(( Arka plan karanlık bir odada başlıyor. Hafif bir sis, odayı çevreliyor. Malakai Black, yüzünde karakteristik siyah boyası ve gözlerinin derin karanlıkla dolu olduğu bir şekilde karşımızda. Konuşmaya başlamadan önce kısa bir süre sessizce durur başını sağ ve sola sallar, gözlerini kameraya diker ve konuşmaya başlar. ))
Malakai Black:
Karanlık… Karanlık her zaman bir bedel ödemeyi gerektirir. Zaferin bedeli, yenilginin ağır yükü, ihanetin acısı ve intikamın yükü… Bunların hepsi, karanlığın farklı yüzleridir. Ve ben, bu bedelleri ödemeye hazır bir adamım. Son dövüşümüzde yaşananlar, sadece bir maç değil, bir trajedinin başlangıcıydı. Chris Brookes, senin o geceki zaferin, gerçek bir mücadele değil, bir tesadüfün ürünüydü. Bir kurnazlık ve şansla elde ettiğin kemer, aslında senin kendi karanlığının bir yansımasıdır. O anı hatırlıyorum, senin o kemeri kazanmak için gösterdiğin hilekârlık ve şans, gerçek bir zaferin değil, sadece bir fırsatın ürünüdür. Ancak gerçek bir savaşta, gerçek bir zaferin peşinde olmak, sadece şansla değil, aynı zamanda cesaretle ve iradeyle olur. O gece, karanlıkta gizlenmeye çalışan bir düşmanın vardı ve sen bu karanlıktan kaçmayı başardın. Ama unutma, kaçış yolları her zaman kapanır ve gerçek yüzleşme kaçınılmazdır.
Chris Brookes, senin zaferin, sadece bir aldatmaca. O kemer, senin üzerindeki yükü ve karmaşayı sembolize ediyor. O gece, sadece bir maç kazanmadın; aynı zamanda kendi korkularınla yüzleşme fırsatını da kaçırdın. O kemer, bir ödül değil, bir lanet taşıyor. Sen, bu laneti taşırken, karanlığın en derin köşelerine sürükleneceksin. Karanlık, her zaman bir bedel ödemeyi gerektirir ve senin ödemen gereken bedel, kendi korkuların ve zayıflıkların olacak. Karanlık, her zaman ödül değil, bir ceza getirir. Senin aldığın kemer, seni kendi içindeki cehenneme sürükleyecek. O kemeri kazanman, seni sadece daha karanlık bir yola yönlendirecek. Karanlık, her zaman kazanır ve ben, karanlığın kendisiyim. Senin zaferin, sadece geçici bir parıltıdır; gerçek karanlık, her zaman her şeyin üzerine çökecektir.
Brookes, senin o kemeri almak, sadece bir ödül değil, aynı zamanda bir ceza. O kemer, senin üzerinde bir lanet taşıyor. Karanlık, her zaman bir bedel ödemeyi gerektirir ve bu bedel, senin ödemek zorunda olduğun bir lanettir. Benimle olan savaşım, sadece bir mücadele değil, bir ömürlük bir direniş olacak. Senin zaferin, benim düşüşüm değil, benim yeniden yükselişimin başlangıcıdır. Bu savaş, benimle senin arandaki bir mücadele değil, karanlığın kendisiyle bir savaştır. Sen, sadece bir araçsın; gerçek düşman, karanlıkta saklı olan korkulardır. Ve ben, karanlığın ta kendisiyim. O kemer, benim olacak. O kemer, sadece bir başlangıç. Karanlık, her zaman kazanır ve ben, karanlığın gerçek yüzünü göstereceğim.
Yıllar süren mücadelelerin ardından, bu arenada, kemeri kazanmayı başaramadım. Ama bu kemer… sadece bir metal parçası değil. O, benim azmimin, karanlığın içindeki yolculuğumun ve bu ringde verdiğim savaşların bir sembolüydü. Şimdi… kemer, Chris Brookes’ın ellerinde. O an, ringde her şeyin nasıl değiştiğini gördüm. Ne yazık ki, o gece, bu kemeri kazanma şansını kaybettim. Bu kemer… benden alındı. Chris Brookes, o an bana ne kadar acımasız olabileceğini gösterdi. Ama bu, onun zaferinin kalıcı olduğu anlamına gelmiyor. Bu sadece bir bölümdü. Ben bu kemeri hiç kazanmadım ama bu kemer, benim yolculuğumun, mücadelerimin bir hedefiydi. Şimdi, kaybetmenin verdiği acıyı içimde taşıyorum ve kendime yeni bir yol çizmem gerekiyor. Bu yol… karanlık bir yoldur.
Yenilgi… hiç de hoş bir şey değil. Hiçbir zaman hoş bir şey olmadı. Ama bu yenilgi bana sadece zaferin ne kadar değerli olduğunu değil, aynı zamanda başarısızlığın da bir öğretici olduğunu gösterdi. Yıldızlar, sadece gece gökyüzünde parlar. Yenilgi, beni karanlıkta bıraktı. Ama bu karanlık, bana gerçek gücümü keşfetme şansı verdi. Şimdi, bu karanlığı ateşle beslemenin zamanı geldi. Bu gece, bu ringde herkesin göreceği şekilde söylüyorum… Chris Brookes, senin kazandığın bu an, benim için sadece bir dönüm noktası. Bu kemeri kazanma şansını kaybettim ama bu, senin zaferinin kalıcı olduğu anlamına gelmiyor. Bu sadece bir bölümdü. Şimdi, bu karanlık yolculukta, içimdeki gücü ve karanlığı ortaya koyma zamanı geldi. Her zaman karanlığın içinde olacağım. Karanlık, benim dostum, savaşçım ve güç kaynağım. Ve bu gece, o karanlığı daha da derinleştireceğim.
Bu savaş… yalnızca içsel bir mücadele değil. Aynı zamanda, karanlığın gücünü kabul etme ve onu kullanma savaşını da içeriyor. Chris Brookes, kazandığın anın ardından, seninle hesaplaşmam gerekecek. O an, kemerle ilgili olmasa da, seninle olan savaşımın ötesinde. Karanlığın öcünü alacağım. İçimdeki karanlık, artık sadece bir tehdit değil, bir güçtür. Bu güç, arenadaki her şeyi değiştirecek. Şimdi, bu geceyi bekleyeceğim. O gece geldiğinde… ışıkların sönmesi ve karanlığın kendini göstermesi için gereken her şeyi yapacağım. İçimdeki karanlık, her zaman benimle olacak ve bu karanlık, her zaman galip gelecektir. Chris Brookes… kemeri kazansan da, karanlığın öcünü almak için buradayım. Bu savaş… bitmedi. Şimdi, her şeyin başladığı yere geri dönme zamanı geldi.
(( Kameralar, uzun bir süre Malakai'ye odaklandıktan sonra kapanıyor. ))
Son düzenleme: