RPG Başlangıçlar

Kameralarımız, arka alanda Bryan Danielson’ın soyunma odasında açılıyor. Şovdan bir gün önce şovun yerinde, ritüel haline getirdiği idmanını yapmak için hazırlanıyor. Bileklerini saran Danielson, bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başlıyor:





Bryan Danielson: Herkes, heyecanla 25 Mayıs’ı bekliyor. Şirketin her köşesinde bunu görebiliyorum. PGW’daki yeni yüzler, özellikle NOW’dan gelen büyük isimler sadece seyircileri değil bu çatı altında çalışan insanları da oldukça heyecanlandırıyor. Bir kişi hariç. O da şu anki şampiyon Val Venis. Kendisi hakkında konuşmalarıma biraz ara vermiş olsam da bugün bir istisnaya gitmek istiyorum. Çünkü hakkındaki öngörülerimi gözler önüne sermeye başladı. O, çembere girmekten ölümüne korkuyor ve bunun için çaresizce çıkış yolu arıyor. Telaşlı bir şekilde No Way Out’u düşünüyor. Ancak her şeye rağmen, bu ruh halini bile bana bağlıyor. Aklının bir köşesinde kira vermeden yaşamaya devam ediyorum. Mevcut hayatının elleri arasından kayıp gideceğinin derdine o kadar düşmüş bir halde ki ne benim ne de ağzından çıkanların farkında değil.


(Bu sırada ekrana geçen haftaki Payback açılışında Val Venis’in yaptığı konuşmalar geliyor.)

​

Bryan Danielson: Evet Val, bu kadar basit. Sen kötüsün ve ben iyiyim. Çünkü ben, bu ringe saygısızlık yapmadım. Seyircilere hakaret etmedim. Arkadaşımı sırtından bıçaklamadım.

​

Bryan Danielson: Hırsından ötürü güreş kariyerini bitirmeye çalıştığın adama, bunu yapmadığını mı iddia ediyorsun Val? Mayhem’i sakatlayıp üstüne kariyerini elinden almak istedin. Nasıl bu kadar basit yalan söyleyebiliyorsun? Önce vücuduna, sonra da tutkusuna zarar verdin. Onun benliğinde derin bir yara açtın ve arkana bile bakmadın. Tabii, bu şekilde şuursuzca konuşan bir adamın her zaman kendince bir bahanesi vardır ancak gerçekler, özellikle bu kadar ortadayken fazlasıyla parlaklar.


(Dik bir şekilde kamerayı tam karşısına alacak şekilde doğrulan Bryan, konuşmasını sürdürüyor.)


Bryan Danielson: Gücünün kaynağını iraden değil de penisin olarak tanımlarsan başına tam olarak bu gelir. Artık kendini eskisi gibi hissetmezsin. Özgüvenin düşer, mücadeleden kaçmak istersin. O şaşalı parti ve sex dolu hayatının, ne kadar geçici olduğunu fark edersin. Artık kendine yalan söylemeyecek hale geliyorsun Val. Sonun başlangıcındasın. Ben, bunu sana açıkça dile getirdim fakat her seferinde içten içe bildiğin bu gerçekle yüzleşmeyi reddederek kendini kandırdın. (Başını iki yana sallıyor) Hazır öngörümde ne kadar haklı olduğumu sen dahi kabulleniyorken, kaçamayacağın diğer şeyleri de dile getireyim. Bate, sen olmadığın için aldığı kemerin bile değersizleştiğini düşünecek kadar sana bağlı olan adam, "gerçek" sevginin peşinden gidecek. Senin yıllarca kaçtığın şey olan aşkın peşindeyken, senden uzaklaşacak. Gerçekleri gördüğünde ise, sen onun hayatının bir parçası olmayacaksın. Bu da yaklaşmakta olan bir gerçek Val, öyle hissetsen de hissetmesen de.


(Bir an duraksayan Bryan, gülümseyerek devam ediyor.)


Bryan Danielson: Valentine’ın adı geçtiğinde dahi gözlerindeki ateşi görmek beni oldukça mutlu ediyor Tyler. Seni sen yapan şeylerden biri de bu, mücadele gücü. Abinin uzun zaman önce kaybettiği, benim kendimi ve kariyerimi tanımlamamı sağlayan şey. PGW’ya adım attığımdan beri altını çizdiğim yegâne kelime “savaşmak”. Sen bir savaşçısın, tıpkı benim gibi. Ve bu kararlılık ile gittiğin sürece kazanamayacağın zafer olmayacak. İstediğin zaman, istediğin yerde seninle o ringe çıkacağım. Dostun olarak ya da olmayarak, tarihe geçeceğimiz bir maça her zaman varım. Köprünün altından akan sular, gerçeğin fotoğrafını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdiğinde ise… Bana karşı yaptığın ve yapacağın tüm hatalara rağmen elimi uzatıp seninle ilelebet dost olmak için bekliyor olacağım. Asıl büyük gün geldiğinde, sen ve Valentine buradan el ele çıkıp yeni hayatınıza yelken açarken, bundan en çok mutluluk duyanlardan biri ben olacağım. Emin ol, bu büyük gün fazla uzakta değil.



(Kameralar kapanır.)​