RPG Hep Öleceğiz


Kamos

PG.com Kullanıcısı
Katılım
2 Tem 2023
Konular
31
Mesajlar
235
Beğeni sayısı
158
PG Nakit
0
Işıklar kararıyor, tüm arena dumanlarla kaplanıyor. Derken bir müzik sesi seyircilerin kulaklarından sızıp beyinlerine hücum ediyor.

Ellerinde meşaleler tutmuş kukuletalı nökerler yavaş adımlarla sıralanıyorlar. Sol ve sağ tarafta kümelendikten sonra meşaleleri yana eğip çapraz oluşturuyorlar. İri yarı, çekik yeşil gözlerinden birisi kör, vakur duruşlu bir adam bir tabutu yavaş yavaş meşalelerin arasından ringe doğru sürüklüyor, adamı takip eden kapkara bir köpek var. Adam tabutu ringin yanına götürdükten sonra dizini yere vurup eğiliyor, köpek de onunla beraber eğiliyor, nökerler secde ediyorlar.

GONG!

Tabutun kapağı açılıyor. Soluk benizli, daha önce kırıldığı belli olan kalın burunlu, uzun ve ince telli saçlarının bir kısmı alnına düşmüş gencecik bir adam tabutun içinde yatıyor.

GONG!

Işıklar gidiyor. İkinci defa çan çaldığı zaman tekrar geliyor. Undertaker ringin içinde tabuta doğru bakıyor. Gözlerinin etrafı kan toplamış, göz bebeğindeyse herhangi bir duygunun emaresi yok salt kararlılık var. Konuşmaya başlıyor:

Uzun bir süredir buralardan uzaktım, kendi krallığımda ilgilenmem gereken işler vardı. Bir şarlatan, bir nebatatçı, bir gladyatör, bir politikacı güç birliği yapıp Ölümden kaçmaya kalkıştılar. Onların çıkardığı isyan birçoklarının yüreğinde ümit devşirdi. Ölüler ölümü yenerek ölümsüzlüğü tadacaklarını zannettiler. Palyaço ölümün bedbahtlıktan beslendiğini düşündü. Herkesi güldürerek ölümü yenebileceğini zannetti. En mutlu oldukları anda karşılaştık onlarla, boyun eğmeleri saniyeler sürmedi. Çünkü mutluluğun tepesinde ölüm yatıyordu. Politikacı bir anlaşma önerdi, herkesin karlı çıkacağı bir anlaşma. İnsanları peşinden sürüklüyor, türlü yalanlarla kandırdığı dev kitlelerle Ölümün karşısında durabileceğini düşünüyordu. Silinip gittiler. Zira yalanların esir alamadığı tek gerçek Ölümdü. Nebatatçı, tüm bitkileri topladı yapacağı muacelenin Ölümle başa çıkabileceğine, bu ilacın ölüme çare olabileceğine inandı. Ölüm o ilacın dibindeydi halbuki. Zira Ölüm'ün tek çaresi Ölümdü. Gladyatör ise beni yenebileceğine inandı. Yapabileceği tek şey savaşmaktı. Hayatta kalabilmek için herkesle savaştığı gibi Ölüm'ün kendisiyle de savaşabileceğini düşündü. Oysaki yenilmeyecek tek düşman Ölümdür. Bütün bu isyanlar oluverirken bir kişi daha baş gösterdi: Eski bir Hakan. Karşı karşıya geldiğimizde gladyatör gibi davranacağını bekliyordum, halbuki o yere dizini vurdu ve bana selam durdu. "Türk Ölüm'e isyan etmez. Ölüm bizim düşmanımız değil, dostumuzdur. Bizler hayatta kalacağımız günlerin çetelesini tutmayız amma ne zaman nasıl öleceğimizi hesaplar yaşamamızı da buna göre inşa ederiz. Bizler hayatta kalmak için değil ölmek için savaşırız. Hayatta kalmak içi savaşmak kölelerin rutinidir, ölmek için savaşmak ise yalnızca bizim. Binaenaleyh bizler ölümle şerefleniriz." bu sözler üzerine bu sözler üzerine onu şereflendirdim. Artık onun bir parçası benim de ruhumun içinde geziyor. Ölümden saklanabileceğin tek yer Ölüm'ün kendisidir. Ölümle şereflenecek bir insan içinse, Ölüm'e dönüşmek ulaşılabilecek en yüksek merhaledir. Tabutun içinde yatan kişi bir zamanlar benim oğlumdu. Ya da o şarlatan? Hayır, gladyatör. Belki de nebatatçı yahut politikacı. Aslında bunların hiçbirisi de olmayabilir. Bunların hiçbirisinin bir önemi de yok. Çünkü sizler de nefes alan ölülerden başka bir şey değilsiniz. Hep öleceksiniz, hep öleceksiniz. Öldüğünüzde bu tabutun içinde yatan birisi olacaksınız. Öyle alelade bir ölü, ama nefes almayan bir ölü. Şimdi bu şirkettekilere bakıyorum; hangisi palyaço hangisi gladyatör? Şarlatanlıkları ölümü bu sefer yenebilecek mi, imkanı yok. Ölümle savaşmak mı, ölüme giden yoldur. Sadece zaman meselesi. Nefes alan bir ölüden şu tabutun içindeki ölüye dönüşmeleri sadece zaman meselesi. Ölüm er ya da geç onları bulduğunda kaçacak bir yerleri kalmayacak. Güneş doğmadan çan sesleriyle uyandığınız gün bu şirketteki nefes alan ölüler için kıyamet vaktinin geldiği andır. O zaman geriye kalan sadece ben olacağım. Biat edenler huzur içinde uyuyacak. Karşı gelenler mi, azap içinde kavrulacak. Yarın sonucu belli olan bu savaş sizin için başlayacak. Hayatta kalmaya değil, ölüme paydaş olmaya çalışmak sizin elinizde.

(mikrofonu bırakıyor ve çan sesi duyuluyor)

 
Konuyu ziyaret edenler (Toplam: 0)
No registered users viewing this thread.
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: