RPG Parıltı

No More Words!!



Jeff Hardy ringe doğru gelirken seyirciler ile tokalaşıyor, o sırada geçen haftaki promosundaki önemli kesitler ve Son payback şovunda Del Rio ile olan konuşması gözüküyor.

Yeniden



Ringe döndüğümüzde Jeff Hardy'i elinde mikrofon ile görüyoruz. Kendisi üst üste ring için konuşmaları yapmayı tercih eden birisi olmadığından seyirciler heyecanlıdır.



"Asla kendime iyi bir insan olduğumu söylemedim. Kendime, bu tür ağır sıfatlar vermem için çok erken. İşimi olması gerektiği gibi yaptığım için iyi bir çalışan ve iyi bir insan olarak adlandırılamam. Bu zaten bana verilen bir görev değil miydi?"

"Ne yapacağımı bildiğim bir aşamadayım. Hedefimi biliyorum ve eğer dengemi kaybedersem bacaklarımı hangi yöne doğru bırakmam gerektiğini anlayabiliyorum. Bu bir tecrübe değil, bu; aylardır ulaşmaya çalıştığım huzur. Kapalı bir odada kendini dinlemek ve alacağın kararları belirlemek kolaydır. İnsanların sizi eleştirebildiği bir açıklığa ulaştığınızda ise onların yönettiği bir kuklaya dönüşürsünüz. Eğer sisteme karşı gelirsen de hatalı bir ürün olduğunu düşünüp yaptığın her hatadan sonra iplerini biraz daha fazla sıkmaya çalışırlar. En kötüsü ise; o hataları sonsuza kadar yanınızda taşımanıza ve her aynaya baktığınızda utanmanıza sebep olacak bir leke bırakırlar. Duygularınla iplerden kurtulursun ama bu sefer de seni istemediğin bir noktaya götürürler. Kendini bir kaç beyaz toz içinde değerli hissetmek için sevgiyi ararken bulursun. Kusacağını bilmeden fazladan bir yudum daha aldığında sana gülen insanların kuklası olduğunu fark edemezsin. Bunca zaman sadece ipleri başkasının eline verdiğini anlayamazsın. Kendimi özgür hissediyorum, kaybedeceğimi bilerek o kafesin tepesinden atlamak artık canımı acıtmıyor. İlk defa rehabilite olduğumu hissedebiliyorum. Yağmurun en çok güneş arayanları ıslattığını görebiliyorum."



"Geçen hafta bahsettiğim tüm benzetmelerin arkasında durmaya devan ediyorum. Ben; inanmış olduğum bu yolda tırnak izlerimi hâlâ rahatlıkla hatırlayabiliyorum. Nerede afalladığımı ve nerede düştüğümü sizlere parça parça anlatabilirim. Bu kadar rahat hissediyorken Royal Rumble şovunda birinci sıradan çıkmak bile gözümü korkutmuyor."

"Ama korkmadığım için de bu mücadeleyi hafife almayacağım elbette. Daha henüz herhangi bir kanıt ortada yokken de ben tarafsız olduğumu söylemiştim. Kıtalar arası şampiyonluğumu benden almak için tüm uzuvlarımı kestiler. Kollarım iyileştiğinde artık uzanabileceğim bir unvan yoktu. Ne bir rövanş hakkı tanındı ne de şirketteki hiç kimse arkamda durmadı. Mayhem için elimden geleni yaptım, şovu korumak için hakkımı aramayı ve kollarımın iyileşmesini göz ardı edip sürünerek mücadele ettim. Aylar sonra tekrar şampiyon olabilmem için bir peri masalını gerçekleştirmek zorundaydım. Bir gecede üç maç kazandım, şirketin en önemli ismini yenip hikayemi tamamlamıştım. Ama sonrasında maça girme hakkı olmayan birisi tüm bu yükselişimi kesip attı. Üstelik tuş da olmamıştım ve bana sunulan rövanş hakkında başıma gelenleri de hızlıca gündem ile kapatıp beni bir kenara attılar. Sence bu şirket için zaten fazlasını yapmadım mı? Bir tarafta mı olmam gerekiyordu? Neden kimse bana yardım etmedi? Üstelik hastaneye kaldırıldığım zaman beni ziyaret etmiş olan bir dostumun karşıma gelip beni azarlar gibi konuşmasına da sessiz kalacak mıyım?"



"Gerçekten her şey gittikçe komikleşiyor. İnsanlara, gençlere ikinci bir şansları olduğunu göstermek için her gün daha da fazla emek gösteriyorum ve evet bir taraf seçecek isem ben çoktan güreşi seçtim. Dışarıda sevgiyi arayan insanlara; eğer kovalayacakları bir ışık olursa her zaman ayağa kalkabileceklerini göstermek istiyorum. "

"Bu maça ilk veya son kişi olarak girmemin bir önemi yok. Anladığınız da üzere bu artık kişisel bir mevzu. Bugün sonuç ne olursa olsun bana uzatılacak bir değnek olacağını sanmıyorum. "

"Tüm bu yolculuğun sonunda köşeye çıkıp sizlere o ışığın nasıl gözüktüğünü göstereceğim."

"İkinci bir şans olmadan kimse ders alamaz."

Mikrofonu bırakıp seyircilerle vedalaşırken gülümseyip özgüvenli bir şekilde konuştuğunu anlayabiliyoruz.

("Ben iyi bir kaybedenim")​