11 Ekim 23, gecenin ilerleyen saatleri, ofis...
Saat gece yarısı olmasına rağmen sandalyede oturan kişinin gözünde güneş gözlükleri olduğunu görebiliyoruz. Yan profilden görünüyor, ondan dolayı kim olduğunu kestirmek biraz güç ama ağzından şu cümleler döküldüğünde ağır Londra aksanından bu kişinin Desmond Wolfe olduğunu anlıyoruz. Kameralar ön tarafa doğru pan yapıyor şimdi.
Kızgın mı... Yo, yo... Kızgın değilim, o çocuğa kızgın değilim. Ona karşı beslediğim acıma duygusu öfkeden daha ağır basıyor yemin ederim. İnsanlar çaresiz kaldıklarında, bitik durumda olduklarında hala ayakta olduklarını ispatlama uğruna kirli yollara başvururlar. Adam da aynısını yaptı ve ben yorgun argın galibiyetimi kutlarken arkadan saldırdı. Olabilir... Gayet anlaşılabilir bir durum. Yalnız bir dahaki sefere yüz yüze geldiğimizde onun o bacaklarını öyle zedeleyeceğim ki, değil arkadan saldırmak karşımda ayakta bile duramayacak. Bunu sinirlendiğim ya da ona kızgın olduğum için söylemiyorum. Dedim ya, o çocuğa acıyorum. Gerçekten acıyorum ve biliyor musunuz PGW gibi sektörün ağır abisi bir şirkette acınası adamlara ihtiyaç yok. PGW bir çarksa Adam bu çarkın en zayıf dişlisidir. O zayıf dişliyi de söküp atmak gerek yoksa diğer dişlilere de zarar verecektir.
Bir gün bir siyasetçi şey demişti... Tencere tava, bunlar hep aynı hava. Sanırım buydu. Bu durumu güzel özetleyen bir söz sanırım? Adam ve onun gibi nice acınası, yetersiz adam. Bunlar hep tencere tava, hep aynı hava. Çok yakında sönecek bir hava. İlerleyen günlerde Adam için çok güzel bir sürprizim olacak bu arada, yeri gelmişken onu da duyurayım. Geçen gece yaptıklarından dolayı iyice bir özgüven topladın, iyice bir kendini şişirdin Adam, değil mi? Sana şimdiden söylüyorum koç, kendini biraz kassan iyi edersin çünkü senin için hazırladığım sürpriz senin modunu bayağı bir düşürecek. Bana istemediğim, reddettiğim ismimle hitap ediyorsun ya... Senin için hazırladıklarımdan sonra bana Desmond dahi demeyeceksin. Bay Wolfe... Ağzından çıkacak tek hitap şekli bu olacak. Kendine şimdilik iyi bak Adam, şimdilik...
