RPG same old mistakes

Arka alandayız. Roman Reigns yaşananları takip ettikten sonra televizyonu kapatıyor ve Heyman'a dönüyor;

Roman Reigns : Görünüşe göre boşa konuşmuşuz Miz ile. Biz müdahale edene kadar aynı saçmalık yine dönmeye devam ediyordu. Tame Impala "New Person, Same Old Mistakes" şarkısını bu çöplük için yapmış olsa gerek. Bu hispanik arkadaşa verilen kaçıncı şans bilmiyorum ama sürekli onu izlemekten sıkıldım. Oradakiler de sıkılmış olsa gerek ki reaksiyonsuzluktan adı çıkmış durumda. Soyundan biri burada toprağa verildi diye bu kadar onurlandırmak fazla. Bu çifte standartlı düzeni durdurmamız gerekiyor. Beceriksiz çiftlerin her gece yapmaya çalıştıkları misyoner pozisyonlu seksler gibi her gece aynı şeyi izliyoruz. Ne yani ben de gidip Jey'i öldürsem aynı şeyleri ben de mi elde edeceğim? Hem bu Jey'e de zarar veriyor. Her hafta aynı adamlarla karşı karşıya gelip nasıl kendini geliştirebilirsin? Nasıl hanemize uygun bir şampiyon olabilirsin? Kanımızı nasıl temsil edersin? Söz verdiğim gibi bazı şeyleri değiştireceğim. Kendim için, Jey için, ailemiz için. Jey'in fikri nedir bilmiyorum. Belki de bazı şeylerin bu kadar onun için kolay olması rahat geliyordur fakat ben onu böyle görünce rahat edemiyorum. Güçlenmeli, güçlenmeliyiz. Tribal Chief olarak kusur kabul etmiyorum fakat onda bazı kusurlar görebiliyorum. Bu onu da iyileştirecek bundan eminim. Sadece hoşuna gitmeyebilir fakat umrumda değil. Ben böyle istiyorum, ailemiz böyle istiyor.

Bugün sadece görüp aydınlanmasını istedim. Artık istese de istemese de bu oyunun bir parçası ve fikriyle tarafını ne kadar doğru yansıtırsa kendisi için o kadar iyi. Tavırları farklı olursa da kendi zararına olur. En azından bazı şeylerin farkında artık. Del Rio da farkında, Miz de farkında. Benim istediğim şey de tüm evrenin kabile şefinin farkına varması. Solo ve Jacob iyi iş çıkarttılar. Sen de öyle Wiseman. Planlarımda bana destek verdiğin için minnettarım. Aile sana minnettar. Yakın zamanda kaybettiğim babam da seninle gurur duyardı. Onun mirasını gururla taşımamız gerekiyor. İster kafayla, ister yumrukla. Alacağımız reaksiyon ve sıradaki hamlemiz hakkında bir fikrin varsa dinlemek isterim.

Heyman konuşmaya başlıyor.​

Paul Heyman kısa tuttuğu gülücüğü sonrası söze giriyor.

“Tribal Chief! Sana bu unvanı gururla ve içtenlikle söylediğimi biliyorsun, bunun da elbette bir sebebi var. Ben bu sebebi biliyorum, sen de öyle. Fakat bilmeyen kişi sayısı daha çok, yakında hepsi bunun sebebini de öğrenecek. The Miz’de öğrenecek, öğrenmeye en aç ve meraklı olanın da o olduğunu düşünüyorum hatta. Tahminlerimin tutma oranını bilirsin, yanılmam... Ama başka bir durum daha var, Bay Mizanin’i biraz fazla düşünüyorsun yani demem o ki; o bize karşı herhangi bir sorun çıkarabilecek potansiyele ya da potansiyel ihtimaline dahi sahip değil. Burada bir yetki sahibi olması, dediklerimize harfiyen uyması dışında her şeyi yapması kadar hata dolu bir olay. Evde kendi eşine bir sokak kedisi gibi miyavlayan bir herifin burada yetki sahibi olması... Bilemiyorum, ne gibi bir otorite bardağının, kaç miligramını doldurabilir ki? Komik olduğu kadar, bizim işimize geleni yapmaya devam ediyorlar. Bu bizim hoşumuza gider elbette, alacağımız aksiyonlar bunlarla beraber süregelen vakit boyunca hep lehimize olacak Şef! Burada bir süredir dönen dolapları biliyorum, burada bir süredir kendi ününü sergileyen ya da adına spot ışığı dedikleri prenses aynalarında kendilerini dev gibi gördüklerini de... O aynalarda kendilerine gösterilmeyen tek bir şey var ya da bile isteye kendilerini göremedikleri..."


"O da kendilerinin ne denli aciz olduğu. Burada senden önceye kadar bir tane daha bu camiaya ait ve bu camiayı temsil eden birisi yoktu. Bunun hala farkında değiller, bunu onlara idrak ettiren de biz olacağız, başta sen olacaksın. Dirilişten bahsediyorlar, yeni bir düzenin fısıltısı bu belki. Onların dilinde kokuşmuş ve bizim tercümesini çok rahat yapıp, üzerinden bir dolma kalem ile çok rahat bir şekilde geçeceğimiz bir düzeni yazıp, çizip üstüne bu düzenin oyuncusu olmak istiyorlar. Bu köhnelik kokan düzeni kıracak dişlinin, dönecek çarkın hangi lehte olacağını da kestirip, kestirememeleri kendi ellerinde. En büyük gücün hangi ellerin, hangi avuçların içinde olduğunu öngörmeleri peki... Bunu yapabilecek dirayetlerinin olduğunu hiç sanmıyorum. Olsaydı bazı şeyleri göze almadan önce oturup bir an dahi olsa düşünme fırsatı verirlerdi, kendilerine ve en önemlisi geleceklerine. Ama en iyi bildiğim şeyler arasında olan da onlar için düşünme hakkı, sırası da bizim değil. Ben aklımla, sen ise gururla taşıdığın Tribal Chief şanıyla birlikte en iyi bildiğin şeyi yaparak, yumruğunla reaksiyonumuzu alacağız. Bu içinde bulunduğumuz ormanın dolunay akşamında, en tepedeki isim olacağız."

Heyman gülümsemesine devam ederken bir hareketlilik duyuyoruz. ​

Kapıdan içeri Solo Sikoa giriyor. Reigns, Solo'nun yaptıklarından memnun olsa da gecikmesinden dolayı bir o kadar şüpheli;

Roman Reigns : Yaptıkların için minnettarım. Ailemizin benden ibaret olmadığını göstermen gerekiyordu. Bu bir duruştur. Fakat bir daha şefinin yanına geç gelirsen ve bir şey söylemezsen, bu sefer karşında böyle durmam. Kutlamamız gereken bir şeyler var sanki he?



Reigns Solo'ya sarılıyor ve içki doldurmaya başlıyor. Solo arkasını döndüğünde de tedirgin bakışlara devam ederken kameralar kapanıyor.​