WYATT!
Işıklar sönüyor.
Girişte elinde gaz lambasıyla beraber Bray Wyatt, sağında Braun Strowman ve solunda Erick Rowan'la beraber girişte görünüyor. Wyatt Ailesi ringe ilerlerken 2 hafta önceki şovda The Righteous ile aralarında geçenlere ilişkin bir video klip oynuyor.
Işıklar sönüyor.
Girişte elinde gaz lambasıyla beraber Bray Wyatt, sağında Braun Strowman ve solunda Erick Rowan'la beraber girişte görünüyor. Wyatt Ailesi ringe ilerlerken 2 hafta önceki şovda The Righteous ile aralarında geçenlere ilişkin bir video klip oynuyor.
Wyatt bu sefer elinde gaz lambası ile birlikte kahkahalar atarak ringe doğru ilerlemeye başlıyor. Tüm The Righteous ekibi bitik vaziyette yatarlarken Wyatt ringe giriyor ve Dutch'ı yerden kaldırıyor. ''Karanlık, aydınlığı yutar!'' diye bağırıyor ve ona da bir Sister Abigail!
Ringin ortasında Wyatt dizleri üstüne çöküyor. Strowman ve Rowan'da tam arkasına geçiyorlar Wyatt'ın. Wyatt iki elini de yanına açıyor. Kameralar ringin ortasındaki üç isme yakınlaşırken bir anda ışıklar bir kez daha kesiliyor. Işıklar geri geldiğinde Wyatt Family ekibi ringde yoklar. The Righteous ekibi arenanın farklı yerlerinde yerde yatarlarken kameralarımız kapanıyor ve reklamlara gidiyoruz.
Özet bittiğinde Wyatt ışıkları geri getirmeden sandalyesinde sallanarak lambasını yere bırakıyor. "You Suck" sesleri arasında seyirciye bakıyor.
"Aile" kavramıyla ilgili bugüne kadar bütün bildiklerinizi unutun ve Bray amcanıza bir kez olsun kulak verin. (Wyatt sırıtıyor.) İki insanın bir aile teşkil etmesi için aynı köklerden beslenmeleri ya da aynı kanı taşıyor olmaları yetmez. Günü gelir, aynı anadan doğma iki adamın birbirine nasıl kıydığını televizyon ekranlarından izlersiniz. Annesinin kafasını kesip sokağa atan eroinmanların haberleriyle dehşete düşersiniz. Ama hiç bir zaman, kendi başınıza benzeri gelene kadar aile olma kavramının neye karşılık geldiğini bilemezsiniz. Bugün sizlere bir kıyak geçeceğim ve bir kez daha yaşamınızla beyninizdeki kavramlar sözlüğü arasındaki bir boşluğu dolduracağım. Size bugün; aileden bahsedeceğim... ve gerçekten bir aile teşkil eden üç adamın neler yapabileceğini! Bir yere gidelim: Hiçliğin ortasında. Elektrik yok. Su tamamen doğal imkanlarla elde ediliyor. Gece karanlık ortalığı sardığında çocuklar birbirlerine sarılarak ve çevrelerinde olup bitenlere karşı tamamen birbirlerine duydukları güven sonucu sabahı edebiliyorlar. 1940'ların günümüzdeki hali gibi. Kilometrelerce ötede şehir çocuğu Corn Flakes'ini kasesine doldurup renkli televizyonunu izleyerek sıcak bir uykuya dalarken; o hiçliğin ortasındaki tahta kulübede çocuklar sadece birbirinin varlığından dahi umut ve mutluluk devşirmeyi başarabiliyorlar. Hiç bir ayrım da yok. Kimin babasının ne iş yaptığı, kimin uzun kimin kısa olduğu, kimin soy isminin ne olduğu kimsenin umurunda değil. Çünkü herkes kendi hikayesini bir kenara bırakmış durumda. (Wyatt ayağa kalkıp volta atmaya başlıyor.) Herkes ailelerinin hikayelerini taşıyan soy isimlerini birer balıkçı çizmesi gibi duvara asmış durumda. Ve o karanlık gün gelip çattığında, fırtına her zamankinden daha sert estiğinde o çocukları ayakta tutan yegan şey aralarındaki kardeşlik bağı. Burayı dikkatle dinleyin madamlar ve mösyöler: Birbirlerinin hesabına çalıştıkları için değil, birbirlerinden herhangi bir menfaatleri oldukları için de değil; sadece onları kardeş tayin eden kaderi kucaklayabilecek olgunluğa sahip oldukları için birlikteler!
