- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 95
- Mesajlar
- 6,742
- Beğeni sayısı
- 1,675
- PG Nakit
- 1,130
- RPG Karakteri
- Alberto El Patron
- Favori Güreşçi
- Mini Cane
Val Venis: BİR DAHA ONA YAKLAŞIRSAN SENİ DOĞDUĞUN DELİĞE GERİ SOKARIM MEKSİKALI PİÇ KURUSU! ELİMDE KALMADAN SİKTİR GİT BURADAN! SİKTİR GİT!!
Hala doğrulmadan burnundaki kanamayı kontrol etmeye çalışan Alberto Del Rio, ölüm sessizliğiyle Val Venis'e bakıyor. Soğukkanlı bir şekilde ayağa kalkarken burnunu tuttuğu eli kolu her yeri kan içinde kalıyor. Venis'e son bir kez bakıyor.
Alberto Del Rio: Bunu yaptığına pişman olacaksın.
Alberto Del Rio orayı öfkeyle terk ederken bu söz Venis'i iyice çıldırtıyor ancak Mary ve Tyler Breeze ona engel oluyorlar. Val Venis'i sakinleştirmeye çalışırlarken kameralar başka tarafa çevriliyor.
2 EYLÜL 2024
23:38
Kameralarımız Providence Portland Medical Center’in önünde açılıyor. Acil girişine oldukça lüks siyah bir araba yanaşıyor ve takım elbiseli bir adam iniyor. Yüzünü göremiyoruz çünkü yüzüne havlu bastırılmış durumda, içeri girdiğinde bağırıp çağırdığı duyuyoruz.
“düzeltin şunu.”
Bu cümleyle beraber kameralarımız kapanıyor, daha sonrasında yeniden açıldığında ise kameralarımız bu kez havuz başında. Yüzünü eliyle kapatan bir isim var havuzun başında. Elini yüzünden yavaş yavaş çektiğinde ise bu ismin yüzünde bir de maske olduğunu görüyoruz, bu isim Alberto “El Patron” Del Rio!
Alberto “El Patrón” del Río: Hijo de puta. Tam da birkaç gün kala. Buna benzer bir şey takmayalı neredeyse 20 yıl oldu. Ve bu yüzümdeki şey, dünyadaki en tiksinç hislerden birisini yaşatıyor. Tıpkı… Cody Rhodes’muşum gibi hissettiriyor. Ve buna daha fazla sabredemeyeceğim, zaten biz bizeyiz. Burada herhangi bir şeyden korunmama gerek yok.
El Patron yüzündeki maskeden tek hamlede kurtuluyor ve önündeki havuza atıyor. Ardından sanki üzerinden dünyanın yükü kalkmışçasına devam ediyor.
Alberto “El Patrón” del Río: Bu şirkette neredeyse 1 yılı geride bıraktım ve şahit olduğum bu şey… bu şirketin daha önce hiç bu kadar çaresiz olduğunu hissettirmemişti. Bugüne kadar şirketin en büyük şampiyonuna ne zaman böyle bir şey yapıldı ha? Ospreay’e ne zaman yapıldı? Hardy’e ne zaman yapıldı? Daniels’a ne zaman yapıldı? Neyse… böyle şeyler her zaman beni bulur zaten. Sadece birkaç gün içinde büyük bir lansman olacaktı. Fakat bunun için de bir planım var. Aslında her şey için bir planım var, tıpkı… Batman gibi. Evet. Bunu söylemek yanlış olmaz. Ben PGW’un Batman’iyim. Bu şirketteki en zengin adamım, en zeki adamım, en güçlü adamım. Açın da bir okuyun, bugüne kadar kimin Batman’a karşı şansı oldu ha? Belki biraz Superman, fakat Venis sen daha çok… Hombre de Lunares’e benziyorsun. Etrafa kendinden bir parça bırakan, üçüncü sınıf bir aktörün canlandırdığı bir kurmaca karakter gibisin… Aslında gibisi fazla. Sen busun Venis, bundan tek bir polkadot fazlası değil. Hahahaha. Şuna bak. Malikanemdeyim, belimde bir şampiyonluk ve benim için çalışan onlarca adama sahibim. Sen neye sahip olmak istersen bir fazlasıyım. Hatta gel bunu biraz örneklendirelim. Sen bu şirkette bir kere ana kemer şampiyon oldun, fakat ben tam 3 kez. Bak! Bir bile değil sen neye sahip olmak istersen iki fazlasıyım! Ama üstüne bu kadar gitmeyeceğim. Çünkü bir fazlası olduğum şeyler de var. Mesela… Mary! Evet amigo. Önümdeki bu küçük lensten bile dişlerini gıcırdatışını duyabiliyorum fakat ister kabul et ister etme. Beni ilgilendirmez. Gerçek bu. Hatun resmen bana hasta. Ve bunun için sakın onu suçlama. Kim olsa beni sana tercih eder. Piramidin en tepesindeki adama karşılık, çakma sarışın bir sidekick ile her gün bas ya da pas oynayan bir ihtiyar. Tahmin edebileceğin kadar bile kolay değil. Ondan da kolay! Ama üzülme amigo, senin yerine eminim ki biz de bir tur bas ya da pas oynarız! Belki tam da bu havuzun kenarında, ahahahhaha.
Alberto öyle keyifleniyor ki, bir an burnunun ağrısını unutmuşa benziyor. Yanı başındaki içkisinden bir yudum alıyor ve devam ediyor.
Alberto “El Patrón” del Río: Lockdown… Alberto El Patron efsanesinin başladığı yer. Estirdiğim terörün başlangıç noktası. Her şey dün gibi, halbuki… zaman ne kadar hızlı geçiyor öyle değil mi? Fakat şimdi arkama bir bakıyorum da… gördüğüm tek şey kocaman bir imparatorluk. El Patron’un imparatorluğu. Karşısına çıkmış herkesi… karşısına çıkabilecek herkesi yerle bir eden bir adamın imparatorluğu. No puedo estar más orgulloso de mí mismo. (Kendimle daha fazla gurur duyamazdım.) Ta ki bugüne kadar. Evet amigo, doğru duydun. Planlarım var. Her zamanki gibi. Önce seni tüm PGW’a, ardından da biricik Mary’ne rezil edeceğim. Fakat öncesinde çözmem gereken bir şey var.
Alberto şimdiye kadar kadrajda gözükmeyen bir yerden çanta çıkartıyor ve çantayı kameraya ters gelecek şekilde açıyor. Alberto, içinde ne olduğunu göremediğimiz çantaya hafif tebessüm hafif hüznün eşliğinde bakarken kameralar kapanmadan onun son kelimelerini duyuyoruz.
…eski dostum…
Son düzenleme: