- Katılım
- 12 Tem 2023
- Konular
- 14
- Mesajlar
- 162
- Beğeni sayısı
- 136
- PG Nakit
- 0
- Favori Güreşçi
- Drew McIntyre
Serpençe yüzündeki pis gülümsemeyle kameraların karşısında.
"Sürpriz bozuldu. Kimi bekliyordunuz? Big Red Machine'i mi? Yoksa Christopher Daniels'ı falan mı? Bazılarınızın Bray Wyatt'ı bile beklediğini gördüm. Bu çok üzücü ama Bray'in Serpençe ismine en yakın olduğu an onun kafasını Claymore ile gövdesinden uçurup Rumble'dan elediğim andı. Gerçek şu ki kimse bu lakabı karşılayacak kudrete sahip değil asla da olamaz. Bu lakabı kazanmak için benim çıktığım yerden çıkmanız gerekiyor. Andrew Galloway olmak hiçbirinize bu dünyada nasip olmadı. Bunu ben de çok geç anladım. Peder Petrus ile ilk tanıştığımda kendimi değersiz hissediyordum. Kaybetmeye doyamayan sıradan bir güreşçi gibiydim. Ama Peder gözümü açtı. Asırlardır beklenen o kişi olduğumu söyledi. O benim "Serpençe" olduğumu söyledi ve tam olarak o günden sonra hayata geri döndüm. Sizin küçük beyinlerinizin anlayamayacağı bu unvanın benim çok farklı anlamlara geliyor. Serpençe bir olmak demek, sonsuz olmak demek. Başka kimsenin benim yerini dolduramaması demek ve emin olun bu beni bulutların üstünde hissettiriyor. Aşağı baktığımda ise yozlaşmış bu güreşçileri görüyorum. Onlara acıyorum ve aptallıklarını tek bir Claymore tekmesi ile sonlandırmak istiyorum. Elbet bunun da zamanı gelecek. Fakat zaman sabırlı olmanın zamanıdır. Pederin dediği gibi en büyük hedefimiz Wes'i en tepeye koymak ve kutsal çantanın büyüklüğünü tüm dünyaya göstermek. Daha doğrusu Tekke'nin büyüklüğünü göstermek. Çünkü istediğiniz kadar bu yaşananların bir kolpa, bir masal olduğunu söyleyin. Kendinizi istediğiniz şeye inandırın. Günün sonunda zirvede The Lodge'u göreceksiniz. Kendinizi ise hiç ummadığınız o yer olan PGW'nin bataklığında bulacaksınız. Bu bir uyarı değil, spoiler!"
Kamerayı sertçe itiyor ve oradan ayrılıyor.