- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 62
- Mesajlar
- 1,439
- Beğeni sayısı
- 558
- PG Nakit
- 150
- Favori Güreşçi
- Angelico
angelico bembeyaz bir odada, bir yatağın üstünde uzanıyor olduğunu görüyoruz. elleri plastik kelepçeyle yatağın demirlerine bağlanmış. sol kolunda 3-4 farklı damar yolu izi var. göz altları mosmor bir biçimde tavanı dikizliyor. ardından ağzından aşağıdaki dizeler dökülüyor:
korkusuz biriyim ben
ne çekilmiş kılıçlardan
ne de çekilmemiş çilelerden ürkerim
doğru ve yanlışlar benden türer
reddediş ve ağlayışlar da
zira ademoğlu olmaktan öte
ben aynı zamanda bir ademim
tutulacak yasları ve kan dökülecek hususları
zihnimin ve ruhumun birleştiği noktadan
çekip çıkartan benim
yaratılan da benim yaratan da
doğayı kıskanır, tanrıya meydan okurum
yağmura sus, ateşe harlan demek için
çatılar ve bacalar yaratan benim
içgüdüler benim içimden kopar
güneş ben uyandığımda gelir
ben çağırınca doğar karanlık
ve kıyamet, ben sıkılınca çöker
çağlar sürüyor kurtarılmayı bekleyişim
boğulmayı balıklardan öğrendim düşmeyi kuşlardan
gülmeyi huzurevine terk edilmiş bir yaşlıdan
ağlamayı, eğlence çıkışı gördüğüm boynu bükük sarhoş delikanlıdan
merhameti taş kalpli icra memurlarından
ve sevmeyi faşistlerden öğrendim
önce yapma tecrübesini edindim,
sonra yıkmayı denedim.
madem ki çivi çakamayacağım dünyada,
dur, bekle, bırakılmış tüm izleri sileyim.
madem bir otoparkı vardır bu hastanenin
morg arabasına binmeden de olsa
elbet bir gün eve dönebilirim
korkusuz biriyim ben
ne çekilmiş kılıçlardan
ne de çekilmemiş çilelerden ürkerim
doğru ve yanlışlar benden türer
reddediş ve ağlayışlar da
zira ademoğlu olmaktan öte
ben aynı zamanda bir ademim
tutulacak yasları ve kan dökülecek hususları
zihnimin ve ruhumun birleştiği noktadan
çekip çıkartan benim
yaratılan da benim yaratan da
doğayı kıskanır, tanrıya meydan okurum
yağmura sus, ateşe harlan demek için
çatılar ve bacalar yaratan benim
içgüdüler benim içimden kopar
güneş ben uyandığımda gelir
ben çağırınca doğar karanlık
ve kıyamet, ben sıkılınca çöker
çağlar sürüyor kurtarılmayı bekleyişim
boğulmayı balıklardan öğrendim düşmeyi kuşlardan
gülmeyi huzurevine terk edilmiş bir yaşlıdan
ağlamayı, eğlence çıkışı gördüğüm boynu bükük sarhoş delikanlıdan
merhameti taş kalpli icra memurlarından
ve sevmeyi faşistlerden öğrendim
önce yapma tecrübesini edindim,
sonra yıkmayı denedim.
madem ki çivi çakamayacağım dünyada,
dur, bekle, bırakılmış tüm izleri sileyim.
madem bir otoparkı vardır bu hastanenin
morg arabasına binmeden de olsa
elbet bir gün eve dönebilirim