- Katılım
- 5 Tem 2023
- Konular
- 211
- Mesajlar
- 3,861
- Beğeni sayısı
- 1,115
- PG Nakit
- 30
- RPG Karakteri
- John Morrison
- Favori Güreşçi
- Lexi Luna
Bölüm 1 : Hızlıysan her şey bedava
Kameralar açıldığında mahallesinde oyunlar oynayan siyahi çocuklar görüyoruz.
Kameralar açıldığında mahallesinde oyunlar oynayan siyahi çocuklar görüyoruz.
Oyun oynayan çocukların dışında iki çocuk kaldırımda oturmaktadır. Aralarında bir şey konuştukları belli oluyor, kamera yakınlaştıkça konuşmalar netleşmeye başlar.
Melo : Dostum, canım cips çekiyor. Dün gece biriktirdiğim para ile almıştım, televizyon izlerken yiyecektim. Ama babam beni dövüp cipsi elimden aldı. Param da kalmadı ne yapalım?
Jamie : Bro bir fikrim ama seveceğinden pek emin değilim.
Melo : Neymiş o fikrin?
Jamie : Çalacağız dostum.
Melo fikre tamamen katılmasa da başka çaresi olmadığını bilir. İkili el sıkıştıktan sonra mahallenin bakkalına giderler.
Jamie : Olay çok basit, ben içeride adamı oyalayacağım sen cipsleri çalacaksın. Kısacası ben dümeni tutacağım sen işi koyacaksın, anlaştık mı?
Melo : Tamamdır.
Jamie bakkaldan içeri girer ve dükkan sahibi ile konuşmaya başlar. Onları göz ucuyla izleyen Melo, dükkan sahibinin arkasınk dönmesini beklemektedir. Jamie eliyle bakkalın arka tarafını işaret eder ve dükkan sahibi oraya bakarken Melo harekete geçip cipsleri çalar ve olay yerinden uzaklaşır. Melo'nun çaldığını gören Jamie sohbeti bırakır ve yol alır. İkili sonrasında planı yaptıkları kaldırıma geri dönerler. Çaldıkları cispleri açarlar ve yemeye başlarlar.
Melo : İşte bu amına koyayım, ahahahaha. Çok lezzetli. Para vermediğimiz için mi bilmiyorum ama çok çok daha lezzetli bu.
Jamie : Sana demiştim broski, hızlıysan her şey bedava.
İkili cipslerini yerken kameralar kararıyor ve başka bir sahneye geçiyoruz.
Bölüm 2 : Metaller bileklerime ağır geliyor
Kameralar açıldığında Melo ve Jamie'yi büyümüş şekilde görüyoruz. Yaşları 13-14. İkili mahallede bir köşede duvara yaslanmış şekilde muhabbet ediyor.
Melo : Dün geceki Celtics maçını izledin mi broski?
Jamie : Kaçırdığımı düşünmem bile aptallık ma nigga. Cavs'ı karımız yaptık, GO CELTICS!
Melo : Eyyy, işte benim zencim.
İkili makara yaparken mahalleye bir spor araba giriş yapıyor. Bir evin önüne park ettikten sonra arabadan iniyor zengin çocuğu. Kendisine bakan Melo ve Jamie'yi farkeden çocuk ikiliye laf atıyor.
Zengin Velet : Neye bakıyorsunuz pislikler, çok mu beğendiniz beni? Nüfüsunuza mı alacaksınız?
Melo : Anneni nüfusuma geçireceğim bir süre daha bu mahallede durursan or*spu çocuğu!
Zengin Velet : Ne diyorsun lan sen?! Siz pis zenciler bana dokunmasanız bile polisi aradığım anda nezareti boylarsınız. Bana bulaşmayı aklınızdan bile geçirmeyin pislikler!
Jamie : O zaman sana biraz dokunalım da nezarete boş yere düşmeyelim, ne dersin göt lalesi?
Melo ve Jamie, zengin veledin üstüne koşmaya başlarlar. Zengin velet bir süre kaçsa da eninde sonunda yakalanıyor ve ikilinin dayağına maruz kalıyor. Jamie bir kaç yumruk atıp bırakmışken Melo durduramıyor kendini. Ayağıyla kafasını eziyor çocuğun, yüzüne tekme atıyor, boğazını sıkıyor resmen öldürecek çocuğu. Jamie, zor bela tutuyor Melo'yu. Melo, sakinleşmeye çalışırken Jamie çocuğum cüzdanını, arabanın anahtarını cebinde ne varsa yürütüyor ve çocuğu orada bırakıp olay yerinden uzaklaşıyorlar. Mahalleye döndüklerinde anahtarını çaldıkları arabayı görüyorlar ve içine biniyorlar.
Melo : Sürmeyi biliyor musun?
Jamie : Tranquilo broski, dedem ben küçükken öğretmişti. Zaten bu otomatik, sen bile sürersin.
Jamie arabaya marş yapar ve arabayla turlamaya başlarlar. Cüzdanı da gasp ettikleri için benzin dertleri de yoktur. İkili New York'a gitmeye karar verir. Ama daha Boston'dan çıkamadan yakayı ele verirler. Yolda giderlerken bir polis arabası önlerini kesiyor. Sorgulamalar sonucu ikili tutuklanıyor ve nezarete düşüyorlar.
Jamie : Ne bok yiyeceğiz şimdi?
Melo : Bir çıkış yolu görmüyorum dostum, galiba yolun sonuna geldik.
Jamie : Hayır dostum, daha çok yolumuz var bu sadece bir engel. Bunu da atlatacağız.
Melo : Umarım dostum.
Bölüm 3 : Seni kaybetmeye hazır değilim
Yine Boston sokaklarındayız, bu sefer ikili bir döviz bürosunu soymuş. Polislerden kaçıyorlar.
Polis : Durun sizi aptallar, yoksa öleceksiniz!
Melo : Sence durur muyuz am*na koyayım.
İkili kaçmaya devam ederken polis son uyarısını yapar ve ateş eder. Ateşlediği mermi Jamie'ye isabet eder ve yere yığılır.
Melo : Jamie? Jamie? JAMİE KALK!
Jamie'den cevap alamaz Melo. Çaldıkları her şeyi orada bırakır ve arkasına bakmadan kaçmaya başlar. Çaldıklarını bıraktığını gören polisler Melo'nun peşinden gitmeyi bırakır ve Jamie için ambulans isterler.
Melo, mahalleye kadar koşmuştur. Kendini hemen eve atar, nefese nefese kalmıştır hemen bir duvara yaslanıp soluklanmaya başlar. Sinirden duvarları yumruklamakta ve bağırmakta. Bu sırada evde olan alkolik babası da ona bağırmaktadır.
Baba : Ne bağırıyorsun be aptal herif! Tüm gün dışarıda serserilik yap sonra gel eve bağır çağır. Bu insanlar senin kahrını çekmek zorunda mı lan?!
Melo : N'oldu? Onca yıldır yapmadığın, yapamadığın babalık damarın mı tuttu? Bana bir kez daha sesini yükseltirsen senin kemiklerini kırarım. Bu ailenin karnını doyuran kişi hep ben oldum. Çaldım, çırptım ama doyurdum. Sen ise sadece otlanmaya geliyordun eve. Söylesene bana en son ne zaman kendi kazandığın parayla bu eve ekmek getirdin? Cevap yok, süper. O yüzden bir daha bana karşı o alkol kokan ağzını açma. Seni paramparça ederim.
Melo odasına gider üstünü değiştirip hemen evden çıkar. Soygun sırasında giydiği kıyafetleri de bir çantaya doldurur. Gece vakti terkedilmiş bir hurdalıkta görüyoruz Melo'yu. Bir konteynırın içini yakmış ve başında bekliyor. Ölü gözlerle çıkan alevi izliyor. Sıra sıra kıyafetlerini yakmaya başlıyor.
Melo : Gerçekten değer miydi seni kaybetmeme? Hayır, hayır değmezdi. Bir çuval para da olsa, seni hiçbir şeye değişmezdim dostum. Sen benim her zaman yanımda olandın. Sensiz ne yapacağım bilmiyorum. Umarım gittiğin yerde mutlusundur, etrafında koca götlü sürtükler, altında pahalı arabalar vardır. Senin için en iyisini diliyorum broski. Yine de şunu bil, seni kaybetmeye hazır değilim.
Bölüm 4 : Benim adım Melo, Carmelo
Soyunma odasındayız, Melo son hazırlıklarını yapıyor maça çıkmadan önce. Kapıyı tıklatıyor birisi ve içeri geliyor.
Yetkili Abi : Maçın başlamasına son beş dakika Me- Ma- özür dilerim adın neydi?
Melo : Benin adım Melo, Carmelo Hayes.
Yetkili Abi : Tamamdır, dediğim gibi 5 dakika içinde başlıyoruz Melo.
Melo tamam der gibi kafasını salladıktan sonra yetkili kişi odayı terkediyor. Artık odada Melo ve tribünlerden gelen sesler var. Melo'nun düşüncelere daldığı belli olmaktadır. Jamie ile olan anılarını, onu nasıl kaybettiğini düşünmektedir. Jamie'nin vefatından sonra illegal işlerden elini ayağını çekmiştir. Yetenekli olduğunu düşündüğü dövüş sporlarına yönelmiştir. Kendine gelir, elini yüzünü yıkar ve maç
öncesi duasını eder ve maça çıkar.
Maç devam ederken arkaplanda Melo konuşmaya başlar.
Melo : Ben Carmelo Hayes. Bir kenar mahallenin serserisiyim. Sizin gibi olmayı hiçbir zaman istemedim aksine sizin gibi 9-5 çalışan bir fare olmaktansa bir suçlu olmayı yeğledim. Çok küçük yaşla tanıştım suçla, kelepçeler bileklerime bol geliyordu. Söylesene bana, zengin bir züppenin çocuğu neden benden daha iyi bir hayat yaşıyor? Benim suçum muydu bu ailede doğmak? Ben de isterdim düzgün bir ailede doğmak, legal bir hayatın içinde bulunmak. Kader buna izin vermedi, beni bir çocuk suçlu yaptı bu kader. İnsanların benden uzaklaşmasını sağladı. Gittiğim her yerde bir problem olarak görüldüm. Dışlandım, hor görüldüm, inkar edildim. Sevilmeyen adam ilan edildim. Kim s*kler ki sizin sevginizi? Benim hiçbirinize ihtiyacım yok. Benim tek dostum vardı, onu da kaybettim. Şimdi bakabileceksen gözlerime bak; Ben Carmelo Hayes, en tepede yerimi almaya geliyorum.
Carmelo Hayes, çok yakında NOW'da!
Melo : Dostum, canım cips çekiyor. Dün gece biriktirdiğim para ile almıştım, televizyon izlerken yiyecektim. Ama babam beni dövüp cipsi elimden aldı. Param da kalmadı ne yapalım?
Jamie : Bro bir fikrim ama seveceğinden pek emin değilim.
Melo : Neymiş o fikrin?
Jamie : Çalacağız dostum.
Melo fikre tamamen katılmasa da başka çaresi olmadığını bilir. İkili el sıkıştıktan sonra mahallenin bakkalına giderler.
Jamie : Olay çok basit, ben içeride adamı oyalayacağım sen cipsleri çalacaksın. Kısacası ben dümeni tutacağım sen işi koyacaksın, anlaştık mı?
Melo : Tamamdır.
Jamie bakkaldan içeri girer ve dükkan sahibi ile konuşmaya başlar. Onları göz ucuyla izleyen Melo, dükkan sahibinin arkasınk dönmesini beklemektedir. Jamie eliyle bakkalın arka tarafını işaret eder ve dükkan sahibi oraya bakarken Melo harekete geçip cipsleri çalar ve olay yerinden uzaklaşır. Melo'nun çaldığını gören Jamie sohbeti bırakır ve yol alır. İkili sonrasında planı yaptıkları kaldırıma geri dönerler. Çaldıkları cispleri açarlar ve yemeye başlarlar.
Melo : İşte bu amına koyayım, ahahahaha. Çok lezzetli. Para vermediğimiz için mi bilmiyorum ama çok çok daha lezzetli bu.
Jamie : Sana demiştim broski, hızlıysan her şey bedava.
İkili cipslerini yerken kameralar kararıyor ve başka bir sahneye geçiyoruz.
Bölüm 2 : Metaller bileklerime ağır geliyor
Kameralar açıldığında Melo ve Jamie'yi büyümüş şekilde görüyoruz. Yaşları 13-14. İkili mahallede bir köşede duvara yaslanmış şekilde muhabbet ediyor.
Melo : Dün geceki Celtics maçını izledin mi broski?
Jamie : Kaçırdığımı düşünmem bile aptallık ma nigga. Cavs'ı karımız yaptık, GO CELTICS!
Melo : Eyyy, işte benim zencim.
İkili makara yaparken mahalleye bir spor araba giriş yapıyor. Bir evin önüne park ettikten sonra arabadan iniyor zengin çocuğu. Kendisine bakan Melo ve Jamie'yi farkeden çocuk ikiliye laf atıyor.
Zengin Velet : Neye bakıyorsunuz pislikler, çok mu beğendiniz beni? Nüfüsunuza mı alacaksınız?
Melo : Anneni nüfusuma geçireceğim bir süre daha bu mahallede durursan or*spu çocuğu!
Zengin Velet : Ne diyorsun lan sen?! Siz pis zenciler bana dokunmasanız bile polisi aradığım anda nezareti boylarsınız. Bana bulaşmayı aklınızdan bile geçirmeyin pislikler!
Jamie : O zaman sana biraz dokunalım da nezarete boş yere düşmeyelim, ne dersin göt lalesi?
Melo ve Jamie, zengin veledin üstüne koşmaya başlarlar. Zengin velet bir süre kaçsa da eninde sonunda yakalanıyor ve ikilinin dayağına maruz kalıyor. Jamie bir kaç yumruk atıp bırakmışken Melo durduramıyor kendini. Ayağıyla kafasını eziyor çocuğun, yüzüne tekme atıyor, boğazını sıkıyor resmen öldürecek çocuğu. Jamie, zor bela tutuyor Melo'yu. Melo, sakinleşmeye çalışırken Jamie çocuğum cüzdanını, arabanın anahtarını cebinde ne varsa yürütüyor ve çocuğu orada bırakıp olay yerinden uzaklaşıyorlar. Mahalleye döndüklerinde anahtarını çaldıkları arabayı görüyorlar ve içine biniyorlar.
Melo : Sürmeyi biliyor musun?
Jamie : Tranquilo broski, dedem ben küçükken öğretmişti. Zaten bu otomatik, sen bile sürersin.
Jamie arabaya marş yapar ve arabayla turlamaya başlarlar. Cüzdanı da gasp ettikleri için benzin dertleri de yoktur. İkili New York'a gitmeye karar verir. Ama daha Boston'dan çıkamadan yakayı ele verirler. Yolda giderlerken bir polis arabası önlerini kesiyor. Sorgulamalar sonucu ikili tutuklanıyor ve nezarete düşüyorlar.
Jamie : Ne bok yiyeceğiz şimdi?
Melo : Bir çıkış yolu görmüyorum dostum, galiba yolun sonuna geldik.
Jamie : Hayır dostum, daha çok yolumuz var bu sadece bir engel. Bunu da atlatacağız.
Melo : Umarım dostum.
Bölüm 3 : Seni kaybetmeye hazır değilim
Yine Boston sokaklarındayız, bu sefer ikili bir döviz bürosunu soymuş. Polislerden kaçıyorlar.
Polis : Durun sizi aptallar, yoksa öleceksiniz!
Melo : Sence durur muyuz am*na koyayım.
İkili kaçmaya devam ederken polis son uyarısını yapar ve ateş eder. Ateşlediği mermi Jamie'ye isabet eder ve yere yığılır.
Melo : Jamie? Jamie? JAMİE KALK!
Jamie'den cevap alamaz Melo. Çaldıkları her şeyi orada bırakır ve arkasına bakmadan kaçmaya başlar. Çaldıklarını bıraktığını gören polisler Melo'nun peşinden gitmeyi bırakır ve Jamie için ambulans isterler.
Melo, mahalleye kadar koşmuştur. Kendini hemen eve atar, nefese nefese kalmıştır hemen bir duvara yaslanıp soluklanmaya başlar. Sinirden duvarları yumruklamakta ve bağırmakta. Bu sırada evde olan alkolik babası da ona bağırmaktadır.
Baba : Ne bağırıyorsun be aptal herif! Tüm gün dışarıda serserilik yap sonra gel eve bağır çağır. Bu insanlar senin kahrını çekmek zorunda mı lan?!
Melo : N'oldu? Onca yıldır yapmadığın, yapamadığın babalık damarın mı tuttu? Bana bir kez daha sesini yükseltirsen senin kemiklerini kırarım. Bu ailenin karnını doyuran kişi hep ben oldum. Çaldım, çırptım ama doyurdum. Sen ise sadece otlanmaya geliyordun eve. Söylesene bana en son ne zaman kendi kazandığın parayla bu eve ekmek getirdin? Cevap yok, süper. O yüzden bir daha bana karşı o alkol kokan ağzını açma. Seni paramparça ederim.
Melo odasına gider üstünü değiştirip hemen evden çıkar. Soygun sırasında giydiği kıyafetleri de bir çantaya doldurur. Gece vakti terkedilmiş bir hurdalıkta görüyoruz Melo'yu. Bir konteynırın içini yakmış ve başında bekliyor. Ölü gözlerle çıkan alevi izliyor. Sıra sıra kıyafetlerini yakmaya başlıyor.
Melo : Gerçekten değer miydi seni kaybetmeme? Hayır, hayır değmezdi. Bir çuval para da olsa, seni hiçbir şeye değişmezdim dostum. Sen benim her zaman yanımda olandın. Sensiz ne yapacağım bilmiyorum. Umarım gittiğin yerde mutlusundur, etrafında koca götlü sürtükler, altında pahalı arabalar vardır. Senin için en iyisini diliyorum broski. Yine de şunu bil, seni kaybetmeye hazır değilim.
Bölüm 4 : Benim adım Melo, Carmelo
Soyunma odasındayız, Melo son hazırlıklarını yapıyor maça çıkmadan önce. Kapıyı tıklatıyor birisi ve içeri geliyor.
Yetkili Abi : Maçın başlamasına son beş dakika Me- Ma- özür dilerim adın neydi?
Melo : Benin adım Melo, Carmelo Hayes.
Yetkili Abi : Tamamdır, dediğim gibi 5 dakika içinde başlıyoruz Melo.
Melo tamam der gibi kafasını salladıktan sonra yetkili kişi odayı terkediyor. Artık odada Melo ve tribünlerden gelen sesler var. Melo'nun düşüncelere daldığı belli olmaktadır. Jamie ile olan anılarını, onu nasıl kaybettiğini düşünmektedir. Jamie'nin vefatından sonra illegal işlerden elini ayağını çekmiştir. Yetenekli olduğunu düşündüğü dövüş sporlarına yönelmiştir. Kendine gelir, elini yüzünü yıkar ve maç
öncesi duasını eder ve maça çıkar.
Maç devam ederken arkaplanda Melo konuşmaya başlar.
Melo : Ben Carmelo Hayes. Bir kenar mahallenin serserisiyim. Sizin gibi olmayı hiçbir zaman istemedim aksine sizin gibi 9-5 çalışan bir fare olmaktansa bir suçlu olmayı yeğledim. Çok küçük yaşla tanıştım suçla, kelepçeler bileklerime bol geliyordu. Söylesene bana, zengin bir züppenin çocuğu neden benden daha iyi bir hayat yaşıyor? Benim suçum muydu bu ailede doğmak? Ben de isterdim düzgün bir ailede doğmak, legal bir hayatın içinde bulunmak. Kader buna izin vermedi, beni bir çocuk suçlu yaptı bu kader. İnsanların benden uzaklaşmasını sağladı. Gittiğim her yerde bir problem olarak görüldüm. Dışlandım, hor görüldüm, inkar edildim. Sevilmeyen adam ilan edildim. Kim s*kler ki sizin sevginizi? Benim hiçbirinize ihtiyacım yok. Benim tek dostum vardı, onu da kaybettim. Şimdi bakabileceksen gözlerime bak; Ben Carmelo Hayes, en tepede yerimi almaya geliyorum.
Carmelo Hayes, çok yakında NOW'da!
Son düzenleme: