RPG düşmüş meleğin yükselişi pt.4


god is an astronaut

too audiological to be deaf
Katılım
3 Tem 2023
Konular
27
Mesajlar
5,472
Beğeni sayısı
763
PG Nakit
165
RPG Karakteri
''The Fallen Angel'' Christopher Daniels


One More Step Before The End! Müziğin başlamasıyla beraber seyircilerin sesi inanılmaz bir ölçüde yükselişe geçiyor. Belki de bu müziğin şimdiye kadar aldığı en yüksek reaksiyona şahit oluyoruz, ancak bu reaksiyonun sesini daha da yükselten birisi tam o esnada girişte beliriyor.

1709742229762.png

Çünkü girişte beliren isim Christopher Daniels, The Fallen Angel. Ancak onun adı kadar olmasa da, onunla birlikte anons edilmesi gereken önemli faktörle tekrardan söyleyecek olursak... GİRİŞTE BELİREN İSİM WORLD HEAVYWEIGHT CHAMPION CHRISTOPHER DANIELS! Daniels omzunda sahip olduğu kemeriyle beraber girişte gözüktüğü anda, bir süre bekliyor ve seyircilerin reaksiyonlarını seyrediyor. Ardından yavaş adımlarla harekete geçiyor ve seyircilerin arasından ringe doğru yaklaşıyor, ringe birkaç adım kalaysa hızını arttırıyor ve aldığı ivmeyle koşarak ringe girdikten sonra direkt köşeye çıkıp kemeriyle beraber poz kesiyor.

christopher-daniels-entrance.gif


Ne görüntü ama! World Heavyweight unvanıyla beraber poz veren Christopher Daniels'a seyirciler yüksek desibelli reaksiyonlar göstermeye devam ederken Daniels aşağı iniyor ve kenardan bir mikrofon istiyor. Görevlilerden biri ona mikrofonu uzatıyor ve Daniels ringin ortasına gelip seyircilerin seslerinin azalmasını bekliyor. Gelen reaksiyon ve tezahüratların sesi yavaşça alçalırken World Heavyweight Champion Christopher Daniels konuşmaya başlıyor:


Christopher Daniels: Bu soruyu daha önce birkaç sefer sormuştum, o zamanlar da cevabını biliyordum ama konuya girmek için kullanıyordum. Çünkü eminim ki aranızda bu görüntüye şaşıran birisi yok. Bu sekiz aylık serüvenin başında potansiyelimden bana rastlayan kim varsa bihaberdi, ortak noktaları hepsi benim tehlike arz ettiğimin farkındaydı çünkü sadece durduğum yerde bile birilerinin dikkatini çekiyordum. Ancak ne yapabileceğim konusunda büyük soru işaretleri hakimdi, nitekim maceramın en başında orta düzey bir kemerin uğruna seviye tespit sınavı gibi bir karşılaşmaya yerleştirildim. Kaldı ki o karşılaşmada rakiplerim pek de kolay değildi, fakat o maçı kazanmam yine de pek bir şeyi değiştirmedi. Maçı kazanarak elde ettiğim hakla gidip Television unvanını aldığımda bile biliyordum ki hakkımdaki soru işaretleri hala sabitti. Ancak şu arz ettiğimi söylediğim tehlike sabitti ki unvanı aldığımda bile Velveteen'e kadar kimse gelip onu benden almaya çalışmadı. Ancak benim kaybedecek fazla vaktim yoktu ve şu basamakları çıkabileceğim kadar hızlı çıkmalıydım. O yüzden o dönem her hafta gelip kendime rakip aradım, karşıma çıkmaya çalışanları da tek tek yere serdim. Potansiyelimi o dönemde etrafta kim varsa herkese gösterdim, kemeri kaybetmiş olmam benim için bir yükten kurtulmak demekti çünkü gözümü daha rahat bir şekilde yukarıya dikebilecektim. Nitekim hemen ardından Prince of PGW turnuvası geldi, ancak o turnuvanın finalinde olanlar benim önemsemediğim bazı gerçeklere daha fazla dikkat etmem gerektiğini hatırlattı. Zirve tek kişilikti. Önemsemediğim gerçek bu değil, çünkü ben önceki hayatımda da bu hayatımda da türünün tek örneği olan bir canlıyım. Dolayısıyla tek kişilik olan bir koltuğa çıktığım yolculukta yanımda kendimden başka birisi olmayacaktı. Ancak siz benim kadar değilsiniz, tek kişilik koltuğa bazen bütün gen haritanızı yerleştirmeye çalışırsınız. Bazen hedefi zirve olan birisini, kendinizi yükseltmeyecek olmasına karşın sırf onu düşürmek adına alaşağı etmeye çalışacak kadar da aşağılık olabilen yaratıklarsınız. Bu aşağılık dediklerimden birisi, Prince of PGW'nin finalinde benim kaderimi etkiledi. İşte o gün zirve, benim tek hedefim olmaktan çıktı. Çünkü ben en kısa yola sahip olsam bile, sırf tenezzül etmediğim için yüzüne bakmadığım kişiler o yola çimento dökmeye çalışmaya devam edecekti. Eğer ben olanlara müdahale etmesem. Ancak ettim, göz perdelerini tek bir kez kaldıracağım diyerek başladığım bu yeni yolda bir çocuğa eğitim verdim ve bir yıldızın ayağının kaymasına sebep oldum. Tek bir kez kaldıracağım dediğim göz perdelerini ise daha sonra hiç indirmedim, çünkü siz insanlar duyduklarınızı silseniz bile gördüklerinizi unutamıyorsunuz. Dolayısıyla şu ringe her girdiğimde bahsettiğim şeylere sizi tanık etmek benim işimi kolaylaştıracaktı. Öyle de yaptım. Yıldızın ayağını kaydırıp artık kısa vadedeki son hedefime varmıştım, buradan sonrasıysa yakın geçmiş ve siz gördüklerinizi eminim ki hatırlıyorsunuz. Money In The Bank gecesi, ayağı kaymış o yıldızın alelade toparlanıp tekrardan karşıma çıkmasını ve benim bir kez daha kaderimi etkilemesine. O gün onun hedefi beni düşürmek değildi, belki kemerin ta kendisiydi ve anlık alınan bir adrenalinle yola çıktı fakat benim karşıma tekrardan çıkmaktan korktuğu için sadece biraz daha vaktimi çalabilmiş olmakla yetindi. Bense verdiğim bir eğitimi tekrar edecek değilim, zaten o da yeniden benim yolumu kesmeye çalışmadı. Money In The Bank'ten bir ay sonrasında ise, şu şirketteki neredeyse herkese kan kusturan familyanın önde gelenlerinden birini ringin orta yerinde pes ettirdim. Dışarıdan birileri benim yoluma çıkmaya çalışmayınca neler yapabileceğimi gösterdim- aslında göstermedim ve siz daha neler yapabileceğimi bilmiyorsunuz bile ancak bunlar uzak tahminler yapmanıza yarar. Demek istediğim şu ki, sizin tanık olabileceğiniz potansiyelimi büyük ölçüde açığa çıkardım ve söyleyebiliyorum ki DÜŞMÜŞ MELEK ARTIK EN YÜKSEKTE!

