(( Arka plan karanlık bir odada başlıyor. Hafif bir sis, odayı çevreliyor. Malakai Black, yüzünde karakteristik siyah boyası ve gözlerinin derin karanlıkla dolu olduğu bir şekilde karşımızda. Konuşmaya başlamadan önce kısa bir süre sessizce durur başını sağ ve sola sallar, gözlerini kameraya diker ve konuşmaya başlar. ))
Malakai Black:
Burası... sizin için bir ring olabilir, bir arena. Ama benim için burası, sonsuz karanlığın kendisidir. Ve ben o karanlığın efendisiyim. Bugün, sizler bu arenada basit bir maç izlediğinizi zannediyorsunuz. Enzo ve adamları, kendilerini kahraman olarak görebilirler, savaşa gelenler olabilirler. Ama gerçekte olan... bir yıkımın başlangıcına tanık oldunuz. Bir ritüelin... bir cezanın başlangıcına. Enzo... Eddie... Curt... Hepinizin hikayesi aynı. Siz, bu dünyanın ölümlü kahramanları, her zaman ışığın kazanacağını, karanlığı yenebileceğinizi sanıyorsunuz. Ama anlamıyorsunuz... Karanlık sadece bir düşman değil. Karanlık, sizin içinizde, zihninizde büyüyen bir güçtür. Siz bu ringe çıktığınızda... sadece bedenlerinizi kaybetmediniz. Ruhlarınızı da bu karanlığa teslim ettiniz. Sizler sadece yenilmediniz... sizler artık karanlığın bir parçası oldunuz. Enzo... sen ringde son bir umutla koştun, savaştın. Ama şunu bilmelisin ki, ben seni daha en başında gördüm, seni daha ringe adımını attığın anda okudum. Yaptığın her hamle, her hareket... boşuna bir çabaydı. Tüm enerjinle bana karşı koymaya çalıştın, ama her tekmen boşluğa savruldu, her yumruğun karanlıkta kayboldu. Çünkü ben... her şeyin ötesindeyim. Ben sadece bir dövüşçü değilim, ben bir kavramım. Ben... karanlık kendisiyim. Eddie Edwards, seni defalarca yere serdim. Her seferinde ayağa kalktın, ama her kalkışın, seni daha da aciz gösterdi. Çünkü senin ruhunda bir boşluk var, Eddie. Senin içindeki ışık... soluyor. Her tekmede, her darbede, o ışık biraz daha sönüyor. En sonunda seni, en karanlık yere, geri dönülmez bir boşluğa sürükledim. Black Mass... sadece bir darbe değil. O, varlığınızın sonu. O, bir final. Ve o final, artık senin hayatını şekillendirecek. Her seferinde hatırlayacaksın, nasıl yenildiğini... nasıl tükendiğini. Curt Hawkins... sen ringe geldiğinde, içindeki korkuyu gördüm. Gözlerinde parlayan o çaresizlik, seni ele geçirdi. Arkadaşlarına yardım etmek istedin ama sonunda sen de aynı sona ulaştın. Hepiniz aynı sona varacaksınız... Hepiniz aynı karanlıkta kaybolacaksınız. Çünkü House of Black burada sadece birer dövüşçü değil... Bizler bu evrenin karanlık gücü, içsel kaosun yansımasıyız. Ve biz, her zaman galip geliriz. Sizler için bu sadece bir maçtı. Ama benim için bu, karanlığın büyüdüğünün bir kanıtı. Ben buradayım... House of Black buradayken... hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Biz sadece kazanmayız, biz sadece zafer aramayız. Bizler, sizin en derin korkularınızı gün yüzüne çıkarırız. Sizler geceleri uyurken, o karanlıkta yankılanan korku dolu fısıltılar bizim sesimizdir. O fısıltılar... zihinlerinizi ele geçirir, ruhlarınızı boğar. Sizler farkında olmasanız da... çoktan kaybettiniz. Sizler zayıfsınız. Yaptığınız her hamle boş. Karanlık sizi çevreliyor, sizi boğuyor ve siz bunun farkına varana kadar... çok geç olacak. Bu daha başlangıç. House of Black, yalnızca bedenlerinizi değil... ruhlarınızı da ele geçirecek. Bugün burada düştünüz. Yarın... zihinlerinizde kaybolacaksınız.”
"Karanlık geldi... ve hepimizi yuttu."
PURE Championship... Bir zamanlar benim için bir hedefti. Bir amaçtı. Ama şimdi... Bu kemerin hiçbir önemi kalmadı. Kenny Omega, o kemeri kazandın. Chris Brookes ile savaştın, sonra Randy Orton ortaya çıktı ve seni yere serdi. Bu, sizin oyununuz. Kemerler, unvanlar, güç. Ama ben artık bu oyunun bir parçası değilim. PURE Championship, sadece bir ilüzyondur. Tıpkı sizin kariyerleriniz gibi. Kenny Omega... Chris Brookes... Randy Orton... Hepiniz bu kemer için savaşıyorsunuz. Hepiniz bir parça metalin peşinde koşuyorsunuz. Ama bu savaşın gerçek bir anlamı var mı? Omega, Brookes... sizler birbirinizin hayatlarını kararttınız. Orton, sen ise sahte bir kahraman gibi ortada belirdin ve Omega’ya vurduğun bir RKO ile meydan okudun. Ama gerçek şu ki, her biriniz sadece birer gölgesiniz. Karanlıkta kaybolmuş figürler, gücün peşinde koşan zavallılar. Ama anlamıyorsunuz. Gerçek güç, sizin tuttuğunuz o kemerlerde değil. Gerçek güç... karanlığın kendisindedir. PURE Championship benim umurumda değil. O kemer, sadece yolda bir taş parçasıydı. Artık ilgimi çekmiyor. Omega, sen o kemeri tutabilirsin, onunla gurur duyabilirsin. Ama bir şeyin farkında olman gerekiyor... O kemer seni koruyamaz. O kemer seni karanlıktan saklayamaz. Randy Orton, sen Omega’yı devirdin, kemere meydan okudun. Ama ikiniz de aynı tuzağa düşüyorsunuz. Güç, gözlerinizin önünde duran bir ilüzyon. Benim gücüm ise... arkanızdan gelen karanlıkta yatıyor. Sizler savaşa giriyorsunuz, ama savaştığınız şey sadece birer gölge. O gölge ise ben. House of Black. Siz iki adamın savaşı bana göre sadece bir yanılsama. Kenny Omega, sen en tepeye tırmanmak için her adımını hesaplı atıyorsun. Orton, sen ise sadece eski alışkanlıklarına güveniyorsun. Ama size şunu garanti edebilirim: Ne kadar yükselirseniz yükselin, ne kadar güvenli hissetmeye çalışırsanız çalışın, karanlık her zaman sizi bulur. PURE Championship’in parıltısı gözlerinizi kör edebilir, ama o parıltı sizi kurtaramaz. O karanlık her şeyin sonu olacak. Kenny, sen ringde zaferini kutlarken gözlerinde korkuyu gördüm. O kemeri havaya kaldırdın, ama yorgunluğun her bir hareketinde hissediliyordu. Başını eğdin, ter içinde kaldın. O an fark ettin ki, bu savaşı ucuz atlattın. Ama Orton geldi, seni yere serdi. Senin savaşın henüz bitmedi, Omega. Çünkü sen, o kemeri tutarken gerçek tehdidi henüz fark etmedin. Ve o tehdit ne Orton ne de Brookes. O tehdit... benim. Ben karanlığım, ve karanlık... her şeyin sonudur. Orton, Omega... Sizin savaşınız umurumda değil. Sadece şunu bilmelisiniz ki, ben bu oyunu çoktan terk ettim. PURE Championship için dökülen kan, dökülen ter... benim için anlamsız. Siz iki adam, birbirinizi yok etmek için uğraşırken karanlıkta sizi izleyen biri var. Siz sadece o parıltılı kemerin peşinde koşan hayaletlersiniz. Benim amacım ise çok daha derin, çok daha karanlık. Bu kemer, PURE Championship... artık benim ilgimi çekmiyor. Çünkü sizin savaştığınız şey sadece bir oyun. Ama benim oynadığım oyun... çok daha karanlık, çok daha gerçek. Omega, Orton... sizlerin gücünü kemerler belirleyebilir. Ama benim gücüm karanlığın derinliklerinden geliyor. Bu savaşı siz başlattınız, ama ben bitireceğim. Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, eninde sonunda karanlık her şeyi yutacak. PURE Championship sizin olabilir. Ama unutmamanız gereken bir şey var: Gerçek zafer, gölgelerden gelir. Karanlık sizi her an izliyor. Ve ne kadar kaçmaya çalışırsanız çalışın... karanlıktan kaçamayacaksınız. O karanlık sizi bulduğunda, hiçbir kemer, hiçbir zafer sizi kurtaramayacak. Bu sizin sonunuz olacak.
Bray Wyatt... Bugün bir kez daha karanlığın içinde yürüdün. Bir kez daha zayıf bir ruhu kandırdın. Velveteen Dream... onu nasıl manipüle ettiğini gördüm. Onun güvenini kazandın, sonra onu ringin ortasında parçalara ayırdın. Bu, senin en büyük oyunlarından biri olabilir. Ama anlamadığın bir şey var, Bray... Bu oyun uzun sürmeyecek. Senin sahte karanlığın, gerçeğin karşısında sonunda çökecek. Seninle olan hesaplaşmamız WrestleMania’ya kadar uzanıyor, değil mi? Guerillas of Destiny ile mücadelemizi böldüğün o anı hatırlıyor musun? Spot ışıklarını çaldığın anı? Bu şirkette başarılı olmak için ne kadar ileri gidebileceğini gördüm. Ama bilmediğin bir şey var, Bray... O an sadece sahnede bir yer kapmadın. O an, benim karanlığımın yoluna çıktın. Ve işte bu, senin en büyük hatan oldu. O anı unuttum sanma. Çünkü karanlık unutmamayı öğretir. Karanlık sabırlıdır, Bray. Ve şimdi, o anın hesabını kapatmanın zamanı geldi. Bu şirket, sizin gibi adamlar için bir oyun alanı olabilir. Sizler, her gün sahte bir zafer kazanmak için adımlar atarsınız. Ama Bray, ben oyunun bir parçası değilim. Benim için bu şirket, bir savaş alanı. Karanlığın gerçek yüzüyle tanıştığınız yer. PURE Championship... bir zamanlar benim için bir hedef olabilirdi. Ama artık değil. Randy Orton ve Kenny Omega o kemerin peşinde koşarken, ben daha derin bir gerçeğin peşindeyim. O kemer sadece bir ilüzyon, bir göz boyama aracı. Gerçek gücü, karanlıkta buldum. Ve bu gücü seninle paylaşma zamanı geldi. Bray... Rahibe Abigail’e adadığın her zafer aslında zayıflıklarını gizlemekten başka bir şey değil. O sahte inançların, o sahte gücün... hepsi seni bir arada tutan ince bir ipten ibaret. Senin gerçek kimliğin, her adımında çürümeye devam ediyor. Velveteen Dream’i ringin ortasında parçalara ayırdın. Ama bunu yaparken bir şey fark etmedin, değil mi? Senin o anki zaferin, gerçekte senin çöküşün. Çünkü o ringde kazandığın her şey sahte. Senin manipülasyonların, senin sahte masken... er ya da geç düşecek. Ve o maskenin ardında kalan boşluğu ben dolduracağım.
