WYATT!
Işıklar sönüyor.
Girişte bellerinde yeni unvanlarıyla Bray Wyatt, solunda Erick Rowan ve sağında Braun Strowman ile beraber rampada görünüyor. Wyatt Family ringe ilerlerken Night of Champions'ta elde ettikleri galibiyete ilişkin özetler ekranda oynuyor. İçeri girdiklerinde Bray sandalyesine kuruluyor ve bir süre sallandıktan sonra kucağında yanan lambanın titrek ateşi dışında bir ışık olmadan söze giriyor.
Zalim adamların oynadıkları, kafa karıştırıcı oyunlar... Vincent gibi genç ve toy delikanlıların çözemeyeceği kadar karmaşık meseleler dönüyor buralarda. Ona bir hedef gösterildi ve eğer hedefi indirebilirse yerine geçebileceğinin sözü verildi. Ön planda karmaşık macabre kostümleri içerisinde tuhaf diyaloglar sergilenirken, arka planda ise Righteous'un takım elbiselerini giymiş şekilde kravatlılarla imzaladıkları kontratlar söz konusuydu. Ta ki.. teori pratiğe dönüştürülmeye çalışılana kadar. İş, orada bozuldu. Öküz öldü ve ortaklık dağıldı. Bundan sonra kimse Righteous'un tasmasını tutup Wyatt Ailesi'nin üzerine salmaya cesaret edemeyecek. Zira Night of Champions'ta bir şey net bir şekilde kanıtlandı: Hiç bir kopya, hakikisinin yerini tutamaz. Bir adamın şapkasını takmak ya da vecizelerini söylemek sizi o adam yapmaz. Çünkü bizim burada çevirdiğimiz sirki çevirebilmeniz için strateji oluşturacak bir beyin, o stratejiyi uygulayacak da kuvvet gerekir. Righteous bundan yoksundu. Nitekim gerçek kardeşliğin, ucuz kopyalarla olan muharebesi tam da öngördüğüm şekilde sonuçlandı: Dominasyon. Eğer izlediyseniz biraderlerim ve bacılarım, Vincent'in bizim çocukların elinde sağa sola oyuncak bebek gibi fırlatılırken gerçekleri idrak ettiğini yüz ifadesinden anlamışsınızdır. O adam, bitti. Artık Righteous diye bir oluşum yok. Wyatt Ailesi var. Ve evlatlarımla beraber, bu kutlu zaferi aynı zamanda altınla taçlandırmış olmak, bütün aleme gerekli mesajı vermemizi sağladı. Ancak şimdi, o alemin bir değişime uğrayacağını söylüyorlar. Ve sanırım, bizim nehrimiz de aynı denize akmaya başlayacağına göre birkaç kelam etmemiz gerekiyor. Hem maziye, hem de atiye dair birkaç önemli kelime.
Wyatt ayağa kalkıyor. Rowan onun kemerini boştaki omzuna alırken Bray "You Suck" tezahüratlarını dinliyor.
Daha önceki sohbetlerimizde de belirttim: Bizim ailemiz kontrat usulü çalışmıyor. Buradaki diğer çocuklar gibi, rakam karşılığında buraya piyes oynamak için gelmiyoruz. Wyatt Ailesi, vermek istediği mesaj için daha uygun bir platform olmadığı için NOW bünyesinde nefes alıyor. Arenalara geliyoruz, kelleleri alıyor ve oradan ayrılıyoruz. Bizleri diğerleri gibi maç sonlarında röportaj verirken ya da reklam filmlerinde oynarken görmüyor olmanızın yegane sebebi biz her gün yaşadığımız şey neyse aynısını yaşamaya devam ediyor olmamız. Profesyonel güreş, benim için sadece bir vasıta. Amaç ya da sanat değil. Buraya gelip delikanlıların kaderiyle oynayarak hem kişisel zevklerimi tatmin ediyor, hem de indirdiğimiz her yumrukla davamızın haklılığını haykırıyoruz. Ve bizim sergilemiş olduğumuz şiddet örneğinin, bizim sürdürmüş olduğumuz kavganın da ticari alıcıları var. Aranızda, her ne kadar hiç birinizi kendi ailemden bir birey gibi göremesem de, bizim davamıza dair sloganları haykıran, bizim bayraklarımızı sallayan ve bizlerin ismini bağıran binler var. Sizlerin sağlamış olduğu ticari kazancı göz önüne alan organizasyonlar, Wyatt Ailesi'nin televizyonda görünmesine onay veriyor. Ben, ne The Rock'ı tanırım ne de Shane McMahon'ı. Onların değerleri, onların temsil etmiş oldukları şeyler benim umurumda değil. Çünkü evlatlarım, kurt hiç bir zaman kuzunun nasıl otladığını düşünerek uykusundan kaybetmez. Ancak, Night of Champions'ta duymuş olduğum bazı şeylerden sonra meseleleri mantık süzgecinden geçiriyorum ve buradan çıkarmış olduğum sonuç: Bundan sonra NOW diye bir diyarın olmadığıdır. Bir hiyerarşi oluşturuluyor. Ve ne hikmetse, Bray Wyatt bu hiyerarşinin alt zincirinde, antrenman tesisi olarak kullanılacak bir platformda konuşlandırılıyor. Mum, güneşin ardılı olabilir mi? Seneler içerisinde girmiş olduğum tüm savaşlardan da herkes bilir ki: Benim nefes aldığım yer neresiyse, güneş oradan doğar. Bu yüzden, NOW nehrinin sularını nereye akıtacağı benim umurumda olmayacak. Ben, önüme çıkan herkesi ezip geçeceğim. Ve bunu yaparken de, hiyerarşiyi ve emir komuta zincirini tanımadan hareket edeceğim. Ancak... madem NOW dediğimiz ağıl, PGW'ye biat ederek onların idaresine giriyor. O zaman Bray Wyatt'ın da bir teklifi var: Dünyanıza girmeme izin verin çocuklarım. Bırakın, o çok yükseklerden uçtuğunu düşündüğünüz kuşlarınızı teker teker avlayayım. Beni kapıdan içeriye alın, ben de dışarıdan titanyumdan dövülmüş gibi duran bu evin aslında hamur gibi erimeye ne kadar müsait olduğunu bütün aleme kanıtlayayım. Benden korkmayın ve beni sınırlamayın. Bırakın yüzlerce gündür aralarındaki it dalaşı sebebiyle reklamları yapılan adamların aslında Dünyaları Yiyen'in tek fiskesiyle tarumar olabilecek piyonlar olduğunu ispatlayayım. Madem benim atımı koşturduğum çiftliği bünyenize alıyorsunuz... o zaman çitleri yıkalım. Ya siz bana gönderin, ya da ben size geleyim. Ben bir mikrop gibiyim, sansürün ve yasaklamanın olmadığı her türlü platforma kene gibi yapışıp zehrimi oraya akıtmaya mecburum. Bugün, yarın veya daha sonraki bir gün. Artık "aşağısı" olarak tabir edilen yerde günlerimi doldurmayı beklemek yerine, sizin deyiminizle "yukarı zıplayaym" ve PGW dediğiniz yerde taş üstünde taş kalmasın. Eğer benimle konuşmak istiyorsanız bulması çok basit: Gökyüzüne bakın ve akbabaları takip edin.
Wyatt sırıtarak sandalyesine geçerken Erick Rowan boş gözlerle etrafa bakıyor.
O gün gelene kadar.. yaptığım şeyi tam tekmil devam ettireceğim. Kulağıma gelen fısıltılar, Righteous'un fişini çekerek aldığımız bu altınlara yeni talipler çıktığı yönünde. Aslında Vincent'in yapmaya çalıştığı şeyin bire bir aynısını yapan, sadece buna farklı isimler yaratmaya çalışan üç tane düşkün: Aleister Black, Brody King ve Buddy Matthews. Bu gençler, Bray amcalarıyla oynamak istediklerini halka açık yerlerde cesur bir şekilde haykırıyorlar. Ancak altına göz koyduklarını dile getirirken isimlerimizi telaffuz etmeye dahi cesaret edemiyorlar. Bir hesaplaşma ya da muharebe peşinde değiller... bir sürprizin, hain bir pusunun hayalini kuruyorlar. Çünkü onların temsil etmeye çalıştığı şeyi bu arenalara 11 sene önce getirmiş olan adamların gözlerine bakacak cesaretleri yok. Karanlıktan bahsediyorlar, ancak bu karanlığın neye ilişkin olduğunu açıklayabilecek kapasitede dahi değiller. Şu an karanlıktayız çocuklarım, beni net bir şekilde görebiliyor musunuz? Neredeyseniz, dışarı çıkın ve oynayalım. Burada, samimi dostlarımla beraber sizi bekliyoruz. (Wyatt kahkaha atıyor.) Eğer bizlere kafa tutacak gücünüz olduğuna inanıyorsanız, dışarı çıkın ve tadına bakın. Ama... bu işi sizin şartlarınıza göre yapmayacağımızı da unutmayın. Sözlerinizi dinledim. Ortada karanlık üzerinde hak iddia edebilecek yetenekli gençlerden ziyade, bir endüstri firmasının basın açıklamasını andıran hurafeler gördüm. Birbirinizi tekrar ediyorsunuz ancak söylediklerinizin altını dolduramıyorsunuz. Beni, Bray Wyatt'ı mağlup ederek elimizde tuttuğumuz altınların "karanlık tarafa" geçeceğini öne sürüyorsunuz. Peki nedir bu karanlık? Siz kimsiniz çocuklar, şeytana hizmet eden adamlar mısınız? Tuhaf makyajlar yapıp satanik simgeler kullanarak buradaki ufaklıkları korkutmayı belki başarabilirsiniz, ama şunu unutmayın: Güneş, karanlıktan her zaman daha ürkütücüdür. Karanlıkta saplanan bir bıçakta, ne kanı görebilirsiniz ne de kurbanı. Ama güneşin altında yapılan bir katliamda, her şeyi duyar ve görürsünüz: Hangi uzvun parçalandığını, şelale gibi akan kanı ve kurbanların yüzlerindeki acı dolu ifadeyi. Vincent kendisinin aydınlık, benim karanlık olduğumu iddia ederek ailemin üzerine yürümüştü. Şimdiki oğlanlar ise, onların karanlık benim aydınlık olduğumu iddia ediyor. NOW'un ne kadarlık kısmı aydınlığa, ne kadarlık kısmı karanlığa düşer bilmem ama; altınızı bir araya toplasak tam tekmil bir adam yapmazsınız. Aleister Black... Vincent'e ne yaptıysam sana da onu yapacağım. Seni ailenle beraber zincire vurup çiftliğimdeki koyunlara düzdüreceğim. Ve bunu yaparken elinde tuttuğun Heritage şampiyonluğunu senden söküp alacağım. Laplace'ın Şeytanıyla pokere mi oturmak istiyorsun? O zaman elindeki bütün peyi öne sür, bizim altınlarımıza karşılık senin elinde emaneten tuttuğun Heritage şampiyonluğunu ortaya koy. Oyun bittiğinde şunu net bir şekilde anlayacaksın: NOW bir olasılıklar dünyası olabilir, ama bu kumarhanede floş royal yapamayacağım herhangi bir masa henüz icat edilmedi. Köpeklerini topla, ve karşıma çık. Trios şampiyonluklarına karşı, senin Heritage şampiyonluğun. Eğer masaya oturacak olursan, bana haber uçur oğlum. Evlatlarımla beraber seni bekliyor olacağız. Follow... the buzzards!
Bray Wyatt sandalyesinde kucağına kemerini yatırmış şekilde kahkahalar atarken WYATT sesiyle kameralar kapanıyor.
Işıklar sönüyor.
Girişte bellerinde yeni unvanlarıyla Bray Wyatt, solunda Erick Rowan ve sağında Braun Strowman ile beraber rampada görünüyor. Wyatt Family ringe ilerlerken Night of Champions'ta elde ettikleri galibiyete ilişkin özetler ekranda oynuyor. İçeri girdiklerinde Bray sandalyesine kuruluyor ve bir süre sallandıktan sonra kucağında yanan lambanın titrek ateşi dışında bir ışık olmadan söze giriyor.
Zalim adamların oynadıkları, kafa karıştırıcı oyunlar... Vincent gibi genç ve toy delikanlıların çözemeyeceği kadar karmaşık meseleler dönüyor buralarda. Ona bir hedef gösterildi ve eğer hedefi indirebilirse yerine geçebileceğinin sözü verildi. Ön planda karmaşık macabre kostümleri içerisinde tuhaf diyaloglar sergilenirken, arka planda ise Righteous'un takım elbiselerini giymiş şekilde kravatlılarla imzaladıkları kontratlar söz konusuydu. Ta ki.. teori pratiğe dönüştürülmeye çalışılana kadar. İş, orada bozuldu. Öküz öldü ve ortaklık dağıldı. Bundan sonra kimse Righteous'un tasmasını tutup Wyatt Ailesi'nin üzerine salmaya cesaret edemeyecek. Zira Night of Champions'ta bir şey net bir şekilde kanıtlandı: Hiç bir kopya, hakikisinin yerini tutamaz. Bir adamın şapkasını takmak ya da vecizelerini söylemek sizi o adam yapmaz. Çünkü bizim burada çevirdiğimiz sirki çevirebilmeniz için strateji oluşturacak bir beyin, o stratejiyi uygulayacak da kuvvet gerekir. Righteous bundan yoksundu. Nitekim gerçek kardeşliğin, ucuz kopyalarla olan muharebesi tam da öngördüğüm şekilde sonuçlandı: Dominasyon. Eğer izlediyseniz biraderlerim ve bacılarım, Vincent'in bizim çocukların elinde sağa sola oyuncak bebek gibi fırlatılırken gerçekleri idrak ettiğini yüz ifadesinden anlamışsınızdır. O adam, bitti. Artık Righteous diye bir oluşum yok. Wyatt Ailesi var. Ve evlatlarımla beraber, bu kutlu zaferi aynı zamanda altınla taçlandırmış olmak, bütün aleme gerekli mesajı vermemizi sağladı. Ancak şimdi, o alemin bir değişime uğrayacağını söylüyorlar. Ve sanırım, bizim nehrimiz de aynı denize akmaya başlayacağına göre birkaç kelam etmemiz gerekiyor. Hem maziye, hem de atiye dair birkaç önemli kelime.
Wyatt ayağa kalkıyor. Rowan onun kemerini boştaki omzuna alırken Bray "You Suck" tezahüratlarını dinliyor.
Daha önceki sohbetlerimizde de belirttim: Bizim ailemiz kontrat usulü çalışmıyor. Buradaki diğer çocuklar gibi, rakam karşılığında buraya piyes oynamak için gelmiyoruz. Wyatt Ailesi, vermek istediği mesaj için daha uygun bir platform olmadığı için NOW bünyesinde nefes alıyor. Arenalara geliyoruz, kelleleri alıyor ve oradan ayrılıyoruz. Bizleri diğerleri gibi maç sonlarında röportaj verirken ya da reklam filmlerinde oynarken görmüyor olmanızın yegane sebebi biz her gün yaşadığımız şey neyse aynısını yaşamaya devam ediyor olmamız. Profesyonel güreş, benim için sadece bir vasıta. Amaç ya da sanat değil. Buraya gelip delikanlıların kaderiyle oynayarak hem kişisel zevklerimi tatmin ediyor, hem de indirdiğimiz her yumrukla davamızın haklılığını haykırıyoruz. Ve bizim sergilemiş olduğumuz şiddet örneğinin, bizim sürdürmüş olduğumuz kavganın da ticari alıcıları var. Aranızda, her ne kadar hiç birinizi kendi ailemden bir birey gibi göremesem de, bizim davamıza dair sloganları haykıran, bizim bayraklarımızı sallayan ve bizlerin ismini bağıran binler var. Sizlerin sağlamış olduğu ticari kazancı göz önüne alan organizasyonlar, Wyatt Ailesi'nin televizyonda görünmesine onay veriyor. Ben, ne The Rock'ı tanırım ne de Shane McMahon'ı. Onların değerleri, onların temsil etmiş oldukları şeyler benim umurumda değil. Çünkü evlatlarım, kurt hiç bir zaman kuzunun nasıl otladığını düşünerek uykusundan kaybetmez. Ancak, Night of Champions'ta duymuş olduğum bazı şeylerden sonra meseleleri mantık süzgecinden geçiriyorum ve buradan çıkarmış olduğum sonuç: Bundan sonra NOW diye bir diyarın olmadığıdır. Bir hiyerarşi oluşturuluyor. Ve ne hikmetse, Bray Wyatt bu hiyerarşinin alt zincirinde, antrenman tesisi olarak kullanılacak bir platformda konuşlandırılıyor. Mum, güneşin ardılı olabilir mi? Seneler içerisinde girmiş olduğum tüm savaşlardan da herkes bilir ki: Benim nefes aldığım yer neresiyse, güneş oradan doğar. Bu yüzden, NOW nehrinin sularını nereye akıtacağı benim umurumda olmayacak. Ben, önüme çıkan herkesi ezip geçeceğim. Ve bunu yaparken de, hiyerarşiyi ve emir komuta zincirini tanımadan hareket edeceğim. Ancak... madem NOW dediğimiz ağıl, PGW'ye biat ederek onların idaresine giriyor. O zaman Bray Wyatt'ın da bir teklifi var: Dünyanıza girmeme izin verin çocuklarım. Bırakın, o çok yükseklerden uçtuğunu düşündüğünüz kuşlarınızı teker teker avlayayım. Beni kapıdan içeriye alın, ben de dışarıdan titanyumdan dövülmüş gibi duran bu evin aslında hamur gibi erimeye ne kadar müsait olduğunu bütün aleme kanıtlayayım. Benden korkmayın ve beni sınırlamayın. Bırakın yüzlerce gündür aralarındaki it dalaşı sebebiyle reklamları yapılan adamların aslında Dünyaları Yiyen'in tek fiskesiyle tarumar olabilecek piyonlar olduğunu ispatlayayım. Madem benim atımı koşturduğum çiftliği bünyenize alıyorsunuz... o zaman çitleri yıkalım. Ya siz bana gönderin, ya da ben size geleyim. Ben bir mikrop gibiyim, sansürün ve yasaklamanın olmadığı her türlü platforma kene gibi yapışıp zehrimi oraya akıtmaya mecburum. Bugün, yarın veya daha sonraki bir gün. Artık "aşağısı" olarak tabir edilen yerde günlerimi doldurmayı beklemek yerine, sizin deyiminizle "yukarı zıplayaym" ve PGW dediğiniz yerde taş üstünde taş kalmasın. Eğer benimle konuşmak istiyorsanız bulması çok basit: Gökyüzüne bakın ve akbabaları takip edin.
Wyatt sırıtarak sandalyesine geçerken Erick Rowan boş gözlerle etrafa bakıyor.
O gün gelene kadar.. yaptığım şeyi tam tekmil devam ettireceğim. Kulağıma gelen fısıltılar, Righteous'un fişini çekerek aldığımız bu altınlara yeni talipler çıktığı yönünde. Aslında Vincent'in yapmaya çalıştığı şeyin bire bir aynısını yapan, sadece buna farklı isimler yaratmaya çalışan üç tane düşkün: Aleister Black, Brody King ve Buddy Matthews. Bu gençler, Bray amcalarıyla oynamak istediklerini halka açık yerlerde cesur bir şekilde haykırıyorlar. Ancak altına göz koyduklarını dile getirirken isimlerimizi telaffuz etmeye dahi cesaret edemiyorlar. Bir hesaplaşma ya da muharebe peşinde değiller... bir sürprizin, hain bir pusunun hayalini kuruyorlar. Çünkü onların temsil etmeye çalıştığı şeyi bu arenalara 11 sene önce getirmiş olan adamların gözlerine bakacak cesaretleri yok. Karanlıktan bahsediyorlar, ancak bu karanlığın neye ilişkin olduğunu açıklayabilecek kapasitede dahi değiller. Şu an karanlıktayız çocuklarım, beni net bir şekilde görebiliyor musunuz? Neredeyseniz, dışarı çıkın ve oynayalım. Burada, samimi dostlarımla beraber sizi bekliyoruz. (Wyatt kahkaha atıyor.) Eğer bizlere kafa tutacak gücünüz olduğuna inanıyorsanız, dışarı çıkın ve tadına bakın. Ama... bu işi sizin şartlarınıza göre yapmayacağımızı da unutmayın. Sözlerinizi dinledim. Ortada karanlık üzerinde hak iddia edebilecek yetenekli gençlerden ziyade, bir endüstri firmasının basın açıklamasını andıran hurafeler gördüm. Birbirinizi tekrar ediyorsunuz ancak söylediklerinizin altını dolduramıyorsunuz. Beni, Bray Wyatt'ı mağlup ederek elimizde tuttuğumuz altınların "karanlık tarafa" geçeceğini öne sürüyorsunuz. Peki nedir bu karanlık? Siz kimsiniz çocuklar, şeytana hizmet eden adamlar mısınız? Tuhaf makyajlar yapıp satanik simgeler kullanarak buradaki ufaklıkları korkutmayı belki başarabilirsiniz, ama şunu unutmayın: Güneş, karanlıktan her zaman daha ürkütücüdür. Karanlıkta saplanan bir bıçakta, ne kanı görebilirsiniz ne de kurbanı. Ama güneşin altında yapılan bir katliamda, her şeyi duyar ve görürsünüz: Hangi uzvun parçalandığını, şelale gibi akan kanı ve kurbanların yüzlerindeki acı dolu ifadeyi. Vincent kendisinin aydınlık, benim karanlık olduğumu iddia ederek ailemin üzerine yürümüştü. Şimdiki oğlanlar ise, onların karanlık benim aydınlık olduğumu iddia ediyor. NOW'un ne kadarlık kısmı aydınlığa, ne kadarlık kısmı karanlığa düşer bilmem ama; altınızı bir araya toplasak tam tekmil bir adam yapmazsınız. Aleister Black... Vincent'e ne yaptıysam sana da onu yapacağım. Seni ailenle beraber zincire vurup çiftliğimdeki koyunlara düzdüreceğim. Ve bunu yaparken elinde tuttuğun Heritage şampiyonluğunu senden söküp alacağım. Laplace'ın Şeytanıyla pokere mi oturmak istiyorsun? O zaman elindeki bütün peyi öne sür, bizim altınlarımıza karşılık senin elinde emaneten tuttuğun Heritage şampiyonluğunu ortaya koy. Oyun bittiğinde şunu net bir şekilde anlayacaksın: NOW bir olasılıklar dünyası olabilir, ama bu kumarhanede floş royal yapamayacağım herhangi bir masa henüz icat edilmedi. Köpeklerini topla, ve karşıma çık. Trios şampiyonluklarına karşı, senin Heritage şampiyonluğun. Eğer masaya oturacak olursan, bana haber uçur oğlum. Evlatlarımla beraber seni bekliyor olacağız. Follow... the buzzards!
Bray Wyatt sandalyesinde kucağına kemerini yatırmış şekilde kahkahalar atarken WYATT sesiyle kameralar kapanıyor.
