Haydi gelin, köyümüze geri dönelim.
Geriye konuşulacak çok fazla şey kalmadı adamım, öyle değil mi? No Way Out gecesi geldi çattı, iki gladyatörün bir arenaya çıkıp kıran kırana dövüşeceği bir kavga bekleniyordu. Bir mücadele bekleniyordu. Aslan dişini geçirse bile, herkes ceylanın biraz da olsa çırpınmasını bekliyordu adamım. Bizim mesleğimiz bu değil mi, sonuçta "ekmek paramızı" bundan kazanıyoruz öyle değil mi? (Wyatt'ın tuhaf kahkahası duyuluyor) Kolezyumun ortasında birbirinin kanını dökmeye çalışan ve locadakileri eğlendiren iki mahlukat... Nitekim herkes Goldust'ın az da olsa mücadele örneği sergileyeceğini düşündü. Biraz da olsa Bray Wyatt'la göğüs göğüse çarpışabileceğini zannettiler. Ama yanıldılar adamım. Onunla dalga geçmeye, alay etmeye başlamadan önce dahi bana bir fiske bile vuramadı. Karşı karşıya kaldığı şeyin nasıl bir güç olduğunu bilmiyordu. Burada, Güney'de oyun oynamıyoruz. Hollywood'un yağmurları bir aşığın öpücüğü gibidir, narin, kibar ve yumuşak. Ama bizde yağmur yağmaz, kasırgalar kopar. Ve gerisinde yıkımla gözyaşı bırakır. Evimize iyi bak, yaşadığımız yer, yediğimiz yemek, inandığımız değerler. Ve dönüp onlara bak; sana nasıl yalan söylediklerini gör. Televizyonun onlara ait olduğunu iddia ediyorlardı. Ama televizyon bizim. PGW bizim. Bize ait ve bizim haykırdığımız iddiaya kafa tutmaya çalışan kim varsa hepsini perişan etmeye devam edeceğiz. Bu sözüm sana Goldust: Şehrin yanlış tarafında yakalandın. İnsanlar sürekli sayılardan bahseder ama senin işini tek başıma ve kolayca bitirdim. Çünkü şunu biliyorum: Gemi bir kez limandan yol aldığı zaman anla ki kaptanı seyrüseferi hesaplamayı bilmiyordur. Bir adam kanına ve beynine girip sana ne yapman gerektiğini söylediğinde, o yanında olmadan bırak mücadele etmeyi, tabelalar olmadan sağını solunu bulman bile mucize haline gelir. Seni zehirlediğini görebiliyorum evlat, sana boş vaatlerde bulunarak, ona hizmet ettiğin sürece her şeyin yoluna gireceğine inandırdı seni. Ama burası Dünya. Ve Dünya dediğimiz bu çöplükte, hiç bir şey, hiç bir zaman bitmez. Ve üzülerek söylüyorum ki, hiç bir şey hiç bir zaman yoluna girmez.
"....Dünya dediğimiz bu çöplükte, hiç bir şey, hiç bir zaman bitmez.."
Eğer başkasının inandığı doğruya sadece o adam için inanıyorsan zamanla boş bir kabuk halini alırsın. Dünyayı gez ve bak, ben her bir santimini hiç yerimden kımıldamadan, çiftliğimde oturup rüyalar görerek dört kez dolaştım. Hepsini gördüm adamım, büyülü kerametler içerdiğini söyleyerek mürit toplayanları. Peygamberlerin soyundan geldiğini iddia ederek halkının kesesini boşaltan, arka planda ise suç baronluğu yapanları. Ve şunu gördüm: İpin ucundaki kukla kadar güçlüsün. Eğer kuklan her rüzgarda yön değiştiren, her söze inanan bir peluş parçasından ibaretse onu istediğin yöne eğip bükebilirsin. Senden daha beterleri de var evlat, şifacılara ve ateş püskürttüğünü söyleyenlere inananlar var. Ama onlarla senin arandaki fark şu: Onlar, takip ettikleri adamın kerametine güvendikleri için bu ahmaklık yolculuğunu seçtiklerini kabul edebilecek kadar erkek. Sen ise, küçük dostunun doğrularıyla senin sevgi anlayışın aynı boyutta buluştuğu için bu yola çıktığınıza inanmamızı bekliyorsun. No Way Out'ta, teori ve pratik arasındaki farkı gördük. Spot ışıkları teker teker söndü, yönetmen koltuğu tuzla buz oldu ve kameranın kırmızı ışığı sönüp de kayıt durduğu zaman kadraja giren tek şey Bray Wyatt'ın tek kişilik gösterisinden ibaretti. Sana bir şans verdim evlat. Küçük dostun Joey'nin kellesini bana getirerek ruhunu özgür bırakmak için son bir tren bileti. Ama sen bileti yırtıp attığın yetmiyormuş gibi kalleşçe arkamdan beni hançerlemeye kalktın. Ama unutma: Tepenin Gözleri Var. Ve ben sadece o ringde mücadele ediyormuş gibi görünsem de, aynı anda bana yapılacak bin türlü hamleyi görebilecek bir adamım. Artık, seninle işimiz bitti. Fragman sona erdi ve gerçek filmi çekmeye başlamak için ünlü aktris Joey'i sahne havasına sokmamız gerektiğini anlamış vaziyetteyim. Artık "geçici" olarak Televizyon şampiyonunuzum madamlar ve mösyöler. İdareten, bir arkadaşın yerine bakıyorum...
"... Tepenin Gözleri Var......."
Artık seninle ilgili konuşmamızın zamanı geldi küçük Joe. Ben geldiğimden beri hangi cehennemde saklandığını merak ediyorum. Senin için endişeleniyoruz. Goldust'a yaptıklarımdan sonra artık metotlarıma bir güncelleme getirdim: Sana elimi kaldırmayacağım. Partnerine yaptığım gibi, seni de ringin zeminine yapıştırıp işkence etmeyeceğim. Senin yanağını okşayacağım. Sırtını sıvazlayıp kulağına eğilerek sana her şeyin yolunda olduğunu söyleyeceğim. Korkmanı ve çekinmeni istemiyoruz oğlum, artık dışarı çıkıp bizimle oynayabilirsin. Zira Royal Rumble'dan sonra sakatlandığını söyleyerek sıvışarak sadece günü kurtarabildin, ama günler sona eriyor ve takvimler artık Bray Wyatt'a doğru akıyor. Bana sorarsan, benim hakkım olan ve senden söke söke alacağım o şampiyonluğu Bray amcana teslim ettikten sonra cehenneme kadar yolun var. İstediğin yerde, istediğin sanatı yapabilirsin. Peşinde olduğum şey sen değilsin, ben hırsız gibi benden kaçırdığın o şampiyonluğun peşindeyim. Eğer cesur ve mert bir adam olsaydın, No Way Out'ta gelir ve amcandan bir ısırık almaya çalışırdın. Ama sen korkak olduğun kadar onursuz bir adamsın oğlum. Madem Wyatt Ailesi'nden kaçmıyorsun, madem amacın terk-i diyar etmek değil, neden bana ait olan şampiyonlukla beraber gitmeyi tercih ediyorsun? Bir seçeneğin vardı: Arkadaşını bir yem olarak ileri sürmeyebilirdin. Senin palavralarına inanacak kadar ahmak olan Goldust'a "geçici" olarak unvanını teslim ettiğini söyledin ve partnerini kurtların önüne yem olarak attın. Artık onun eti bize yeterli gelmiyor, seni istiyoruz. Biliyorsun ki önümüz Wrestlemania ve ben büyük savaşlardan önce büyük ganimetler ortaya konulmalı derim her zaman. Senden teslim olmanı istemiyorum, senden sadece karşımıza çıkmanı istiyorum. Bu çöplüğün Televizyon şampiyonu benim. Benim olan unvanı geri getir ve benimle yüzleş. Karşıma geldiğin zaman gerisini ben halledeceğim. Merak etme evlat, Vincent'e yaptığım gibi sana da benim bir çeşit taklidim olduğunu söyleyerek duygularını incitmek istemiyorum. Sen Vincent gibi değilsin, çok farklı bir adamsın. Ve Wyatt Ailesi seni eline geçirdikten sonra seni daha da farklı bir hale getireceğiz. Akbabaları Wrestlemania'ya doğru takip et g** oğlanı. Bana unvanımı getir. Follow the buzzards.
Wyatt omzuna vurduğu unvanıyla kahkahalar atarak gökyüzüne bakarken kameralar kapanıyor.
Son düzenleme:
