- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 99
- Mesajlar
- 6,756
- Beğeni sayısı
- 1,686
- PG Nakit
- 1,130
- RPG Karakteri
- Alberto El Patron
- Favori Güreşçi
- Mini Cane
Kameralarımız açıldığında, Alberto "El Patron" Del Rio'yu eski bir koltuğun üzerinde oldukça yorgun bir şekilde otururken görüyoruz. Kendisi kısa bir süre sonra konuşmaya başlıyor.
Alberto "El Patron" Del Rio: Hayat hiçbir zaman beklediğimiz gibi ilerlemiyor, fakat günün sonunda ben bir kazanan ondan da önemlisi bir şampiyonum; herkes bana karşı olsa bile. Bu şirketteki kaçıncı ayım hatırlamıyorum, kaç kişiyi yendiğimi hatırlamıyorum, kaç kişi buradaki son mağlubiyetini benden alıp gitti hatırlamıyorum ama hatırladığım… daha doğrusu bildiğim… Evet, evet, bildiğim bir şey var. Bu şirketteki ilk günümden itibaren herkes Alberto’ya karşıydı. Veya Alberto herkese karşıydı, bu sadece baktığınız tarafa göre değişir. Güçlü olmam bekleniyor, tıpkı bir şampiyondan beklenileceği gibi. Fakat o kadar güçlüyüm ki, bana koyulan her engeli aştığımda önüme bir fazlasını daha koymaya çalışıyorlar. Ve günün sonunda… onu da aşıyorum. Ve önüme koydukları fayda etmeyince, sırtımdan çekmeye çalışıyorlar. Bu beni biraz yavaşlatıyor ama günün sonunda… onlardan da kurtuluyorum. Hepiniz o sarışın, ufak tefek kızı hatırlıyorsunuz değil mi? Bliss. Hakkını yemeyeceğim, ilk günlerimde yanımdaydı. Bana yardımcı oldu fakat bir yerden sonra, beni çekmeye başladı. Beni yavaşlatmaya başladı. Hedef olmaya başladı. Ve sırf o beceriksiz yüzünden, günlerim, haftalarım hatta aylarım geçti gitti. Hem de siktiğimin çölünde. Başlangıçtan sonra bana yaptığı tek şey, ayak bağı olmaktı. Çünkü benim ayarımda değildi, benim kadar hızlı yükselemiyordu çünkü onun için tavan zaten başlangıçtı. Ve kararımı verdim, beni bu hale sokan kişiden, beni arkamdan çeken kişiden kurtulmanın vakti gelmişti. Bunun içinse sadece bekledim, bekledim ve ÇAT! Doğru an geldiğinde, bu onu son gördüğünüz an oldu. Yaptığımdan utanmıyorum. Beni anlamanızı da beklemiyorum ve bu umurumda da değil. Çünkü beni anlayamazsınız. Beni anlamak için… ben olmak gerekir. Çünkü sizden son zamanlarda duyduğum tek şey Ricardo’nun bana ayak bağı olup olmadığı ve işte cevap Ricardo benim ayak bağım değil sahip olduğum tek dost.
Alberto biraz duygulanıyor ve bunu belli etmemek adına ayağa kalkıp biraz yürüyüp, tekrar o eski koltuğa oturuyor.
Alberto "El Patron" Del Rio: Başardığımız çoğu şeyi beraber başardık ve başarmaya devam edeceğiz. Onun köşemde olması bana güç veriyor, ki zaten böyle olmasa kendisinin melek olduğunu iddia eden birisini bayıltana kadar dövemezdim değil mi? (sırıtıyor.) Yapmaya çalıştığını biliyorum Daniels fakat senin bilmediğin bir şey var. Kontrol sende değil, bende. Tıpkı tanrın gibi. Hatta onun bile bilincini senden söküp alabildiğinden emin değilim, tüm bunları düşününce… belki ondan daha bile güçlüyümdür ha? Sana onun yaptıklarından fazlasını yapıyorum, sana onun yarattığı travmalardan fazlasını yaratıyorum ve sen tüm bunları kendi içindeki hikayene biraz daha yediriyorsun. Biraz daha süslüyorsun. Olmasını istediğin şekle getirmeye çalışıyorsun fakat Daniels… güneş balçıkla sıvanmaz. Sen hayatın boyunca bir kaybeden oldun ve bu hayatının sonuna kadar böyle gidecek. Hayatın boyunca heveslenen oldun, sonuna kadar getirmeyi başaran birisi oldun. O merdivenin son basamağına kadar çıkmayı her seferinde başardın, fakat her birinde bir öncekinden daha kötü düştün. Ve bu son düşüşün… cennetten düşüşünden bile beterdi oğlum. Ve bundan sonra her karşıma çıkışında, bir basamak daha yüksekten düşeceksin. Buna düşmüş melek bile dayanabilir mi, bilmiyorum…
Alberto koltuğa öylesine gömülüyor ki, yeryüzündeki en rahat koltuğun şu an o koltuk olduğunu düşünmeye başlıyoruz yavaş yavaş.
Alberto "El Patron" Del Rio: Geçtiğimiz haftadan sonra… açıkçası biraz yorgun hissediyorum. Çünkü her seferinde bu kadar fazla kişiye karşı mücadele etmek, beni bile yoruyor. Biliyorsunuz, öncesinde Angel ve küçük çetesi. Devamında Prens ve yanındakiler… O’Neil, Tsuji, Batista, Otis, Akam, Rezar, Angel, Hardy, Moxley… HERKES! Herkes, Alberto’ya karşı. Fakat günün sonunda, günün sonunda ben istediğimi alırım. Ve Daniels bu kez senin bilincini değil, canını istiyorum! Ve unutma. Günün sonunda, istediğimi alırım.
Alberto koltuğa biraz daha yayılırken, kameralarımızla beraber Alberto'nun gözleri de yavaş yavaş kapanıyor.
Alberto "El Patron" Del Rio: Hayat hiçbir zaman beklediğimiz gibi ilerlemiyor, fakat günün sonunda ben bir kazanan ondan da önemlisi bir şampiyonum; herkes bana karşı olsa bile. Bu şirketteki kaçıncı ayım hatırlamıyorum, kaç kişiyi yendiğimi hatırlamıyorum, kaç kişi buradaki son mağlubiyetini benden alıp gitti hatırlamıyorum ama hatırladığım… daha doğrusu bildiğim… Evet, evet, bildiğim bir şey var. Bu şirketteki ilk günümden itibaren herkes Alberto’ya karşıydı. Veya Alberto herkese karşıydı, bu sadece baktığınız tarafa göre değişir. Güçlü olmam bekleniyor, tıpkı bir şampiyondan beklenileceği gibi. Fakat o kadar güçlüyüm ki, bana koyulan her engeli aştığımda önüme bir fazlasını daha koymaya çalışıyorlar. Ve günün sonunda… onu da aşıyorum. Ve önüme koydukları fayda etmeyince, sırtımdan çekmeye çalışıyorlar. Bu beni biraz yavaşlatıyor ama günün sonunda… onlardan da kurtuluyorum. Hepiniz o sarışın, ufak tefek kızı hatırlıyorsunuz değil mi? Bliss. Hakkını yemeyeceğim, ilk günlerimde yanımdaydı. Bana yardımcı oldu fakat bir yerden sonra, beni çekmeye başladı. Beni yavaşlatmaya başladı. Hedef olmaya başladı. Ve sırf o beceriksiz yüzünden, günlerim, haftalarım hatta aylarım geçti gitti. Hem de siktiğimin çölünde. Başlangıçtan sonra bana yaptığı tek şey, ayak bağı olmaktı. Çünkü benim ayarımda değildi, benim kadar hızlı yükselemiyordu çünkü onun için tavan zaten başlangıçtı. Ve kararımı verdim, beni bu hale sokan kişiden, beni arkamdan çeken kişiden kurtulmanın vakti gelmişti. Bunun içinse sadece bekledim, bekledim ve ÇAT! Doğru an geldiğinde, bu onu son gördüğünüz an oldu. Yaptığımdan utanmıyorum. Beni anlamanızı da beklemiyorum ve bu umurumda da değil. Çünkü beni anlayamazsınız. Beni anlamak için… ben olmak gerekir. Çünkü sizden son zamanlarda duyduğum tek şey Ricardo’nun bana ayak bağı olup olmadığı ve işte cevap Ricardo benim ayak bağım değil sahip olduğum tek dost.
Alberto biraz duygulanıyor ve bunu belli etmemek adına ayağa kalkıp biraz yürüyüp, tekrar o eski koltuğa oturuyor.
Alberto "El Patron" Del Rio: Başardığımız çoğu şeyi beraber başardık ve başarmaya devam edeceğiz. Onun köşemde olması bana güç veriyor, ki zaten böyle olmasa kendisinin melek olduğunu iddia eden birisini bayıltana kadar dövemezdim değil mi? (sırıtıyor.) Yapmaya çalıştığını biliyorum Daniels fakat senin bilmediğin bir şey var. Kontrol sende değil, bende. Tıpkı tanrın gibi. Hatta onun bile bilincini senden söküp alabildiğinden emin değilim, tüm bunları düşününce… belki ondan daha bile güçlüyümdür ha? Sana onun yaptıklarından fazlasını yapıyorum, sana onun yarattığı travmalardan fazlasını yaratıyorum ve sen tüm bunları kendi içindeki hikayene biraz daha yediriyorsun. Biraz daha süslüyorsun. Olmasını istediğin şekle getirmeye çalışıyorsun fakat Daniels… güneş balçıkla sıvanmaz. Sen hayatın boyunca bir kaybeden oldun ve bu hayatının sonuna kadar böyle gidecek. Hayatın boyunca heveslenen oldun, sonuna kadar getirmeyi başaran birisi oldun. O merdivenin son basamağına kadar çıkmayı her seferinde başardın, fakat her birinde bir öncekinden daha kötü düştün. Ve bu son düşüşün… cennetten düşüşünden bile beterdi oğlum. Ve bundan sonra her karşıma çıkışında, bir basamak daha yüksekten düşeceksin. Buna düşmüş melek bile dayanabilir mi, bilmiyorum…
Alberto koltuğa öylesine gömülüyor ki, yeryüzündeki en rahat koltuğun şu an o koltuk olduğunu düşünmeye başlıyoruz yavaş yavaş.
Alberto "El Patron" Del Rio: Geçtiğimiz haftadan sonra… açıkçası biraz yorgun hissediyorum. Çünkü her seferinde bu kadar fazla kişiye karşı mücadele etmek, beni bile yoruyor. Biliyorsunuz, öncesinde Angel ve küçük çetesi. Devamında Prens ve yanındakiler… O’Neil, Tsuji, Batista, Otis, Akam, Rezar, Angel, Hardy, Moxley… HERKES! Herkes, Alberto’ya karşı. Fakat günün sonunda, günün sonunda ben istediğimi alırım. Ve Daniels bu kez senin bilincini değil, canını istiyorum! Ve unutma. Günün sonunda, istediğimi alırım.
Alberto koltuğa biraz daha yayılırken, kameralarımızla beraber Alberto'nun gözleri de yavaş yavaş kapanıyor.