- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 33
- Mesajlar
- 2,375
- Beğeni sayısı
- 441
- PG Nakit
- 0
- Konum
- Maltepe
- RPG Karakteri
- Jeff Hardy
- Favori Güreşçi
- Adam Cole
Rumble şovu sonrası herkesin arenayı terk ettiği sırada kendi odasında yerde tek başına oturan birisini görüyoruz.
Masanın üzerindeki diz üstü bilgisayarda bildirimlerin gittikçe arttığı rahatlıkla görülebiliyordu.
"Büyülü bir değnek beklemiyordum ve elimden geleni yapmak zorundaydım. Sonuna kadar dayanabileceğimi düşündüler ama başaramadım ve başaramadığım için küsüp gidecek değilim. Ortada aradığım bir ilgi veya destek yok. Yeterince sıkı tutunamadım ve düşüşümün yaşattığı bu ağrı için dizlerime artık daha fazla sorumluluklar yüklemem gerekecek. Tüm hatayı kabul ediyorum, bu durum belki zayıf olduğumu düşünmenize izin verecek ama asla bu suyun beni daha da aşağı çekmesine izin veremem. Boğulmak üzereyim biliyorum, ayaklarım uyuşmak üzere ve muhtemelen kıyıya gidecek kadar enerjim kalmış gözükmüyor. Çaresizliği kabul ettiğim anlarda kollarımı ileri uzatamayacağımı biliyorum, olayı karamsar bakmak artık bir alternatif değil. Çoktan bir yol seçtim ve vazgeçtiklerim için artık çok geç, bu noktaya gelebilmek için kendimden bir şeyler ödedim ve günün sonunda zirvede olduğum günleri bile gördüm. Şimdi o noktaya bahsettiğim tırnak izlerini göremeyecek kadar uzağım. Tekrar kendimden bir şeyleri feda etmem gerektiğini biliyorum. İnsanların bana üçüncülük madalyasını fırlattığı bir maçtan erken elendiğim için üzülmüyor olmam lazım. On bir aydır elimden geleni yapıyor olsam da asla o kişi olarak bahsedilemedim, şampiyon gibi hissettiremedim ve kazandığım her şeyi benden zorla aldılar. Bunun artık bir dram hikayesi olmasını istemiyorum, günümün geleceği anı yakalamak için yanlış ışığa yöneldim. Profesyonel bir şekilde bugünü olduğu gibi bırakıp yarına odaklanmak zorundayım. Bu canımı acıtıyor, her zaman olduğu gibi. Ama eğer bir şeyleri düzeltmek istiyor isem bu acıya tekabül eden bir çaba ortaya sermem gerekecek. Bazen o taşın bir metre bile ilerlemediğinin farkında olduğum anlarda bile o taşın ilerleyeceğine inanarak itmeye devam etmek zorundayım. Kendime bir kez daha güvenip kanıtlayamadığım duygularımı insanlara aktarmak zorundayım. "
Telefonunu susturdu ve yaralarını sarmak için dolabındaki bandajları çıkardı.
"Aşağıya ittiğim, saygılarının karşılını veremediğim insanları geçmişte ve günümüzde haklı yapmak istiyorum. Artık bir fikir olmaktan dışarıya çıkmak zorundayım ve kurtuluş için örnek bir inanç olmalıyım. Işıksız dört duvarı bir çubukla yok edeceğime de kimse inanmamıştı, tozların arasında herhangi bir şey görmeden ayağımı korkmadan ileri attım ve duyabildiğim tek şey; ayağıma batan cam kırıkları yüzünden insanların bana acırken ki sessiz söylenişleriydi. Merak etmeyin, hepinize her engelin bir yolu olduğunu gösterip sizlere o ihtiyacınız o eli uzatacağım. Günün sonunda hep beraber o zirveyi bu sefer hissederek tadını çıkaracağız."
Ağrı kesicilerden bir tane aldıktan sonra dışarı çıktı ve otoparka doğru yöneldi. Bazı hikayeler bazı insanların peşini bırakmaz. Her zaman karşına çıkan aynı problemler için insanların kaderine düğümlenmiş olduğu söylenir. Kendisinin de o problem için bir engel olduğunu unutmaması gerek elbette. O düğüm çözülse bile uzaklaştıkça onu peşinden götürür. Bu insanlar ya her zaman dost olarak kalırlar ya da her zaman birbirlerini o düğümle boğacak kadar düşman olurlar. Jeff Hardy yıllar boyunca hangi yöne giderse gitsin veya o ip ne kadar gerilirse gerilsin o kişiyi karşında görüyordu. Ondan kaçmaya çalışmıyordu ve onun da onu kovalamak için bir çaba göstermediğini de biliyordu. İnsanlar buna "Doğal düşman" diyor. Kaderin hangi noktasında olursanız olun, karşınıza gelecek olan.
Arabasına bindi ve soğumuş olup çöpe gitmesi gereken kahvesi ile bir süre bakıştıktan sonra devam etti.
"Bugün beni elemeseydin seni konuşuyor bile olmazdık."
"Yaşadığın öfkeyi anlıyorum, politik bir darbe vurmak için ve belki de sana konuşma hakkı vermeleri için aylarca bekledin. Sana aykırı gelen ve hakkının yenildiğini düşündüğün noktada sesini duyurabilmek için önce insanların dikkatini üzerine almaya çalıştın. Giydiğin T shirt için bile bizlere para ödemek zorunda kaldın. Yaptığın politik hamlelere ve özür dilemek istememen bir çok insan için anlayış ile karşılanabilir. Ama kafanda oynamış olduğun oyunlar ve gelecek için kurmuş olduğun tüm planların satın alındı. Bu da seni tekrar ayağımıza getirdi. Bugün seni konuşuyoruz çünkü hakkında yanlış ithamlarda bulunduğun kişiye karşı kişisel bir intikam aldın. Farklı bir etki yaratmak istedin ama sonunda yine benim evime gelmek zorunda kaldın. Bunu belki de bir fırsat olarak gördün veya oluşturmak istediğin bir yapı var ve bunun için doğru bir zemin hazırlandığını düşünüyorsun. Bununla ilgili uzun uzun açıklamalar yapıp istediğin kadar kafamızı şişirebilirsin. Seni dinler ve günün sonunda seni tebrik ederim. Sonuçta artık burada başlayabileceğin üçüncü sınıf bir şov gerçekleşmiyor."
Kendini tutamadığını fark etti. Titremeye devam eden telefonunu arkaya doğru attı. Duyguları onu kontrol etmiyordu ama gündem onun yeterince canını sıkmaya başlamıştı.
"Bunca boş gürültü, hakaret ve nefret ne içindi? Bu sefer daha güzel bir şovda başlayacaksın. Bunca çaban satın alınacak kadar değersizdi. Bu içini yıpratacak, belki de arka alanda laf atacak veya suçlayacak birilerini bulacaksın çünkü kaos bu dünyadaki tek gerçek şey. Sende ona sıkıca tutunacaksın ve her basamakta karşındaki kişi için aklına gelen ilk şeyi söyleyeceksin. Ama bu sefer biraz daha dikkatli ol lütfen, senin için yeniden güreş şirketi açacak başka bir zengin tanımıyoruz."
"Sanırım birilerinin daha iyi araştırmalar yapması gerekecek. Çünkü ben ortada bir devrim göremiyorum."
"İlk defa hedef olarak görülmüyorum. Geçmişimden ötürü bel altı saldıran insanları artık görmezden gelebiliyorum. Çünkü günün sonunda ben kürek çekmeye devam ediyorum."
Ve bitirir.
"Yolun bir sonu olmadığını biliyorum. Her turladığımda farklı bir baş belası. "
Kamera kapanır.
Masanın üzerindeki diz üstü bilgisayarda bildirimlerin gittikçe arttığı rahatlıkla görülebiliyordu.
"Büyülü bir değnek beklemiyordum ve elimden geleni yapmak zorundaydım. Sonuna kadar dayanabileceğimi düşündüler ama başaramadım ve başaramadığım için küsüp gidecek değilim. Ortada aradığım bir ilgi veya destek yok. Yeterince sıkı tutunamadım ve düşüşümün yaşattığı bu ağrı için dizlerime artık daha fazla sorumluluklar yüklemem gerekecek. Tüm hatayı kabul ediyorum, bu durum belki zayıf olduğumu düşünmenize izin verecek ama asla bu suyun beni daha da aşağı çekmesine izin veremem. Boğulmak üzereyim biliyorum, ayaklarım uyuşmak üzere ve muhtemelen kıyıya gidecek kadar enerjim kalmış gözükmüyor. Çaresizliği kabul ettiğim anlarda kollarımı ileri uzatamayacağımı biliyorum, olayı karamsar bakmak artık bir alternatif değil. Çoktan bir yol seçtim ve vazgeçtiklerim için artık çok geç, bu noktaya gelebilmek için kendimden bir şeyler ödedim ve günün sonunda zirvede olduğum günleri bile gördüm. Şimdi o noktaya bahsettiğim tırnak izlerini göremeyecek kadar uzağım. Tekrar kendimden bir şeyleri feda etmem gerektiğini biliyorum. İnsanların bana üçüncülük madalyasını fırlattığı bir maçtan erken elendiğim için üzülmüyor olmam lazım. On bir aydır elimden geleni yapıyor olsam da asla o kişi olarak bahsedilemedim, şampiyon gibi hissettiremedim ve kazandığım her şeyi benden zorla aldılar. Bunun artık bir dram hikayesi olmasını istemiyorum, günümün geleceği anı yakalamak için yanlış ışığa yöneldim. Profesyonel bir şekilde bugünü olduğu gibi bırakıp yarına odaklanmak zorundayım. Bu canımı acıtıyor, her zaman olduğu gibi. Ama eğer bir şeyleri düzeltmek istiyor isem bu acıya tekabül eden bir çaba ortaya sermem gerekecek. Bazen o taşın bir metre bile ilerlemediğinin farkında olduğum anlarda bile o taşın ilerleyeceğine inanarak itmeye devam etmek zorundayım. Kendime bir kez daha güvenip kanıtlayamadığım duygularımı insanlara aktarmak zorundayım. "
Telefonunu susturdu ve yaralarını sarmak için dolabındaki bandajları çıkardı.
"Aşağıya ittiğim, saygılarının karşılını veremediğim insanları geçmişte ve günümüzde haklı yapmak istiyorum. Artık bir fikir olmaktan dışarıya çıkmak zorundayım ve kurtuluş için örnek bir inanç olmalıyım. Işıksız dört duvarı bir çubukla yok edeceğime de kimse inanmamıştı, tozların arasında herhangi bir şey görmeden ayağımı korkmadan ileri attım ve duyabildiğim tek şey; ayağıma batan cam kırıkları yüzünden insanların bana acırken ki sessiz söylenişleriydi. Merak etmeyin, hepinize her engelin bir yolu olduğunu gösterip sizlere o ihtiyacınız o eli uzatacağım. Günün sonunda hep beraber o zirveyi bu sefer hissederek tadını çıkaracağız."
Ağrı kesicilerden bir tane aldıktan sonra dışarı çıktı ve otoparka doğru yöneldi. Bazı hikayeler bazı insanların peşini bırakmaz. Her zaman karşına çıkan aynı problemler için insanların kaderine düğümlenmiş olduğu söylenir. Kendisinin de o problem için bir engel olduğunu unutmaması gerek elbette. O düğüm çözülse bile uzaklaştıkça onu peşinden götürür. Bu insanlar ya her zaman dost olarak kalırlar ya da her zaman birbirlerini o düğümle boğacak kadar düşman olurlar. Jeff Hardy yıllar boyunca hangi yöne giderse gitsin veya o ip ne kadar gerilirse gerilsin o kişiyi karşında görüyordu. Ondan kaçmaya çalışmıyordu ve onun da onu kovalamak için bir çaba göstermediğini de biliyordu. İnsanlar buna "Doğal düşman" diyor. Kaderin hangi noktasında olursanız olun, karşınıza gelecek olan.
Arabasına bindi ve soğumuş olup çöpe gitmesi gereken kahvesi ile bir süre bakıştıktan sonra devam etti.
"Bugün beni elemeseydin seni konuşuyor bile olmazdık."
"Yaşadığın öfkeyi anlıyorum, politik bir darbe vurmak için ve belki de sana konuşma hakkı vermeleri için aylarca bekledin. Sana aykırı gelen ve hakkının yenildiğini düşündüğün noktada sesini duyurabilmek için önce insanların dikkatini üzerine almaya çalıştın. Giydiğin T shirt için bile bizlere para ödemek zorunda kaldın. Yaptığın politik hamlelere ve özür dilemek istememen bir çok insan için anlayış ile karşılanabilir. Ama kafanda oynamış olduğun oyunlar ve gelecek için kurmuş olduğun tüm planların satın alındı. Bu da seni tekrar ayağımıza getirdi. Bugün seni konuşuyoruz çünkü hakkında yanlış ithamlarda bulunduğun kişiye karşı kişisel bir intikam aldın. Farklı bir etki yaratmak istedin ama sonunda yine benim evime gelmek zorunda kaldın. Bunu belki de bir fırsat olarak gördün veya oluşturmak istediğin bir yapı var ve bunun için doğru bir zemin hazırlandığını düşünüyorsun. Bununla ilgili uzun uzun açıklamalar yapıp istediğin kadar kafamızı şişirebilirsin. Seni dinler ve günün sonunda seni tebrik ederim. Sonuçta artık burada başlayabileceğin üçüncü sınıf bir şov gerçekleşmiyor."
Kendini tutamadığını fark etti. Titremeye devam eden telefonunu arkaya doğru attı. Duyguları onu kontrol etmiyordu ama gündem onun yeterince canını sıkmaya başlamıştı.
"Bunca boş gürültü, hakaret ve nefret ne içindi? Bu sefer daha güzel bir şovda başlayacaksın. Bunca çaban satın alınacak kadar değersizdi. Bu içini yıpratacak, belki de arka alanda laf atacak veya suçlayacak birilerini bulacaksın çünkü kaos bu dünyadaki tek gerçek şey. Sende ona sıkıca tutunacaksın ve her basamakta karşındaki kişi için aklına gelen ilk şeyi söyleyeceksin. Ama bu sefer biraz daha dikkatli ol lütfen, senin için yeniden güreş şirketi açacak başka bir zengin tanımıyoruz."
"Sanırım birilerinin daha iyi araştırmalar yapması gerekecek. Çünkü ben ortada bir devrim göremiyorum."
"İlk defa hedef olarak görülmüyorum. Geçmişimden ötürü bel altı saldıran insanları artık görmezden gelebiliyorum. Çünkü günün sonunda ben kürek çekmeye devam ediyorum."
Ve bitirir.
"Yolun bir sonu olmadığını biliyorum. Her turladığımda farklı bir baş belası. "
Kamera kapanır.