Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Yeni profil mesajları
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Aylık Konu İstatistikleri
Şu anki ziyaretçiler
Yeni profil mesajları
Profil mesajlarında ara
Ayın En Çok Mesaj Atanları
RPG İstatistik
Rozetler
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Konuya cevap cer
Ana sayfa
Forumlar
RPG
Prestige Grand Wrestling: PGW
PGW Promoları & Konuşma Gösterileri
bir dilek tut
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Mesaj
<blockquote data-quote="god is an astronaut" data-source="post: 147694" data-attributes="member: 91"><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">[MEDIA=youtube]tJbSoJj9s0w[/MEDIA]</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'">One More Step Before The End! Seyircilerin bu müziğe pozitif reaksiyonlarını duyabilmek mümkün, onların sesini daha da yükselten ise bir süre müzik oynadıktan sonra girişte görünen isim.. Çünkü bu...</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><img src="https://i.hizliresim.com/j8gmuct.png" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">Christopher Daniels, The Fallen Angel. Ancak her zamanki halinden biraz daha farklı, son şovda Wes Lee'nin yaptığı acımasızca saldırılardan sonra Daniels'ın birçok yerinde dikiş ve yara izleri görmek mümkün. Açıkçası hareket ederken de dikkatli olmaya çalışıyor ancak canı yanıyorsa bile bunu fazla belli etmiyor. Bu esnada Wes Lee'ye dönüyor kamera ve onun Daniels'ın bu halinden memnun olduğunu görüyoruz. Daniels'ın yüzünde ise öfkeyle karışık düşünceli bir hal var, elindeyse bir mikrofon. Potansiyel fiziksel saldırılardan korunmak için olsa gerek, Daniels ringe doğru bir adım atmıyor. Yerine Wes Lee'ye girişten seslenmeyi tercih ediyor ve mikrofonu ağzına götürüyor:</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Christopher Daniels: </strong>Gösterebileceğim o kadar fazla reaksiyon var ki, sana nasıl yaklaşırsam yaklaşayım muhtemelen bunun için normal karşılanacağım. Bu duruma karşın, herkesin bu konuda farklı beklentilerinin olduğunun da farkındayım. Sen laf salatası bekliyorsun, bir başkası ise kavgayı. Ancak bunların bir önemi yok. Nedenselliğin zirvede gösterilmesine karşın sebeplerden bağımsız sonuçların bir hayli olduğu bu gezegende, benim sizin beklentilerinizle pek bir işim yok. Wes senin.. Senin kendi beklentilerinle dahi bir işin yok. O'Neil'ın karşısına adalet için çıkan çocuk, şimdi nedense hazırlıksız birisine saldırıp onun suyunu çıkarmayı kendi adına normal karşılıyor. Üstelik bu hazırlıksız birisi onun fiziksel şartlardan ötürü oldukça aşağıladığı birisi. </span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'">Wes Lee konuşmanın buraya kadar olan kısmından pek etkilenmişe benzemiyor, Daniels'ın ise bunu umursadığını pek söyleyemeyiz. Konuşma devam ediyor: </span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Christopher Daniels: </strong>Ancak ben bütün bunları gayet olağan karşılıyorum. Bu şekilde sıradan bulduğum bir diğer şeyse benim için yaptığın ithamlar. Ne dediğini anlamanı zaten beklemesem de, senin benim söylediklerimi cidden dinlediğinden de şüphe duyuyorum. Ben hiçbir zaman birini kurtarmaya çalışmadım, hatta tam tersine kurtarılması gerekenleri bensizliğe terk edip onlardan çok yukarıda bir yerleri.. Evimi.. Kendime destinasyon belirledim. Ya da ben hiçbir zaman kibirle baş etmeye çalışmadım, ben sadece yapabileceğimi yaptım ve insanlar beni göklere çıkarmaya çok alıştı. Ben bu durumun varlığını kabul edince de kibir oldu. Ancak sen kazanmayı kendine bu kadar dert edinen birisiyken ben dalga geçer gibi taşıdığım bir kemeri içine girdiğim her maçta ortaya fırlatınca sinir uçlarına dokundum. Senin almak için yırtındığın Intercontinental kemerini o dönem taşıyan adamı, onun yanındaki de dahil birkaç kişiyi daha üstüne koyup alt edebiliyor olmam beynine rahatsız edici sinyaller gönderdi. Sen bir şeyleri başarmak için yırtınırken kayıtlara geçebilecek tek bir şey sağlayamadın, bense bütün bunları umursamadığım halde rekorlar kırdım ve ödüller kazandım. Bu gerçek de en az bir önceki kadar kalbine hançer sapladı. Ancak senin derdin bu bahsettiğim başarılar değil, biliyorum. Tek bir derdin varsa o da o küfrettiğin insanlar tarafından ciddiye alınmak.</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'">..</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Christopher Daniels:</strong> Belki inkar edeceksin, belki hiç cevap vermeyeceksin. Ancak benim varlığım seni bu kadar rahatsız ediyor, çünkü sen oldukça genç ve fiziki olarak daha dinamik olansın ancak ben senin 50'lik dediğin halimle altı ayda buradaki en kalıcı kişilerden biri haline geldim. Sen insanların aklına gelmek için yoktan adalet kavgaları yarattın, iyi çocuğu oynadın. İşe yaramayınca burnunu gördüğün deliklere sokmaya çalıştın ve deli doluyu oynamaya çalıştın, şimdi bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi gelip toplum düşmanını canlandırmaya çalışıyorsun. Ancak istediğini başarsın, bütün bu Holllywood çakması karakterlerin bir sonuca vardı ve dikkatimi çektin bücür. Gördüğün her deliğe atlamaya çalışırken benim tavşanımla karılaştın, elbet ki dikkatini en çok çekecek olan buydu. Onun ortasına atladın, başta bir uyuşturucu madde gibi hiç tatmadığın zevkleri tattın çünkü benim adımı kullanarak ilk defa insanların gözünde bu kadar ön plana çıktın. Bir haftalık şovun Headline'ında yer aldın, posterlerde devasa görsellerin kullanıldı. Ancak sen bu yerlerde barındıysan, tek sebebi benimde orada olmamdı. Her şey içine atladığın bu tavşan deliği sayesinde oldu, ancak o deliğin kapağı da bende ve Double or Nothing'de bir daha açılmamak üzerine tam suratına kapatacağım bunu. İçine girdiğin bu lüsid rüyadan uyanınca fark edeceksin gerçekten kimin dipte olduğunu. </span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'">..</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Christopher Daniels: </strong>Dip.. Yıldızlar.. Düşüş.. Melek.. Belki de size hikayemi bu kadar anlaşılır yansıtmamalıydım, çünkü söylediği şeyi üç saniye sonra unutan embriyo kılıklıların ağzında bu şekilde dolaşmak rahatsız edici. Umurumda değil, ancak öyle. Olduğunu sandığın yıldız kavramı, kendi çizdiğin galaksinde dahi onun yaratıcısı olamıyorsun. İçinde bulunduğun hiçbir yerde tek başına söz hakkı sahibi değilsin, bunu ört bas etmek için kullandığın kavramlar ise yüzeysellikten ibaret. Benim kavramlarımla yan yana kullanabiliyor olmandan görüyorum bunu, aslında haklısın. Ben düştüm ve dibi boyladım, daha önceden içinde bulunduğum yerlere göre gerçekten cehennemin dibinde olabilirim. Ancak benim dip noktam senin yıldızlarının uçamayacağı kadar yüksekte, ve eğer düştüysem tek sebebi bir zamanlar oraya çıkabilmiş olmam. Anlamadığın şeyleri karamsarlık zannetsen bile, benim geldiğim yer senin düşlediğin şatafatlı unvanlardan çok daha parlak yansıyor çocuk. Dipte dediğin halimle boy ölçüşmeye çalışıyorsun, bunda şimdiye kadar başarılı oldun çünkü ben hala dizlerimin üstündeyim. Ve gerçekten doğrulduğumda ise ayağımın tabanı bile senin için çok yukarıda kalacak, bu bir hayal de değil sadece olacaklar. Çünkü benim başlangıcım zaten buydu, en yükseği gördüğüm için devamında hiç bir şeyleri dileyecek isteği ya da ihtiyacı hissetmedim. Ancak sen rüyaların basit gündüz düşlerinden öte olmadığı için gerçekçilikten uzak kaldın, bu çatının altında ilk kez karşılaşmadığım bir maymunu andıran iştahınla denedin başaramadın, pes etmedin ve başka bir şekilde deneyip tekrar başaramadın. Üstüne yeniden hikayeni değiştirdin, muhtemelen Double or Nothing'den sonra kendine yeni bir lakap uyduracaksın. Sen daha hikayeni başlatmış bile sayılmazsın, benim sona bu kadar yakın olduğum yerde uzaktan konuşmanın kolaylığını yaşıyor olmana da göz yummayacağım. Kaybolmuşmuş, birkaç haftada bir kostüm değiştirecek kadar kendini tanımaktan uzak bir laboratuvar faresine göre çok iddialısın. Ancak bu asansör boşluğunda vaktim hala var, eforumun bir kısmını üzerinde hissedecek olmanı bu yüzden problem etmiyorum. Ancak buna değmeli, bıraktığın bu fiziksel hasarın intikamı gerçekten önemli değil. Ancak neyin hayal ve neyin bir kırıklık olduğunu idrak etmeden de sana rahat vermeyeceğim. İstediğin oldu ve kaderini belirledin çocuk, ancak dalga geçtiğin gerçekliğe maruz kalmak ve zorunda bırakıldığın şeyleri deneyimlemeye mecbur olmak sana ne hissettirecek? Belki de bu soruyu yanlış soruyorumdur, daha önce rol aldığı bütün filmlerin birkaç sahnesinde figüranlık yapmaktan öteye gidememiş biri olarak daha önce bundan başka bir şeyi tecrübe etmedin nasılsa. Basitliğin yüzüne tokat gibi çarpıyor değil mi? Belki de benim karmaşıklığımda sana sinir krizi geçirten şeyde buydu. İçinde barınmaya çalıştığın gerçeklerden bozma yalan bir dünyanın-</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'">Bu esnada Christopher Daniels'ın sakin sesini daha üst perdeden giren Wes Lee'nin sesi kesiyor. </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="god is an astronaut, post: 147694, member: 91"] [CENTER] [MEDIA=youtube]tJbSoJj9s0w[/MEDIA] [FONT=times new roman]One More Step Before The End! Seyircilerin bu müziğe pozitif reaksiyonlarını duyabilmek mümkün, onların sesini daha da yükselten ise bir süre müzik oynadıktan sonra girişte görünen isim.. Çünkü bu... [IMG]https://i.hizliresim.com/j8gmuct.png[/IMG][/FONT] Christopher Daniels, The Fallen Angel. Ancak her zamanki halinden biraz daha farklı, son şovda Wes Lee'nin yaptığı acımasızca saldırılardan sonra Daniels'ın birçok yerinde dikiş ve yara izleri görmek mümkün. Açıkçası hareket ederken de dikkatli olmaya çalışıyor ancak canı yanıyorsa bile bunu fazla belli etmiyor. Bu esnada Wes Lee'ye dönüyor kamera ve onun Daniels'ın bu halinden memnun olduğunu görüyoruz. Daniels'ın yüzünde ise öfkeyle karışık düşünceli bir hal var, elindeyse bir mikrofon. Potansiyel fiziksel saldırılardan korunmak için olsa gerek, Daniels ringe doğru bir adım atmıyor. Yerine Wes Lee'ye girişten seslenmeyi tercih ediyor ve mikrofonu ağzına götürüyor: [FONT=arial][B]Christopher Daniels: [/B]Gösterebileceğim o kadar fazla reaksiyon var ki, sana nasıl yaklaşırsam yaklaşayım muhtemelen bunun için normal karşılanacağım. Bu duruma karşın, herkesin bu konuda farklı beklentilerinin olduğunun da farkındayım. Sen laf salatası bekliyorsun, bir başkası ise kavgayı. Ancak bunların bir önemi yok. Nedenselliğin zirvede gösterilmesine karşın sebeplerden bağımsız sonuçların bir hayli olduğu bu gezegende, benim sizin beklentilerinizle pek bir işim yok. Wes senin.. Senin kendi beklentilerinle dahi bir işin yok. O'Neil'ın karşısına adalet için çıkan çocuk, şimdi nedense hazırlıksız birisine saldırıp onun suyunu çıkarmayı kendi adına normal karşılıyor. Üstelik bu hazırlıksız birisi onun fiziksel şartlardan ötürü oldukça aşağıladığı birisi. [/FONT] [FONT=times new roman]Wes Lee konuşmanın buraya kadar olan kısmından pek etkilenmişe benzemiyor, Daniels'ın ise bunu umursadığını pek söyleyemeyiz. Konuşma devam ediyor: [/FONT] [FONT=arial][B]Christopher Daniels: [/B]Ancak ben bütün bunları gayet olağan karşılıyorum. Bu şekilde sıradan bulduğum bir diğer şeyse benim için yaptığın ithamlar. Ne dediğini anlamanı zaten beklemesem de, senin benim söylediklerimi cidden dinlediğinden de şüphe duyuyorum. Ben hiçbir zaman birini kurtarmaya çalışmadım, hatta tam tersine kurtarılması gerekenleri bensizliğe terk edip onlardan çok yukarıda bir yerleri.. Evimi.. Kendime destinasyon belirledim. Ya da ben hiçbir zaman kibirle baş etmeye çalışmadım, ben sadece yapabileceğimi yaptım ve insanlar beni göklere çıkarmaya çok alıştı. Ben bu durumun varlığını kabul edince de kibir oldu. Ancak sen kazanmayı kendine bu kadar dert edinen birisiyken ben dalga geçer gibi taşıdığım bir kemeri içine girdiğim her maçta ortaya fırlatınca sinir uçlarına dokundum. Senin almak için yırtındığın Intercontinental kemerini o dönem taşıyan adamı, onun yanındaki de dahil birkaç kişiyi daha üstüne koyup alt edebiliyor olmam beynine rahatsız edici sinyaller gönderdi. Sen bir şeyleri başarmak için yırtınırken kayıtlara geçebilecek tek bir şey sağlayamadın, bense bütün bunları umursamadığım halde rekorlar kırdım ve ödüller kazandım. Bu gerçek de en az bir önceki kadar kalbine hançer sapladı. Ancak senin derdin bu bahsettiğim başarılar değil, biliyorum. Tek bir derdin varsa o da o küfrettiğin insanlar tarafından ciddiye alınmak.[/FONT] [FONT=times new roman]..[/FONT] [FONT=arial][B]Christopher Daniels:[/B] Belki inkar edeceksin, belki hiç cevap vermeyeceksin. Ancak benim varlığım seni bu kadar rahatsız ediyor, çünkü sen oldukça genç ve fiziki olarak daha dinamik olansın ancak ben senin 50'lik dediğin halimle altı ayda buradaki en kalıcı kişilerden biri haline geldim. Sen insanların aklına gelmek için yoktan adalet kavgaları yarattın, iyi çocuğu oynadın. İşe yaramayınca burnunu gördüğün deliklere sokmaya çalıştın ve deli doluyu oynamaya çalıştın, şimdi bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi gelip toplum düşmanını canlandırmaya çalışıyorsun. Ancak istediğini başarsın, bütün bu Holllywood çakması karakterlerin bir sonuca vardı ve dikkatimi çektin bücür. Gördüğün her deliğe atlamaya çalışırken benim tavşanımla karılaştın, elbet ki dikkatini en çok çekecek olan buydu. Onun ortasına atladın, başta bir uyuşturucu madde gibi hiç tatmadığın zevkleri tattın çünkü benim adımı kullanarak ilk defa insanların gözünde bu kadar ön plana çıktın. Bir haftalık şovun Headline'ında yer aldın, posterlerde devasa görsellerin kullanıldı. Ancak sen bu yerlerde barındıysan, tek sebebi benimde orada olmamdı. Her şey içine atladığın bu tavşan deliği sayesinde oldu, ancak o deliğin kapağı da bende ve Double or Nothing'de bir daha açılmamak üzerine tam suratına kapatacağım bunu. İçine girdiğin bu lüsid rüyadan uyanınca fark edeceksin gerçekten kimin dipte olduğunu. [/FONT] [FONT=times new roman]..[/FONT] [FONT=arial][B]Christopher Daniels: [/B]Dip.. Yıldızlar.. Düşüş.. Melek.. Belki de size hikayemi bu kadar anlaşılır yansıtmamalıydım, çünkü söylediği şeyi üç saniye sonra unutan embriyo kılıklıların ağzında bu şekilde dolaşmak rahatsız edici. Umurumda değil, ancak öyle. Olduğunu sandığın yıldız kavramı, kendi çizdiğin galaksinde dahi onun yaratıcısı olamıyorsun. İçinde bulunduğun hiçbir yerde tek başına söz hakkı sahibi değilsin, bunu ört bas etmek için kullandığın kavramlar ise yüzeysellikten ibaret. Benim kavramlarımla yan yana kullanabiliyor olmandan görüyorum bunu, aslında haklısın. Ben düştüm ve dibi boyladım, daha önceden içinde bulunduğum yerlere göre gerçekten cehennemin dibinde olabilirim. Ancak benim dip noktam senin yıldızlarının uçamayacağı kadar yüksekte, ve eğer düştüysem tek sebebi bir zamanlar oraya çıkabilmiş olmam. Anlamadığın şeyleri karamsarlık zannetsen bile, benim geldiğim yer senin düşlediğin şatafatlı unvanlardan çok daha parlak yansıyor çocuk. Dipte dediğin halimle boy ölçüşmeye çalışıyorsun, bunda şimdiye kadar başarılı oldun çünkü ben hala dizlerimin üstündeyim. Ve gerçekten doğrulduğumda ise ayağımın tabanı bile senin için çok yukarıda kalacak, bu bir hayal de değil sadece olacaklar. Çünkü benim başlangıcım zaten buydu, en yükseği gördüğüm için devamında hiç bir şeyleri dileyecek isteği ya da ihtiyacı hissetmedim. Ancak sen rüyaların basit gündüz düşlerinden öte olmadığı için gerçekçilikten uzak kaldın, bu çatının altında ilk kez karşılaşmadığım bir maymunu andıran iştahınla denedin başaramadın, pes etmedin ve başka bir şekilde deneyip tekrar başaramadın. Üstüne yeniden hikayeni değiştirdin, muhtemelen Double or Nothing'den sonra kendine yeni bir lakap uyduracaksın. Sen daha hikayeni başlatmış bile sayılmazsın, benim sona bu kadar yakın olduğum yerde uzaktan konuşmanın kolaylığını yaşıyor olmana da göz yummayacağım. Kaybolmuşmuş, birkaç haftada bir kostüm değiştirecek kadar kendini tanımaktan uzak bir laboratuvar faresine göre çok iddialısın. Ancak bu asansör boşluğunda vaktim hala var, eforumun bir kısmını üzerinde hissedecek olmanı bu yüzden problem etmiyorum. Ancak buna değmeli, bıraktığın bu fiziksel hasarın intikamı gerçekten önemli değil. Ancak neyin hayal ve neyin bir kırıklık olduğunu idrak etmeden de sana rahat vermeyeceğim. İstediğin oldu ve kaderini belirledin çocuk, ancak dalga geçtiğin gerçekliğe maruz kalmak ve zorunda bırakıldığın şeyleri deneyimlemeye mecbur olmak sana ne hissettirecek? Belki de bu soruyu yanlış soruyorumdur, daha önce rol aldığı bütün filmlerin birkaç sahnesinde figüranlık yapmaktan öteye gidememiş biri olarak daha önce bundan başka bir şeyi tecrübe etmedin nasılsa. Basitliğin yüzüne tokat gibi çarpıyor değil mi? Belki de benim karmaşıklığımda sana sinir krizi geçirten şeyde buydu. İçinde barınmaya çalıştığın gerçeklerden bozma yalan bir dünyanın-[/FONT] [FONT=times new roman]Bu esnada Christopher Daniels'ın sakin sesini daha üst perdeden giren Wes Lee'nin sesi kesiyor. [/FONT][/CENTER] [/QUOTE]
Yükleniyor…
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
RPG
Prestige Grand Wrestling: PGW
PGW Promoları & Konuşma Gösterileri
bir dilek tut
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Neler yeni
Giriş yap
Kayıt ol
Ara
Anasayfa
Üst
Alt
Kolay Giriş Yapın:
Facebook
Spotify
Kullanıcı adı yada e-posta adresiniz
Şifre
Şifrenizi mi unuttunuz?
Beni hatırla
Giriş yap
Kayıtlı hesabınız yok mu?
Şimdi kayıt ol