- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 99
- Mesajlar
- 6,756
- Beğeni sayısı
- 1,685
- PG Nakit
- 1,130
- RPG Karakteri
- Alberto El Patron
- Favori Güreşçi
- Mini Cane
Kameralar yavaş yavaş açılırken, bir pansuman görüyoruz. Pansumanı olan kişi ise Enzo Amore, kendisi bu halde bile kendini durduramayıp konuşmaya başlıyor.
Enzo Amore: Patlak bir kaş, belki birkaç kırık kaburga. Sene sanki 2002, 2003 gibi. Eğer benim gibi New Jersey’de doğup, büyüdüyseniz kavgadan kaçmak gibi bir şans olmadığını bilirsiniz. Kavga kapınızı çalıyorsa, o kapıyı hazır bir şekilde açmak zorundasınız. Ancak New Jersey ile PGW’in bir farkı var. Burada kapıyı çalmak yerine, arkadan dolanıyorlar. Ama buna alışığım, tüm bunlara alışığım. Eskiden beri ilginin üzerimde olduğu bazı özel günler geçirdim ve bu son hafta… belki de özel günlerimin en özeliydi. Altın bilet ve bu biletin götürdüğü son durak PGW Şampiyonluğu. Senaryoyu Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ndan mı arakladınız a*ına koyayım? O zaman spoiler vereyim, ben Enzo Amore; bu filmin sonundaki Charlie’yim! Ve sen Walter, sen o şişman Alman çocuğu Augustus’sun! Altın bileti kazananlardan birisi, aç, kötü ve çok şişman bir çocuk. Yanlış hatırlamıyorsam babası da kasaptı ancak senin babanla tam olarak tanıştığından bile emin değilim. Ama her neyse! Buradan çıkarılması gereken sonuç, Augustus’un aç gözlülüğü onun yarışmanın sonunu getirememesine sebep olmuştu. Ama sende işler değişiyor Walter. Senin bu yaptığın hamle sonunu getirmeye yardımcı olacak. Ama senin sonunu! Anladın mı?! Elimde altın bir bilet var ve bu hikayedeki s*ktiğimin Charlie’si benim!
Enzo Amore: Ama senin için sevindirici bir haberim var, gazabıma uğrayan ilk Alman sen değilsin. Gunns.. Bobby Gunns. Kaliforniya’da bile bu kadar Alman yok be a*ına koyayım. Ancak bu şirket karşıma kaç tane Alman çıkarırsa çıkarsın, hepsini wXw’ya geri yollayacağım. (Kameranın arkasındaki isim Walter’ın Alman değil Avusturyalı olduğunu söylüyor) Ne fark eder a*ına koyayım ikisinde de Almanca konuşulmuyor mu? Tamam, neyse. Ne diyordum… Hah Gunns! Sana birkaç tavsiyem var, önce şu slip donu anımsatan ring kıyafetinden kurtul ve ardından göğsündeki kılları al. Çünkü hiçbir hatun sendeki bu göğüs kıllarını benimkilerin önüne koyamaz! İnada gerek yok, zaten sizdeki bu gereksiz inadın nelere sebep olduğunu 2. Dünya Savaşı’ndan biliyorsun, How you doin’?!
Enzo Amore: Elde kaç bilet kaldı bilmiyorum, eğer filmdeki gibiyse… kaç oluyor… 1… 2… 3… 4… 5… 5! Neyse bu sayının bir önemi yok, çünkü ben sayılara inanmam! Matematiğe de öyle! Yani benim için ihtimaller yoktur! Benim için şans diye bir şey yoktur, ihtimaller de aynı şekilde! Çünkü ilkokuldan beri bu sayıları gördükçe midem bulanıyor a*ına koyayım ve o günlerden beri bu sayılara inanmıyorum. O günden beri daha sağlıklı bir sindirime ve daha huzurlu bir kafaya sahibim. Ama birkaç saattir şu başım… Ağrı kesicisi olan yok mu?
Enzo oradaki hekimlerden birisinin yanına giderken kameralar kapanıyor.
Enzo Amore: Patlak bir kaş, belki birkaç kırık kaburga. Sene sanki 2002, 2003 gibi. Eğer benim gibi New Jersey’de doğup, büyüdüyseniz kavgadan kaçmak gibi bir şans olmadığını bilirsiniz. Kavga kapınızı çalıyorsa, o kapıyı hazır bir şekilde açmak zorundasınız. Ancak New Jersey ile PGW’in bir farkı var. Burada kapıyı çalmak yerine, arkadan dolanıyorlar. Ama buna alışığım, tüm bunlara alışığım. Eskiden beri ilginin üzerimde olduğu bazı özel günler geçirdim ve bu son hafta… belki de özel günlerimin en özeliydi. Altın bilet ve bu biletin götürdüğü son durak PGW Şampiyonluğu. Senaryoyu Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ndan mı arakladınız a*ına koyayım? O zaman spoiler vereyim, ben Enzo Amore; bu filmin sonundaki Charlie’yim! Ve sen Walter, sen o şişman Alman çocuğu Augustus’sun! Altın bileti kazananlardan birisi, aç, kötü ve çok şişman bir çocuk. Yanlış hatırlamıyorsam babası da kasaptı ancak senin babanla tam olarak tanıştığından bile emin değilim. Ama her neyse! Buradan çıkarılması gereken sonuç, Augustus’un aç gözlülüğü onun yarışmanın sonunu getirememesine sebep olmuştu. Ama sende işler değişiyor Walter. Senin bu yaptığın hamle sonunu getirmeye yardımcı olacak. Ama senin sonunu! Anladın mı?! Elimde altın bir bilet var ve bu hikayedeki s*ktiğimin Charlie’si benim!
Enzo Amore: Ama senin için sevindirici bir haberim var, gazabıma uğrayan ilk Alman sen değilsin. Gunns.. Bobby Gunns. Kaliforniya’da bile bu kadar Alman yok be a*ına koyayım. Ancak bu şirket karşıma kaç tane Alman çıkarırsa çıkarsın, hepsini wXw’ya geri yollayacağım. (Kameranın arkasındaki isim Walter’ın Alman değil Avusturyalı olduğunu söylüyor) Ne fark eder a*ına koyayım ikisinde de Almanca konuşulmuyor mu? Tamam, neyse. Ne diyordum… Hah Gunns! Sana birkaç tavsiyem var, önce şu slip donu anımsatan ring kıyafetinden kurtul ve ardından göğsündeki kılları al. Çünkü hiçbir hatun sendeki bu göğüs kıllarını benimkilerin önüne koyamaz! İnada gerek yok, zaten sizdeki bu gereksiz inadın nelere sebep olduğunu 2. Dünya Savaşı’ndan biliyorsun, How you doin’?!
Enzo Amore: Elde kaç bilet kaldı bilmiyorum, eğer filmdeki gibiyse… kaç oluyor… 1… 2… 3… 4… 5… 5! Neyse bu sayının bir önemi yok, çünkü ben sayılara inanmam! Matematiğe de öyle! Yani benim için ihtimaller yoktur! Benim için şans diye bir şey yoktur, ihtimaller de aynı şekilde! Çünkü ilkokuldan beri bu sayıları gördükçe midem bulanıyor a*ına koyayım ve o günlerden beri bu sayılara inanmıyorum. O günden beri daha sağlıklı bir sindirime ve daha huzurlu bir kafaya sahibim. Ama birkaç saattir şu başım… Ağrı kesicisi olan yok mu?
Enzo oradaki hekimlerden birisinin yanına giderken kameralar kapanıyor.