Cırcır böceklerinin sesleri yansıyor kameraya. Ay ışığının ağaç aralarından yansıdığı bir açıklıkta Bray Wyatt'ı oturmuş, yanan bir ateşi izlerken görüyoruz. Braun Strowman, Wyatt'ın hemen arkasında ayakta dikilerek boş gözlerle ateşi izliyor. Erick Rowan ise homurdanarak topladığı dal parçalarıyla ateşi harlıyor.
Sınırlar ne kadar çabuk çizildi, öyle değil mi? (Wyatt sakalını ovuşturuyor.) Herkes bir saf seçmek üzere. Wyatt Ailesi hariç herkes iki renkten birinin tarafını tutacak. Ve gölgesinde yaşadığı bayrağın savaşın kazananı olması için yoğun bir mücadele sergileyecek. Atamayla Gelen Adam'ın, Parayla Gelen Adam ile ortaklık yapamayacağı aşikar. Bir süre sonra, aralarına nifak tohumları ekilecek. Kimin daha güçlü olduğunu test etmek isteyecekler. Çünkü insanoğlu böyledir adamım. Bir kayık hayal eder, elleri nasır olana kadar inşa eder. Güçlendirir, genişletir. Ve sonunda hayalindeki o büyük kayığı yapıp sulara açıldığı zaman gözleri diğer teknelere ve kayıklara döner. Daha büyüğünün, daha kudretlisinin olup olmadığını merak eder. Bu iki oğlan, bahsetmiş olduğum güç mücadelesini yaşamaya başladığı zaman buradaki tüm haydutlar, ganimetten kendilerine birer parça koparmak için yarış edecek. İki safa ayrılıp birbirlerini bitirmeye çalışacaklar. Ancak bütün bunları öngörebilmek beni tatmin etmiyor adamım. Çünkü elmas bir köşede çürümeye yüz tutarken bakır ve demirin "hangimiz daha parlak" yarışmasına girmesi gibi olacak tüm bu hadiseler. En uzun cüce hangimiziz mücadelesi. Ama dev burada.. (Wyatt göğsünü işaret ediyor.) Bütün hepsinden daha uzaklara giden, bütün hepsinden daha büyüklerine gücü yeten kişi, Bray Wyatt burada. Öyle bir karmaşanın ve rüzgarın içinden geldik ki; şu gördüğünüze (açıklığı işaret ediyor) sahip olmak bile bir lüks... Ancak şu anda her şeyin keyfini çıkarmaya bakıyorum. Çünkü bir gün, rüzgarın yönünün değişeceğini biliyorum. Peki o zamana kadar, Wyatt Ailesi'nin pozisyonu ne olacak?
Ormanın derinliklerinden canhıraş bir kadın çığlığı duyuluyor ama üçlüden hiç bir tepki gelmiyor. Wyatt ateşe bakıp derin derin düşünürken Rowan ateşi beslemeye devam ediyor. Braun Strowman ise taştan oyulmuş gibi milim kıpırdamadan öylece dikiliyor.
Çiftliklerde "pulluk" adında bir alet olur. Bununla, tarla içinde kalmış, yanlış gelişmiş, hayvanlar tarafından deforme edilmiş kökler ve parçalar ezilip geçilir. Pulluk, tarlanın üzerinden geçtikten sonra her şey dümdüz olur. Ne bir kök, ne bir filiz; geriye hiç bir şey kalmaz. Bizler, zamanımız gelene kadar NWO tarlasının üzerinden pulluk gibi geçeceğiz. Sistemin önümüze fırlattığı ve bizleri oyalarken oynamamızı istediği yemleri ezip geçeceğiz. Karşımıza çıkan herkesi dümdüz edeceğiz. Gözlerimin içine iyi bak adamım, sence ben boşa giden kavgalarda ömür tüketmekle yetinecek bir adama benziyor muyum? Bizim gideceğimiz yegane nokta olan zirveye çıkışımızdan önce tekerleklerimizin altına takılan kim varsa hepsi dümdüz olacak. Kariyerleri bitireceğiz, kemikleri kıracağız. Çünkü belirli bir noktaya kadar hiç bir şeye "müsabaka" gözüyle bakmıyorum. Temizlik gözüyle bakıyorum. Gözümün kestiği ve varmaya kudretimin yettiği ilerideki uç noktaya varana kadar ne yarım kalmış bir hikaye, ne de sağlam bir adam bırakmayı düşünmüyorum. Benimle beraber, kardeşlerim de bu sofraya oturacak ve sayemizde NWO'nun üzerinde gezen akbabalar hiç görmedikleri bir ziyafete oturacaklar. O zamana kadar karşımıza çıkacaklara söyleyeceğim tek bir şey var: Eğer inandığınız bir varlık varsa, umarım tatlı biridir. Çünkü Wyatt Ailesi, sizleri planladığınızdan daha erken bir zamanda ona kavuşturacak. Madamlar ve mösyöler, eğer hazırsanız sirk başlasın.
Kameralar WYATT sesiyle kapanıyor.