NOW RPG: P*W (Professional Wrestling)

“And during the few moments we have left, we wanna talk, right down to Earth , in a language that everybody here, can easily understand”




CULT OF PERSONALITY! CM PUNK GİRİŞTE! İnanılmaz bir destek eşliğinde girişte gözüküyor. "Best in the World" rampada öylece duruyor ve adını haykıran insanlara bakıyor. Sonrasında ilerlemeye başlıyor. Ringe doğru ilerlerken elinden geldiği kadar fazla kişiyle el sıkışıyor. Basamaklardan çıkar çıkmaz kendisini ringin ortasında buluyor.



Punk uzunca bir süre arenaya bakıyor. New Order Wrestling'in resmen arenada bulunan her bif izleyicisi onun adını haykırıyor. Punk duygulu bir şekilde onlara bakmaya devam ettikten sonra görevliye doğru ilerliyor ve kendisine verilen mikrofonu alıyor. Hırkasını çıkardıktan sonra bir süre daha duruyor fakat en sonunda konuşmak yerine...



Her zamanki gibi ringin ortasına oturup bağdaş kuruyor!

CM Punk: Pekala... Nereden başlayalım?

Seyircilerden büyük reaksiyon geliyor. Punk birkaç saniye daha onları dinledikten sonra mikrofonu ağzına götürüyor ve anında sesler kısılıyor.

CM Punk: 8 Temmuz 2023. Ne kadar önemsiz olarak gördüğümü kendime defalarca kez iddia etsem de beni hiç bitmeyen rüyamdan uyandıran o gün... Tony'den şirketin kepenklerini kapatacağını duyduğumda bu durumun ciddiyetini pek de anlamamıştım. Belki de anlamak istememiştim. Çünkü bu ilk değildi. Şirketler açılır, kapanır ve "good old" CM Punk yaşamaya devam eder. Her zaman böyleydi. Ayağımı o şirketin çizgisinden dışına attığım gün geride kalan sadece bir enkazdı. Fakat Tony o aramayı yaptığında... Bunun diğerleri gibi olduğunu sanmıştım. Bana göre tek fark, bu sefer daha ben terk edemeden "mecburi" bir veda ile karşı karşıya kaldığımdı. Ve ben, şu an itiraf etmekte ne kadar zorlansam da... Bundan zevk almıştım. Onun sesinde duyduğum çaresizlikten, o titremeden ve onun ağlamasından. Her bir saniyesinden. Karmaya inandığımı pek söyleyemem hanımlar ve beyler ama gerçek şu ki bunu hak ettiklerini düşündüm. Hepsinin. Beni soktukları, beni dönüştürdükleri adam için bunu hak ettiklerini düşündüm. O telefonu kapadığımda ise tıpkı o şirketteki tonlarca kişi gibi işsiz kalmış olmamı düşünmedim bile. Çünkü onlar işsiz kalan güreşçilerdi ve ben... Ben en nihayetinde CM Punk'dım. Ben her zaman "bir yolunu" bulurdum. O yollar bazen bir uçuruma çıksa bile.

Son söylediği cümleden sonra yüzünde acı bir tebessüm beliriyor.

CM Punk: Ama bu sefer... Uçuruma bile varamadan şarampole yuvarlanan bir araçtaydım. Bu sefer farklıydı. Mağdur olduğumu düşünmedim ve mağdur olanlara herhangi bir üzüntü kırıntısı bile hissetmedim. Çünkü biliyordum. Spot ışıkları o karmaşada sadece tek bir kişinin üstüne düşecekti... Çok geçmeden dediğim oldu. Jim Ross bana ulaştı, Cornette'in en kısa zamanda arayacağını söyledi ve bu işe sıcak bakıp bakmadığımı sordu. Beni bilirsiniz. İnsanlarla uğraşmayı severim. Teklife göre sıcak bakıp bakmadığımı ileteceğimi söyledim. Çünkü yıllar değişse de Phil aynıydı. Geriye kalan tüm faktörler ise tam tersiydi. Bizim Phil aynı kalsa da geriye kalan her şey değişmiş idi. Evet, bu hikayenin sonunda o telefon çalmadı. Phil de yatağı hariç sıcak bulacak başka bir şey bulamadı.

"Catalyst" chantleri gelmeye başlıyor. Punk bir süre seyircileri dinledikten sonra devam ediyor.



CM Punk: Hayatın en acı gerçeği de bir zamanlar sizi tanımlamak için kullanılan bazı kelimelerin seneler geçtikten sonra size tezat olmasıdır. Kendimi bu kelimeyle eşleştirirdim. Elbette o telefon hiç çalmayana kadar... Nihayetinde bu sefer ben, değişime neden olmadım. Değişimle birlikte silinip gittim. Sıradan, herhangi birisi gibi... Ama sakin olun, tüm bu cümleleri dinlerken umutsuzluğa kapılmayın. Çünkü Phil her zaman bir kılıf bulur. Buldum da... O süreçte tüm bu zorunlu izini bir kafa tatiline çevirmeye çalıştım. 4-5 ay boyunca birkaç tane daha çizgi roman yazıp, birikmişleri yemek harici pek bir şey yapmadım. İçim içimi kemirse de, bu ringde kırılmayı bekleyen kemiklerim kalem tutmaktan fazlasıyla rahatsız olsa da kendime bunu telkin ettim. Ta ki ondan haber gelene kadar... İşte tüm kalemler o bana ulaştığında yazmayı bıraktı. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz. Şu anda halen karşı tarafta her şeyin başında olan o adamdan bahsediyorum. Göreve gelir gelmez yaptığı ilk işin bana bir kontrat ulaştırmak olduğunu söylemişti. O, bu kadar ucuz cümleler kurmayacak kadar zeki ve ben bunları yemeyecek kadar uyanıktım. Beni yediğini biliyordum, belki de son tercihi olduğunu biliyordum. Fakat bunun belki de güreş ringlerinde son şansım olduğunu biliyordum. Herhangi birisi olmadığını kendisine kanıtlaması gereken bir adamdan bahsediyoruz millet ve bu kontrat... Benim öz huzurumdu. Bir gün bile düşünmedim ve o imzayı attım. Sonrasında ise bekledim. Sadece bekledim. O ringe tekrardan çıkacağım günü bekledim. Her hafta, bir sonraki haftaya büyük günümün geldiği söylenip duruyordu ve en nihayetinde kendi sitelerinde adımın geçtiği tişörtler bile benim görünümümden önce satışa çıkmıştı. Buna inanabiliyor musunuz?

Punk cebinden o tişörtün baskılı kısmının bir parçasını çıkarıyor. "BITW is in P*W" yazılı parçaya kamera odaklanıyor. Punk'ın ortadaki harfi kapattığını görüyoruz. Tişörte bakarak gülüyor.

CM Punk: Aylar sonra, ilk görünümümü kimsenin umurunda olmayan ikinci bir şovda yapacağımı söylediklerinde bazı şeylerin değişmesi gerektiğini anladım. Ben yine bir düzeni daha darmadağın etmeliydim. Ben yine uyuyan bir orduyu uyandırmalıydım. Ya da en güzel deyiş ile, o kokuşmuş şirketin uyanması için bir günah keçisine ihtiyaç vardı ve bu da ben olmalıydım.

Seyircilerden destek geliyor Punk'a.

CM Punk: O ringe çıktığımda ağzımdan çıkan her cümle... Onların hepsi kalbimin derinlerinden geliyordu. Onların hepsi sadece ama sadece doğrulardı. Bundan aylar sonra hepinizin şahit olacağı doğrular... Bu doğrular onlara ağır geldi. Jon Moxley ile 10 dakika boyunca güreşip arka alana dönmek yerine hepsinin kulaklarını tıkadığı şeyleri söylemem hepsini realite ile tanıştırdı. Ve hepsi, finalde bana layık gördükleri bu rolün altında kaldı. Yok saydıkları, görmezden geldikleri adam onları bir çığ gibi altına aldı. Eğer televizyonlarınızın başındaysanız ve halen pür dikkat beni dinliyorsanız, tüm senaryoyu bozup Jeffrey'e yıllar sonra gerçekleri tekrardan söylemem hakkında bir özür bekliyorsanız size hak ettiğiniz cümleyi vereyim...

Punk kafasını öne eğiyor. Fakat birden ayaklanıyor ve bağırıyor.

CM Punk: GİDİN VE KENDİNİZİ BECERİN!



Seyirciler resmen ayağa kalkıyor. Arenadan deli bir uğultu yükseliyor. Punk tüm hararetiyle devam ediyor.

CM Punk: Hepinizin burası için bir kurtarıcı aradığını biliyorum. En tepeye geçerek buranın ne kadar "ciddi" bir alternatif olduğunu gösterebilecek birisini... ÜZGÜNÜM MİLLET, BEN O ADAM DEĞİLİM. Ben burayı yakıp yıkacak adamım. Buradaki herkesin elinden tutmak yerine onlara kaybetmenin ne kadar acı bir şey olduğunu öğretip sonrasında koşarak yine karşıya geçmelerine neden olacak adamım.

Punk elinde duran tişörte bakıyor. Bu sefer ortadaki harfi gizlemiyor. Tişörtte açık açık PGW yazısını görüyoruz.

CM Punk: Bundan sonra herkes meselenin bu değil...

TİŞÖRTÜ YIRTIYOR VE ORTADAKİ G HARFİNİ SÖKÜP ATIYOR. PW olacak şeklinde birleştiriyor tişörtü...

CM Punk: Bu olduğunu anlayacak.

İnanılmaz bir pop geliyor Punk'a! "CM PUNK" sloganları resmen sadece arenayı değil, tüm şehri kaplıyor. Punk uzunca bir süre mikrofonu kendisine yaklaştırır bir vaziyette bekliyor ve son sözünü söylüyor.

CM Punk: Hanımlar ve beyler... New Order Wrestling'e hoş geldiniz.



Punk, tek bir hareketiyle mikrofonu yere doğru bırakıyor. NOW izleyicisi ayakta onu alkışlarken bu görüntülerle kameralar kapanıyor.​