- Katılım
- 15 Tem 2023
- Konular
- 36
- Mesajlar
- 1,038
- Beğeni sayısı
- 287
- PG Nakit
- 0
- RPG Karakteri
- Dark STG
Kameralar Amerika'nın ıssız bir kasabasını çekerken arka planda bir ses konuşmaya başlıyor.
"Korkuyorlar, kaçıyorlar, acı çekiyorlar. İnsanlığın temelinde yatan yegane şey korkudur. Korkularına göre yaşayıp hayatlarına yön veriyorlar. Sevdiklerine karşı mı daha titizler yoksa korkularına karşı mı? Şirketin yeni bir korkusu var: Dexter Lumis. Gunther'e ne oldu? Sevdikleri endişeleniyor, korkuyor. Neden negatif duygular? Neden Dexter'ın onu oyun arkadaşı olarak kaçırdığını düşünmek yerine korkuyorlar? Hayatımız boyunca korkularımızla yüzleşmek istemeyiz. Londra'da yaşanacak katliamın ne denli izler bırakacağını merak ediyor musunuz? Acı, keder, eziyet... Sanatta hepsine yer vardır. Sıkıcı oyunlar yerine hepimiz bu işi biraz renklendirmek isteriz... Kırmızı. Kan kırmızısı. Lezzetli bir renk. Hepimizin ister istemez göz göze geldiği o korkunç renk. O lezziz renk ile Londra boyanacak. Burada oynanan klişe oyunlar yerini muhteşem tablolara, sanata ve biraz da acıya bırakacak. Güneşin ışıkları battığı zaman asıl gün başlar. Lezzetli bir etin tadına bakmak. Güzel bir kadınla geceyi geçirmek. Çılgınlarca içmek. Amerika hayatı bundan ibaret değil midir? Işıklar söndüğü zaman eğlence başlar. Londra'da eğlence ne zaman başlayacak? Londra'yı tanrı da dahil hiçbir şey koruyamayacak. Futbola tapan ve hiçbir başarı elde edemeyen o abartılmış vasat altı ülkeniz gerçek bir katliamla günü kapatacak. O küçük topçularınıza dönüp kaybettiğiniz her finali tekrar izlemeyi yeğleyeceksiniz. EURO 2024 varken bu katliama gelmeyi istediğiniz o ana lanet edeceksiniz. Siyahi çocuklara ırkçılık yapıp kendinizi üstün görürken bu arena, o gece sizi avcı değil av yapacak. Londra buna hazır mı?"
"Sanat kimi zaman acımasız olmalıdır. Pek çok sanatçı acıların içinden doğmuş ve hayatınıza girmiştir. Edvard Munch, ayatının büyük bir kısmını hasta olmaktan korkarak geçirmişti. Hayata başladığı ilk yıllardan itibaren 5 yaşında annesini, 14 yaşında kız kardeşi Sophie’yi ve ardından erkek kardeşinin ölümüne tanık oldu. Bu acılar ona ne kazandırdı? Unutulmaz bir isim oldu. Yarattığı eserleri açıklamaya çalışan birçok yazı yazıldı. İnsanların dışlandığı, hor görüldüğü dünya onları yarattı. Yarattıkları canavarlar yıllar geçse de unutulmadı. Charles Starkweather ismini kaç kişi tanıyor? 1938'de doğdu. Yoksul bir ailede doğan Starkweather'ın konuşma bozukluğu ile okulda sürekli dalga geçildi, miyopluğu alay konusu oldu. Kendini korumak için gücünü kullanmak zorunda kaldı. Kavga nasıl mı bitiyordu? Kendisi ile dalga geçen çocuğu bayıltmalıydı. Onlar için dalga konusuydu. Zalim olmalıydı. Sert olmalıydı. Kusurlu bir çocuktu. Bu damgadan kurtulmalıydı. İnsanların onu hor görmesinden bıkmıştı. Kusurları ile sürekli dalga geçildi. Bu davranışlar onu şiddete yönlendirdi. Hikaye nasıl mı devam ediyor? Charles'ın katliamları ile. Toplumun yarattığı canavarın hikayesi yıllar boyu kulaktan kulağa yayıldı. Londra için de küçük bir hikayemiz olacak. Burada kendi krallığını yaratanların kanları ile boyanmış enfes bir tablo. Oyun başlıyor."
Sözler bittikten sonra arena kararıyor ve Arrived duyuluyor. Her yer karanlıkken bir anda ışıklar seyircilerin arasından bir yerde yanmaya başlıyor.
Bu Dexter Lumis! Eldivenini sıkılaştırırken...