Bir basın toplantısındayız. Will Ospreay ve Bea Priestley, basından gelen soruları yanıtlıyorlar.
Will Ospreay: Başlamadan önce, söylemem gereken bir şey var. Artık, nazik olmaktan yoruldum. Ben bu şirketin World Heavyweight Şampiyonuyum. Ben bu şirketin PGW Şampiyonuyum. Ama kemerlerin bana ait olması, şirketteki en popüler isim olmamdan falan değil. Bu bir popülerlik yarışması değil. Eğer öyle olsaydı, çoktan kaybetmiştim. Bu profesyonel güreş. Burada bir şeyi başarmak için, ringe çıkman lazım. Ringde çabalaman lazım. Buraya geldiğimden beri, benim yaptığım da bu. Bu ringe çıkıp, kendimden fedakarlık yapıyorum. Bazen yeterli oluyor, bazen olmuyor. Bunları hiçbir zaman yalanlamadım. Size hiçbir zaman yalan söylemedim. Böyle bir insan değilim. Duygularınızı sömürecek ve bundan dolayı bana sempati duymanızı sağlayacak bir insan da değilim. Ben basit bir insanım. Size karanlıklardan oyunlar yapamam. Bir kartel gibi takılamam. Sürekli seks şakaları yapamam. Yıldızları üfleyemem, spiker masasında konuşamam, steroid övemem, koçluk yapamam, tanrıcılık oynayamam, sanrılarımla sizi boğamam, mezardan size konuşamam. Olmadığım gibi davranamam. Eğer bundan dolayı, insanlar benden nefret edecekse, edebilirsiniz. Beni sevin, sevmeyin, alkışlayın, yuhalayın... Bunların önemi yok. Önemli olan şey; ben bu şirketin iki ana kemerinin de sahibiyim. Buyurun, sorularınızı alayım.
Muhabir 1: Will, peki Goldberg'in, senin kemerini savunacağı maç konusunda ne yorum yapacaksın.
Bea Priestley: Bunu ben yanıtlayayım. O maçın hiçbir değeri yok. Will hiçbir zaman kemeri kaybetmedi. O maçı kazanan kim olursa olsun, hiçbir şey fark etmeyecek. Will, Lockdown'a, şampiyon olarak gidecek. Ama belki de Truth maçı kazanırsa, kemerini ona karşı korur. Bu da bir seçenek. Yani Goldberg kendi ayağına sıktı diyelim. Ama sorun için, dediğim gibi, Will hiçbir zaman kemerini kaybetmedi. Önemli olan da bu. Yakında bizden çalınan kemeri de, geri alacağız.
Will Ospreay: Yeni soruya geçmeden önce, eklemem gereken şeyler var. Geçtiğimiz Payback'te, ringe girdiğimde, bir iş yapmak için girdim. Bu profesyonel güreş işi. Herkese mücadele etme kapısını açtım. Ama Goldberg bunu istemedi. Ona adil bir şans verdim. Beni dinlemedi. Kendi kurallarına uydu. Sözde daha çok çabalamam gerektiğini söyledi. Ama sorun şu ki, bu şirketin en çok çabalayan ismi benim. İlk günden beri çabalayan isim benim. MAYHEM için savaşın ilk kıvılcımını atan benim. Tüm dezavantajlara karşı, bu şirketi taşıyan isim benim. İnsanlar, Aussie Open yanımda diye, aşılamayacak olduğumu söylediler. İnsanlar Bea yanımda olduğu için aşılamayacak olduğumu söylediler. Onların, beni korumak için burada olduğunu söylediler. Ama gerçek şu ki, ben tüm başarılarımı kendim kazandım. World Heavyweight Şampiyonluğunu kendim kazandım. PGW Şampiyonluğunu kendim kazandım. Bu fırsatlar bana altın tepside verilmedi. Goldberg'in anlamadığı da bu. Hak ederek kazanmak. Kemeri ilk başta hak etmeden kazandı. Kemerin hakkı Cody Rhodes'a aitti. Benim kemerler için maça çıkmam gereken isim, Cody Rhodes'du. Ama karşımda olan isim Goldberg'di. Olabilir, bunlara takılacak bir isim değilim. Goldberg'den korkacak bir isim de değilim. Ama Goldberg bunu şahsi bir mesele haline getirmek istiyorsa, getirsin. Bu onun cenazesi. Pardon soru dağıldı, sıradaki neydi?
Muhabir 2: Will, bu fırsat için teşekkürler. Konuşma arasında Aussie Open'dan bahsettin. Mark ve Kyle'ı en son MAYHEM'in son şovunda görmüştük. Peki şu an neredeler?
Bea Priestley: Mark ve Kyle iyiler. Evet son MAYHEM bir felaketti ama onun üzerinden vakit geçti. O gece hepimiz yaralıydık. Davis ve Kyle da, aynı bizim gibi, arkadan bir saldırıyla yere yığıldılar. Survivor Series'de istirahatteydiler. Ama yakında dönecekler, size bunu söyleyebilirim. Sıradaki soruyu alabiliriz.
Muhabir 3: Will, peki Goldberg'in sana söyledikleri ile ilgili ne diyeceksin. Survivor Series'de ona low blow vurdun gerçekten de. Kemeri gerçekten de hak ettin mi?
Bea Priestley: Bu nasıl bir soru. Maç boyunca Goldberg, Will'i kışkırtmaya çalıştı. Survivor Series boyunca bel altı çalıştı. Ama şimdi suç Will'in mi? Yoksa sen sadece yanlı bir bakış açısıyla mı işe bakıyorsun?
Will Ospreay: Evet, Goldberg'e low blow vurdum. Ama dediğim gibi, bu bir iş. Herkese bir açık çek sundum. Goldberg bunu almaya geldiğinde, o konuda hakkını verdim. Bunun nedeni ise, benim gerçekten de bu şirketteki en nazik insan olmamdan dolayıydı. Ama artık nazik olmaktan yoruldum. Eğer Goldberg bir savaş arıyorsa, ona istediğini vereceğim. Bir daha merhamet etmek yok. Bir daha acımak yok. Çizgiyi aştığı çok oldu. Bir sonraki sefer, toplarını koparıp, eline vereceğim.
Bea Priestley: Goldberg içermeyen sorularınız da var mı? Çünkü Goldbeg konusunda yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum. Sizin el kaldırdığınızı görüyorum, buyurun.
Muhabir 4: Fırsat için teşekkürler Bea. Sorum, daha önceki gibi Survivor Series ile ilgili. Herkes ana olayda, sizi de bekledi. Ama gözükmediniz. MAYHEM fanları sizin hakkınızda hain bile diyorlar. Peki bu konuyla ilgili ne diyeceksiniz?
Will Ospreay: Niye MAYHEM adına bütün işi benim yapmam gerekiyor. Bakın, bu bir takım işiydi. Beşe beş bir maçtı. Ve maçtaki isimlerden birini, şovun başında yenmiştim. Daha ne bekliyorsunuz benden? Ben takımıma güvendim. Ama evet, bu bir hataymış. Evet, bu maça da benim girmem gerekiyormuş. Ama ben insanlara güvenmeyi tercih ettim. Onları destekledim. Ama şimdi benim MAYHEM ruhunu yaşatmadığımı söylüyorlar. Arka alanda konuşuyorlar. Fısıltıları çok yüksek, farkında değiller. Siz zayıfsanız, benim yapabileceğim bir şey yok. Eğer benimle ilgili bir sorununuz varsa, gelip yüzüme konuşun. Arka alanda birbirinize fısıldaşmayın. Kavga mı arıyorsunuz? Haydi yapalım. Soyunma odamın kapısı hiçbir zaman kilitli değil. Ama bunun benimle alakası yok. Herkes bir suçlu arıyordu. Gözlerine beni kestirdiler. Çünkü ben mücadelemi verdim. Maçımı kazandım. Bundan dolayı kıskançlık duyan birisi varsa, başarıma bok atmaya çalışacaklar elbette olacak. Siz zayıfsınız diye, ben güçlü olmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu işi ben başlattım. Cornette, MAYHEM'e ilk adım attığında, karşısında ilk ben dikildim. MAYHEM ruhunu ben ateşledim. Team MAYHEM fikrini ben ortaya çıkarttım. Size umudu ben verdim. Yine de bunlara rağmen ben mi suçluyum. Tamamen saçmalık. Her yerde olamam. İki segmette gözükünce, fazla ekran süresi alıyorum diye söylenen insanlar, beni her yerde bekliyor. Ama artık nazik olmaktan yoruldum. Canınız cehenneme. Eğer sorunu olan varsa, kuytu köşede ağlamasın. Yüzüme konuşsun.
Bea Priestley: Evet Will söylenmesi gereken her şeyi söyledi aslında.
Will Ospreay: Bir saniye tatlım. Payback'te görünmemden rahatsız olan olabilir. Payback'in şampiyonu olmam, bazılarının zoruna gidiyor olabilir. Ama ben mücadelemi başarıyla tamamladım. Kimsenin yenilgisine de ortak olacak halim yok. MAYHEM kaybetti, bu beni hain yapacaksa yapsın. Umurumda değil. Umurumda olan tek şey, iki kemerin de şampiyonu olduğum. Sıradaki soruyu alayım.
Muhabir 5: Will, bir diğer rakibin ise Alberto El Patron olarak karşına çıktı ve World Heavyweight Şampiyonluğunu senden aldı. Bu konuyla ilgili ne diyeceksin?
Bea Priestley: Senden aldı denilince, sanki Will'i yenmiş gibi konuşmuş oluyorsun. Alberto da, aynı Goldberg gibi fırsat kovaladı. Aynı Goldberg gibi, sahibi olmadığı bir şeye konmaya çalıştı. Ama sadece kendisinin sonunu kovaladı. Will Lockdown'da hem Goldberg hem de Alberto sorununu halledecek.
Will Ospreay: Bu şirketin başında iki kişi vardı. JBL ve Donald Trump. Hayatımda hiçbir zaman Trump desteklemedim. O kadar geri kafalı değilim. Ama haklı oldukları bir konu var. Bu şirkette Meksikalı sıkıntısı var. Bu şirkette kendi kendine kartelcilik oynayan insanlar sıkıntısı var. Yok uyuşturucu yok Meksika çölleri falan. Herkes kendi fantezi dünyasında yaşıyor. Ama bu gerçekler. Burası sizin uçuk pembe dizilerinizin evi değil. Burada olan şey ring. Bu bir iş. Profesyonel güreş işi. Biz de burada, güreşçiler olarak bulunuyoruz. Eğer kendinizi başka rollerde düşünüyorsanız, buradan ayrılmakta serbestsiniz. Ama ben bu şirketin şampiyonu olduğum sürece, burası gerçek bir iş. Gerçek emeklerle kurulmuş bir yapı. Böyle saçmalıkların, bu işi kirletmesine izin vermeyeceğim. PGW seyircisinin ihtiyacı olan şey, gerçek mücadele. Benim de buraya sunacağım bu. Alberto, benim kemerime ilk ve son kez dokunuyor. Goldberg gibi kendi cenazesini hazırladı. İkisini de o büyük rüyalarından uyandıracağım. Bu, kendi fantezi dünyalarında yaşadıkları son saatleri. Bu şirkette tek bir kural var; Will Ospreay'e saygısızlık yapılmaz. Bunu herkese tekrar göstermenin vakti geldi. Bundan sonra herkes tehlikede. Güreşçiler, arka alanda çalışanlar, PGW yönetimi. İşini kötü yapanlar. Benim dediklerimi dinlemeyenler. Herkes tehlikede. Hepinizle tek tek ilgileneceğim. İsterseniz mezara girin. O mezarı kazıp, sizden, hatalarınızın hesabını soracağım. Nazik olmaktan yoruldum. Bundan itibaren, hak ettiğiniz kişi olacağım.
Ospreay masaya yumruğunu vuruyor ve bir anda bütün salon irkiliyor.
Will Ospreay: Söyleyeceklerimiz bu kadardı. Artık ayrılabilirsiniz.
Basın ayrılırken Ospreay de kendisi hızlıca bir çıkış gerçekleştiriyor. Bea Priestley de arkasından koşup ona yetişiyor. Görüntüler böylece sonlanıyor...
Will Ospreay: Başlamadan önce, söylemem gereken bir şey var. Artık, nazik olmaktan yoruldum. Ben bu şirketin World Heavyweight Şampiyonuyum. Ben bu şirketin PGW Şampiyonuyum. Ama kemerlerin bana ait olması, şirketteki en popüler isim olmamdan falan değil. Bu bir popülerlik yarışması değil. Eğer öyle olsaydı, çoktan kaybetmiştim. Bu profesyonel güreş. Burada bir şeyi başarmak için, ringe çıkman lazım. Ringde çabalaman lazım. Buraya geldiğimden beri, benim yaptığım da bu. Bu ringe çıkıp, kendimden fedakarlık yapıyorum. Bazen yeterli oluyor, bazen olmuyor. Bunları hiçbir zaman yalanlamadım. Size hiçbir zaman yalan söylemedim. Böyle bir insan değilim. Duygularınızı sömürecek ve bundan dolayı bana sempati duymanızı sağlayacak bir insan da değilim. Ben basit bir insanım. Size karanlıklardan oyunlar yapamam. Bir kartel gibi takılamam. Sürekli seks şakaları yapamam. Yıldızları üfleyemem, spiker masasında konuşamam, steroid övemem, koçluk yapamam, tanrıcılık oynayamam, sanrılarımla sizi boğamam, mezardan size konuşamam. Olmadığım gibi davranamam. Eğer bundan dolayı, insanlar benden nefret edecekse, edebilirsiniz. Beni sevin, sevmeyin, alkışlayın, yuhalayın... Bunların önemi yok. Önemli olan şey; ben bu şirketin iki ana kemerinin de sahibiyim. Buyurun, sorularınızı alayım.
Muhabir 1: Will, peki Goldberg'in, senin kemerini savunacağı maç konusunda ne yorum yapacaksın.
Bea Priestley: Bunu ben yanıtlayayım. O maçın hiçbir değeri yok. Will hiçbir zaman kemeri kaybetmedi. O maçı kazanan kim olursa olsun, hiçbir şey fark etmeyecek. Will, Lockdown'a, şampiyon olarak gidecek. Ama belki de Truth maçı kazanırsa, kemerini ona karşı korur. Bu da bir seçenek. Yani Goldberg kendi ayağına sıktı diyelim. Ama sorun için, dediğim gibi, Will hiçbir zaman kemerini kaybetmedi. Önemli olan da bu. Yakında bizden çalınan kemeri de, geri alacağız.
Will Ospreay: Yeni soruya geçmeden önce, eklemem gereken şeyler var. Geçtiğimiz Payback'te, ringe girdiğimde, bir iş yapmak için girdim. Bu profesyonel güreş işi. Herkese mücadele etme kapısını açtım. Ama Goldberg bunu istemedi. Ona adil bir şans verdim. Beni dinlemedi. Kendi kurallarına uydu. Sözde daha çok çabalamam gerektiğini söyledi. Ama sorun şu ki, bu şirketin en çok çabalayan ismi benim. İlk günden beri çabalayan isim benim. MAYHEM için savaşın ilk kıvılcımını atan benim. Tüm dezavantajlara karşı, bu şirketi taşıyan isim benim. İnsanlar, Aussie Open yanımda diye, aşılamayacak olduğumu söylediler. İnsanlar Bea yanımda olduğu için aşılamayacak olduğumu söylediler. Onların, beni korumak için burada olduğunu söylediler. Ama gerçek şu ki, ben tüm başarılarımı kendim kazandım. World Heavyweight Şampiyonluğunu kendim kazandım. PGW Şampiyonluğunu kendim kazandım. Bu fırsatlar bana altın tepside verilmedi. Goldberg'in anlamadığı da bu. Hak ederek kazanmak. Kemeri ilk başta hak etmeden kazandı. Kemerin hakkı Cody Rhodes'a aitti. Benim kemerler için maça çıkmam gereken isim, Cody Rhodes'du. Ama karşımda olan isim Goldberg'di. Olabilir, bunlara takılacak bir isim değilim. Goldberg'den korkacak bir isim de değilim. Ama Goldberg bunu şahsi bir mesele haline getirmek istiyorsa, getirsin. Bu onun cenazesi. Pardon soru dağıldı, sıradaki neydi?
Muhabir 2: Will, bu fırsat için teşekkürler. Konuşma arasında Aussie Open'dan bahsettin. Mark ve Kyle'ı en son MAYHEM'in son şovunda görmüştük. Peki şu an neredeler?
Bea Priestley: Mark ve Kyle iyiler. Evet son MAYHEM bir felaketti ama onun üzerinden vakit geçti. O gece hepimiz yaralıydık. Davis ve Kyle da, aynı bizim gibi, arkadan bir saldırıyla yere yığıldılar. Survivor Series'de istirahatteydiler. Ama yakında dönecekler, size bunu söyleyebilirim. Sıradaki soruyu alabiliriz.
Muhabir 3: Will, peki Goldberg'in sana söyledikleri ile ilgili ne diyeceksin. Survivor Series'de ona low blow vurdun gerçekten de. Kemeri gerçekten de hak ettin mi?
Bea Priestley: Bu nasıl bir soru. Maç boyunca Goldberg, Will'i kışkırtmaya çalıştı. Survivor Series boyunca bel altı çalıştı. Ama şimdi suç Will'in mi? Yoksa sen sadece yanlı bir bakış açısıyla mı işe bakıyorsun?
Will Ospreay: Evet, Goldberg'e low blow vurdum. Ama dediğim gibi, bu bir iş. Herkese bir açık çek sundum. Goldberg bunu almaya geldiğinde, o konuda hakkını verdim. Bunun nedeni ise, benim gerçekten de bu şirketteki en nazik insan olmamdan dolayıydı. Ama artık nazik olmaktan yoruldum. Eğer Goldberg bir savaş arıyorsa, ona istediğini vereceğim. Bir daha merhamet etmek yok. Bir daha acımak yok. Çizgiyi aştığı çok oldu. Bir sonraki sefer, toplarını koparıp, eline vereceğim.
Bea Priestley: Goldberg içermeyen sorularınız da var mı? Çünkü Goldbeg konusunda yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum. Sizin el kaldırdığınızı görüyorum, buyurun.
Muhabir 4: Fırsat için teşekkürler Bea. Sorum, daha önceki gibi Survivor Series ile ilgili. Herkes ana olayda, sizi de bekledi. Ama gözükmediniz. MAYHEM fanları sizin hakkınızda hain bile diyorlar. Peki bu konuyla ilgili ne diyeceksiniz?
Will Ospreay: Niye MAYHEM adına bütün işi benim yapmam gerekiyor. Bakın, bu bir takım işiydi. Beşe beş bir maçtı. Ve maçtaki isimlerden birini, şovun başında yenmiştim. Daha ne bekliyorsunuz benden? Ben takımıma güvendim. Ama evet, bu bir hataymış. Evet, bu maça da benim girmem gerekiyormuş. Ama ben insanlara güvenmeyi tercih ettim. Onları destekledim. Ama şimdi benim MAYHEM ruhunu yaşatmadığımı söylüyorlar. Arka alanda konuşuyorlar. Fısıltıları çok yüksek, farkında değiller. Siz zayıfsanız, benim yapabileceğim bir şey yok. Eğer benimle ilgili bir sorununuz varsa, gelip yüzüme konuşun. Arka alanda birbirinize fısıldaşmayın. Kavga mı arıyorsunuz? Haydi yapalım. Soyunma odamın kapısı hiçbir zaman kilitli değil. Ama bunun benimle alakası yok. Herkes bir suçlu arıyordu. Gözlerine beni kestirdiler. Çünkü ben mücadelemi verdim. Maçımı kazandım. Bundan dolayı kıskançlık duyan birisi varsa, başarıma bok atmaya çalışacaklar elbette olacak. Siz zayıfsınız diye, ben güçlü olmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu işi ben başlattım. Cornette, MAYHEM'e ilk adım attığında, karşısında ilk ben dikildim. MAYHEM ruhunu ben ateşledim. Team MAYHEM fikrini ben ortaya çıkarttım. Size umudu ben verdim. Yine de bunlara rağmen ben mi suçluyum. Tamamen saçmalık. Her yerde olamam. İki segmette gözükünce, fazla ekran süresi alıyorum diye söylenen insanlar, beni her yerde bekliyor. Ama artık nazik olmaktan yoruldum. Canınız cehenneme. Eğer sorunu olan varsa, kuytu köşede ağlamasın. Yüzüme konuşsun.
Bea Priestley: Evet Will söylenmesi gereken her şeyi söyledi aslında.
Will Ospreay: Bir saniye tatlım. Payback'te görünmemden rahatsız olan olabilir. Payback'in şampiyonu olmam, bazılarının zoruna gidiyor olabilir. Ama ben mücadelemi başarıyla tamamladım. Kimsenin yenilgisine de ortak olacak halim yok. MAYHEM kaybetti, bu beni hain yapacaksa yapsın. Umurumda değil. Umurumda olan tek şey, iki kemerin de şampiyonu olduğum. Sıradaki soruyu alayım.
Muhabir 5: Will, bir diğer rakibin ise Alberto El Patron olarak karşına çıktı ve World Heavyweight Şampiyonluğunu senden aldı. Bu konuyla ilgili ne diyeceksin?
Bea Priestley: Senden aldı denilince, sanki Will'i yenmiş gibi konuşmuş oluyorsun. Alberto da, aynı Goldberg gibi fırsat kovaladı. Aynı Goldberg gibi, sahibi olmadığı bir şeye konmaya çalıştı. Ama sadece kendisinin sonunu kovaladı. Will Lockdown'da hem Goldberg hem de Alberto sorununu halledecek.
Will Ospreay: Bu şirketin başında iki kişi vardı. JBL ve Donald Trump. Hayatımda hiçbir zaman Trump desteklemedim. O kadar geri kafalı değilim. Ama haklı oldukları bir konu var. Bu şirkette Meksikalı sıkıntısı var. Bu şirkette kendi kendine kartelcilik oynayan insanlar sıkıntısı var. Yok uyuşturucu yok Meksika çölleri falan. Herkes kendi fantezi dünyasında yaşıyor. Ama bu gerçekler. Burası sizin uçuk pembe dizilerinizin evi değil. Burada olan şey ring. Bu bir iş. Profesyonel güreş işi. Biz de burada, güreşçiler olarak bulunuyoruz. Eğer kendinizi başka rollerde düşünüyorsanız, buradan ayrılmakta serbestsiniz. Ama ben bu şirketin şampiyonu olduğum sürece, burası gerçek bir iş. Gerçek emeklerle kurulmuş bir yapı. Böyle saçmalıkların, bu işi kirletmesine izin vermeyeceğim. PGW seyircisinin ihtiyacı olan şey, gerçek mücadele. Benim de buraya sunacağım bu. Alberto, benim kemerime ilk ve son kez dokunuyor. Goldberg gibi kendi cenazesini hazırladı. İkisini de o büyük rüyalarından uyandıracağım. Bu, kendi fantezi dünyalarında yaşadıkları son saatleri. Bu şirkette tek bir kural var; Will Ospreay'e saygısızlık yapılmaz. Bunu herkese tekrar göstermenin vakti geldi. Bundan sonra herkes tehlikede. Güreşçiler, arka alanda çalışanlar, PGW yönetimi. İşini kötü yapanlar. Benim dediklerimi dinlemeyenler. Herkes tehlikede. Hepinizle tek tek ilgileneceğim. İsterseniz mezara girin. O mezarı kazıp, sizden, hatalarınızın hesabını soracağım. Nazik olmaktan yoruldum. Bundan itibaren, hak ettiğiniz kişi olacağım.
Ospreay masaya yumruğunu vuruyor ve bir anda bütün salon irkiliyor.
Will Ospreay: Söyleyeceklerimiz bu kadardı. Artık ayrılabilirsiniz.
Basın ayrılırken Ospreay de kendisi hızlıca bir çıkış gerçekleştiriyor. Bea Priestley de arkasından koşup ona yetişiyor. Görüntüler böylece sonlanıyor...