Seyirciler bu cümlenin ardından yeniden yüksek sesli bir reaksiyon veriyor, ancak Christopher Daniels cümleyi kurduğu andan itibaren yüzünde ufak bir hayal kırıklığı taşıyor. Seyircilerin sesleri yeniden alçalırken o da yeniden lafa giriyor:

Christopher Daniels: Doğrusunu söylemek gerekirse, bu son kurduğum cümle beni düşünmeye itiyor. Her ne kadar biraz önce sesim titremeden, kendimden emin bir biçimde bunu söyleyebilmiş olsam bile. Şimdi tekrar gözden geçiriyorum da, benim için geçerliliği olan bir cümle değil bu. Ama siz destek veriyorsunuz, bunuysa yeniden değerlendirmeye gerek olmadan anlayabiliyorum. Çünkü şu var ki siz insanlar için ulaşılabilecek en yüksek mertebenin elli üç yıldır peşindeyim ve belki de son ciddi denememi başlatmamın üzerinden sekiz ay geçti. Bu sekiz ayda ben tırnaklarımı kayalarda birden fazla kez parçaladım ve en sonunda bu noktaya geldim. Ancak ben kendimi hala çekirdeğin içerisinde görüyorum. Omzumdaki bu kemer, adımın başına gelen unvan gibi geçicilikten ibaret... Ancak bu karamsarlık belirtisi değil, sadece malumun ilanı. Diğer taraftan anlattıklarım böyle olmasına karşın buranın düzeyinin en yükseğine çıkmak benim için yine de olumlu bir gelişme, çünkü geldiğim yere geri döndüğümde elimde sunabileceğim yeterince delilim var artık. Hiçbir şeye biat etmemiş olmamın, sadece kendime güvenmiş olduğum için çektiğim cezanın adaletsiz olduğunu ona gösterebilmek için yeterince delile sahibim. Şu içine kapatıldığım insan bedeninde başarabildiklerimi görünce, benim asıl potansiyelimi bunca süredir burada harcadığıma tanık olunca yaşayacağı pişmanlığın keyfine varabilecek kadar delile sahibim. Onu var olduğuna, ve beni yok ettiğine pişman edecek kadar delile sahibim. Öyle ki bunca delili onun en radikal savunucusunun olduğu mahkemeye sunsan, o da bana hak verirdi. Üstelik bu koşullara rağmen bazen buradaki ölümlülerle laf dalaşına girdiğimde benim alçaldığımı düşünüyorsunuz belki de, gerçekten ne kadar acınası olduğunuzun farkında değilsiniz. Beni sizin aranızdan herhangi birinin aşağılayabileceğini mi düşünüyorsunuz, ya da benim aşağılandığımı düşündüğümü? Ben hayatımda tek bir kez aşağılandığımı düşündüm, bundan elli üç yıldan biraz daha fazla zaman önceydi. Aşağılanmış olmanın hissiyatı bende bir intikam dürtüsü uyandırdı, ve o günden beri hedefime ulaşmaya çalıştığım yolda önüme konan engelleri parçalıyorum. Zaten o yüzden bugünkü konuşmamı tutabileceğim kadar kısa tutmak istiyorum.

1709749118753.png

Christopher Daniels: Çünkü en başında kullandığım anahtar bir cümle var, bu kemeri almamın benim kısa vadedeki son hedefime varmış olmam anlamına gelmesi. Çünkü bu aslında birçok şeyi özetliyor. Henüz Television unvanını kazandığım zamanda bahsediyordum bundan, benim buradaki geleceğimi kemeri kazanmış olmam değil onu nasıl taşıdığım etkileyecek diye. Dolayısıyla biraz önce de bahsettiğim gibi, ben buradaki dikkatleri üzerime ilk olarak o kemer omzumdayken çekmiştim. Yaptığım korkusuz savunmalar ve doyumsuz meydan okumalarla. Şimdi zirveye çıktığımdan bahsettim, ancak aynı denklem burada da geçerliliğini koruyor. Zirveye çıkmış olmanın bir önemi var mı? World Heavyweight unvanı, ya da onun bir arkasından gelen PGW unvanını düşünecek olursak.. O unvanı omzuna yerleştirmeyi başarmış isimlerden kaçı şu an hala burada, ya da kaçının bir dönem burada olduğunu hatırlıyorsunuz? Biri hapishanede, iki tanesi eski günlerine dönmenin hayaline kapılıp şu son dönemde adı ortaya henüz çıkmış olan diğer şirkete gitti. Ospreay ara verdi. Bir tanesi toprakla yüzleşti.

(Birkaç cümledir eski şampiyonlara yapılan göndermelerle artan reaksiyon sesleri, Angel Garza göndermesinden sonra bariz bir sessizliğe bürünüyor. Christopher Daniels'ta bu konunun üstünde pek fazla kalmak istemiyor gibi lafa hızlıca yeniden giriyor.)

Christopher Daniels: Demek istediğim şu. Eğer niyetiniz bir şeyleri kanıtlayabilmekse, o ana kadar yaptıklarınız değil o andan sonra yapacaklarınız asıl önemli olan. Şu sekiz aydır yaptığım hiçbir şey, benim World Heavyweight unvanı ile olan yolculuğumu etkilemeyecek. İşte ben de tam olarak bu yüzden hiç olmadığım kadar tetikte bekliyorum. Gördüğüm her suratın altında onun izine rastlayacakmışçasına dikkatli bakıyorum hepinize, ya da aranızda yaşananları aynı dikkatle seyrediyorum. Çünkü bu unvandan önce ben kendi hikayesini tamamlamaya çalışan bir adamdım, hala öyleyim ancak bu unvan benim omzumda olduğu sürece Prestige Grand Wrestling'in en göz önünde olan kişisi halindeyim. Hiçbirinin hayaliyle örtüşmeyecek bir hedefe sahip olmama karşın, biliyorum ki hepsi benim olduğum yeri isteyecek. En çok benim olduğum yer onlara cazip gelecek. Çünkü insanlar farklılıkları gördüğünde onların üzerine üşüşmeye çalışan akbabalar gibidir, ve çevrelerindeki tüm basitliklerin yanında benim ve unvanım gibi imkansız bir hedef elbette onların karşılaştığı en sıra dışı şeydi ve öyle de kalacak. Dolayısıyla ben hayalimdeki yüzleşme için argüman toplarken, hiçbiriniz benim elimdekileri yere düşüremez. Bu dakikadan sonra artık ben de yere bir kez daha düşecek değilim. Kısacası, düşmüş meleğin sizin nezdinizdeki yükselişi tam olarak buraya kadardı. Artık yükselmiş meleğin koruyuşuna tanık olacaksınız. Birçok şeyi. Engelleri yolundan koruyuşuna, kendini düşmekten koruyuşuna, unvanını koruyuşuna. Ancak bu benim asansörümün durduğu anlamına gelmiyor, çünkü tekrarlıyorum ki duran yükseliş sadece sizin nezdinizde olan. Benim nezdime gelecek olursak, düştüğüm yerden henüz kalktım ve yükselmeye yeni başlıyorum. Bu yükseliş ise sekiz ayda bitecek bir yükseliş değil, nihayetinde sadece başlaması bile elli üç sene sürdü. Bu benim için hiçbir şey, çünkü ben bu elli üç senenin başlaması için bir ömür beklemiştim. O beklediğim ömür geride kaldı, ancak asıl beklediğim ömürse şimdi başladı. Ve emin olun, uğruna iki ömür eskittiğim bu ikinci reenkarnasyonumu boşa harcayacak değilim. Ancak onun uğrunda boşluğa harcanacak çok fazla hurda var, aklınızı kullanın ve onlardan biri olmayın. Yeter.

World Heavyweight Champion, The Fallen Angel Christopher Daniels bu söylediklerinin ardından mikrofonu yere bırakıyor ve kemerini havaya kaldırarak bir kez daha patlayan flaş ışıklarına poz veriyor. One More Step Before The End bu görüntülere eşlik ederken kameralarımız kapanıyor...
 
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: