(( Arka plan karanlık bir odada başlıyor. Hafif bir sis, odayı çevreliyor. Malakai Black, yüzünde karakteristik siyah boyası ve gözlerinin derin karanlıkla dolu olduğu bir şekilde karşımızda. Konuşmaya başlamadan önce kısa bir süre sessizce durur başını sağ ve sola sallar, gözlerini kameraya diker ve konuşmaya başlar. ))
Malakai Black:
Karanlık… çoğu insanın korkuyla kaçtığı, bilinmeyenin derinlerinde yatan o boşluk. Ama benim için, karanlık bir düşüş değil; bir yükseliştir. Karanlık, benim için yalnızca bir başlangıç noktası. Ben o karanlıkta yolumu buldum, kendimi buldum. Her adımımda, her mücadelede, kehanet beni daha da derinlere çekti, ruhumu yeniden şekillendirdi. Kehanet… Bu kelimeyi duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Bir kehanet, size sonu anlatır, kaderinizin kaçınılmaz bir son olduğunu söyler. Ama bilmedikleri şey, kehanetin sadece bir yol gösterici olduğudur. Kehanet, beni kaderimin ötesine taşır. Çünkü ben, kehanetin kölesi değilim. Ben, kehanetin ustasıyım. Bu kehanetin beni nasıl dönüştürdüğünü anlamalısınız. Ruhumda yankılanan o karanlık sesleri duydum, onların beni çağırdığını hissettim. Onlar bana öğrettiler… zaferin, yenilginin ötesinde olduğunu. Her yara, her acı, her kayıp, beni daha da güçlendirdi. Her düşüş, kehanetin yeni bir yönünü açığa çıkardı. Ve bu dünya… bu karanlık dünya… benim doğduğum yer, benim yeniden doğacağım yer oldu. Karanlık, her şeyin başlangıcıdır. O, bir son değil; her şeyin yeniden başladığı noktadır. Çünkü ışık, sadece görüneni gösterir; ama karanlık, gerçeğin ta kendisidir. Karanlıkta, kim olduğunu anlarsın, yüzleşirsin. Işık seni aldatır, seni rahatlatır, ama karanlık… karanlık seni teste tabi tutar. Ve ben bu testleri geçtim, bu karanlığın derinliklerinde yeni bir güç buldum. Benim hizmet ettiğim güç, ışığın altında gizlenmeyecek kadar derin, çok daha eski ve çok daha büyük bir güç. Bu güç, karanlığın içinde saklı olan gerçek potansiyeli ortaya çıkarır. Çünkü karanlık, yalnızca bilinmeyenin değil, aynı zamanda sınırsız bir olasılığın da kapısıdır. Karanlıktan güç alıyorum çünkü o, beni sınırlandırmıyor, beni yeniden şekillendiriyor. Ve bu güç, beni karanlığın efendisi yapıyor. PGW… bu isim, birçokları için bir hayal, bir hırsın simgesi. Ama benim için? Sadece bir araç, sadece bir aşama. Benim amacım, kehanetin gerçek anlamını ortaya çıkarmak, bu dünyayı yeniden şekillendirmek. PGW, benim karanlık vizyonumun ilk tuvali olacak. Burada, bu dünyada, ben yeni bir düzen yaratacağım. Herkes, bu düzenin bir parçası olacak. Onların zayıflıkları, onların kibirleri, onların körlükleri… beni zafere götürecek. Ve bu karanlık dünya, benim ellerimde şekillenecek.
Her yenilgi, bana bir şey öğretiyor. Her yara, ruhumu derinleştiriyor. Ve bu kehanet, sadece bir başlangıç. Karanlıkta bulduğum bu yeni güç, beni daha önce kimsenin olmadığı bir yere taşıyacak. Çünkü kehanet, sadece bir kader değil, bir yolculuktur. Ve bu yolculukta, karanlık bana rehberlik ediyor. Ben, karanlığın içindeki güçle büyüdüm. Kehanetin ötesine geçtim, onun sınırlarını aştım. Şimdi ise, bu dünyayı yeniden şekillendirmek için geri döndüm. PGW, sadece bir başlangıç. Buradan başlayarak, her şeyi değiştireceğim. Bu dünya, kehanetimin mekanı olacak. Ve o zaman, herkes karanlığın ne olduğunu anlayacak. Beni tanımayanlar, karanlığın ne kadar derin olduğunu, ne kadar büyüyebileceğini anlayamazlar. Onlar, sadece yüzeyde gördükleriyle yetinirler, gördükleriyle tatmin olurlar. Ama ben… ben yüzeyde kalmam. Ben, her şeyin köküne inerim, her şeyin özüyle birleşirim. Çünkü asıl güç, yüzeyin altında saklıdır. Karanlıkta yürüdüğünüzde, yalnızca kendi gölgelerinizle değil, aynı zamanda başkalarının gölgeleriyle de yüzleşirsiniz. Herkesin sakladığı bir gölgesi vardır; korkuları, zayıflıkları, bastırılmış arzuları. Ve ben, onların gölgelerine ulaşıp onları kendime bağlarım. Onları yönlendirir, kontrol ederim. PGW’deki herkes, eninde sonunda gölgeleriyle yüzleşecek. Ve ben orada olacağım, onları karanlığın içine çekmek için. Bu dünya, artık bildiğiniz dünya olmayacak. Her biriniz, gözlerinizle göremediğiniz bir gerçeğe, bir karanlığa sürükleneceksiniz. Ve bu karanlıkta, yalnızca en güçlüler hayatta kalacak. Ama bu gücü bulmak, karanlığı kucaklamak demektir. Işıktan kaçmak, yalnızca sizi zayıflatır. Ama karanlık, sizi güçlendirir, sizi dönüştürür. Ve bu dönüşüm, kaçınılmazdır.
PGW’nin içindekiler… Hepiniz, kendi hikayelerinizin başrolünde olduğunuzu düşünüyorsunuz. Hepiniz, zaferlerinizle övünüyor, zaaflarınızı gizlemeye çalışıyorsunuz. Ama ben sizi izliyorum. Her birinizi analiz ediyorum. Sizin gölgelerinizde saklanan gerçekleri görüyorum. Ve o gerçekleri, kendime dönüştürüyorum. Sizler, farkında bile olmadan karanlığın bir parçası oluyorsunuz. Bu sadece benim hikayem değil. Bu, bir dönüşümün, bir kehanetin hayata geçişinin hikayesi. Karanlık, her şeyin içindedir; herkesin içinde. Ve ben, o karanlığın anahtarıyım. Ben, o kehanetin tetikleyicisiyim. PGW’de başlayan bu karanlık dalga, tüm dünyaya yayılacak. Kimse bu dalgayı durduramaz. Kimse, kehanetin yönünü değiştiremez. Çünkü bu kehanet, benim kanımda, benim ruhumda yankılanıyor. Her adımda, her nefeste, karanlık benimle birlikte büyüyor. PGW’nin içindekiler, bu karanlığın bir parçası olacak. Onlar bunu istemeyecek, ama buna engel olamayacaklar. Çünkü karanlık, onların içindeki gerçek benliği açığa çıkaracak. Ve o zaman, herkes kim olduğunu anlayacak. Herkes, karanlığın kaçınılmaz olduğunu fark edecek. Gölgenizden kaçamazsınız. Karanlık, peşinizi bırakmaz. Ve ben… ben her zaman orada olacağım. Her zaferde, her yenilgide, ben sizi bekliyor olacağım. Çünkü bu, sadece benim kehanetim değil. Bu, sizin de kaderiniz. PGW’nin içinde bir değişim geliyor. Bu değişim, ışığın sönmesiyle başlayacak. Ve o ışık söndüğünde, geriye kalan tek şey… karanlık olacak. Çürümüş aydınlığın sonu geldiğinde, herkes gerçek yüzünü görecek. Işığın altında saklanmış, zayıflıklarını gizleyenler... onlar için kaçacak bir yer kalmayacak. Çünkü karanlık, her şeyi olduğu gibi gösterir. Gerçeklerin maskesini indirir. Ve ben, o gerçeklerin en karanlık yönlerini ortaya çıkaracağım. Kehanet bana, her şeyin bir sonunun olduğunu öğretti. Ama aynı zamanda, her sonun yeni bir başlangıç olduğunu da gösterdi. Işığın hükmü sona erdiğinde, karanlık hüküm sürecek. Ve ben, bu karanlıkta doğmuş olan, onunla büyümüş olan, onunla şekillenmiş olan bir varlık olarak, o hükmün lideri olacağım.
İnsanlar, ışığın onları koruduğunu düşünür. Ama aslında ışık, onları yanıltır, güçsüzleştirir. Işığın altında, zaferlerinin kalıcılığına inanırlar. Ama o zaferler, sadece birer yanılsamadır. Gerçek zafer, karanlıkta kazanılır. Karanlıkta, her şey çıplak, her şey gerçektir. Ve ben, gerçekleri ortaya çıkarmak için buradayım. Bu şirket, birçok kişinin umutlarını, hayallerini barındırıyor. Ama onların hayalleri, karanlıkla yüzleştiklerinde kabusa dönüşecek. Ben, bu şirketteki herkesin içindeki karanlığı ortaya çıkaracağım. Onların gözlerinden gölgeler geçecek. Kalplerine korku yerleşecek. Ve o zaman, gerçek güç kimde olacak? Elbette ki bende. Bu, sadece bir mücadele değil. Bu, bir dönüşüm. Çürümüş aydınlığın sonu geldiğinde, her şey değişecek. Bu değişim, kaçınılmaz. Herkes, karanlıkla yüzleşmek zorunda kalacak. Ve o zaman, gerçek güç ortaya çıkacak. Çünkü karanlık, sadece bir son değil, aynı zamanda bir başlangıçtır. Ben, bu karanlığın habercisiyim. Ben, bu kehanetin yolcusuyum. Işık sönmeye başladığında, onun yerini karanlık alacak. Ve o karanlıkta, ben hüküm süreceğim. Bu dünya, benim kehanetimin mekanı olacak. Her şey yeniden yazılacak. Her şey, karanlıkta yeniden doğacak. Karanlık, peşinizi bırakmayacak. Siz ne kadar kaçarsanız kaçın, o sizi bulacak. Ve o zaman, yalnızca en güçlü olanlar hayatta kalacak. Çünkü karanlıkta hayatta kalmak, sadece fiziksel bir güce değil, aynı zamanda ruhsal bir güce de bağlıdır. Ve bu güç, sadece benim elimde. Sadece benim. Çürümüş aydınlığın sonu geldi. Ve bu son, sadece bir başlangıç olacak. Hazır olun, çünkü karanlık, kapınızı çalmak üzere...
(( Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor. ))
Malakai Black:
Karanlık… çoğu insanın korkuyla kaçtığı, bilinmeyenin derinlerinde yatan o boşluk. Ama benim için, karanlık bir düşüş değil; bir yükseliştir. Karanlık, benim için yalnızca bir başlangıç noktası. Ben o karanlıkta yolumu buldum, kendimi buldum. Her adımımda, her mücadelede, kehanet beni daha da derinlere çekti, ruhumu yeniden şekillendirdi. Kehanet… Bu kelimeyi duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Bir kehanet, size sonu anlatır, kaderinizin kaçınılmaz bir son olduğunu söyler. Ama bilmedikleri şey, kehanetin sadece bir yol gösterici olduğudur. Kehanet, beni kaderimin ötesine taşır. Çünkü ben, kehanetin kölesi değilim. Ben, kehanetin ustasıyım. Bu kehanetin beni nasıl dönüştürdüğünü anlamalısınız. Ruhumda yankılanan o karanlık sesleri duydum, onların beni çağırdığını hissettim. Onlar bana öğrettiler… zaferin, yenilginin ötesinde olduğunu. Her yara, her acı, her kayıp, beni daha da güçlendirdi. Her düşüş, kehanetin yeni bir yönünü açığa çıkardı. Ve bu dünya… bu karanlık dünya… benim doğduğum yer, benim yeniden doğacağım yer oldu. Karanlık, her şeyin başlangıcıdır. O, bir son değil; her şeyin yeniden başladığı noktadır. Çünkü ışık, sadece görüneni gösterir; ama karanlık, gerçeğin ta kendisidir. Karanlıkta, kim olduğunu anlarsın, yüzleşirsin. Işık seni aldatır, seni rahatlatır, ama karanlık… karanlık seni teste tabi tutar. Ve ben bu testleri geçtim, bu karanlığın derinliklerinde yeni bir güç buldum. Benim hizmet ettiğim güç, ışığın altında gizlenmeyecek kadar derin, çok daha eski ve çok daha büyük bir güç. Bu güç, karanlığın içinde saklı olan gerçek potansiyeli ortaya çıkarır. Çünkü karanlık, yalnızca bilinmeyenin değil, aynı zamanda sınırsız bir olasılığın da kapısıdır. Karanlıktan güç alıyorum çünkü o, beni sınırlandırmıyor, beni yeniden şekillendiriyor. Ve bu güç, beni karanlığın efendisi yapıyor. PGW… bu isim, birçokları için bir hayal, bir hırsın simgesi. Ama benim için? Sadece bir araç, sadece bir aşama. Benim amacım, kehanetin gerçek anlamını ortaya çıkarmak, bu dünyayı yeniden şekillendirmek. PGW, benim karanlık vizyonumun ilk tuvali olacak. Burada, bu dünyada, ben yeni bir düzen yaratacağım. Herkes, bu düzenin bir parçası olacak. Onların zayıflıkları, onların kibirleri, onların körlükleri… beni zafere götürecek. Ve bu karanlık dünya, benim ellerimde şekillenecek.
Her yenilgi, bana bir şey öğretiyor. Her yara, ruhumu derinleştiriyor. Ve bu kehanet, sadece bir başlangıç. Karanlıkta bulduğum bu yeni güç, beni daha önce kimsenin olmadığı bir yere taşıyacak. Çünkü kehanet, sadece bir kader değil, bir yolculuktur. Ve bu yolculukta, karanlık bana rehberlik ediyor. Ben, karanlığın içindeki güçle büyüdüm. Kehanetin ötesine geçtim, onun sınırlarını aştım. Şimdi ise, bu dünyayı yeniden şekillendirmek için geri döndüm. PGW, sadece bir başlangıç. Buradan başlayarak, her şeyi değiştireceğim. Bu dünya, kehanetimin mekanı olacak. Ve o zaman, herkes karanlığın ne olduğunu anlayacak. Beni tanımayanlar, karanlığın ne kadar derin olduğunu, ne kadar büyüyebileceğini anlayamazlar. Onlar, sadece yüzeyde gördükleriyle yetinirler, gördükleriyle tatmin olurlar. Ama ben… ben yüzeyde kalmam. Ben, her şeyin köküne inerim, her şeyin özüyle birleşirim. Çünkü asıl güç, yüzeyin altında saklıdır. Karanlıkta yürüdüğünüzde, yalnızca kendi gölgelerinizle değil, aynı zamanda başkalarının gölgeleriyle de yüzleşirsiniz. Herkesin sakladığı bir gölgesi vardır; korkuları, zayıflıkları, bastırılmış arzuları. Ve ben, onların gölgelerine ulaşıp onları kendime bağlarım. Onları yönlendirir, kontrol ederim. PGW’deki herkes, eninde sonunda gölgeleriyle yüzleşecek. Ve ben orada olacağım, onları karanlığın içine çekmek için. Bu dünya, artık bildiğiniz dünya olmayacak. Her biriniz, gözlerinizle göremediğiniz bir gerçeğe, bir karanlığa sürükleneceksiniz. Ve bu karanlıkta, yalnızca en güçlüler hayatta kalacak. Ama bu gücü bulmak, karanlığı kucaklamak demektir. Işıktan kaçmak, yalnızca sizi zayıflatır. Ama karanlık, sizi güçlendirir, sizi dönüştürür. Ve bu dönüşüm, kaçınılmazdır.
PGW’nin içindekiler… Hepiniz, kendi hikayelerinizin başrolünde olduğunuzu düşünüyorsunuz. Hepiniz, zaferlerinizle övünüyor, zaaflarınızı gizlemeye çalışıyorsunuz. Ama ben sizi izliyorum. Her birinizi analiz ediyorum. Sizin gölgelerinizde saklanan gerçekleri görüyorum. Ve o gerçekleri, kendime dönüştürüyorum. Sizler, farkında bile olmadan karanlığın bir parçası oluyorsunuz. Bu sadece benim hikayem değil. Bu, bir dönüşümün, bir kehanetin hayata geçişinin hikayesi. Karanlık, her şeyin içindedir; herkesin içinde. Ve ben, o karanlığın anahtarıyım. Ben, o kehanetin tetikleyicisiyim. PGW’de başlayan bu karanlık dalga, tüm dünyaya yayılacak. Kimse bu dalgayı durduramaz. Kimse, kehanetin yönünü değiştiremez. Çünkü bu kehanet, benim kanımda, benim ruhumda yankılanıyor. Her adımda, her nefeste, karanlık benimle birlikte büyüyor. PGW’nin içindekiler, bu karanlığın bir parçası olacak. Onlar bunu istemeyecek, ama buna engel olamayacaklar. Çünkü karanlık, onların içindeki gerçek benliği açığa çıkaracak. Ve o zaman, herkes kim olduğunu anlayacak. Herkes, karanlığın kaçınılmaz olduğunu fark edecek. Gölgenizden kaçamazsınız. Karanlık, peşinizi bırakmaz. Ve ben… ben her zaman orada olacağım. Her zaferde, her yenilgide, ben sizi bekliyor olacağım. Çünkü bu, sadece benim kehanetim değil. Bu, sizin de kaderiniz. PGW’nin içinde bir değişim geliyor. Bu değişim, ışığın sönmesiyle başlayacak. Ve o ışık söndüğünde, geriye kalan tek şey… karanlık olacak. Çürümüş aydınlığın sonu geldiğinde, herkes gerçek yüzünü görecek. Işığın altında saklanmış, zayıflıklarını gizleyenler... onlar için kaçacak bir yer kalmayacak. Çünkü karanlık, her şeyi olduğu gibi gösterir. Gerçeklerin maskesini indirir. Ve ben, o gerçeklerin en karanlık yönlerini ortaya çıkaracağım. Kehanet bana, her şeyin bir sonunun olduğunu öğretti. Ama aynı zamanda, her sonun yeni bir başlangıç olduğunu da gösterdi. Işığın hükmü sona erdiğinde, karanlık hüküm sürecek. Ve ben, bu karanlıkta doğmuş olan, onunla büyümüş olan, onunla şekillenmiş olan bir varlık olarak, o hükmün lideri olacağım.
İnsanlar, ışığın onları koruduğunu düşünür. Ama aslında ışık, onları yanıltır, güçsüzleştirir. Işığın altında, zaferlerinin kalıcılığına inanırlar. Ama o zaferler, sadece birer yanılsamadır. Gerçek zafer, karanlıkta kazanılır. Karanlıkta, her şey çıplak, her şey gerçektir. Ve ben, gerçekleri ortaya çıkarmak için buradayım. Bu şirket, birçok kişinin umutlarını, hayallerini barındırıyor. Ama onların hayalleri, karanlıkla yüzleştiklerinde kabusa dönüşecek. Ben, bu şirketteki herkesin içindeki karanlığı ortaya çıkaracağım. Onların gözlerinden gölgeler geçecek. Kalplerine korku yerleşecek. Ve o zaman, gerçek güç kimde olacak? Elbette ki bende. Bu, sadece bir mücadele değil. Bu, bir dönüşüm. Çürümüş aydınlığın sonu geldiğinde, her şey değişecek. Bu değişim, kaçınılmaz. Herkes, karanlıkla yüzleşmek zorunda kalacak. Ve o zaman, gerçek güç ortaya çıkacak. Çünkü karanlık, sadece bir son değil, aynı zamanda bir başlangıçtır. Ben, bu karanlığın habercisiyim. Ben, bu kehanetin yolcusuyum. Işık sönmeye başladığında, onun yerini karanlık alacak. Ve o karanlıkta, ben hüküm süreceğim. Bu dünya, benim kehanetimin mekanı olacak. Her şey yeniden yazılacak. Her şey, karanlıkta yeniden doğacak. Karanlık, peşinizi bırakmayacak. Siz ne kadar kaçarsanız kaçın, o sizi bulacak. Ve o zaman, yalnızca en güçlü olanlar hayatta kalacak. Çünkü karanlıkta hayatta kalmak, sadece fiziksel bir güce değil, aynı zamanda ruhsal bir güce de bağlıdır. Ve bu güç, sadece benim elimde. Sadece benim. Çürümüş aydınlığın sonu geldi. Ve bu son, sadece bir başlangıç olacak. Hazır olun, çünkü karanlık, kapınızı çalmak üzere...
(( Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor. ))