- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 647
- Mesajlar
- 5,591
- Beğeni sayısı
- 1,997
- PG Nakit
- 825
- RPG Karakteri
- Liv Morgan / Roman Reigns
- Favori Güreşçi
- Malakai Black
"Merhaba PGW. Ya da şöyle mi demeliyim... Yeniden merhaba PGW. Eğer bu organizasyonun sıkı bir hayranı değilseniz bu suratı hiç görmediniz. Size ufak bir hatırlatma yapmamda fayda olduğunu düşünüyorum. İyi seyirler.
"Evet gördüğünüz gibi çok kısa bir süre de olsa buranın bir parçasıydım. Bana şu an kafanızın içinde türlü sorular sorduğunuzu biliyorum. Neden bu adam bize bunu gösterdi? Buradan ne çıkartmamız gerekiyor? Evet muhtemelen sorduğunuz sorular da tam olarak bunlar. Bu sizlere basit bir didişme olarak görünebilir fakat bu didişmede gözünüzü ana isimlerden alırsanız çok farklı bir sinemayı fark edebilirsiniz. İtaatkarlığın ve yetersiz hissetmenin işlendiği bir sinema. Ortada kaçık iki adam var ve etrafında onca insanlar onları birbirinden ayırmak için emir almış durumdalar. Bu insanlar o emre uymak zorundalar çünkü beslemeleri ve bakmaları gereken bir aileleri var. Fakat eve gidip duşunu alıp aynada kendilerine bakmak istediklerinde muhtemelen utandılar çünkü kendilerini bu organizasyondaki insan piramidinin en altında hissettiler. Basit bir figüranlardı ve kariyerleri boyunca muhtemelen öyle görüneceklerdi. Orada bulunan kimsenin bu kavgayı ikisini de düşünüp gerçekten ayırmak isteyeceğini sanmıyorum. Herkes bu piramidin bir parçası ve eksilen her parça kendi hayatları için önemli bir değer taşıyor. Değerleri yokmuş gibi hissettiler. Şovlarından çıkıp bir imza günü düzenlemek istediklerinde kimse onlar için kuyruk olmayacaktı. Şu görüntüyü hanginiz görmek isterdi?
Bu görüntü bir insanın kendini en kötü hissedeceği şeydir. Yalnız olmak. Kimsenin iyi ya da kötü gününde yanında olmaması. Paylaşacağın bir şey var fakat etrafında kimseler yok. Mutluluğunu, üzüntünü, sevgini ya da gelişmelerini paylaşacak bir tane bile canlı yok. Yanından geçen onca insan onu bir ucube olarak görüyor. Bir kadın seviyor fakat o kadın da onu yetersiz görüyor ve ondan kurtulmak için aklına gelecek her kötülüğü yapıyor. İlişki düşünmüyorum, ben zor bir kızım kolay kolay kimseyi beğenmiyorum ya da başka bahanelerin arkasına sığınıp ilk müsait gördükleri repütasyonu yüksek ya da iyi gelirli adamların kucaklarına atlıyorlar. Bizim baş kahraman da daha da depresyona girip dayanamıyor ve intihar ediyor. Kaç insanın bu duruma düştüğünün farkında mısınız? Ya da sizin için bir değer taşıyorlar mı? Onlara üzülüyor musunuz? Hepsinin cevabı da hayır. Çünkü bir Türk atasözünün de dediği gibi her koyun kendi bacağından asılıyor. Bu adamları da bu duruma getiren bu doğal seçilim. Her insanı hayatın her yerinde sınıflandıran o insan piramidi.
Evet gördüğünüz üzere o an ben de o kavgayı ayıranlardan biriydim. Arka tarafta sıramı bekleyip kendimi göstermek isterken bir anda o istek geldi ve kendimi hayatımı adadığım ringde bir figüran olarak buldum. Şov bittikten sonra eve gidip duşumu aldıktan sonra da aynada gördüğüm surattan utandım. Neden insanlar sen birini o dörtgende katlederken engel olmaya gelmiyorlar da sen onların ayak işlerini yapıyorsun? Bu sorunun cevabını aldığımda kendimi bir süre soyutlama gereği hissettim. Her şeyden ve herkesten. Telefonlara bakmadım, dışarı gerekmedikçe çıkmadım ve sadece çalıştım. Kendime mental ve fiziksel olarak katabileceğim her şeyi kattım ve şimdi kendimi durdurulamaz hissediyorum. İster bunu bir intikam olarak görün isterseniz de bir yeniden doğuş hikayesi. Kimseyi dinlemeden kendi hikayemi oluşturacağım ve bu hikayede tek bir ana karakter, piramidin tepesinde tek bir isim olacak. Malakai Black. Size öğretileri ile hayat bulduğum Aleister Crowley'den bir parça alıntı sunmak istiyorum;
"Zeki insan, sözüm ona, yeteneği olan insan, bilinçli iradesini olumlu bir varlık olarak hazırlayarak dehasını dışarı kapatır. Gerçek bir dahi ise bilerek kendisine boyun eğer, kendisini olumsuza indirger ve dehasının kendisini bir araç olarak kullanmasına izin verir."
- Moonchild"