Televizyon kemeri, senin için bir güç sembolü olabilir. Ama benim için bu kemer sadece bir araç. Bir hedef değil, bir araç. Çünkü bu savaşı kazandığımda, sadece bir kemer almayacağım. Senin ruhunu alacağım, Bray. Senin karanlığını ele geçireceğim. O sahte inançlarını, o sahte zaferlerini birer birer parçalayacağım. Rahibe Abigail’in sana öğrettikleri, seni bu karanlıktan koruyamaz. Çünkü ben karanlığın derinliklerinden geldim. O karanlık seni içine çekecek. Ve bu kez, çıkış yolu olmayacak. Bu sadece bir maç değil, Bray. Bu sadece bir unvan mücadelesi değil. Bu, seninle aramızdaki en büyük hesaplaşma. Senin karanlık maskeni düşüreceğim. Rahibe Abigail’in sana verdiği her şey birer birer yok olacak. Karanlık seni ele geçirecek, çünkü senin o sahte gücün, gerçekte zayıflıklarının bir yansıması. Sen, o maskenin ardında saklanarak hayatta kalmaya çalışıyorsun. Ama ben o maskeyi parçalayacağım. O sahte inançların... o sahte karanlığın... hepsi bitecek. Bray, seninle olan bu savaş artık geri dönüşü olmayan bir yol. PURE Championship artık benim ilgimi çekmiyor. Benim için gerçek hedef sensin. O Television Championship benim hakkım. Ama bu, sadece bir unvan mücadelesi olmayacak. Bu, senin karanlıkta kaybolduğun an olacak. Kendini hazırla, çünkü karanlık seni yutacak. O karanlık seni ele geçirdiğinde, artık geri dönüş yok. Bu senin sonun olacak, Bray. Ve ben, o kemeri senin ellerinden alacağım.
Bray... senin karanlığın bir yalandan ibaret. O karanlıkta ne kadar gizlenirsen gizlen, gerçek seni her zaman yakalar. Senin tüm zaferlerin, Rahibe Abigail’e adadığın her söz, gerçekte senin kim olduğunu saklamaya yetmiyor. Sen bir lider gibi davranıyorsun, ama gerçekte korkan bir çocuksun. O sahte güç gösterin, o sahte gülüşlerin... hepsi seni hayatta tutan zayıf ipler. Ve ben o ipleri birer birer keseceğim. Televizyon kemerini kazandın, ama onun arkasına saklanarak gerçek karanlıktan kaçabileceğini mi sanıyorsun? O kemer seni korumaz, Bray. O kemer, sadece senin sahte gücünün bir sembolü. Ama benim karanlığım... benim karanlığım gerçektir. O karanlık seni içine çektiğinde, hiçbir çıkış yolun olmayacak. Senin masken düşecek ve arkasında kalan gerçek yüzün ortaya çıkacak. O sahte lider, o sahte kahraman... hepsi yıkılacak. WrestleMania’dan beri içimde bir öfke taşıyorum, Bray. O gün senin yüzünden yarım kalan her şey, bu gece yeniden gün yüzüne çıkacak. Ama bu kez yarım kalmayacak. Seninle olan bu hesaplaşmam, senin sahte karanlığını bitirmek için atılan ilk adım. Seninle o ringde karşılaştığımızda, sadece bir kemer için savaşmayacağız. Senin ruhun için savaşacağız. Ve bu savaşı kaybedeceksin. Çünkü gerçek karanlık karşısında sahte masken hiçbir işe yaramayacak.
Televizyon kemeri artık senin ellerinde fazla kaldı. O kemer benim hakkım, ama benim için bu sadece bir araç. Gerçek hedefim sensin, Bray. O sahte karanlığın, o sahte inançların hepsi birer birer yıkılacak. Rahibe Abigail sana o sahte öğretilerini verdi, ama bu kez o da seni kurtaramayacak. Senin sahte gücün, gerçek karanlık karşısında kaybolacak. O karanlıkta kaybolduğunda, artık geri dönüş yok. Bray... senin yolculuğun buraya kadar. O televizyon kemerini taşıyorsun, ama bu sadece bir süreliğine. Çünkü senin karanlığın artık sona yaklaşıyor. Ve o karanlık, seni içine çektiğinde geriye hiçbir şey kalmayacak. Senin ruhunla birlikte, Rahibe Abigail’in sana verdiği her şey de yok olacak. Senin sahte güç gösterilerin, sahte inançların... hepsi bitecek. Çünkü gerçek karanlık her şeyi yutar. Seninle olan bu savaşı kazanacağım, Bray. Ama bu sadece bir kemer için olmayacak. Bu, senin ruhun için olacak. Televizyon Championship’in gerçek sahibi ben olacağım, çünkü gerçek karanlık benimle. Ve bu karanlık senin maskeni düşürecek. O maskenin ardında kalan korkak çocuğu ortaya çıkaracak. O sahte lider, sahte peygamber yıkılacak. Çünkü ben karanlığın gerçek yüzüyüm. Ve bu karanlık seni yutacak, Bray. O gün geldiğinde, Bray, karanlıktan kaçamayacaksın. O karanlık seni içine çekecek ve o ringde gerçek yüzünle karşılaşacaksın. Seninle olan bu savaşta kazanacağım tek şey bir kemer olmayacak. Senin ruhunu alacağım, Bray. Ve senin o sahte zaferlerin, sahte güç gösterilerin sona erecek. Televizyon kemeri senin ellerinde fazla kaldı. Artık zamanı geldi... o kemeri senden alacağım. O sahte inançlarının, Rahibe Abigail’in seni koruduğu son kale de yıkılacak. Bu, senin sonun olacak. Bray... sonun yaklaşıyor. Ve ben, o sonun gerçek karanlığı olacağım. O karanlıkta kaybolmaya hazır ol, çünkü seni orada bulacağım. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. O kemer, o sahte güç... hepsi sona erecek. Çünkü karanlık her zaman galip gelir. Ve bu kez, karanlık benimle birlikte seni yutacak.
Bray... Kenny Omega’yla olan o savaşını izledim. Wyatt Family Compound’da yaşananları gördüm. O, Omega’yı karanlığın içine çekmeye çalıştın. Onu bir canavarın içine hapsetmek istedin. Ama Omega senin oyunun bir parçası olmadı, değil mi? Seninle sonuna kadar savaştı, seni ve aileni ateşe verdi. Ama o gece Omega’nın gözlerinde gördüğüm bir şey vardı, Bray. O gün Omega bir seçim yaptı. O, kendisini ilah gören lider olmayı reddetti. Ve senin sahte karanlığın, ona zarar verdi. Ona sahte bir gerçeği dayattın. O televizyon ekranında ona gösterdiğin şeyler... Rahibe Abigail’in o karanlık öğretileri... hepsi Omega’nın zihinini ele geçirmeye çalıştı. Ama şunu iyi bil Bray... Ben Omega değilim. Ben senin sahte masken karşısında yıkılmam. Senin sahte karanlığın bana işlemez. Omega’yı karanlığa çekmek için ne kadar uğraştın, onu vaftiz etmeye çalıştın, onun içindeki o küçük çocuğu kullanmaya çalıştın. Ama bende o küçük çocuk yok, Bray. Ben karanlıkta doğdum. Ben karanlıkta büyüdüm. O televizyon ekranında Omega’nın yüzleştiği dehşet, benim için bir fısıltıdan ibaret. Senin Rahibe Abigail’in ve o sahte inançların, beni etkileyemez. Sen Omega’yı karanlığa çekmek istedin, ama ben karanlığın kendisiyim. O gece, Omega senin karşında korkuyu hissetti. Ama ben o korkuya gülüp geçerim. Çünkü senin karanlığın sahte. O televizyon ekranında gösterdiğin her şey, Omega’ya korku salmış olabilir. Ama ben o korkunun kaynağıyım. Ben o karanlığın gerçek sahibiyim. Bray... senin o televizyon ekranında gösterdiğin sahte gerçek, Omega’yı yıkmaya çalıştı. Ama anlamıyorsun, değil mi? Senin sahte karanlığın, gerçek karanlıkla karşılaştığında bir anlam ifade etmez. Sen Omega’yı zihinsel ve fiziksel olarak yıkmaya çalıştın. Ama ben, senin o televizyonla oynadığın oyunların ötesindeyim. Senin karşısında duracak olan, sahte bir lider değil. Ben, karanlığın gerçek yüzüyüm. O sahte masken, benim karşıma çıktığında parçalanacak. Omega’yı zorladın, onu boğmaya çalıştın, ona vaazlar verdin. Ama sonunda Omega sana karşı zafer kazanamadı. Çünkü senin oyunlarını gördü ve seninle savaştı. Ama ben Bray, seninle sadece savaşmayacağım. Ben senin maskeni düşüreceğim. Senin o sahte karanlığın artık son bulacak. Omega’yı korkutmaya çalıştığın o televizyon ekranı, bana hiçbir şey yapmaz. Çünkü ben o karanlık ekrandan değilim. Ben o karanlığın içinden gelenim. Ve o karanlık, seni yutacak. O gece Wyatt Family Compound’da yaşananlar, sadece bir başlangıçtı. Omega’nın karanlıkla savaşı, onun için bitmiş olabilir. Ama benim için yeni başlıyor. Seninle olan bu savaş, Bray, çok daha derin bir hesaplaşma olacak. Bu, Omega’nın yaşadığından çok daha büyük bir karanlık olacak. Seninle olan bu savaşta, sadece bir kemer için mücadele etmeyeceğiz. Bu, senin karanlığının gerçek karanlıkla yüzleşme anı olacak. Ve o gün geldiğinde, senin o sahte karanlığın sona erecek. Omega senin sahte karanlığınla savaştı ve kazandı. Ama ben, o savaşı bitirmek için buradayım. Ben o sahte karanlığı sona erdireceğim. Seninle olan bu savaşta, Bray, karanlık gerçek yüzünü gösterecek. Ve o gün geldiğinde, senin ruhunu alacağım. O televizyon ekranında gösterdiğin her şey sona erecek. Çünkü ben karanlığın kendisiyim. Ve karanlık seni yutacak.
"Bray... karanlıktan kaçamazsın. Çünkü ben, karanlığın ta kendisiyim."
(( Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor. ))
Malakai Black:
Burası... sizin için bir ring olabilir, bir arena. Ama benim için burası, sonsuz karanlığın kendisidir. Ve ben o karanlığın efendisiyim. Bugün, sizler bu arenada basit bir maç izlediğinizi zannediyorsunuz. Enzo ve adamları, kendilerini kahraman olarak görebilirler, savaşa gelenler olabilirler. Ama gerçekte olan... bir yıkımın başlangıcına tanık oldunuz. Bir ritüelin... bir cezanın başlangıcına. Enzo... Eddie... Curt... Hepinizin hikayesi aynı. Siz, bu dünyanın ölümlü kahramanları, her zaman ışığın kazanacağını, karanlığı yenebileceğinizi sanıyorsunuz. Ama anlamıyorsunuz... Karanlık sadece bir düşman değil. Karanlık, sizin içinizde, zihninizde büyüyen bir güçtür. Siz bu ringe çıktığınızda... sadece bedenlerinizi kaybetmediniz. Ruhlarınızı da bu karanlığa teslim ettiniz. Sizler sadece yenilmediniz... sizler artık karanlığın bir parçası oldunuz. Enzo... sen ringde son bir umutla koştun, savaştın. Ama şunu bilmelisin ki, ben seni daha en başında gördüm, seni daha ringe adımını attığın anda okudum. Yaptığın her hamle, her hareket... boşuna bir çabaydı. Tüm enerjinle bana karşı koymaya çalıştın, ama her tekmen boşluğa savruldu, her yumruğun karanlıkta kayboldu. Çünkü ben... her şeyin ötesindeyim. Ben sadece bir dövüşçü değilim, ben bir kavramım. Ben... karanlık kendisiyim. Eddie Edwards, seni defalarca yere serdim. Her seferinde ayağa kalktın, ama her kalkışın, seni daha da aciz gösterdi. Çünkü senin ruhunda bir boşluk var, Eddie. Senin içindeki ışık... soluyor. Her tekmede, her darbede, o ışık biraz daha sönüyor. En sonunda seni, en karanlık yere, geri dönülmez bir boşluğa sürükledim. Black Mass... sadece bir darbe değil. O, varlığınızın sonu. O, bir final. Ve o final, artık senin hayatını şekillendirecek. Her seferinde hatırlayacaksın, nasıl yenildiğini... nasıl tükendiğini. Curt Hawkins... sen ringe geldiğinde, içindeki korkuyu gördüm. Gözlerinde parlayan o çaresizlik, seni ele geçirdi. Arkadaşlarına yardım etmek istedin ama sonunda sen de aynı sona ulaştın. Hepiniz aynı sona varacaksınız... Hepiniz aynı karanlıkta kaybolacaksınız. Çünkü House of Black burada sadece birer dövüşçü değil... Bizler bu evrenin karanlık gücü, içsel kaosun yansımasıyız. Ve biz, her zaman galip geliriz. Sizler için bu sadece bir maçtı. Ama benim için bu, karanlığın büyüdüğünün bir kanıtı. Ben buradayım... House of Black buradayken... hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Biz sadece kazanmayız, biz sadece zafer aramayız. Bizler, sizin en derin korkularınızı gün yüzüne çıkarırız. Sizler geceleri uyurken, o karanlıkta yankılanan korku dolu fısıltılar bizim sesimizdir. O fısıltılar... zihinlerinizi ele geçirir, ruhlarınızı boğar. Sizler farkında olmasanız da... çoktan kaybettiniz. Sizler zayıfsınız. Yaptığınız her hamle boş. Karanlık sizi çevreliyor, sizi boğuyor ve siz bunun farkına varana kadar... çok geç olacak. Bu daha başlangıç. House of Black, yalnızca bedenlerinizi değil... ruhlarınızı da ele geçirecek. Bugün burada düştünüz. Yarın... zihinlerinizde kaybolacaksınız.”
"Karanlık geldi... ve hepimizi yuttu."
PURE Championship... Bir zamanlar benim için bir hedefti. Bir amaçtı. Ama şimdi... Bu kemerin hiçbir önemi kalmadı. Kenny Omega, o kemeri kazandın. Chris Brookes ile savaştın, sonra Randy Orton ortaya çıktı ve seni yere serdi. Bu, sizin oyununuz. Kemerler, unvanlar, güç. Ama ben artık bu oyunun bir parçası değilim. PURE Championship, sadece bir ilüzyondur. Tıpkı sizin kariyerleriniz gibi. Kenny Omega... Chris Brookes... Randy Orton... Hepiniz bu kemer için savaşıyorsunuz. Hepiniz bir parça metalin peşinde koşuyorsunuz. Ama bu savaşın gerçek bir anlamı var mı? Omega, Brookes... sizler birbirinizin hayatlarını kararttınız. Orton, sen ise sahte bir kahraman gibi ortada belirdin ve Omega’ya vurduğun bir RKO ile meydan okudun. Ama gerçek şu ki, her biriniz sadece birer gölgesiniz. Karanlıkta kaybolmuş figürler, gücün peşinde koşan zavallılar. Ama anlamıyorsunuz. Gerçek güç, sizin tuttuğunuz o kemerlerde değil. Gerçek güç... karanlığın kendisindedir. PURE Championship benim umurumda değil. O kemer, sadece yolda bir taş parçasıydı. Artık ilgimi çekmiyor. Omega, sen o kemeri tutabilirsin, onunla gurur duyabilirsin. Ama bir şeyin farkında olman gerekiyor... O kemer seni koruyamaz. O kemer seni karanlıktan saklayamaz. Randy Orton, sen Omega’yı devirdin, kemere meydan okudun. Ama ikiniz de aynı tuzağa düşüyorsunuz. Güç, gözlerinizin önünde duran bir ilüzyon. Benim gücüm ise... arkanızdan gelen karanlıkta yatıyor. Sizler savaşa giriyorsunuz, ama savaştığınız şey sadece birer gölge. O gölge ise ben. House of Black. Siz iki adamın savaşı bana göre sadece bir yanılsama. Kenny Omega, sen en tepeye tırmanmak için her adımını hesaplı atıyorsun. Orton, sen ise sadece eski alışkanlıklarına güveniyorsun. Ama size şunu garanti edebilirim: Ne kadar yükselirseniz yükselin, ne kadar güvenli hissetmeye çalışırsanız çalışın, karanlık her zaman sizi bulur. PURE Championship’in parıltısı gözlerinizi kör edebilir, ama o parıltı sizi kurtaramaz. O karanlık her şeyin sonu olacak. Kenny, sen ringde zaferini kutlarken gözlerinde korkuyu gördüm. O kemeri havaya kaldırdın, ama yorgunluğun her bir hareketinde hissediliyordu. Başını eğdin, ter içinde kaldın. O an fark ettin ki, bu savaşı ucuz atlattın. Ama Orton geldi, seni yere serdi. Senin savaşın henüz bitmedi, Omega. Çünkü sen, o kemeri tutarken gerçek tehdidi henüz fark etmedin. Ve o tehdit ne Orton ne de Brookes. O tehdit... benim. Ben karanlığım, ve karanlık... her şeyin sonudur. Orton, Omega... Sizin savaşınız umurumda değil. Sadece şunu bilmelisiniz ki, ben bu oyunu çoktan terk ettim. PURE Championship için dökülen kan, dökülen ter... benim için anlamsız. Siz iki adam, birbirinizi yok etmek için uğraşırken karanlıkta sizi izleyen biri var. Siz sadece o parıltılı kemerin peşinde koşan hayaletlersiniz. Benim amacım ise çok daha derin, çok daha karanlık. Bu kemer, PURE Championship... artık benim ilgimi çekmiyor. Çünkü sizin savaştığınız şey sadece bir oyun. Ama benim oynadığım oyun... çok daha karanlık, çok daha gerçek. Omega, Orton... sizlerin gücünü kemerler belirleyebilir. Ama benim gücüm karanlığın derinliklerinden geliyor. Bu savaşı siz başlattınız, ama ben bitireceğim. Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, eninde sonunda karanlık her şeyi yutacak. PURE Championship sizin olabilir. Ama unutmamanız gereken bir şey var: Gerçek zafer, gölgelerden gelir. Karanlık sizi her an izliyor. Ve ne kadar kaçmaya çalışırsanız çalışın... karanlıktan kaçamayacaksınız. O karanlık sizi bulduğunda, hiçbir kemer, hiçbir zafer sizi kurtaramayacak. Bu sizin sonunuz olacak.
Bray Wyatt... Bugün bir kez daha karanlığın içinde yürüdün. Bir kez daha zayıf bir ruhu kandırdın. Velveteen Dream... onu nasıl manipüle ettiğini gördüm. Onun güvenini kazandın, sonra onu ringin ortasında parçalara ayırdın. Bu, senin en büyük oyunlarından biri olabilir. Ama anlamadığın bir şey var, Bray... Bu oyun uzun sürmeyecek. Senin sahte karanlığın, gerçeğin karşısında sonunda çökecek. Seninle olan hesaplaşmamız WrestleMania’ya kadar uzanıyor, değil mi? Guerillas of Destiny ile mücadelemizi böldüğün o anı hatırlıyor musun? Spot ışıklarını çaldığın anı? Bu şirkette başarılı olmak için ne kadar ileri gidebileceğini gördüm. Ama bilmediğin bir şey var, Bray... O an sadece sahnede bir yer kapmadın. O an, benim karanlığımın yoluna çıktın. Ve işte bu, senin en büyük hatan oldu. O anı unuttum sanma. Çünkü karanlık unutmamayı öğretir. Karanlık sabırlıdır, Bray. Ve şimdi, o anın hesabını kapatmanın zamanı geldi. Bu şirket, sizin gibi adamlar için bir oyun alanı olabilir. Sizler, her gün sahte bir zafer kazanmak için adımlar atarsınız. Ama Bray, ben oyunun bir parçası değilim. Benim için bu şirket, bir savaş alanı. Karanlığın gerçek yüzüyle tanıştığınız yer. PURE Championship... bir zamanlar benim için bir hedef olabilirdi. Ama artık değil. Randy Orton ve Kenny Omega o kemerin peşinde koşarken, ben daha derin bir gerçeğin peşindeyim. O kemer sadece bir ilüzyon, bir göz boyama aracı. Gerçek gücü, karanlıkta buldum. Ve bu gücü seninle paylaşma zamanı geldi. Bray... Rahibe Abigail’e adadığın her zafer aslında zayıflıklarını gizlemekten başka bir şey değil. O sahte inançların, o sahte gücün... hepsi seni bir arada tutan ince bir ipten ibaret. Senin gerçek kimliğin, her adımında çürümeye devam ediyor. Velveteen Dream’i ringin ortasında parçalara ayırdın. Ama bunu yaparken bir şey fark etmedin, değil mi? Senin o anki zaferin, gerçekte senin çöküşün. Çünkü o ringde kazandığın her şey sahte. Senin manipülasyonların, senin sahte masken... er ya da geç düşecek. Ve o maskenin ardında kalan boşluğu ben dolduracağım.
Televizyon kemeri, senin için bir güç sembolü olabilir. Ama benim için bu kemer sadece bir araç. Bir hedef değil, bir araç. Çünkü bu savaşı kazandığımda, sadece bir kemer almayacağım. Senin ruhunu alacağım, Bray. Senin karanlığını ele geçireceğim. O sahte inançlarını, o sahte zaferlerini birer birer parçalayacağım. Rahibe Abigail’in sana öğrettikleri, seni bu karanlıktan koruyamaz. Çünkü ben karanlığın derinliklerinden geldim. O karanlık seni içine çekecek. Ve bu kez, çıkış yolu olmayacak. Bu sadece bir maç değil, Bray. Bu sadece bir unvan mücadelesi değil. Bu, seninle aramızdaki en büyük hesaplaşma. Senin karanlık maskeni düşüreceğim. Rahibe Abigail’in sana verdiği her şey birer birer yok olacak. Karanlık seni ele geçirecek, çünkü senin o sahte gücün, gerçekte zayıflıklarının bir yansıması. Sen, o maskenin ardında saklanarak hayatta kalmaya çalışıyorsun. Ama ben o maskeyi parçalayacağım. O sahte inançların... o sahte karanlığın... hepsi bitecek. Bray, seninle olan bu savaş artık geri dönüşü olmayan bir yol. PURE Championship artık benim ilgimi çekmiyor. Benim için gerçek hedef sensin. O Television Championship benim hakkım. Ama bu, sadece bir unvan mücadelesi olmayacak. Bu, senin karanlıkta kaybolduğun an olacak. Kendini hazırla, çünkü karanlık seni yutacak. O karanlık seni ele geçirdiğinde, artık geri dönüş yok. Bu senin sonun olacak, Bray. Ve ben, o kemeri senin ellerinden alacağım.
Bray... senin karanlığın bir yalandan ibaret. O karanlıkta ne kadar gizlenirsen gizlen, gerçek seni her zaman yakalar. Senin tüm zaferlerin, Rahibe Abigail’e adadığın her söz, gerçekte senin kim olduğunu saklamaya yetmiyor. Sen bir lider gibi davranıyorsun, ama gerçekte korkan bir çocuksun. O sahte güç gösterin, o sahte gülüşlerin... hepsi seni hayatta tutan zayıf ipler. Ve ben o ipleri birer birer keseceğim. Televizyon kemerini kazandın, ama onun arkasına saklanarak gerçek karanlıktan kaçabileceğini mi sanıyorsun? O kemer seni korumaz, Bray. O kemer, sadece senin sahte gücünün bir sembolü. Ama benim karanlığım... benim karanlığım gerçektir. O karanlık seni içine çektiğinde, hiçbir çıkış yolun olmayacak. Senin masken düşecek ve arkasında kalan gerçek yüzün ortaya çıkacak. O sahte lider, o sahte kahraman... hepsi yıkılacak. WrestleMania’dan beri içimde bir öfke taşıyorum, Bray. O gün senin yüzünden yarım kalan her şey, bu gece yeniden gün yüzüne çıkacak. Ama bu kez yarım kalmayacak. Seninle olan bu hesaplaşmam, senin sahte karanlığını bitirmek için atılan ilk adım. Seninle o ringde karşılaştığımızda, sadece bir kemer için savaşmayacağız. Senin ruhun için savaşacağız. Ve bu savaşı kaybedeceksin. Çünkü gerçek karanlık karşısında sahte masken hiçbir işe yaramayacak.
Televizyon kemeri artık senin ellerinde fazla kaldı. O kemer benim hakkım, ama benim için bu sadece bir araç. Gerçek hedefim sensin, Bray. O sahte karanlığın, o sahte inançların hepsi birer birer yıkılacak. Rahibe Abigail sana o sahte öğretilerini verdi, ama bu kez o da seni kurtaramayacak. Senin sahte gücün, gerçek karanlık karşısında kaybolacak. O karanlıkta kaybolduğunda, artık geri dönüş yok. Bray... senin yolculuğun buraya kadar. O televizyon kemerini taşıyorsun, ama bu sadece bir süreliğine. Çünkü senin karanlığın artık sona yaklaşıyor. Ve o karanlık, seni içine çektiğinde geriye hiçbir şey kalmayacak. Senin ruhunla birlikte, Rahibe Abigail’in sana verdiği her şey de yok olacak. Senin sahte güç gösterilerin, sahte inançların... hepsi bitecek. Çünkü gerçek karanlık her şeyi yutar. Seninle olan bu savaşı kazanacağım, Bray. Ama bu sadece bir kemer için olmayacak. Bu, senin ruhun için olacak. Televizyon Championship’in gerçek sahibi ben olacağım, çünkü gerçek karanlık benimle. Ve bu karanlık senin maskeni düşürecek. O maskenin ardında kalan korkak çocuğu ortaya çıkaracak. O sahte lider, sahte peygamber yıkılacak. Çünkü ben karanlığın gerçek yüzüyüm. Ve bu karanlık seni yutacak, Bray. O gün geldiğinde, Bray, karanlıktan kaçamayacaksın. O karanlık seni içine çekecek ve o ringde gerçek yüzünle karşılaşacaksın. Seninle olan bu savaşta kazanacağım tek şey bir kemer olmayacak. Senin ruhunu alacağım, Bray. Ve senin o sahte zaferlerin, sahte güç gösterilerin sona erecek. Televizyon kemeri senin ellerinde fazla kaldı. Artık zamanı geldi... o kemeri senden alacağım. O sahte inançlarının, Rahibe Abigail’in seni koruduğu son kale de yıkılacak. Bu, senin sonun olacak. Bray... sonun yaklaşıyor. Ve ben, o sonun gerçek karanlığı olacağım. O karanlıkta kaybolmaya hazır ol, çünkü seni orada bulacağım. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. O kemer, o sahte güç... hepsi sona erecek. Çünkü karanlık her zaman galip gelir. Ve bu kez, karanlık benimle birlikte seni yutacak.
Bray... Kenny Omega’yla olan o savaşını izledim. Wyatt Family Compound’da yaşananları gördüm. O, Omega’yı karanlığın içine çekmeye çalıştın. Onu bir canavarın içine hapsetmek istedin. Ama Omega senin oyunun bir parçası olmadı, değil mi? Seninle sonuna kadar savaştı, seni ve aileni ateşe verdi. Ama o gece Omega’nın gözlerinde gördüğüm bir şey vardı, Bray. O gün Omega bir seçim yaptı. O, kendisini ilah gören lider olmayı reddetti. Ve senin sahte karanlığın, ona zarar verdi. Ona sahte bir gerçeği dayattın. O televizyon ekranında ona gösterdiğin şeyler... Rahibe Abigail’in o karanlık öğretileri... hepsi Omega’nın zihinini ele geçirmeye çalıştı. Ama şunu iyi bil Bray... Ben Omega değilim. Ben senin sahte masken karşısında yıkılmam. Senin sahte karanlığın bana işlemez. Omega’yı karanlığa çekmek için ne kadar uğraştın, onu vaftiz etmeye çalıştın, onun içindeki o küçük çocuğu kullanmaya çalıştın. Ama bende o küçük çocuk yok, Bray. Ben karanlıkta doğdum. Ben karanlıkta büyüdüm. O televizyon ekranında Omega’nın yüzleştiği dehşet, benim için bir fısıltıdan ibaret. Senin Rahibe Abigail’in ve o sahte inançların, beni etkileyemez. Sen Omega’yı karanlığa çekmek istedin, ama ben karanlığın kendisiyim. O gece, Omega senin karşında korkuyu hissetti. Ama ben o korkuya gülüp geçerim. Çünkü senin karanlığın sahte. O televizyon ekranında gösterdiğin her şey, Omega’ya korku salmış olabilir. Ama ben o korkunun kaynağıyım. Ben o karanlığın gerçek sahibiyim. Bray... senin o televizyon ekranında gösterdiğin sahte gerçek, Omega’yı yıkmaya çalıştı. Ama anlamıyorsun, değil mi? Senin sahte karanlığın, gerçek karanlıkla karşılaştığında bir anlam ifade etmez. Sen Omega’yı zihinsel ve fiziksel olarak yıkmaya çalıştın. Ama ben, senin o televizyonla oynadığın oyunların ötesindeyim. Senin karşısında duracak olan, sahte bir lider değil. Ben, karanlığın gerçek yüzüyüm. O sahte masken, benim karşıma çıktığında parçalanacak. Omega’yı zorladın, onu boğmaya çalıştın, ona vaazlar verdin. Ama sonunda Omega sana karşı zafer kazanamadı. Çünkü senin oyunlarını gördü ve seninle savaştı. Ama ben Bray, seninle sadece savaşmayacağım. Ben senin maskeni düşüreceğim. Senin o sahte karanlığın artık son bulacak. Omega’yı korkutmaya çalıştığın o televizyon ekranı, bana hiçbir şey yapmaz. Çünkü ben o karanlık ekrandan değilim. Ben o karanlığın içinden gelenim. Ve o karanlık, seni yutacak. O gece Wyatt Family Compound’da yaşananlar, sadece bir başlangıçtı. Omega’nın karanlıkla savaşı, onun için bitmiş olabilir. Ama benim için yeni başlıyor. Seninle olan bu savaş, Bray, çok daha derin bir hesaplaşma olacak. Bu, Omega’nın yaşadığından çok daha büyük bir karanlık olacak. Seninle olan bu savaşta, sadece bir kemer için mücadele etmeyeceğiz. Bu, senin karanlığının gerçek karanlıkla yüzleşme anı olacak. Ve o gün geldiğinde, senin o sahte karanlığın sona erecek. Omega senin sahte karanlığınla savaştı ve kazandı. Ama ben, o savaşı bitirmek için buradayım. Ben o sahte karanlığı sona erdireceğim. Seninle olan bu savaşta, Bray, karanlık gerçek yüzünü gösterecek. Ve o gün geldiğinde, senin ruhunu alacağım. O televizyon ekranında gösterdiğin her şey sona erecek. Çünkü ben karanlığın kendisiyim. Ve karanlık seni yutacak.
"Bray... karanlıktan kaçamazsın. Çünkü ben, karanlığın ta kendisiyim."
(( Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor. ))