Wyatt başını hızlıca sallıyor ve Erick'le Braun'a bakıyor.
İşte... aile budur. Zamanı geldiğinde gerekli fedakarlıkları yapabildiğiniz, kendi zevklerinizden ve özgürlüklerinizden kardeşleriniz için ödün verebildiğiniz ve ola ki bir savaş halinde kimin için merminin önüne atlayabileceğinizi önceden bildiğiniz mecranın adıdıdr aile. Ve bu bağı ne zaman bükebilir, ne mekan. Gerçekten aile teşkil eden adamları hangi harp sahasına sürerseniz sürün, günün sonunda 50 adamın gücü 500 adama yetebilir.. ve o 50 adamda savaşın gerçekleştiği tepeleri yeşillendirecek irfan da varsa kuşlar size yüzyıllar sonra o mücadelenin öyküsünü anlatabilir! The Righteous.. Vincent ve arkadaşları. Onlar bir aile değiller. Zaten öyle olmadıkları için, farklı sıfatları sahiplenmeye bu kadar gönüllüler. Night of Champions'ta bu üç otoyol serserisinin en büyük hayalini gerçekleştireceğim: Onları birer aile haline getireceğim. Çünkü onlarla işim bittiğinde hepsinin babası aynı olacak. İşte o zaman, Vincent isimli ufaklık gerçekten bir aile teşkil etmenin ne demek olduğunu bütün sonuçlarıyla anlayacak. Bizim kardeşliğimiz, zamana ve çok çeşitli testlere karşı bütün sınavlarını başarıyla vermiş bir birliktelik. Burada mesele, NOW'un önümüzde sunduğu ve Trios adını verdiği altınları söküp almak değil. Burada mesele, Vincent ve arkadaşlarını o ringe birer hayvan leşi gibi sererek NOW bünyesinde bulunan bütün buçukluklara aynı mesajı vermek: Eğer en büyük hayranı ve taklitçisine bunları yapabiliyorsa, günü geldiğinde bizim üzerimizde neler gerçekleştirecek? (Wyatt sırıtıyor. Ardından sandalyesine kuruluyor ve sallanarak arenaya bakıyor.) Night of Champions, bizim için akbabaların ziyafetinin başlangıcı demek. Trios şampiyonluklarını söküp alacağız. Ve devamında, sırası gelen herkesin icabına bakacağız. Righteous, House of Black, bizim için fark etmiyor. İstediğinizi gönderin... sağ olarak geri dönmesini istedikleriniz hariç. Follow...
Seyirci "the buzzards" diye bağırırken kameralar kapanıyor.
"Aile" kavramıyla ilgili bugüne kadar bütün bildiklerinizi unutun ve Bray amcanıza bir kez olsun kulak verin. (Wyatt sırıtıyor.) İki insanın bir aile teşkil etmesi için aynı köklerden beslenmeleri ya da aynı kanı taşıyor olmaları yetmez. Günü gelir, aynı anadan doğma iki adamın birbirine nasıl kıydığını televizyon ekranlarından izlersiniz. Annesinin kafasını kesip sokağa atan eroinmanların haberleriyle dehşete düşersiniz. Ama hiç bir zaman, kendi başınıza benzeri gelene kadar aile olma kavramının neye karşılık geldiğini bilemezsiniz. Bugün sizlere bir kıyak geçeceğim ve bir kez daha yaşamınızla beyninizdeki kavramlar sözlüğü arasındaki bir boşluğu dolduracağım. Size bugün; aileden bahsedeceğim... ve gerçekten bir aile teşkil eden üç adamın neler yapabileceğini! Bir yere gidelim: Hiçliğin ortasında. Elektrik yok. Su tamamen doğal imkanlarla elde ediliyor. Gece karanlık ortalığı sardığında çocuklar birbirlerine sarılarak ve çevrelerinde olup bitenlere karşı tamamen birbirlerine duydukları güven sonucu sabahı edebiliyorlar. 1940'ların günümüzdeki hali gibi. Kilometrelerce ötede şehir çocuğu Corn Flakes'ini kasesine doldurup renkli televizyonunu izleyerek sıcak bir uykuya dalarken; o hiçliğin ortasındaki tahta kulübede çocuklar sadece birbirinin varlığından dahi umut ve mutluluk devşirmeyi başarabiliyorlar. Hiç bir ayrım da yok. Kimin babasının ne iş yaptığı, kimin uzun kimin kısa olduğu, kimin soy isminin ne olduğu kimsenin umurunda değil. Çünkü herkes kendi hikayesini bir kenara bırakmış durumda. (Wyatt ayağa kalkıp volta atmaya başlıyor.) Herkes ailelerinin hikayelerini taşıyan soy isimlerini birer balıkçı çizmesi gibi duvara asmış durumda. Ve o karanlık gün gelip çattığında, fırtına her zamankinden daha sert estiğinde o çocukları ayakta tutan yegan şey aralarındaki kardeşlik bağı. Burayı dikkatle dinleyin madamlar ve mösyöler: Birbirlerinin hesabına çalıştıkları için değil, birbirlerinden herhangi bir menfaatleri oldukları için de değil; sadece onları kardeş tayin eden kaderi kucaklayabilecek olgunluğa sahip oldukları için birlikteler!
Wyatt başını hızlıca sallıyor ve Erick'le Braun'a bakıyor.
İşte... aile budur. Zamanı geldiğinde gerekli fedakarlıkları yapabildiğiniz, kendi zevklerinizden ve özgürlüklerinizden kardeşleriniz için ödün verebildiğiniz ve ola ki bir savaş halinde kimin için merminin önüne atlayabileceğinizi önceden bildiğiniz mecranın adıdıdr aile. Ve bu bağı ne zaman bükebilir, ne mekan. Gerçekten aile teşkil eden adamları hangi harp sahasına sürerseniz sürün, günün sonunda 50 adamın gücü 500 adama yetebilir.. ve o 50 adamda savaşın gerçekleştiği tepeleri yeşillendirecek irfan da varsa kuşlar size yüzyıllar sonra o mücadelenin öyküsünü anlatabilir! The Righteous.. Vincent ve arkadaşları. Onlar bir aile değiller. Zaten öyle olmadıkları için, farklı sıfatları sahiplenmeye bu kadar gönüllüler. Night of Champions'ta bu üç otoyol serserisinin en büyük hayalini gerçekleştireceğim: Onları birer aile haline getireceğim. Çünkü onlarla işim bittiğinde hepsinin babası aynı olacak. İşte o zaman, Vincent isimli ufaklık gerçekten bir aile teşkil etmenin ne demek olduğunu bütün sonuçlarıyla anlayacak. Bizim kardeşliğimiz, zamana ve çok çeşitli testlere karşı bütün sınavlarını başarıyla vermiş bir birliktelik. Burada mesele, NOW'un önümüzde sunduğu ve Trios adını verdiği altınları söküp almak değil. Burada mesele, Vincent ve arkadaşlarını o ringe birer hayvan leşi gibi sererek NOW bünyesinde bulunan bütün buçukluklara aynı mesajı vermek: Eğer en büyük hayranı ve taklitçisine bunları yapabiliyorsa, günü geldiğinde bizim üzerimizde neler gerçekleştirecek? (Wyatt sırıtıyor. Ardından sandalyesine kuruluyor ve sallanarak arenaya bakıyor.) Night of Champions, bizim için akbabaların ziyafetinin başlangıcı demek. Trios şampiyonluklarını söküp alacağız. Ve devamında, sırası gelen herkesin icabına bakacağız. Righteous, House of Black, bizim için fark etmiyor. İstediğinizi gönderin... sağ olarak geri dönmesini istedikleriniz hariç. Follow...
Seyirci "the buzzards" diye bağırırken kameralar kapanıyor.