- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 41
- Mesajlar
- 5,567
- Beğeni sayısı
- 1,609
- PG Nakit
- 370
Bo Dallas aldığı ilk PGW galibiyetinin ardından girişte gözüküyor. Seyircilerden hiç reaksiyon yok fakat Dallas neşe dolu bir şekilde seyircileri süzüyor. Ringe doğru ilerlerken seyirciler ile tokalaşıyor. Ona bakan bir çocuğun başını okşuyor. Ardından ringin önünde duruyor ve seyircilere bakıyor tekrardan. Biraz arenayı süzdükten sonra seyircilerin ona bakışlarından etkileniyor olsa gerek umut dolu bir bakışla ringin etrafını turlamaya başlıyor. Klasik baş parmağını havaya kaldırıp ringin dışında tur atıyor. Nefes nefese kalınca duruyor ve birkaç saniye soluklandıktan sonra çelik basamaklardan çıkıp ringe giriyor. Kenara doğru ilerleyip Samantha Irvin’den mikrofon rica ediyor. Mikrofon kendisine ulaşınca konuşmaya başlıyor.
Bo Dallas: COMPTON, CALIFORNIA! İçimi ısıtan sıcacık sevgi dolu bu şehrin güzel insanları! Şu an beni televizyonlarının başında meraklı gözlerle izleyen tüm inançlı dostlarım! Yani hepiniz! Hepinize… Hepinize keyifli ve en önemlisi yaşam ve umut dolu bir hafta sonu dilerim. Beni tanımayanlar için… Benim adım, BO DALLAS! PGW seyircisi olarak bana pek alışık olmayabilirsiniz fakat inanın alışacaksınız ve… ve birbirimizi çok seveceğiz. Çünkü bu dünyayı ayakta tutan yegane şey sevgidir. Sevgi bizi ayağa kaldırır. Sevgi bize motivasyon sağlar. Sevgi, umuttur. Umut ise her şey demektir. Umudunu ve inancını yitirmemiş bir insan istediği her şeyi başarabilir. Hayat… Hayat bazen zordur. Bazen tüm kapılar üstüne kapanır gibi hissedersin, biliyorum. Fakat eğer kendine inanırsan… İnanmayı bırakmazsan o kapılar sana her zaman yeniden açılır. Zaten tüm hayat bir meydan okuma değil midir? Tek idrak etmeniz gereken şey… Bu kapının anahtarı biziz! Bunu hiçbir zaman unutmayın. Her zaman bir umut vardır ve eğer benim gibi bunun farkına varabilirseniz o anahtar ile bu güzel yeryüzündeki cennetin kapıları sizin için de sonuna kadar aralanır. İnanç, umut edilen şeylerin özüdür.. İmkansıza ulaşmak onun mümkün olduğuna inanmaktır. Şu an beni dinleyip tüm bu dediklerime kulak asıp geçirdiği umutsuz hayattan pişman olan birileri varsa ve onlar için bir değişim umudu olabileceksem ne mutlu bana! Ama olabileceğimi zaten biliyorum. Buna inanıyorum. Bunu gözlerinizde görebiliyorum. İnsanların gözlerinin yeniden parladığını görmek beni bu hayatta en tatmin eden his. Bunu birkaç saat önce bu ringden inerken de gördüm.
Seyircilerden hiç reaksiyon gelmiyor fakat Bo gülmeye devam ediyor.
Bo Dallas: Serpençe! Seni birkaç haftadır izliyorum. Bu gece o ringden indiğin ana kadar gözlerinin içine baktığım zaman gördüğüm tek şey pes etmiş zavallı bir adamın mutsuz bakışlarıydı. Fakat… Fakat sen farkına vardın! Her zaman bir umudun olduğunun farkına vardın. Pes etmenin sana bir şey kazandırmayacağının farkına vardın Drew. Maçı kaybetmiş olabilirsin fakat omzunu üç saniye boyunca kaldıramamanın hiçbir önemi yok. Sen… Sen kazandın dostum. Bahanelere sığınmaktan daha iyisi olabileceğinin farkına vardın. Başarı yolculuğumda öğrendiğim en büyük şey kazanmanın her zaman göründüğü gibi olmadığıdır. Sen çıktığın maçı kaybetmiş olabilirsin fakat sen… Sen kendini kazandın Drew! Hayatını tekrardan nasıl kazanacağının farkına vardın. Her şeyden önce inanmanın en önemli şey olduğunu anladın. Belki Wes Lee sana inanmadı. Ethan Carter sana inanmadı. Petrus sana inanmadı. Fakat sen kendine inandın! O ringden çıkarken gözlerinin içine baktığım zaman tek gördüğüm kendine inanan umut dolu bir adamın bakışlarıydı. Onlar sana inanmamış olabilir fakat ben inandığın için seninle gurur duyuyorum. Hayatına etki ettiğim için kendimle de gurur duyuyorum. Başarı yolculuğunuzda hepinize biraz bile etki edebilirsem bu beni dünyanın en huzurlu adamı yapar. Fakat tüm bunun için yapmanız gereken tek bir şey var.
Bo ses tonunu yükseltiyor ve alışık olduğumuz o detone olmuş fakat umut dolu sesiyle seyircilere doğru bağırıyor.
Bo Dallas: Kendinize inanmak.
Bo Dallas iç ısıtan bir gülümseme ile kameralara doğru gülümserken kameralar kapanıyor.