- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 50
- Mesajlar
- 8,850
- Beğeni sayısı
- 2,551
- PG Nakit
- 1,155
- RPG Karakteri
- Val Venis
- Favori Güreşçi
- John Cena
Bir jakuzide Venis'in dinlendiğini görüyoruz. Kolları iki yana uzatmış, kafası tavana bakar halde, gözleriyse tamamen kapalı. Uyukladığını zannedeceğimiz kadar bir süre hareketsiz kaldıktan sonra zevkle inleyip sırıtıyor. Hareketlenen sudan sarışın bir fağuşe çıkıveriyor. Nefes nefese.
Dudağının kenarını silip kıkırdıyor. Venis ise Ahmet Kural'ın Sıla'ya baktığı gibi bakıyor ona.
Val Venis: Ahaha! Seni yalancı. Gelmedim bile.
Fağuşe: O zaman ciğerlerim bir süre güzel kokacak. Fazla köpük yuttum.
Venis onun gardına girip sırnaşıyor. Gülüşüp oynaştıkları esnada fağuşe yavaşça kenardaki PGW Şampiyonluğu'na uzanıyor. Fakat sert bir tokat yiyor bileğine.
Val Venis: Aklından bile geçirme! O köpüklü ellerinle ona dokunamazsın. Ellerini temizle.
Fağuşe ellerini suya sokup iyice duruladıktan sonra Venis'in surat ifadesi değişiyor. Tekrar gevşeyip sırıtıyor.
Val Venis: Şimdi dokunabilirsin. Dilediğin gibi.
Unvanın ortasındaki isimlik ve altın detaylara dokunan fağuşe kendinden geçiyor.
Fağuşe: Bu gördüğüm en güzel şey...
Parmaklarının ucuyla her hücresine dokunuyor. Bir kör alfabesi gibi hiçbir detayı kaçırmak istemiyor.
Fağuşe: Çok büyük! Diğerlerine hiç benzemiyor. Ah!
Val Venis: Kalın da...
Fağuşe: Oh, evet! Şuna bir bak.
İnce parmakları bir oraya bir buraya gider. Gözleri parlamaktadır.
Val Venis: Adın ne senin?
Fağuşe: Benim mi? Adım Nikki.
Val Venis: Ah, o halde seni kardeşinle karıştırdım! Neyse ki kalçaların daha dolgun. İnan bana kuru götlü kızların ne yapmaya çalıştıklarını anlayamıyorum.
Nikki, Venis'in boynuna sarılıp onu öper. Venis gülerek ekrana odaklanır ve yaklaşır.
Val Venis: Hey Bryan, nasıl gidiyor adamım? Umarım sen de Rumble öncesi iyice dinleniyorsundur. Son Payback'te gerçekten sıkı bir maça çıktık, öyle değil mi? Uzun ve yorucuydu. Rumble'da en az onun kadar sert bir maç olacak, bunu biliyorsun. Karının seni gevşetmesine izin ver. Tabii hala seni erkek yerine koyup önünde domalıyorsa. Bizlere doğruyu söyle: Ringde yaptığın kilitleri ilk başta onun üzerinde mi deniyorsun? Teknik bir seks... Farklı pozisyonlar ama yumuşak. Hmm, hayır. Benim stilim bu değil. Peki, benim stilim ne bilir misin? (Durup düşünür) Sen nereden bileceksin ki?
Venis ve Nikki öpüşüp kikirderler.
Val Venis: Hala çok yenisin Bryan. Tecrübelisin evet ama... Hala çok yenisin. Bu ringin tozunu fazla yutmadın. Payback'teki sahte zafer seni kandırır mı? İnan bana, sen bu kadar basit biri değilsin. Bunu biliyorum. Akıllı adamsın Bryan. Payback'teki galibiyetin alelade bir galibiyet olduğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun. Bu, Royal Rumble'daki maç için hiçbir anlam ifade etmeyecek. Çünkü o gece her şeyden önce başka bir gece. Royal Rumble... Bilirsin. Her şeyin başladığı gün. Zamanın kısalmaya başladığı, senkronize bir şekilde geri sayıma geçtiğimiz gün. Ne için? Tabii ki Wrestlemania! Ah, o markaya epey katkın oldu, öyle değil mi? Sen Wrestlemania denince akla gelen simalardan birisin. O ringde terin hala kurumadı. Kendi Wrestlemania anına sahip şanslı birkaç güreşçiden biri olmak nasıl hissettiriyor?
Bakışları giderek ciddileşir.
Val Venis: En az senin kadar o arenada boy gösterdim Bryan. 5? 6? Bilmiyorum. Hiçbiri ama hiçbiri bende Wreslemania'ya çıktığım izlenimi yaratmadı. Sanki daha önce hiç orada yer almamışım, hiç güreşmemişim gibi.. Mağlubiyet üstüne mağlubiyet. Kaybettiğinde seni hiç görmezler Bryan. O yüzden belki de 53 yaşın tam da ortasında ilk defa insanlar adımı ve ne iş yaptığımı biliyor. Onlara Val Venis'in kim olduğunu hatırlattım. Yıllar yıllar sonra... Benimle birlikte güreşe başlayanlar, saltanatımı torunlarıyla beraber televizyon başında izlerken... Royal Rumble'da zil çaldığında karşında duracak kişi, kendi Wrestlemania anına bu kadar yaklaşmışken bunu kaybetmemek için elinden gelen her şeyi yapabilecek biri olacak. Hayallerden beslenen bir güç... Bu güce hangi kilit dayanır, Bryan?
Val Venis sırıtır.
Val Venis: Kaybettiğinde, kura topunu fırlattığın için pişman olacaksın. Çünkü o kura, Wrestlemania ana gösterisi için tek şansındı. Sen ise onu çöpe attın.
Venis lafını bitirip tekrar kuruluyor jakuziye. Nikki'yse suyun altına giriyor. Sudan baloncuklar çıkarken ekran kapanıyor.
Dudağının kenarını silip kıkırdıyor. Venis ise Ahmet Kural'ın Sıla'ya baktığı gibi bakıyor ona.
Val Venis: Ahaha! Seni yalancı. Gelmedim bile.
Fağuşe: O zaman ciğerlerim bir süre güzel kokacak. Fazla köpük yuttum.
Venis onun gardına girip sırnaşıyor. Gülüşüp oynaştıkları esnada fağuşe yavaşça kenardaki PGW Şampiyonluğu'na uzanıyor. Fakat sert bir tokat yiyor bileğine.
Val Venis: Aklından bile geçirme! O köpüklü ellerinle ona dokunamazsın. Ellerini temizle.
Fağuşe ellerini suya sokup iyice duruladıktan sonra Venis'in surat ifadesi değişiyor. Tekrar gevşeyip sırıtıyor.
Val Venis: Şimdi dokunabilirsin. Dilediğin gibi.
Unvanın ortasındaki isimlik ve altın detaylara dokunan fağuşe kendinden geçiyor.
Fağuşe: Bu gördüğüm en güzel şey...
Parmaklarının ucuyla her hücresine dokunuyor. Bir kör alfabesi gibi hiçbir detayı kaçırmak istemiyor.
Fağuşe: Çok büyük! Diğerlerine hiç benzemiyor. Ah!
Val Venis: Kalın da...
Fağuşe: Oh, evet! Şuna bir bak.
İnce parmakları bir oraya bir buraya gider. Gözleri parlamaktadır.
Val Venis: Adın ne senin?
Fağuşe: Benim mi? Adım Nikki.
Val Venis: Ah, o halde seni kardeşinle karıştırdım! Neyse ki kalçaların daha dolgun. İnan bana kuru götlü kızların ne yapmaya çalıştıklarını anlayamıyorum.
Nikki, Venis'in boynuna sarılıp onu öper. Venis gülerek ekrana odaklanır ve yaklaşır.
Val Venis: Hey Bryan, nasıl gidiyor adamım? Umarım sen de Rumble öncesi iyice dinleniyorsundur. Son Payback'te gerçekten sıkı bir maça çıktık, öyle değil mi? Uzun ve yorucuydu. Rumble'da en az onun kadar sert bir maç olacak, bunu biliyorsun. Karının seni gevşetmesine izin ver. Tabii hala seni erkek yerine koyup önünde domalıyorsa. Bizlere doğruyu söyle: Ringde yaptığın kilitleri ilk başta onun üzerinde mi deniyorsun? Teknik bir seks... Farklı pozisyonlar ama yumuşak. Hmm, hayır. Benim stilim bu değil. Peki, benim stilim ne bilir misin? (Durup düşünür) Sen nereden bileceksin ki?
Venis ve Nikki öpüşüp kikirderler.
Val Venis: Hala çok yenisin Bryan. Tecrübelisin evet ama... Hala çok yenisin. Bu ringin tozunu fazla yutmadın. Payback'teki sahte zafer seni kandırır mı? İnan bana, sen bu kadar basit biri değilsin. Bunu biliyorum. Akıllı adamsın Bryan. Payback'teki galibiyetin alelade bir galibiyet olduğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun. Bu, Royal Rumble'daki maç için hiçbir anlam ifade etmeyecek. Çünkü o gece her şeyden önce başka bir gece. Royal Rumble... Bilirsin. Her şeyin başladığı gün. Zamanın kısalmaya başladığı, senkronize bir şekilde geri sayıma geçtiğimiz gün. Ne için? Tabii ki Wrestlemania! Ah, o markaya epey katkın oldu, öyle değil mi? Sen Wrestlemania denince akla gelen simalardan birisin. O ringde terin hala kurumadı. Kendi Wrestlemania anına sahip şanslı birkaç güreşçiden biri olmak nasıl hissettiriyor?
Bakışları giderek ciddileşir.
Val Venis: En az senin kadar o arenada boy gösterdim Bryan. 5? 6? Bilmiyorum. Hiçbiri ama hiçbiri bende Wreslemania'ya çıktığım izlenimi yaratmadı. Sanki daha önce hiç orada yer almamışım, hiç güreşmemişim gibi.. Mağlubiyet üstüne mağlubiyet. Kaybettiğinde seni hiç görmezler Bryan. O yüzden belki de 53 yaşın tam da ortasında ilk defa insanlar adımı ve ne iş yaptığımı biliyor. Onlara Val Venis'in kim olduğunu hatırlattım. Yıllar yıllar sonra... Benimle birlikte güreşe başlayanlar, saltanatımı torunlarıyla beraber televizyon başında izlerken... Royal Rumble'da zil çaldığında karşında duracak kişi, kendi Wrestlemania anına bu kadar yaklaşmışken bunu kaybetmemek için elinden gelen her şeyi yapabilecek biri olacak. Hayallerden beslenen bir güç... Bu güce hangi kilit dayanır, Bryan?
Val Venis sırıtır.
Val Venis: Kaybettiğinde, kura topunu fırlattığın için pişman olacaksın. Çünkü o kura, Wrestlemania ana gösterisi için tek şansındı. Sen ise onu çöpe attın.
Venis lafını bitirip tekrar kuruluyor jakuziye. Nikki'yse suyun altına giriyor. Sudan baloncuklar çıkarken ekran kapanıyor.
Son düzenleme:
