RPG Just Blaine's Bar

?: Mr. Brookes, Mr. Brookes iyi misiniz? Bir bardak daha doldurayım mı?
Seslenen kişinin geçen haftalarda Chris Brookes’un gittiği bardaki Blaine olduğunu görüyoruz.
Chris Brookes: Bir bardak daha doldur ve Blaine gel karşıma otur konuşalım biraz.
Blaine: Ama bar boşta kalmamalı Mr. Brookes
Chris Brookes: Sence biri var mı şu an barınızda? Gel otur işte Blaine
Kamera dönüyor ve barı gösteriyor. Bar bomboş.



Blaine, Brookes’a bir bardak daha dolduruyor ve Brookes’un karşısına oturuyor.


Chris Brookes: Anlat bakalım Blaine, senin ne işin var Londra’da?
Blaine: Siz, bizim bara geldikten sonra müşterimiz çok arttı Mr. Brookes. Ashlan’da sizden yola çıkarak Londra’ya bir Brookes Bar açmamız gerektiğini söyledi. Ancak açıldığımız günden beri ilk müşterim sizsiniz neden anlamadım? Ashlan’ın Amerika’da işleri hala güzel gidiyormuş.
Chris Brookes: Londra’da benim ismimle bar açtıysan Blaine, tabii ki de tutmaz. Bu şehir benden nefret ediyor, ben de bu şehirden.
Blaine: Canınız sıkkın görünüyor, Mr. Brookes. Oysa WrestleMania’da maçınızı da kazanmıştınız.
Chris Brookes: Kazandım Blaine ve tüm dünyaya, tüm Londra’ya tekrardan kendimi kanıtladım. Kimseye ihtiyacım olmadığını tekrar kanıtladım. Size söylediğim vahşi hatunların çok iyi gözlerini açtığımı söyledim. Onun da gözlerini açtım Blaine. O da bana hayran kaldı ama canımı sıkan daha farklı şeyler var.
Blaine: Anlatmak ister misiniz Mr. Brookes?
Chris Brookes: Açıkçası ne olduğunu bende bilmiyorum, Blaine. Burada WrestleMania’dan önce geçmişimle yüzleştim. Hiçbir sıkıntı yok ama eski evime girdikten sonra çok düşünmeye başladım. Neyi düşündüğümü de bilmiyorum, sadece düşünüyorum Blaine. Hala Amerika’ya dönmedim, hala buralardayım yapmam gereken bir şey olduğunu hissediyorum. Yapmam gereken şeyi bilmiyorum.
Blaine: Düşünmek iyidir, Mr Brookes. Siz bu zamana kadar buraya olan nefretinizi güç olarak kullandınız. Tecrübelerinizden ders aldınız. Londra’da burada bu insanlara karşı tüm gücünüzü gösterdiniz. Ringin en dominant ismi oldunuz. Bunu kullanmaya devam edin, Mr. Brookes. Kendinizi geçmişe takılı bırakmayın. Bir daha yolunuz İngiltere’ye düşerse bu konu hakkında tekrar düşünürsünüz Mr. Brookes.
Chris Brookes: Hayır, Blaine. Ben hiçbir zaman hiçbir şeyden kaçmadım Blaine. Yurt dışında güreşmeye ilk gittiğimde bile burada sorunum olan herkesle yüzleşip yoluma baktım. Şimdi buralara geldiğimde yüzleşecek kimse kalmamış Blaine. Kalanlar bile bana hayranlık beslemeye başlamış.
Blaine: Bu sizin başardığınızı göstermez mi Brookes?
Chris Brookes: Aslında haklısın Blaine. Dünyayı yavaş yavaş dize getireceğim. Buradakiler artık bana saygı duyuyor olabilirler ama ben hala Londra’dan nefret ediyorum. Sikeyim hepinizi Londra. Kafamda ufak bir süre yer edinebildiler, beni kaygılandırdılar ama bu kadar artık. WrestleMania’dan sonraki yeni dönemin yıldızı ben olacağım Blaine. Londra’ya gelirken yaptıklarım, Londra’da yaptıklarım sadece bir fragman olacak. Artık herkes neler yaşadığımın çoğunu biliyor, burada ki herhangi bir ‘’topguy’’ın neden beni korkutamayacağını anlamış olmanız lazım. Ben çok pislik gördüm Blaine, burada yapılan akıl oyunları ,burada ringde bana yapılan o hareketler, korkutmak için yapılan o face-to-face’ler benim için etkisiz dostum. Dünyanın en büyük şirketinde PGW’da yapılanlar bile etkisiz. Londra benim resetlenmeme sebep oldu. Yeni dönemde PGW’un EN BÜYÜK BELASI BEN OLACAĞIM.
Chris Brookes, masaya bir miktar para bırakıyor.
Chris Brookes: Ashlan’a selamını iletirim Blaine.
Masadan kalkıyor ve bardan çıkıyor. Kameralar bu görüntülerle kapanıyor.