziyette, Malakai'den bir yumruk! Hologram bacağını tekrar ring matının üstüne koyuyor. Malakai seyircilere dönüyor ve uzun uzun onları izliyor. Şimdi ipleri aşağı doğru gerdiğini ve sıçramaya yeltendiğini gözlemliyoruz. Bu bir girişim olarak kalıyor çünkü Hologram, Apron'daki rakibine Enzuigiri yapıyor ve onun zemine düşmesine yol açıyor! Malakai sırtını tutuyor acı içinde, Hologram ise ringin merkezine geçiyor ve gerilmiş bir şekilde rakibinin ayağa kalkmasını görüyor. Malakai'nin tek dizinin üstüne geçtiğini gördüğünde, arkasına dönüyor ve iplere doğru hareketleniyor. İplerden sekiyor, Malakai bu sırada tam anlamıyla ayağa kalkmış oluyor ve Hologram'dan Topé Suicida geliyor! Hologram direkt olarak ayağa kalkıyor ve el hareketleriyle seyircileri ayağa kaldırıyor! Tüm arena ayakta, inkar edilemeyecek bir coşku söz konusu! Hologram rakibini ensesinden kavrayarak ayağa kaldırıyor ve ringin içerisine sokuyor. Kendisi de ringe giriyor ve rakibinin ayağa kalkmasını bekliyor. Araya bir süre giriyor, Malakai ayağa kalkıyor...
Hologram'dan harikulade bir Reverse Frankensteiner geliyor! Malakai hareketsiz bir biçimde yerde uzanmakta, gözler ise Hologram'ın üzerinde. Tuşa gitmek yerine önce ayağa kalkıyor, sonra da Taunt'unu yapıyor. Malakai yavaş yavaş ayağa kalkıyor. Hologram direkt olarak hareketini gerçekleştiriyor, LAA DEEESNUCAAAADOOORAAA DEL MOOOSQUUUUEEEETEEEROOOO! OLDU! OLDU! BU HAREKET TAM ANLAMIYLA BAŞARILI! HOLOGRAM RAKİBİNİ BIRAKMIYOR, TUŞA GİDİYOR. HAKEM SAYMAYA BAŞLIYOR, BÜTÜN SEYİRCİLER DE BUNA EŞLİK EDİYOR. 1... 2...
KICKOUT! Bu sahiden inanılmazdı! Şimdi herkes Hologram'ın bir sonraki hamlesini beklemekte. Hologram ayağa kalktıktan sonra rakibini de kaldırıyor ve onun ensesinden kavrayarak köşeye götürüyor. Hologram rakibinin kafasını Turnbuckle Pad'ine çarpıyor, Malakai yüzünü tutarak sırtını köşeye yaslıyor. Hologram'ın rakibini kaldırdığını görüyoruz, onu Top-rope'ye oturtuyor. Rakibinin bacaklarını iplerin üstünden geçirmesinin ardından kendisi de Second-rope'ye çıkıyor. Rakibinin tek kolunu omzuna alıyor ve ona Superplex yapıyor! Bunu başarabilmiş değil, Malakai ayakları yerden kesildikten sonra eski konumuna dönmeyi biliyor. Çırpınışları ve rakibinin karnına attığı yumrukları takip eden, rakibine yaptığı Gourdbuster oluyor! Hologram ring matına yapıştı adeta! Malakai'nin bu hareketin ardından dinlendiğini, kendisini toparladığını görüyoruz. Bu Hologram'a ayağa kalkması için bir süre tanınmasına isabet ediyor, Malakai rakibinin ayağa kalkmakta olduğunu gördüğünde; bulunduğu noktada ayağa kalkıyor ve onun üstüne atlıyor. Diving Meteora geldi! Malakai bu hareketin üstüne rakibini direkt olarak tuşa götürüyor, hakem sayıyor. 1... 2... KICKOUT! Malakai rakibini bitirmeyi kafasına koymuş, öyle ki hırsıyla onu ayağa kaldırıyor. Malakai'nin direkt olarak Brainbuster yaptığını görüyoruz! Hologram'ın durumu gitgide kötüye gidiyor, Malakai ise gücü eline almış durumda. Malakai rakibini bir kez daha kaldırıyor ve bu kez de Bicycle Knee Strike yapıyor! Hologram kendisini yere bırakıyor öylece, karşı direnç gösteremiyor! Şimdi ise rakibini çeviriyor. Ayağını onun boğazına getiriyor ve istifini bozmadan onu ayağa kaldırıyor. Hologram'ı ayağa kaldırdıktan sonra ona Black Mass'ını yapıyor!
Eğildi! Malakai hızlı bir reaksiyon göstererek rakibine dönüyor fakat arkasına dönmesi ile Spinning Heel Kick yüzleşmesi bir oluyor! Bu hareketin ardından iki isim yerde buluyor kendisini. Seyirciler alkışlarla ritim tutuyorlar, bunun eşliğinde güreşçilerimiz ayağa kalkıyorlar. Bir süre sonra tamamen ayağa kalkmış oluyorlar. Hologram'dan Clothesline! Malakai bu hareketin ardından hızla ayağa kalkıyor ve Hologram'dan bir Clothesline daha geliyor! Malakai öfkesinden deliye dönüyor, ring matına yumruk atmasının ardından tekrardan ayaklanıyor. Hologram'dan rakibine bir Side Kick geliyor. Malakai'nin bu hareketin etkisiyle karnını tutarak eğilmesini izliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak Hologram arkasına dönüyor ve iplere hareketleniyor. Sonrasında iplerden dönüyor ve Swinging Neckbreaker ile tamamlıyor! Bunun üstüne tuşa gittiğini görüyoruz, hakem sayıyor. 1... 2... KICKOUT! Hologram hırsıyla ayağa kalkıyor, yumruklarını sıkarak rakibini bekliyor. Malakai uzun bir sürenin ardından ayaklanıyor. Hologram'dan La Desnucadora del Mosquetero geliyor!
Rakibinin üstünden inmeyi başarıyor! Hologram direkt Malakai'ye dönüyor, Malakai'den Harlem Sidekick! Hologram yerde, Malakai onu ensesinden tutarak kaldırıyor ve German Suplex yapıyor! Hologram'ın bu hareketin ardından acı içerisinde kaldığını, boyun bölgesini tuttuğunu görüyoruz. Malakai ringin köşesine geçiyor ve beklemeye başlıyor. Aradan epey bir müddet geçiyor, Hologram nihayet ayağa kalkıyor. Malakai rakibine doğru koşuyor ve ona Running Knee Strike yapıyor! Hologram bu hareketin etkisiyle kendisini yerde buluyor! Malakai işi sonuna getiriyor, onu yüzüstü yatacak pozisyona alıyor. Malakai ayağını rakibinin boynuna yerleştiriyor ve bu şekilde rakibini ayağa kaldırıyor. Hologram ayakta olmasına rağmen sersemlemiş vaziyette, Malakai'den direkt olarak BLAAAAACKKK MAAAAAAASSSSSSSSS! Oldu! Oldu! Başarılı! Malakai direkt olarak rakibinin üstüne geçiyor ve rakibinin bacağını kaldırıyor. Hakem sayıyor, 1... 2...
Bu onun PGW World Television Championship ile ilk gösterilişi olacak! Arenanın ışıkları bir anda kararıyor, Stage'de tek gördüğümüz anlamsız olarak ortaya çıkan dumanlar... Bir süre sonra davul sesleri işitir oluyoruz, gök gürültüsünü andıran güçlü davul sesleri... Derin bir tiz ve karanlık tonlarda yankılanan bir müzikle birlikte, loş olan kırmızı spot ışıkları; Malakai Black'in gölgesini, silüetini ortaya çıkartıyor. Sonunda bir şimşek gibi patlayan ışıkla birlikte Malakai Stage'de beliriyor! Ortam karanlık olsa da onu görebiliyoruz, o burada! PGW World Television Championship kemeri dikey bir şekilde göğsünün üstünde duruyor, direkt olarak kendisine yönelik anonsu işitiyoruz. Nameplate'si gözüküyor ve bu şekilde ringin yolunu tutuyor. Ringe vardıktan sonra sağ tarafa dönüyor ve ringin güneyine geçiyor. Koşarak Apron'a atlamasının ardından, ışıklar düzeliyor ve o noktanın ortasına geçiyor ve kemerini havaya kaldırıyor. Ringin içine girdikten sonra ringin merkezine geçiyor ve maskesini çıkartıyor. Maskesini yanına koyduktan sonra kemerini havaya kaldırıyor. Sonrasında ayağa kalkıyor ve kemerini iplerin arasından ring dışındaki görevlilere uzatıyor, kendisine gösterilen köşeye geçiyor ve sürpriz rakibini bekliyor.
John Bradshaw Layfield: Onun rakibi kim olacak?
Michael Cole: İşte, o geliyor!
Işıklar tekrardan kesiliyor, arenamızda göz gözü görmüyor şu anda. Şarkı bir müddet ilerliyor, hâlâ kimse bu gelen kişinin kim olduğunu bilmemekte. Titantron'da hareketlilik var, bir yazı çıkıyor. (HOLOGRAM) Bu Hologram! Bütün arena coşku içerisinde, herkes ayağa kalkıyor! Spot ışıkları Stage'nin bir noktasına doğru vuruyor, bir süre sonra oluşan spot ışığının içinde gördüğümüz isim üzerindeki led ışıklı yeleği ile Hologram oluyor! Arkasından dumanlar çıkıyor, kendisi de kollarını yana açıyor ve yumruk yaparak havaya bakıyor. Ortamın rengi maviye dönüyor, Hologram gözünü rakibinin üstünden ayırmadan ringin yolunu tutuyor. Bu esnada kendisi anonsu yapılıyor, kendisine ait Nameplate'yi de görüyoruz. Ringe vardıktan sonra üstündekileri çıkartıyor ve koşarak Apron'a atlıyor. Orada hiç durmuyor ve iki eliyle en üstteki ipi tutuyor ve sıçrıyor. Havada takla atarak ringe giriyor ve bunu tek dizinin üstünde durduğu bir pozisyona çeviriyor. Bu pozisyonda Taunt'unu yaptıktan sonra kendisini coşku ile karşılayan seyircilere göz atıyor. Sonrasında kendi köşesine geçiyor.
Güreşçiler karşılıklı köşelerde yerlerini alıyorlar. Hakem sırasıyla iki güreşçinin de yanlarına gidiyor ve onlar üzerindeki kontrollerini gerçekleştiriyor. Bu kontroller bir müddet sürüyor fakat herhangi bir sorun çıkmamış gibi görünüyor, öyle ki hakem ringin ortasına geçiyor. Son bir kez daha göz ucuyla güreşçilere bakmasının ardından elini kaldırıyor ve işareti veriyor. Herkes bunun anlamını biliyor, bu maçın başladığına işaret! Maç başlıyor!
