- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 52
- Mesajlar
- 1,846
- Beğeni sayısı
- 762
- PG Nakit
- 250
"Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlük-"
Evladım, insanoğlunun kısıtlı olduğu çok kısıtlı anlaşılıyor, ne demek istediğimi anlıyor musun? Gizemli bilinmezliğin ihtiyacını reddetme.
"Sizin alışkın olduğunuz esaret de bu."
Rahibin oturuşu değişiyor ve kafasını çok minimal de olsa arkasına dönmek istermişcesine çeviriyor.
"Eğer birine yardım edersen, kendine yardım edersin değil mi? Bilmediğimiz bir özgürlüğün reddinin meşruluğu kendimizi bilinmezliğin ihtiyaç olduğuna ikna etmekten ibaret. Korkuyorum. Sandığından çok daha fazla."
Hepimiz korkuyoruz evladım, tabiplerden kaçıp kaçıp benim yanıma gelmenin başka ne sebebi olabilir ki?
"İşte bahsettiğim esaret. Çünkü herkes sana korktuğu zamanlar geliyor değil mi? Bu paradoksa rağmen, sana gelme sebebim korkularım değildi. Sevgi... arıyordum da diyebilirsin."
Ufak bir sessizlik oluşuyor ve rahip de sırtını tam dönüyor.
"İnsan başına geleceğini bilmeden kendini nasıl koruyacak? Hem esaretlerimizden şikayetçiyiz, hem de bizi "özgürlük" adıyla uyutan seçeneğin esiriyiz. Hem belirsizliğe hem de onun getireceği sonuçlara hazırlıklı olmak mümkün değil, doğru muyum? Kendimi sevmenin farklı yollarını arıyorum. Birilerine yardım etmek, uzatılan ellere uzanmak ve olabildiğine sıkı tutmak gibi. Korkum da bu. Sevgi sadece birilerine yardım ederek anlaşılacak bir şey mi? Hem birine zarar verip hem de sevemezsem, bu da kısıtlayıcı değil midir? Seni sevmem için sana ne yapmam gerekir?"
Özşefkat, evladım. Kendini kabul ettirme arzunu takdir ediyorum ama en önemli noktayı kaçırıyorsun: sen henüz kendini kabul edebilmiş değilsin. Belirsizlik, alışkanlık, sevgi veya korku bir denklem içerisinde süregelmez. Bir matematiği olmadığı için de sonsuz bir kaygıda boğulup duruyorsun. Senin için sevgi, net ve belirgin bir dünyada yaşamaksa, bu sevgi sana hiçbir zaman ulaşmayacak evladım. Niyesi, nasılı ve ne zamanı düşünüyorsun ve kendini yıpratıyorsun. Değil beni, herhangi birini sevmek için yapman gereken ek bir şey yok, sadece-
"Güvenilmez olanı seçmeliyim yani?"
Yıllardır güvenilmez olanın peşinde değil misin?
Günah çıkarmaya gelen kişi rahibin sözünü duyduktan sonra kucağındaki maskeyi takıyor.
"Alışkın olduğum esaretim."
Kameralar kapanıyor.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlükten daha güvenilirdir.
Alışkın olduğun esaret, bilmediğin özgürlük-"
Evladım, insanoğlunun kısıtlı olduğu çok kısıtlı anlaşılıyor, ne demek istediğimi anlıyor musun? Gizemli bilinmezliğin ihtiyacını reddetme.
"Sizin alışkın olduğunuz esaret de bu."
Rahibin oturuşu değişiyor ve kafasını çok minimal de olsa arkasına dönmek istermişcesine çeviriyor.
"Eğer birine yardım edersen, kendine yardım edersin değil mi? Bilmediğimiz bir özgürlüğün reddinin meşruluğu kendimizi bilinmezliğin ihtiyaç olduğuna ikna etmekten ibaret. Korkuyorum. Sandığından çok daha fazla."
Hepimiz korkuyoruz evladım, tabiplerden kaçıp kaçıp benim yanıma gelmenin başka ne sebebi olabilir ki?
"İşte bahsettiğim esaret. Çünkü herkes sana korktuğu zamanlar geliyor değil mi? Bu paradoksa rağmen, sana gelme sebebim korkularım değildi. Sevgi... arıyordum da diyebilirsin."
Ufak bir sessizlik oluşuyor ve rahip de sırtını tam dönüyor.
"İnsan başına geleceğini bilmeden kendini nasıl koruyacak? Hem esaretlerimizden şikayetçiyiz, hem de bizi "özgürlük" adıyla uyutan seçeneğin esiriyiz. Hem belirsizliğe hem de onun getireceği sonuçlara hazırlıklı olmak mümkün değil, doğru muyum? Kendimi sevmenin farklı yollarını arıyorum. Birilerine yardım etmek, uzatılan ellere uzanmak ve olabildiğine sıkı tutmak gibi. Korkum da bu. Sevgi sadece birilerine yardım ederek anlaşılacak bir şey mi? Hem birine zarar verip hem de sevemezsem, bu da kısıtlayıcı değil midir? Seni sevmem için sana ne yapmam gerekir?"
Özşefkat, evladım. Kendini kabul ettirme arzunu takdir ediyorum ama en önemli noktayı kaçırıyorsun: sen henüz kendini kabul edebilmiş değilsin. Belirsizlik, alışkanlık, sevgi veya korku bir denklem içerisinde süregelmez. Bir matematiği olmadığı için de sonsuz bir kaygıda boğulup duruyorsun. Senin için sevgi, net ve belirgin bir dünyada yaşamaksa, bu sevgi sana hiçbir zaman ulaşmayacak evladım. Niyesi, nasılı ve ne zamanı düşünüyorsun ve kendini yıpratıyorsun. Değil beni, herhangi birini sevmek için yapman gereken ek bir şey yok, sadece-
"Güvenilmez olanı seçmeliyim yani?"
Yıllardır güvenilmez olanın peşinde değil misin?
Günah çıkarmaya gelen kişi rahibin sözünü duyduktan sonra kucağındaki maskeyi takıyor.
"Alışkın olduğum esaretim."
Kameralar kapanıyor.