Vince McMahon’a bu işi anladığım zamandan beri güzel bir bakışım yok. Ancak bunun sebebi Mr. McMahon karakteri değil, tamamen Vince’in kendi kişisi idi. Bir hayran olarak beni tatmin edecek senaryo güreşin iyileşmesidir, WWE’nin değil. Vince, bu belgeselde bölgeleri işgal edip, en iyi güreşçilerini çalarken; güreşin selameti yerine kendi cebini düşündüğünü açıkça söyledi. Tabii, iş konusunda bakarsak hakkı da var. Ancak benim tüketici olarak bundan bir kârım yok. Kaldı ki agresif ve etik dışı iş yapma anlayışı ile yarattığı tekelci ortam yüzünden nice kaliteli şirketler kepenk kapattı.
Ancak komik olan şey, Vince aynı şeyleri WCW karşısında yaşayınca “aile şirketi” edebiyatı yapmış olması. Ahlaki olarak sıkıntısı olmasını geçtim, hayatı kendi kurallarına göre yaşayamayacak kadar iki yüzlü bir insan. Hayatı boyunca hile yapmaya özenen, Playboy dergisine verdiği röportajda çocukluğuna dair anlattıkları (
@Centria ile bunun üzerine yazı yazacaktık, sağlık olsun) nedeniyle oluşan sapık tiniyeti ise geçtiğimiz birkaç senede çok net bir şekilde görmüş olduk.
Belgesel, bütün bu kronolojiyi bilmeyen veya son olaylardan haberdar olmayan insanlara bu herifin hastalıklı karakterini görme şansı sağlamış. Umarım toplum içine bir daha çıkamaz.