Non-Title Match
Hologram vs. Malakai Black
Güreşçiler ringin merkezini referans alarak etrafında temkinli dönüşler gerçekleştiriyorlar, birbirlerinin hatalarını kolluyorlar. Bu durum yerini ani bir gelişme sonucunda Collar-and-Elbow Tie Up'eye bırakıyor. Birbirlerini ittiriyorlar ve bu bir süre boyunca sürüyor. Sonuca geldiğimizde ise Hologram'ın, Malakai'nin sırtını iplere değene kadar ittirdiğini ve hakemin araya girdiğini izliyoruz. Hologram hakemin talimatı doğrultusunda ters adımlarla uzaklaşırken, Malakai'nin buna öfkelendiğini ve rakibinin üstüne koştuğunu gözlemliyoruz. Malakai'den Clothesline! Hayır, Hologram eğilerek bundan kurtuluyor. Malakai koşusunu sürdürüyor, iplere gidiyor. İplerden dönüyor ve Hologram'dan Shoulder Tackle! Malakai bu hareketin ardından yerde, Hologram rakibinin üstünden atladıktan sonra iplere doğru hareketleniyor. Hologram'ın iplere gittiği sırada Malakai'nin ayağa kalktığını ve rakibine Dropkick yaptığını görüyoruz! Malakai bu hareketin ardından yerde oturuyor, Hologram'ın da göğsünü tutarak ayaklandığını görüyoruz. Malakai rakibinin karşısında oturuyor öylece, Hologram'dan af yok. Direkt olarak Malakai'ye doğru harekete koyuluyor ve Penalty Kick yapıyor! O da ne? Malakai geriye yatırıyor kendisini ve bunun üstüne direkt olarak ayaklanıyor. Hologram arkasına dönüyor ve rakibinin yaptığı Roundhouse Kick ile yüzleşiyor! Hologram'ın bu hareketin etkisiyle devrilir gibi olduğunu fakat köşeye bıraktığını görüyoruz. Malakai rakibinin geçtiği köşenin tam karşısındaki köşeye kadar geriliyor ve koşuya başlıyor. Malakai'den Running Corner Forearm Smash geliyor! Hologram doğrudan yere devriliyor, Malakai ise rakibini çevirdikten sonra üstüne geçiyor ve onun tek bacağını havaya kaldırıyor. Hakem sayıyor, 1...
KICKOUT! Malakai ağır bir tempo eşliğinde ayağa kalkıyor ve rakibinin de ayaklanmasını bekliyor. Kısa süre içerisinde Hologram'ın ayaklandığını, Malakai'nin onun arkasına geçtiğini ve Back Suplex yaptığını görüyoruz! Başarılı değil, Hologram havada attığı takla eşliğinde ayaklarının üstüne inmeyi biliyor. Malakai arkasına döndüğünde, Hologram sıçrıyor ve Hurricanrana ile maçı süslüyor. Sırtı ring matı ile buluşan Malakai, yuvarlanarak Apron'a kadar gitmesinin ardından ipten destek alarak o noktada ayağa kalkıyor. Bu süreci sabırla bekleyen Hologram, rakibinin ayağa kalkışı ile ona doğru koştuğunu izliyoruz. Hologram'dan Big Boot! Hayır, Malakai çekiliyor! Hologram'ın bacağı fazla açılmış vaziyette, Malakai'den bir yumruk! Hologram bacağını tekrar ring matının üstüne koyuyor. Malakai seyircilere dönüyor ve uzun uzun onları izliyor. Şimdi ipleri aşağı doğru gerdiğini ve sıçramaya yeltendiğini gözlemliyoruz. Bu bir girişim olarak kalıyor çünkü Hologram, Apron'daki rakibine Enzuigiri yapıyor ve onun zemine düşmesine yol açıyor! Malakai sırtını tutuyor acı içinde, Hologram ise ringin merkezine geçiyor ve gerilmiş bir şekilde rakibinin ayağa kalkmasını görüyor. Malakai'nin tek dizinin üstüne geçtiğini gördüğünde, arkasına dönüyor ve iplere doğru hareketleniyor. İplerden sekiyor, Malakai bu sırada tam anlamıyla ayağa kalkmış oluyor ve Hologram'dan Topé Suicida geliyor! Hologram direkt olarak ayağa kalkıyor ve el hareketleriyle seyircileri ayağa kaldırıyor! Tüm arena ayakta, inkar edilemeyecek bir coşku söz konusu! Hologram rakibini ensesinden kavrayarak ayağa kaldırıyor ve ringin içerisine sokuyor. Kendisi de ringe giriyor ve rakibinin ayağa kalkmasını bekliyor. Araya bir süre giriyor, Malakai ayağa kalkıyor...
Hologram'dan harikulade bir Reverse Frankensteiner geliyor! Malakai hareketsiz bir biçimde yerde uzanmakta, gözler ise Hologram'ın üzerinde. Tuşa gitmek yerine önce ayağa kalkıyor, sonra da Taunt'unu yapıyor. Malakai yavaş yavaş ayağa kalkıyor. Hologram direkt olarak hareketini gerçekleştiriyor, LAA DEEESNUCAAAADOOORAAA DEL MOOOSQUUUUEEEETEEEROOOO! OLDU! OLDU! BU HAREKET TAM ANLAMIYLA BAŞARILI! HOLOGRAM RAKİBİNİ BIRAKMIYOR, TUŞA GİDİYOR. HAKEM SAYMAYA BAŞLIYOR, BÜTÜN SEYİRCİLER DE BUNA EŞLİK EDİYOR. 1... 2...
KICKOUT! Bu sahiden inanılmazdı! Şimdi herkes Hologram'ın bir sonraki hamlesini beklemekte. Hologram ayağa kalktıktan sonra rakibini de kaldırıyor ve onun ensesinden kavrayarak köşeye götürüyor. Hologram rakibinin kafasını Turnbuckle Pad'ine çarpıyor, Malakai yüzünü tutarak sırtını köşeye yaslıyor. Hologram'ın rakibini kaldırdığını görüyoruz, onu Top-rope'ye oturtuyor. Rakibinin bacaklarını iplerin üstünden geçirmesinin ardından kendisi de Second-rope'ye çıkıyor. Rakibinin tek kolunu omzuna alıyor ve ona Superplex yapıyor! Bunu başarabilmiş değil, Malakai ayakları yerden kesildikten sonra eski konumuna dönmeyi biliyor. Çırpınışları ve rakibinin karnına attığı yumrukları takip eden, rakibine yaptığı Gourdbuster oluyor! Hologram ring matına yapıştı adeta! Malakai'nin bu hareketin ardından dinlendiğini, kendisini toparladığını görüyoruz. Bu Hologram'a ayağa kalkması için bir süre tanınmasına isabet ediyor, Malakai rakibinin ayağa kalkmakta olduğunu gördüğünde; bulunduğu noktada ayağa kalkıyor ve onun üstüne atlıyor. Diving Meteora geldi! Malakai bu hareketin üstüne rakibini direkt olarak tuşa götürüyor, hakem sayıyor. 1... 2... KICKOUT! Malakai rakibini bitirmeyi kafasına koymuş, öyle ki hırsıyla onu ayağa kaldırıyor. Malakai'nin direkt olarak Brainbuster yaptığını görüyoruz! Hologram'ın durumu gitgide kötüye gidiyor, Malakai ise gücü eline almış durumda. Malakai rakibini bir kez daha kaldırıyor ve bu kez de Bicycle Knee Strike yapıyor! Hologram kendisini yere bırakıyor öylece, karşı direnç gösteremiyor! Şimdi ise rakibini çeviriyor. Ayağını onun boğazına getiriyor ve istifini bozmadan onu ayağa kaldırıyor. Hologram'ı ayağa kaldırdıktan sonra ona Black Mass'ını yapıyor!
Eğildi! Malakai hızlı bir reaksiyon göstererek rakibine dönüyor fakat arkasına dönmesi ile Spinning Heel Kick yüzleşmesi bir oluyor! Bu hareketin ardından iki isim yerde buluyor kendisini. Seyirciler alkışlarla ritim tutuyorlar, bunun eşliğinde güreşçilerimiz ayağa kalkıyorlar. Bir süre sonra tamamen ayağa kalkmış oluyorlar. Hologram'dan Clothesline! Malakai bu hareketin ardından hızla ayağa kalkıyor ve Hologram'dan bir Clothesline daha geliyor! Malakai öfkesinden deliye dönüyor, ring matına yumruk atmasının ardından tekrardan ayaklanıyor. Hologram'dan rakibine bir Side Kick geliyor. Malakai'nin bu hareketin etkisiyle karnını tutarak eğilmesini izliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak Hologram arkasına dönüyor ve iplere hareketleniyor. Sonrasında iplerden dönüyor ve Swinging Neckbreaker ile tamamlıyor! Bunun üstüne tuşa gittiğini görüyoruz, hakem sayıyor. 1... 2... KICKOUT! Hologram hırsıyla ayağa kalkıyor, yumruklarını sıkarak rakibini bekliyor. Malakai uzun bir sürenin ardından ayaklanıyor. Hologram'dan La Desnucadora del Mosquetero geliyor!
Rakibinin üstünden inmeyi başarıyor! Hologram direkt Malakai'ye dönüyor, Malakai'den Harlem Sidekick! Hologram yerde, Malakai onu ensesinden tutarak kaldırıyor ve German Suplex yapıyor! Hologram'ın bu hareketin ardından acı içerisinde kaldığını, boyun bölgesini tuttuğunu görüyoruz. Malakai ringin köşesine geçiyor ve beklemeye başlıyor. Aradan epey bir müddet geçiyor, Hologram nihayet ayağa kalkıyor. Malakai rakibine doğru koşuyor ve ona Running Knee Strike yapıyor! Hologram bu hareketin etkisiyle kendisini yerde buluyor! Malakai işi sonuna getiriyor, onu yüzüstü yatacak pozisyona alıyor. Malakai ayağını rakibinin boynuna yerleştiriyor ve bu şekilde rakibini ayağa kaldırıyor. Hologram ayakta olmasına rağmen sersemlemiş vaziyette, Malakai'den direkt olarak BLAAAAACKKK MAAAAAAASSSSSSSSS! Oldu! Oldu! Başarılı! Malakai direkt olarak rakibinin üstüne geçiyor ve rakibinin bacağını kaldırıyor. Hakem sayıyor, 1... 2...
3!
Kazanan: Malakai Black
Bu maçın bir galibi var, o da Malakai! Kendisi bir hayli yoruldu fakat öyle görünüyor ki, buna değdi. Kendisi ayağa kalkıyor, direkt olarak hakem kemerini ona teslim ediyor. Hakem, Malakai'nin elini havaya kaldırırken; Malakai de kemerini havalandırıyor. Bununla eş zamanlı olarak kendisinin galip geldiğine yönelik anonsun yapıldığını ve şarkısının çalmaya başladığını gözlemliyoruz. Hakem yerde kalan Hologram'ı ringin dışına çıkartıyor ve onunla ilgileniyor. Bu sırada Malakai'nin kemeri havalandırdığını ve galibiyet sevinci yaşamayı sürdürdüğünü görüyoruz. Son olarak bir köşeye gidiyor, Second-rope'ye çıkıyor ve orada da kemerini havalandırıyor. Bu gövde gösterisinin ardından iplere yöneliyor ve iplerin arasından geçerek ringi terk ediyor...
Kazanan: Malakai Black
Bu maçın bir galibi var, o da Malakai! Kendisi bir hayli yoruldu fakat öyle görünüyor ki, buna değdi. Kendisi ayağa kalkıyor, direkt olarak hakem kemerini ona teslim ediyor. Hakem, Malakai'nin elini havaya kaldırırken; Malakai de kemerini havalandırıyor. Bununla eş zamanlı olarak kendisinin galip geldiğine yönelik anonsun yapıldığını ve şarkısının çalmaya başladığını gözlemliyoruz. Hakem yerde kalan Hologram'ı ringin dışına çıkartıyor ve onunla ilgileniyor. Bu sırada Malakai'nin kemeri havalandırdığını ve galibiyet sevinci yaşamayı sürdürdüğünü görüyoruz. Son olarak bir köşeye gidiyor, Second-rope'ye çıkıyor ve orada da kemerini havalandırıyor. Bu gövde gösterisinin ardından iplere yöneliyor ve iplerin arasından geçerek ringi terk ediyor...
Ama bir saniye!
(FE!N FE!N FE!N FE!N) Seyirciler bu şarkıya eşlik ederken, arka alandan gelen isim Jey! Ağır adımlarla Stage'ye gelen Jey'in bu adımları, rampaya geçmesi ile son buluyor. Çünkü Jey'in her geçen saniye adımları daha da hızlı bir hâl alıyor. Hızlı adımlar eşliğinde ringin yolunu tutmakta olan Jey, bu süreçte gözlüğünü ve üstündekini çıkartıp bir kenara fırlatmayı ihmal etmiyor. Ringin içerisindeki Malakai'ye döndüğümüzde kendisinin agresif bir ifade ile gelmesi yönünde el işaretleri yaptığını görüyoruz. Saniyeler içinde ringe varan Jey, koşarak iplerin altından kayarak ringin içerisine giriyor ve kaçınılmaz olan gerilim, kapışma başlıyor!
Yarım kalan kavga devam ediyor! Jey üstüne koştuğu rakibinin bacaklarını yakalıyor ve bu şekilde bir Takedown yapıyor. Jey, ona üst üste yumruklar atıyor. Kontrolden çıkmış durumda, Hologram'ı bırakıp bu ikiliyi ayırmaya gelen hakem de hiçbir şey yapamıyor. Malakai yüzünü korumaya çalışıyor, Jey ise rastgele yumruklar savuruyor. Öyle bir ana geliyoruz ki, Malakai ani bir güç toplaması ile onu üstünden atıyor. Bu şekilde ayağa kalkıyorlar ve birbirlerine yumruklar atmayı sürdürüyorlar! Bir hayli uzun süren bu durumun sonunda Malakai fenalık geçirecek hale geliyor adeta, Jey üstün. Şimdi geriliyor ve The Rock'ın imzası olan yumruk hareketini gerçekleştiriyor! O da ne? Malakai ısırıyor, doğrudan rakibini ısırıyor! İyice çirkinleştiriyor ortadaki durumu! Jey bu acıya daha fazla dayanamıyor ve kendisini yere bırakıyor! Malakai seyircilerin yuhalamalarına aldırış etmeden kahkaha atıyor. Sonrasında ayağını Jey'in boğazına koyuyor ve onu kaldırıyor. Jey'e BLAAACKKK MAAASSSS! Ne? Jey eğildi, Malakai arkasına dönüyor ve Superkick! Malakai kendisini yere bırakıyor, Jey ise hız kesmeden iplere yöneliyor. Bu sırada üstündekini çıkartıyor ve seyircilere fırlatıyor. İplerin arasından geçtikten sonra hemen Top-rope'ye tırmanmaya başlıyor. Bulunduğu noktada ayağa kalkıyor ve USOOOOOO SPLAAAAASHHHHHHH! Jey öfkesi ile ayağa kalkıyor ve iki eliyle en üstteki ipi tutarak ipi sallıyor. Çıldırdı!
(FE!N FE!N FE!N FE!N) Seyirciler bu şarkıya eşlik ederken, arka alandan gelen isim Jey! Ağır adımlarla Stage'ye gelen Jey'in bu adımları, rampaya geçmesi ile son buluyor. Çünkü Jey'in her geçen saniye adımları daha da hızlı bir hâl alıyor. Hızlı adımlar eşliğinde ringin yolunu tutmakta olan Jey, bu süreçte gözlüğünü ve üstündekini çıkartıp bir kenara fırlatmayı ihmal etmiyor. Ringin içerisindeki Malakai'ye döndüğümüzde kendisinin agresif bir ifade ile gelmesi yönünde el işaretleri yaptığını görüyoruz. Saniyeler içinde ringe varan Jey, koşarak iplerin altından kayarak ringin içerisine giriyor ve kaçınılmaz olan gerilim, kapışma başlıyor!
Yarım kalan kavga devam ediyor! Jey üstüne koştuğu rakibinin bacaklarını yakalıyor ve bu şekilde bir Takedown yapıyor. Jey, ona üst üste yumruklar atıyor. Kontrolden çıkmış durumda, Hologram'ı bırakıp bu ikiliyi ayırmaya gelen hakem de hiçbir şey yapamıyor. Malakai yüzünü korumaya çalışıyor, Jey ise rastgele yumruklar savuruyor. Öyle bir ana geliyoruz ki, Malakai ani bir güç toplaması ile onu üstünden atıyor. Bu şekilde ayağa kalkıyorlar ve birbirlerine yumruklar atmayı sürdürüyorlar! Bir hayli uzun süren bu durumun sonunda Malakai fenalık geçirecek hale geliyor adeta, Jey üstün. Şimdi geriliyor ve The Rock'ın imzası olan yumruk hareketini gerçekleştiriyor! O da ne? Malakai ısırıyor, doğrudan rakibini ısırıyor! İyice çirkinleştiriyor ortadaki durumu! Jey bu acıya daha fazla dayanamıyor ve kendisini yere bırakıyor! Malakai seyircilerin yuhalamalarına aldırış etmeden kahkaha atıyor. Sonrasında ayağını Jey'in boğazına koyuyor ve onu kaldırıyor. Jey'e BLAAACKKK MAAASSSS! Ne? Jey eğildi, Malakai arkasına dönüyor ve Superkick! Malakai kendisini yere bırakıyor, Jey ise hız kesmeden iplere yöneliyor. Bu sırada üstündekini çıkartıyor ve seyircilere fırlatıyor. İplerin arasından geçtikten sonra hemen Top-rope'ye tırmanmaya başlıyor. Bulunduğu noktada ayağa kalkıyor ve USOOOOOO SPLAAAAASHHHHHHH! Jey öfkesi ile ayağa kalkıyor ve iki eliyle en üstteki ipi tutarak ipi sallıyor. Çıldırdı!
Taa ki...
Bu şarkı çalana kadar! Arka alandan koşarak gelen isimler House of Black üyeleri! Bunlar Brody King ile Buddy Matthews! Arka alandan koşarak geliyorlar ve iplerin altından kayarak ringe giriyorlar. Jey onları karşılıyor, bir yumruk ona; diğer yumruk da ona! İkisine sırasıyla yumruklar atarak onları savuşturuyor. İkisinin de sersemlediğinden emin olduğu anda ise iplere koşuyor. İplerden sekiyor ve Double Spear! İki isime de aynı anda Spear yapıyor ve onları yere seriyor! Jey'den harika bir çıkış geliyor! Öfkesi ile kendisini çeken kameralara bakıyor. Bu kadar değil, devamı da gelecek.
Jey gözüne köşeyi kestiriyor. İplerin arasından geçiyor... Hayır, onu çeken birisi var! Bu Malakai! High Knee! Jey bu hareketin etkisiyle tek dizinin üstüne geçiyor, Malakai bir adım geriye çıkıyor ve Black Mass yapıyor! Jey hareketsiz bir şekilde yerde uzanıyor. Kurnazlık yapan Malakai ise ona bakarak sırıtıyor sadece. Sonrasında yerdeki Brody ile Matthews'a doğru gidiyor. Onları destekliyor, ayağa kalkmalarını söylüyor. Bu talimatın üzerine fazla geçmiyor ki, bu ikilinin ayağa kalktığını görüyoruz. Matthews direkt olarak Jey'i ayağa kaldırıyor ve ona Murphy's Law yapıyor! Sıra Brody'de, Jey'i saçından çekerek kaldırıyor ve onun kafasını bacaklarının arasına alıyor. Gonzo Bomb gelecek...
Bu şarkı çalana kadar! Arka alandan koşarak gelen isimler House of Black üyeleri! Bunlar Brody King ile Buddy Matthews! Arka alandan koşarak geliyorlar ve iplerin altından kayarak ringe giriyorlar. Jey onları karşılıyor, bir yumruk ona; diğer yumruk da ona! İkisine sırasıyla yumruklar atarak onları savuşturuyor. İkisinin de sersemlediğinden emin olduğu anda ise iplere koşuyor. İplerden sekiyor ve Double Spear! İki isime de aynı anda Spear yapıyor ve onları yere seriyor! Jey'den harika bir çıkış geliyor! Öfkesi ile kendisini çeken kameralara bakıyor. Bu kadar değil, devamı da gelecek.
Jey gözüne köşeyi kestiriyor. İplerin arasından geçiyor... Hayır, onu çeken birisi var! Bu Malakai! High Knee! Jey bu hareketin etkisiyle tek dizinin üstüne geçiyor, Malakai bir adım geriye çıkıyor ve Black Mass yapıyor! Jey hareketsiz bir şekilde yerde uzanıyor. Kurnazlık yapan Malakai ise ona bakarak sırıtıyor sadece. Sonrasında yerdeki Brody ile Matthews'a doğru gidiyor. Onları destekliyor, ayağa kalkmalarını söylüyor. Bu talimatın üzerine fazla geçmiyor ki, bu ikilinin ayağa kalktığını görüyoruz. Matthews direkt olarak Jey'i ayağa kaldırıyor ve ona Murphy's Law yapıyor! Sıra Brody'de, Jey'i saçından çekerek kaldırıyor ve onun kafasını bacaklarının arasına alıyor. Gonzo Bomb gelecek...
Michael Cole: Hold on a second!
Guerrillas of Destiny'nin şarkısı bu! Brody kafası bacaklarının arasında olan Jey'i serbest bırakıyor, Jey yere yığılıyor! Brody, Malakai ve Matthews, bu üçlü hep birlikte Stage'ye dönüyorlar ve Tama Tonga ile Tanga Loa'yı bekliyorlar. Uzun bir süre geçiyor ve arka alandan hiç kimsenin gelmediğini görüyorlar. Malakai iyice keyifleniyor, kahkahasını atıyor.
John Bradshaw Layfield: Onlar neredeler?
Arenadaki sesler yükseliyor fakat onlar bundan bir şey çıkartabilmiş değiller. Seyircilerin arasından geliyorlar! Bariyerin üstünden atladıktan sonra kayarak ringe giriyorlar. Onlara arkadan saldırıyorlar! Attıkları yumruklar ile Matthews ile Brody'i yere seriyorlar. Sırada Malakai kalıyor. İkili onu aralarına alıyorlar ve yumruklar, tekmeler savurmaya başlıyorlar! Malakai kendisini yere bırakıyor ve kafasını korumaya çalışıyor! Bu ikili delirmişçesine ona tekmeler atıyorlar! Bunu bir süre sürdürüyorlar! Sonrasında duruyorlar, Malakai'yi kaldırıyorlar. Guerrilla Warfare gelecek!
Brody ile Matthews devrede! Tama ile Tanga'ya saldırıyorlar ve onların heveslerini kursaklarında bırakıyorlar! Tama ile Tanga yeterince tekmeler yemelerinin üstüne acı içinde yerde yatıyorlar! Bu kavgadan üstün çıkan, galip çıkan House of Black oldu! Malakai kavga sırasında yere düşen kemerini alıyor ve onunla birlikte köşeye yöneliyor. Second-rope'ye çıkıyor ve kemerini havaya kaldırıyor! Brody ile Matthews ise onu alkışlıyorlar!
Jey unutuldu! Jey, Matthews'i kendisine çeviriyor ve Superkick yapıyor! Bunu fark eden Brody, direkt Jey'e yöneliyor fakat bir Superkick de ona geliyor! Malakai bu olanlardan bi' haber durumda. Jey usulca onun oradan inmesini bekliyor. Malakai oradan iniyor ve SPEARRRRRRRR! Jey direkt olarak kan kardeşlerinin yanlarına gidiyor ve onlara destek veriyor, ayağa kalkmalarını sağlıyor. Bu üçlü yan yana duruyorlar ve yerde kalan isimlere göz atıyorlar. Sonrasında Tama ile Tanga'nın Tauntlarını yapmaya başladıklarını görüyoruz. Jey'e döndüğümüzde ise gözlerini Malakai'den alabilmiş değil. Tama ile Tanga bunun nedenini soruyorlar. Jey ise cevap vermek yerine harekete geçiyor ve yerde uzanmakta olan Malakai'nin yüzük parmağına takılı olan yüzüğü alıyor! Yüzüğü bir süre havada tutarak insanlara gösterdikten sonra onu takıyor! Bunu takip eden ise Bloodline üyelerinin iplerin arasından Apron'a geçmesi ve çelik basamakları kullanarak ringden inmeleri oluyor.
John Bradshaw Layfield: Onlar neredeler?
Arenadaki sesler yükseliyor fakat onlar bundan bir şey çıkartabilmiş değiller. Seyircilerin arasından geliyorlar! Bariyerin üstünden atladıktan sonra kayarak ringe giriyorlar. Onlara arkadan saldırıyorlar! Attıkları yumruklar ile Matthews ile Brody'i yere seriyorlar. Sırada Malakai kalıyor. İkili onu aralarına alıyorlar ve yumruklar, tekmeler savurmaya başlıyorlar! Malakai kendisini yere bırakıyor ve kafasını korumaya çalışıyor! Bu ikili delirmişçesine ona tekmeler atıyorlar! Bunu bir süre sürdürüyorlar! Sonrasında duruyorlar, Malakai'yi kaldırıyorlar. Guerrilla Warfare gelecek!
Brody ile Matthews devrede! Tama ile Tanga'ya saldırıyorlar ve onların heveslerini kursaklarında bırakıyorlar! Tama ile Tanga yeterince tekmeler yemelerinin üstüne acı içinde yerde yatıyorlar! Bu kavgadan üstün çıkan, galip çıkan House of Black oldu! Malakai kavga sırasında yere düşen kemerini alıyor ve onunla birlikte köşeye yöneliyor. Second-rope'ye çıkıyor ve kemerini havaya kaldırıyor! Brody ile Matthews ise onu alkışlıyorlar!
Jey unutuldu! Jey, Matthews'i kendisine çeviriyor ve Superkick yapıyor! Bunu fark eden Brody, direkt Jey'e yöneliyor fakat bir Superkick de ona geliyor! Malakai bu olanlardan bi' haber durumda. Jey usulca onun oradan inmesini bekliyor. Malakai oradan iniyor ve SPEARRRRRRRR! Jey direkt olarak kan kardeşlerinin yanlarına gidiyor ve onlara destek veriyor, ayağa kalkmalarını sağlıyor. Bu üçlü yan yana duruyorlar ve yerde kalan isimlere göz atıyorlar. Sonrasında Tama ile Tanga'nın Tauntlarını yapmaya başladıklarını görüyoruz. Jey'e döndüğümüzde ise gözlerini Malakai'den alabilmiş değil. Tama ile Tanga bunun nedenini soruyorlar. Jey ise cevap vermek yerine harekete geçiyor ve yerde uzanmakta olan Malakai'nin yüzük parmağına takılı olan yüzüğü alıyor! Yüzüğü bir süre havada tutarak insanlara gösterdikten sonra onu takıyor! Bunu takip eden ise Bloodline üyelerinin iplerin arasından Apron'a geçmesi ve çelik basamakları kullanarak ringden inmeleri oluyor.
Bloodline üyeleri rampaya doğru yönelerek arka alanın yolunu tutuyor, ringde yüzüstü uzanmakta olan Malakai'nin kafasını kaldırdığını ve onları öfkesi ile takip ettiğini görüyoruz. Kafayı yiyor, gözleri dönüyor ve çıldırıyor! Hakaretler savuruyor, bunu yakından çeken kameralar sayesinde algılayabiliyoruz. Arkasına dönüyor ve bir mikrofon istiyor, kendisine fazla geçmeden bir mikrofon getiriliyor. Acısı neticesinde ayağa kalkamayan Malakai, uzandığı yerden; nefes nefese kalmış bir şekilde bir şeyler söylemeye başlıyor.
Malakai Black: Bu da neydi seni soytarı! İşi dönüşü olmayan bir noktaya getirmek istemiyorsan, sakinleş ve o yüzüğü hızlı bir şekilde bana geri getir.
Stage'ye varmış ve yüzleri ringe dönük bir şekilde Malakai'ye kulak vermiş olan Bloodline giriyor kadraja. Tama ile Tanga'nın sıradaki hamlesi ne olacağına dair Jey'e baktıklarını, Jey'in ise sırıtarak bu konuşmalara reaksiyon gösterdiğini görüyoruz. Jey konuşmak istiyor ve bir mikrofon istiyor. İstediği mikrofon fazla uzamadan kendisine getiriliyor, Jey elindeki mikrofonu ağzına doğru tuttuktan sonra konuşma yapıyor.
Jey: Can çekişmeni anlıyorum Malakai. Ruh halini biliyorum ve bu anlamsız yüzüğe ne kadar anlam yüklediğini görüyorum. Bu aslında bir rehabilitasyon, ben de senin iyileşmene katkı sağlıyorum, fool! (CHEER!) Listen, bunu mutlaka sana geri iadesini gerçekleştireceğim ama bunu öylece yapmamı benden bekleme. Peki ne olması gerekiyor, bunu merak ettiğinden ve bir an önce bilmek istediğinden eminim. Kemeri senden aldıktan sonra bu yüzüğü sana geri vereceğim Malakai! Yanında duran PGW World Television Championship'i senden kopardıktan sonra bu yüzükle ne yapmak istersen yapabilirsin! Prince of Prestige Grand Wrestling şovunda, sen ile ben kapışacağız! Bu... Kadar!
İplerden destek alarak ayağa kalkan Malakai, iki eliyle en üst ipi tutuyor ve öfkeli bakışlar ile ona bakıyor. Bakışlarını bir an bile olsun onun üstünden çekmiyor ve burnundan soluyor. Bunu yaparken kafasını salladığını da görüyoruz. Ekran 3'e bölünüyor: keyif içerisindeki Bloodline, çıldırmış olan Malakai ve bu maçın grafiği! Bu iş resmiyete dönüyor! Jey ile Malakai, bu kemer için Prince of Prestige Grand Wrestling'de karşı karşıya gelecekler! Bu görüntülerin ardından kameralar kapanıyor ve reklamlar giriyor.
Malakai Black: Bu da neydi seni soytarı! İşi dönüşü olmayan bir noktaya getirmek istemiyorsan, sakinleş ve o yüzüğü hızlı bir şekilde bana geri getir.
Stage'ye varmış ve yüzleri ringe dönük bir şekilde Malakai'ye kulak vermiş olan Bloodline giriyor kadraja. Tama ile Tanga'nın sıradaki hamlesi ne olacağına dair Jey'e baktıklarını, Jey'in ise sırıtarak bu konuşmalara reaksiyon gösterdiğini görüyoruz. Jey konuşmak istiyor ve bir mikrofon istiyor. İstediği mikrofon fazla uzamadan kendisine getiriliyor, Jey elindeki mikrofonu ağzına doğru tuttuktan sonra konuşma yapıyor.
Jey: Can çekişmeni anlıyorum Malakai. Ruh halini biliyorum ve bu anlamsız yüzüğe ne kadar anlam yüklediğini görüyorum. Bu aslında bir rehabilitasyon, ben de senin iyileşmene katkı sağlıyorum, fool! (CHEER!) Listen, bunu mutlaka sana geri iadesini gerçekleştireceğim ama bunu öylece yapmamı benden bekleme. Peki ne olması gerekiyor, bunu merak ettiğinden ve bir an önce bilmek istediğinden eminim. Kemeri senden aldıktan sonra bu yüzüğü sana geri vereceğim Malakai! Yanında duran PGW World Television Championship'i senden kopardıktan sonra bu yüzükle ne yapmak istersen yapabilirsin! Prince of Prestige Grand Wrestling şovunda, sen ile ben kapışacağız! Bu... Kadar!
İplerden destek alarak ayağa kalkan Malakai, iki eliyle en üst ipi tutuyor ve öfkeli bakışlar ile ona bakıyor. Bakışlarını bir an bile olsun onun üstünden çekmiyor ve burnundan soluyor. Bunu yaparken kafasını salladığını da görüyoruz. Ekran 3'e bölünüyor: keyif içerisindeki Bloodline, çıldırmış olan Malakai ve bu maçın grafiği! Bu iş resmiyete dönüyor! Jey ile Malakai, bu kemer için Prince of Prestige Grand Wrestling'de karşı karşıya gelecekler! Bu görüntülerin ardından kameralar kapanıyor ve reklamlar giriyor.
Dominik, zangır zangır titretecek soğuğa çıktığında Cadillac'ı hemen fark ediyor. Oraya doğru yürümeye başlıyor. Genelde olduğu gibi yine suratı sirke satıyor. Cadillac'a binmeden önce camdan şoföre bakıyor.
Sempatik gülüşüyle Liv Morgan onu bekliyormuş! Dominik bir anlık tereddütle uzaklara baksa da kaderine boyun eğip ön koltuğa yerleşiyor.
Liv Morgan: Beni beklemiyordun galiba?
Dirty Dom: Bekliyordum.
Sempatik gülüşüyle Liv Morgan onu bekliyormuş! Dominik bir anlık tereddütle uzaklara baksa da kaderine boyun eğip ön koltuğa yerleşiyor.
Liv Morgan: Beni beklemiyordun galiba?
Dirty Dom: Bekliyordum.
Liv Morgan: Aaa! O zaman... Nereye gideceğimizden de haberin vardır.
Dom cevap vermiyor. Liv ise sürmeye başlıyor arabayı.
Liv Morgan: Geçen hafta bir ameliyat yapmışsın. Hastanın içinde havlu unutmayı senin gibi birine hiç yakıştıramadım.
Dom cevap vermiyor. Liv ise sürmeye başlıyor arabayı.
Liv Morgan: Geçen hafta bir ameliyat yapmışsın. Hastanın içinde havlu unutmayı senin gibi birine hiç yakıştıramadım.