- Katılım
- 5 Tem 2023
- Konular
- 211
- Mesajlar
- 3,872
- Beğeni sayısı
- 1,118
- PG Nakit
- 30
- RPG Karakteri
- John Morrison
- Favori Güreşçi
- Lexi Luna
İsim : Nic Nemeth
Sahne Adı : Dolph Ziggler
Yaş : 43
Boy : 1.83
Kilo : 99
Memleket : Cleveland, Ohio
Öncellikle bu yazıyo okuyan kardeşim, hoşgeldin. Bunu yazmak gecenin bir vakti yatalta uzanırken geldi aklıma. Bu yazı da Ziggler'ın kariyer incelemesini yapmayacağım. Bu yazıda Ziggler'ın kağıt üstünde oldukça başarılı bir kariyeri olmasına rağmen neden underrated olarak anıldığını yazacağım. Baktığın zaman 2 WHC , 6 IC, 2 USC, 1 NXT, 3 TTC ve 1 tane de MITB zaferi bulunmakta. İsmini görmeseniz bu adamın WWE'nin yüzlerinden biri olduğunu söylemeniz olası. Peki Ziggler neden hiçbir zaman ağırbaşlardan biri olarak görülmedi? Size dilim döndüğünce kendi fikirlerimi anlatayım bu konuyla ilgili.
Debutunu Spirit Squad ile yapan isim o beşlinin içinden WWE'de kariyer yapabilmiş tek isim. The Spirit Squad ile beraber Tag Team kemerini kazanan isim, 2005-06 arası bu takım ile beraber WWE'de mücadele etti. 15 Eylül 2008'de Dolph Ziggler olarak kendini gösterdi ekranlara. The Spirit Squad'da olduğu adamdan çok daha farklıydı. Saçları uzamış, giyim kuşamı ve tavırları değişmiş, tam bir playboy olarak görünüyordu. RAW'daki ilk maçında Batista'ya yattı, ertesi hafta ilk galibiyetini R-Truth'a karşı aldı. 2009 Royal Rumble'da 21 saniyede elenerek enteresan bir başarıya da imza attı. 2009 Draftında Smackdown'a draft oldu. Drafttan sonraki ilk maçında dönemin United States şampiyonu MVP'yi kemerin ortada olmadığı bir maçta mağlup etti. Sonraki hafta çıkıp kemer için bir maç istedi. MVP, ona bu şansı verdi ancak Ziggler bu şansı iyi kullanamadı ve maçı kaybetti. Solo bir kariyer yapmaya başlayalı çok olmadan hemen kendini Mid-card potasına atmış olması ne kadar potansiyelli bir güreşçi olduğunu gösteriyordu. MVP mağlubiyetinden sonra The Great Khali ile bir feuda giriyor ve kazanıyor. Ziggler, basamakları birer birer çıkmaktaydı. Dönemin en güzel divalarından olan Maria ile bir ilişkiye başlıyor ve menajeri oluyor. Khali ile çıktığı savaştan sonra Kıtalararası şampiyonu Rey Mysterio ile bir feuda giriyor. Night of Champions 2009 ve Summerslam 2009'da maça çıkıyor ama iki şovdan da boynu bükük ayrılıyor Ziggler. Rey, kemeri Morrison'a kaybettikten sonra Ziggler, kemer için Morrison'a meydan okuyor ancak bu rekabetten de boynu bükük ayrılıyor ve manitası Maria ile olan ilişkisi sona eriyor. 26 Şubat 2010 tarihli Smackdown şovunda Ziggler, Morrison ve R-Truth, WM26'da gerçekleşecek olan MITB maçı için bir maça çıkıyorlar. Ziggler, bu maçtan galip ayrılsa da Wrestlemania'da çantayı kazanamıyor. 2010'a geldiğimizde Ziggler, Vickie Guerrero ile takılmaya başlamış ve bir haftalık şovda Kofi Kingston'u yenerek ilk kemerini kazanmıştır. Bu Kıtalararası Şampiyonluğu saltanatı 160 gün sürmüştür. 160 gün sonunda yine bir haftalık şovda Kofi'ye kemeri kaybetti. Dönemin WHC şampiyonu olan Edge'ye bir tezgah kuran Vickie, kemeri Ziggler'a kazandırmayı başardı ancak tezgahı gören TEDDY LONG hemen olaya el attı ve Edge ile Ziggler arasında bir maç ayarladı. Bu maçta Edge, Ziggler'ı yendi ve kemeri geri aldı. TEDDY LONG, ikiliyi Smackdown'dan şutladı ve ikili RAW rosterında yerini aldı. RAW'daki ilk maçında Morrison'a mağlup oldu. Buraya kadar olan kısmı çok detay katmadan yazayım dedim çünkü bu adamın yazdığım yere kadar geçirmiş olduğu süreç, aslında bütün WWE kariyerini özetliyor. Sürekli şekilde deniyor ve çoğu zaman başarısız oluyor. Dürüst olayım WWE'de şampiyon olmanın gerçekten yakıştığı nadir isimlerden. Ring içinde oldukça başarılı ve hareket satma konusunda belki de tarihin en iyilerinden. Başardığı onca şeye rağmen bu adama neden underrated gözüyle bakıyoruz? Çünkü bu adamın potansiyeli çok daha fazlasıydı. Ana kemeri ya kurnazlık ile ya da MitB ile kazanmış birisi. O kemeri hiçbir zaman maça çıkıp, rakibini ezerek kazanmadı. Kendisinin en zirve noktasını soracak olursanız bana, Survivor Series'de gerçekleşen Team Cena vs. Team Authority maçı derim, ne performanstı ama. Cidden canlı şekilde izlediğim belki de en iyi maçtı. Güreşin (en azından bana) maksimum zevki verdiği o dönem. Bu yazıyı yazmadan önce düşünüyordum, Roman Reigns'de olup da bu adamda olamayan ne var diye, inanın hiç bir şey bulamadım, Samoa genetiği hariç. Karizma desen var, taraftar desteği var, ring içi oldukça başarılı, mikrofonda da harika. Peki ya bu adamın eksik yanı ne, düşünüyorum düşünüyorum bir cevap bulamıyorum. Ziggler'ı bu kadar çok sevmemin bir nedeni de kendime çok benzetmem. Sürekli eline bir şans geçiriyor ama hep başarısız oluyor. Bu denemenin başlığında da yazdığı gibi "Success of Failure" bu adamı özetlemeye yetiyor. Daha fazlasını hakediyor muydu, bana kalırsa evet. Artık bunu değiştiremeyiz çünkü Ziggler bahar temizliğinde serbest kaldı ve NJPW'da gözüktü. Artık ring içinde bize ne kadar harika olduğunu gösterebileceği bir yerde. NJPW'ya giderek muhtemelen en mantıklı seçimi yaptı çünkü AEW'in bookinginin rezilliği ortada. Belki NJPW'da aradığını ve hakettiğini bulacak.
Buraya kadar geldiysen sana da teşekkürler kuzen, dilim döndüğünce bir şeyler anlatmaya çalıştım. Beğenirsin, beğenmezsin sana kalmış tamamen. Varsa eklemek istediğin bir şey veya karşıt bir görüşün bu konunun altında tartışalım. Seviyorum hepinizi (Seymen hariç) Allah'a emanetsiniz.