RPG Gölgelerin İçindeki Hapsediliş


Hellraiser

HOUSE OF BLACK
Katılım
5 Mar 2024
Konular
51
Mesajlar
2,961
Beğeni sayısı
718
PG Nakit
460
Konum
İstanbul
RPG Karakteri
House of Black
Favori Güreşçi
"Macho Man" Randy Savage
Arka plan karanlık bir odada başlıyor. Hafif bir sis, odayı çevreliyor. Malakai Black, yüzünde karakteristik siyah boyası ve gözlerinin derin karanlıkla dolu olduğu bir şekilde karşımızda. Konuşmaya başlamadan önce kısa bir süre sessizce durur başını sağ ve sola sallar, gözlerini kameraya diker ve konuşmaya başlar.

tumblr-be9a5d8d447746273f1fe9aba5779063-afbf7341-400.gif

Malakai Black: Geceleri fısıldayan rüzgârların sesini duydunuz mu? Her an, hiç durmaksızın sizinle konuşurlar. Ama çoğunuz bu sesleri duymazsınız, çünkü kulaklarınızı kapatmayı seçersiniz. Oysa o rüzgârlar size hep aynı teklifi sunar: Bilmediğiniz bir dünyanın kapılarını açmak. O kapının ardında ne olduğunu bilmezsiniz, çünkü o dünya sizin bildiğinizden tamamen farklıdır. Burada karanlık hüküm sürer, gölgeler gerçek olur, sıradan olan her şeyin anlamı kaybolur. Bu dünya, hayal gücünüzün ötesindedir. Ve işte ben, o dünyada hükmedenim. Sizler yalnızca etten kemikten ibaret olabilirsiniz, ama ben... Ben karanlığın lorduyum. Burada var olan her ruh, her gölge, her nefes, benim çağrımın yankısıdır. Bu dünyada, benim iradem dışında hiçbir şey var olamaz. Gölgeler bile bana hizmet eder. Unuttuğunuz bir gerçeği size hatırlatmak istiyorum. İnsanlar, yüzyıllardır ışığa tapar. Işık, onların umut kaynağıdır, sığınağıdır. Onu kutsal sayarlar, çünkü karanlıktan korkarlar. Ama bu tapınma, bir yanılgıdır. Çünkü ışığın var olabilmesi için karanlık gereklidir. O çok yücelttiğiniz ışık, karanlığın bağrından doğar ve eninde sonunda yine ona teslim olur. Işık yalnızca geçici bir parıltıdır. Asıl gerçeklik, karanlıktır. Ve ben, o karanlığın kendisiyim. Ne kadar kaçarsanız kaçın, sonunda gölgeler arasında buluşacağız. Işık, varlığını sürdürmek için bana muhtaçtır. Ama sizler, ona sığınıp karanlığı reddettikçe, gerçeğin kendisinden kaçıyorsunuz.Siz, gözlerinizi kapattığınızda ne görüyorsunuz? Boşluk, değil mi? İşte o boşluk, benim krallığım. O karanlık ve sessiz dünya, varlık ile yokluk arasındaki ince çizgi, benim hükmettiğim alandır. Zamanın durduğu, ışığın sönmeye yüz tuttuğu, ruhların sessizce kaybolduğu o yer... Burası, benim gerçekliğimdir. Siz bu dünyadan kaçabileceğinizi sanıyorsunuz. Ama gölgelerin ardında her zaman bir göz, bir kulak, bir varlık vardır. O varlık benim. Kaçamazsınız. En derin korkularınızda bile bana rastlayacaksınız. Çünkü karanlık asla yalnız kalmaz.

tumblr-24feb602082a304910fc2f567839961c-13ec92eb-400.gif

Bir kez daha düşünün. Her nefes alışınızda hissettiğiniz o belirsizlik, tam da benim dünyamın işaretidir. Ruhunuzun derinliklerinde bir fısıltı duyduğunuzda, bilmelisiniz ki o benim çağrımdır. O uğursuz ses, zihninizin en karanlık köşelerinde yankılanır, sizi ele geçirir. Bu kaçınılmazdır. Gölgeler arasında bana katılmaya hazır olun. Çünkü sonunda hepimiz karanlığa döneceğiz. Ve ben, her zaman orada olacağım. Gölgeler asla yalnız kalmaz, karanlık asla sona ermez. Siz ne kadar direnirseniz direnin, sonunda yüzleşeceksiniz. Gerçekliğinizi oluşturan her şey, er ya da geç benim hükümranlığıma girecek. Işığın sönüp karanlığın egemen olduğu o an geldiğinde, yalnızca bir soru kalacak: Bu sonsuz karanlıkta bana hizmet etmeye hazır mısınız? Gölgeler arasında saklanabilirsiniz, ama unutmayın, karanlık her zaman sizi bulur. Bu karanlıkta kaybolmaktan korktuğunuzu biliyorum. Çünkü bilinmeyen, her zaman korkutucudur. İnsan zihni, ışıkla beslenmeye programlanmıştır; güvende hissettiğiniz her an, kendinizi ışığın sıcaklığına bırakıyorsunuz. Fakat unuttuğunuz bir şey var: Işığın olduğu yerde karanlık da her zaman vardır. Ve karanlık, daima orada olacak, siz fark etmeseniz bile. Gözleriniz ışığa alıştığında, gölgeleri görmezden gelirsiniz. Ama karanlık, sabırla sizi bekler. Çünkü o sabırsız değildir; ne olursa olsun, er ya da geç herkes karanlığın soğuk kollarına teslim olur. İşte bu yüzden, karanlık asla kaybetmez. Işığın zaferi geçicidir, karanlığın ise kaçınılmazdır.

tumblr-563b95cf0a782407a830132d24f9544c-72f0d2b9-400.gif

Şimdi kendinize bir soru sorun: Siz bu kaçınılmaz sonla yüzleşmeye hazır mısınız? Kaçmaya çalıştığınız her an, aslında karanlığa biraz daha yaklaştığınızı fark ediyor musunuz? Çünkü her adımınızda gölgeler sizinle yürür. Onlar sizinle nefes alır, sizinle bekler ve sonunda sizi sarar. Bu gölgeler benim ordumdur. Siz ne kadar güçlü olursanız olun, ne kadar kaçarsanız kaçın, en sonunda beni bulacaksınız. Çünkü karanlık, her zaman zaferi kucaklar. O gölgelerden biri olacağınızı kabul edin. Çünkü gerçek özgürlüğünüz, karanlığın kollarında saklı. Işığa ne kadar taparsanız tapın, o hep sınırlıdır. Işık, sonlu bir enerjidir; doğar, parlar ve en sonunda sönmeye mahkumdur. Ama karanlık? O sonsuzdur. Karanlık asla yorulmaz, asla tükenmez. Karanlık, evrenin en kadim gerçeğidir. Kainatın en başında yalnızca karanlık vardı ve en sonunda da karanlık kalacaktır. Bu evrende var olan her şey, karanlığa dönmek zorundadır. Ben de bu kadim gerçeğin bir parçasıyım. Karanlığın ölümsüzlüğünü temsil ediyorum. Ve sizler, ışığın peşinde koşan zavallılar, er ya da geç bu gerçeği kabul edeceksiniz. Karanlığın ne kadar güçlü olduğunu anlamanız için ona teslim olmanız gerekiyor. Onu reddettikçe, sadece kendi kaçınılmaz sonunuzu erteliyorsunuz. Ama kabul ederseniz? İşte o zaman gerçekten güçleneceksiniz. Çünkü karanlık, yalnızca korkakları tüketmez; karanlık, onu kucaklayanlara güç verir. Onlar, karanlığın içindeki gizli bilgeliği keşfeder. Siz, yalnızca ışıkta yolunu bulmaya çalışıyorsunuz. Ama gerçek bilgi, gölgelerin arasında saklıdır. O gölgeler arasında yürümeyi öğrendiğinizde, gerçek güç nedir o zaman anlayacaksınız. Ben size bu yolu gösteriyorum. Benimle gelin ve gölgelerde kaybolun. Gölgelerin sizi sarıp sarmaladığı o an, artık yeni bir gerçekliğe adım atmış olacaksınız. Gölgeler size aittir, tıpkı sizin bana ait olduğunuz gibi.

tumblr-f4734dfe1cf975490f3604230ee7fb45-080cd6c3-400.gif

Ve unutmayın, karanlıkta yalnız değilsiniz. Orada ben varım. Her adımınızı izleyen, her nefesinizi hisseden... Ben, Malakai Black. Karanlığın lordu, gölgelerin efendisi. Karanlık asla yalnız kalmaz. Ve siz, kaçınılmaz olanla yüzleşmeye ne kadar hazır olduğunuzu düşünürseniz düşünün, gölgeler her zaman kazanır. Karanlık her zaman galip gelir. Şimdi size bir kez daha soruyorum: Işığın geçici zaferine mi sığınacaksınız, yoksa karanlığın sonsuz gücünü mü kabul edeceksiniz? Karar sizin... Ama ne olursa olsun, eninde sonunda hepiniz karanlığa döneceksiniz.

"O yüzden, kaçmayın. Direnmeyin. Karanlığı kucaklayın. Çünkü kaçınılmaz olanı kabul edenler, sonsuz gücü elde ederler. Ve unutmayın, gölgeler beni çağırır, ben de sizi..."


Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor.


bUGXayWD_o.png


Hayır, hayır! Ekranlar kapanmadı!


QFI.gif


“Ekranlar karıncalı görüntülerle dolarken, birdenbire eski bir kapı gıcırdaması duyulur ve siyah-beyaz bir video ekrana yansır. Kamera, ıssız bir ormanda, sisin arasında ilerler. Ay ışığı, ağaçların arasından zar zor seçilen bir kiliseyi aydınlatır.”

church2.png


Kameranın bakış açısı, kiliseye yaklaştıkça yavaşça içeri süzülür. İçinde Nathan Graves bir sandalyeye bağlanmış halde, gözleri sıkıca kapatılmış bir bezle bağlıdır. Etrafını göremediği için yüzünde korku ve panik okunur.”

church1.png


Nathan Graves:
Bu da ne? Burası neresi?! Neler oluyor?!

“Nathan ellerini hareket ettirmeye çalışır ama bağlandığı iplerden kurtulamaz. Aniden bir adım sesi duyulur. Nathan, kimin yaklaştığını göremez ama nefesini hisseder. Karşısında karanlık bir varlık olduğunu biliyordur.”

church3.png


Malakai Black(sakin bir sesle):

“Ah, Nathan... Ne kadar çaresizsin. Gözlerin bağlı, hiçbir şey göremiyorsun, değil mi? Ama gözlerinin önündeki karanlık sadece bir başlangıç. Asıl karanlık, içinde gizlenen ve seni yutmaya hazır olan o derin boşluktur. Merak etme, yakında bu boşluğu daha iyi anlayacaksın. Seninle paylaşacağım çok şey var.”

Nathan, kim olduğunu anlamaya çalışırken nefesini düzene sokmaya çalışır, ama gözlerinin bağlı olması onu daha da panik haline sokar.


Nathan Graves:
“Kimsin sen?! Ne istiyorsun benden?”

Malakai Black:
“Sorular… Ah, sorular. Hepsinin cevabı karanlıkta saklı. Karanlık seni çağırıyor, Nathan. Dedem Vanta Black’in bana öğrettiği gibi, gölgelerden kaçamazsın. Şu an karanlık senin en büyük korkun olabilir, ama bu sadece bir yanılsama. Işığın seni kurtaracağını düşünüyorsun, değil mi? Oysa ışık, seni her zaman terk eder. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Gözlerini açamayacaksın, çünkü karanlık seninle.”

Nathan, etrafında olan biteni anlamaya çalışırken nefesi hızlanır.


Nathan Graves:
“Bana ne yapıyorsun?!”


Malakai Black(gülümseyerek):
“Sana gerçeği gösteriyorum. Gözlerini açamayacaksın, ama gerçek her zaman gözlerinin önündeydi, Nathan. Karanlık. Işığa bağımlı kaldığın sürece güçsüzsün. Benimle birlikte karanlığı kabul ettiğinde, o zaman gerçekten göreceksin.”

Nathan’ın bağlı gözleri, karanlıkla iç içe olurken, Malakai yavaşça onun etrafında dolaşır. Yalnızca Nathan’ın hissettiği varlığı vardır, ne olduğunu anlayamadığı. Malakai, Nathan'ın arkasında durup kulağına fısıldar.


Malakai Black:
“Gölgeler seni içine çektiğinde, geriye dönüş yoktur, Nathan. Artık aydınlığa dönemezsin. Karanlık seninle. Benimle. Bundan sonra her nefesin, her düşüncen, karanlığa ait olacak. Gözlerini kapattığında gördüğün karanlık, seni asla terk etmeyecek. Gölgeler seni içine çektiğinde, geriye dönüş yoktur, Nathan. Artık aydınlığa dönemezsin. Karanlık seninle. Benimle. Bundan sonra her nefesin, her düşüncen, karanlığa ait olacak. Gözlerini kapattığında gördüğün karanlık, seni asla terk etmeyecek.”

Odanın içindeki gölgeler hareket etmeye başlar, duvarlarda dolaşan figürler gibi. Kamera, Nathan’ın bağlı ellerine ve dehşete düşmüş yüzüne yakın çekim yapar. Son görüntü, Malakai Black’in Nathan’ın arkasında karanlıkta kaybolan figürüdür. Ekran tamamen kararır ve izleyicilerin kulaklarına sadece Malakai’nin son fısıldayan sesi gelir.


Malakai Black:
“Karanlığa hoş geldin, Nathan. Artık sen de onlara aitsin.”

Ekran tamamen kararırken, yalnızca Nathan’ın çaresiz nefes alış verişleri duyulur. Ardından tüm sesler kesilir. Karanlığın ortasında sadece Malakai Black’in fısıldayan sesi yankılanır.

Malakai Black:
“Artık geri dönüş yok, Nathan. Bu karanlık seni asla bırakmayacak. Karanlığın sonsuzluğunda kaybolacaksın... tıpkı benim gibi.”

church4.png

Aniden bir fırtına sesi yükselir, rüzgarın uğultusu ve kapıların çarpış sesi ekrana gelir. Kamera tekrar açıldığında kilise boş ve terk edilmiş görünmektedir. Nathan, sandalyede değil, odada hiçbir iz yoktur. Kilisenin tek kapısı aralık kalmış, sis içeri süzülmeye devam etmektedir. Malakai Black’in sesi, bir kez daha derinden yankılanır.

Malakai Black:
“Gölgeler seni yuttu, Nathan. Şimdi hepimiz gibi, karanlığın bir parçasısın.”

Ekran bir kez daha kararıp sessizleşir. Sadece karanlık ve boşluk kalır.

bUGXayWD_o.png
 
Son düzenleme:
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: