Promo Çeviri l Mankind Jim Ross'u Saksıya Fesleğen Gibi Oturtuyor

Mankind: On sekiz yaşımdayken kendim hakkında, belki de bir güreşçi olduğum bir kaçış türü olarak bir film yaptım ve bu tuhaf, Shawn Michaels'la ilk tanıştığımda, onu tanırsın

Jim Ross: Evet çok iyi tanırım.

Mankind: Yaralı ve hırpalanmış vücuduma baktı. Beni tanımıyordu ama daha önce kim olduğuma dair efsaneyi biliyordu ve şöyle dedi: ''Kendini her zaman böyle mi hayal ediyordun?'' Bana biraz yukarıdan baktın. Ben de şöyle dedim: 'Hayır, biliyorsun tuhaf olan şu ki kendimi her zaman sen olarak hayal ettim.' Ve dedi ki, 'Şampiyonu mu kastediyorsun?' Ben de 'Hayır, kızları kastettim' dedim. Takılar, dövmeler, aşk. Yani filmimde Mick Foley değildim. Kesinlikle İnsanoğlu değildim. Ben Dude Love'dım. Ve film boyunca, Madison Square Garden'daki deneyimlerime dayanarak, kahramanca bir şey yapmaya karar verdim, insanların beni neşelendirmesini sağlayacak bir şeyler yapmaya karar verdim, o yüzden arkadaşımın çatısına çıktım ve daldım. Henüz Dude Love olmaya hazır olmadığımı biliyordum, asla Cactus Jack olmayı istemedim. Düşündüm ki, bu berbat bir güreşçi için berbat bir isim ve vay be, o kalp şeklinde dövmeyi göğsüme yaptırma becerisini kazanır kazanmaz, o küpeleri takacağım ve ben kızları alacağım. Ve işler hiç de öyle yürümedi, değil mi Jimmy?

Jim Ross: Pek Değil.

Mankind: Sanırım doğa benimle işbirliği yapmadı. Cactus Jack'in üç ay buralarda olması gerekiyordu. on bir yıl kaldı. Cactus Jack'i farklı kılan şey, onu biraz daha fazla istemesiydi. Hayallerine ulaşmak için pis bir arabada uyumaya razıydı. En iyisi olmak için romantik ilişkilerden vazgeçmeye hazırdı. O, vücut geliştirmeci fiziği çağında kendi nişini yaratan, Kendi tarzıma göre yapacağım diyen, Başka kimse bana ne yapacağımı söylemeyecek, ben gitmeyeceğim diyen biriydi, saçımı boyamayacak biriyim. Tam olarak olduğum kişi olacağım ve bunu kendi yöntemimle yapacağım.

Jim Ross: Hayatınızda aynaya doğrudan bakıp kim olduğunuzun kişisel sorumluluğunu kabul etmenin zamanı geldiğini düşünmüyor musunuz? Bütün bu sorunlara kendinizin neden olduğuna ve yol açtığına inanmıyor musunuz?

Mankind: Sanırım artık lanet işini yapmaya başlamanın zamanı geldi. Sanırım bu gazetecilik dürüstlüğüne son vermenin zamanı geldi. İnsanlara her hafta ne söylediğinizi biliyor musunuz? Mankind'a bak diyorsun, acıyı hissediyor mu, belki de acıyı seviyor mu onu bile bilmiyorum. Görüyorsun sen güçlü bir adamsın Jimmy, birçok insana ulaşma, gerçeği yayma yeteneğine sahipsin ve bunu yapmayı ihmal ediyorsun. Sana birkaç soru sorayım. Acının sevdiğim tarafı nedir? Görüyorsun ya, ben de diğer insanlar gibi hissediyorum, anlıyor musun? Acıtıyor! Küçük oğlum 'Baba, top oynamak istiyorum' dediğinde kalkamadığım ve yapamadığım zamanlar mı oluyor? Eğlencenin başladığı yer burası mı? Bir gün daha güreşebilmem için doktorun omurgamdaki disklere 12 inçlik bir iğne enjekte ettiği yer mi burası? Vay be! Parti başlasın! Burada oturup bana bu soruları sorduğuna inanamıyorum. Bunu kendime mi getiriyorum? Ben sana hiçbir lanet şey yapmadım. İnsanlara yaptığın tek şey onları yanıltmak ve acı çekerken kahrolası hayatımın en güzel anlarını yaşadığımı düşünmelerine izin vermek! Bana o kendini beğenmiş bakışla bakma. Beni hasta ediyorsun. Dürüst bir adam mı? Seni tokatlamalıyım!

​